Avrupa ülkelerinin coğrafi konumu daha fazla su kaynağına sahip olacak şekilde tasarlanmıştır. Sadece ülkeler değil, içinden veya yanından bir nehir akmayan şehir dahi yok. Çevre ve doğası sonbahar, kış ve ilkbaharda sürekli yağışlı olan bu coğrafyada yazları kısa ve yine yağışlıdır. Fakat bununla birlikte, bir yanda hükümetler, diğer yanda halkları, atalarından miras aldıkları anlaşılan, su tasarrufuna güçlü bir bağlılık gösteriyorlar.
Kültürleri ve bilinçleri sadece suyu israf etmemek veya artık suları çeşitli şekillerde filtreleyip tekrar geri dönüşüm ile kullanmaları değil, burada en dikkat çekici olan suyu depolamalarıdır. Evleri ve şehirleri, yeraltı rezervlerini doldurmak için yağmur suyundan en iyi şekilde yararlanmak üzere tasarlanmıştır. Şehirlerde, evlerden çok parklar ve yeşillikler için alan bırakılmıştır. Bulundukları il, ilçe ve köylerde belediyelerinin konut yapımında özel şartları ve yönergeleri vardır. Toprakların ne kadarını konut olarak kullanma hakkı olduğunu ve ne kadarının yeşillendirilmesi gerektiğini onlar belirler. Yeşil alanın faydaları sadece ortamın güzelliği ve temizliği için değil, aynı zamanda yağmur sularını yer altına taşımanın bir yolu olarak da görülüyor.
Yılın dört mevsimi boyunca yağmur suyu hiçbir evde israf edilmiyor, depolamak için bir boru hattı ile sistemli bir şekilde su şebekesine bağlanacak şekilde tasarlanıyor. Hiç bir şekilde yağmur suları lağım sularına karıştırılmıyor. Sokak ve caddelerin suyu bile aynı şekilde. Çok az beton kaldırım görürsünüz. Caddelerin ve kaldırımların çoğu yağmur suyunu emen taşlarla döşenmiş.
Ancak genel olarak Doğu ülkeleri ve özel olarak bizim Kürdistanımız birçok yönden Avrupa ülkelerinin tersidir. Az sayıda nehri olan ülkemizde ne hükümet ne de halkımızın suyu nasıl koruyacağına dair dair bir taahhüt veya kültürü yok. Sadece mevcut suyu israf etmekle kalmıyoruz, aynı zamanda yer altı rezervlerini de boşaltıyoruz. Bölgemiz çölleşmeye doğru giderken, Kürdistan'da hala su sıkıntısından korunmaya yetecek kadar yağış var iken planlarımız o seviyede değil.
Bu günlerde bir arkadaşımla Kürdistan'daki yağış miktarından bahsediyorduk, “İnanır mısın yağmur yağdı ama kuyumuz yazın nasılsa aynı” dedi. Ona bunu nerden bildiğini sordum. "Yazın 10 dakika su çıkardığımızda kuyu kururdu ve tekrar çıkarmak için 10 dakika beklememiz gerekirdi. Şimdi hala aynı" dedi. Evlerinin yakınında park veya boş bir arazi var mı diye sordum. Bana evlerinin çevresinin bir kilometre kadar evlerle dolu olduğunu, cadde ve sokakların asfalt ve çimento olduğunu söyledi; gülerek kendisine; “Peki bu halde su nereden toprağın altına girecek ki kuyunuz dolsun” dedim.
Kürdistan Bölgesi’ndeki şehirlerin ve hatta evlerin tasarımı, yağmur suyunun yer altına taşınmasına yardımcı olmuyor. Gökyüzünden baktığınızda bazı şehirleri yerde bir çimento parçası gibi görürsünüz. Evlerin ya da sokakların üzerine yağan yağmurların bir şekilde yer altına inebileceği bir yol yok. Kanalizasyon sularına karışıp şehir dışına tahliye ediliyor, Irak’ın orta kesimlerine akan nehir veya ırmaklara dökülüyor. Temiz ve kullanışlı olan yağmur suyunun kanalizasyon ve atık sulara karıştırılması çok yanlış bir stratejidir. Ancak şu an Kürdistan şehirlerindeki kanalizasyon şebekesi yağmur suyu ve atık suları birbirine katacak şekilde tasarlanmış.
Elbette Kürdistan şehirlerinin temelleri atılırken ne doğa susuzluktan korkulmasını sağlayacak şekildeydi, ne de gelecekte çevre, doğa ve içme suyunun tehdit olacağına dair ileri görüşlü bir düşünce vardı. Bu nedenle bizden öncekiler neden çözüm aramadılar veya evleri ve şehirleri neden bu sorunların bazılarına çözüm bulacak şekilde tasarladılar diye suçlayamayız. Ancak, dünyanın da su kıtlığı ile karşı karşıya olduğu unutulmamalıyız.
Kuraklık tehdidi, küresel ısınma ve artan çölleşme, gelecek nesillerin geleceği için gerçek tehditlerdir. Bölgemiz, su depolama planlarının acilen uygulanmaması durumunda risk altında olacak başlıca coğrafyalardan biridir. Su tutulması (veya depolanması), irili ufaklı barajlar yapılarak yer altı rezervlerinin doldurulması, arazilerin sürülmesinin yanı sıra şehirlerde boşa giden yağışlara da bir çözüm bulunması gerekiyor. Yatırım şirketleri tarafından inşa edilen yeni mahalleler veya model yerleşkeler ve köyler, mahallelerin ve evlerin tasarımında yağmur suyunun yer altına pompalanmasına izin veren özellikleri dikkate alabilir.
Yağmur sularının hiçbir şekilde kanalizasyona karıştırılmasına izin verilmemelidir. Kürdistan Bölgesi, toplu konut tasarlamak ve yeni mahalleler oluşturmak için Batılı ülkelerin su tasarrufunu sağlayan deneyim ve tasarımından yararlanmalıdır. Ayrıca günlük ihtiyaçlar ve yer altı rezervlerini doldurmak için de yağmur sularının depolanmasından yararlanmalıdır.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın