Beşar Esad'ın kuzeni Ribal Esad: Federalizm, Suriye için en iyi çözüm

01-01-2025
Etiketler Ribal Esad Beşar Esad Suriye
A+ A-

Esad ailesi, Suriye'yi 53 yıl boyunca yönetti. Bu dönemin son lideri Beşar Esad, 8 Aralık 2024 tarihinde iktidarını sonlandırdı.

Esad ailesinin tanınan isimlerinden Ribal Esad, eski Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın kuzeni ve Refaat Esad’ın oğlu.

Aynı zamanda "Suriye’de Demokrasi ve Özgürlük Örgütü “nün başkanı olan Ribal Esad, İspanya’dan Rûdaw’dan Dilbixwin Dara'ya konuk oldu.   

Arap Bahar’ından önce Beşar Esad’ın uyarıldığını aktaran Ribal Esad, “Eğer rejim hızlı bir şekilde geçek temsilcilik, tüm tarafların katılımını barındıran bir demokrasiye geçmese çekeceği” konusunda uyarıldı.

Konuşmasında Esad ailesinden birçok ferdin Rusya’ya gittiğini anlatan Ribal Esad, "Her zaman şunu söyledim, Esad ailesinin tamamı yönetimde değildi. Sadece Beşar ve kardeşi Mahir, gerçek gücü elinde tutuyordu. Ayrıca Ammar adında bir parlamento üyesi vardı. Bunun dışında ailenin diğer üyelerinin çoğu hiçbir şekilde yönetimde yer almadı" ifadelerini kullandı.

Mahir Esad’ın durumu hakkında ise Ribal Esad, "Onun nerede olduğuna dair kesin bir bilgiye sahip değilim. Ancak Mahir bir gün önce ülkeyi terk etti, gördüğünüz gibi 4. Tümen hiçbir şekilde savaşmadı. Yani tüm yüksek rütbeli subayların çoğu kayboldu.  Büyük ihtimalle bu, Rusya tarafından organize bir şekilde yürütülen bir geri çekilme planıydı. Bugün, yüksek rütbeli subayların ve tümen komutanlarının çoğunun Rusya’da, ama Mahir’in onlarla gidip gitmediğini veya hangi ülkeye gittiğini bilmiyorum. Ama bir gün önce her yeri terk ettiklerini ve geri çekildiklerini biliyorum” dedi.       

Suriye'nin geleceğine dair çözüm önerilerini de paylaşan Ribal Esad, federal bir sistemin en iyi seçenek olduğunu söyledi.

 Rûdaw: Sayın Ribal Esad, Beşar Esad’ın Rusya’ya gitmesinden sonra onunla bir iletişiminiz oldu mu?

Ribal Esad: Hayır, zaten bu olay gerçekleşmeden önce de onunla bir bağlantım yoktu. Beşar’ı hayatım boyunca yalnızca bir kez, 1994 yılında gördüm. O dönemde bir sorun yaşandı, aramızda bir gerilim oluştu. Bir veya iki ay sonra ABD’ye eğitim için gitmek üzere yola çıkıyordum. Ancak Şam Uluslararası Havalimanı’nda bana yönelik bir suikast girişimi oldu. Daha sonra Cumhuriyet Muhafızları beni üç saat gözaltında tutular.  Allah’a şükür, babam o sırada benimle birlikte havalimanındaydı. Ardından Allah rahmet eylesin, Cumhurbaşkanı olan amcam devreye girdi. Yirmi dakika sonra havalimanından çıkmama izin verildi ve Suriye’den ayrılabildim. Beşar’ı gördüğüm son an da bu oldu.     

Rûdaw: Peki, Suriye’de Kürtlerin geleceğini nasıl görüyorsunuz?      

Ribal Esad: Ben her zaman Suriye'nin birleşik kalması gerektiğini savundum ve daha önce de söylediğim gibi, coğrafi bir federal sistemin olması gerektiğine inanıyorum. Çünkü federalizm, özellikle savaştan sonra, herkesin korunmasını sağlayacak ve bir arada yaşamamızı mümkün kılacak tek yol. Kürt kardeşlerimizin rejimden büyük acılar çektiğini biliyoruz. Ayrıca Kürt kardeşlerimizin IŞİD ve diğer terör örgütlerine karşı savaşırken kurban verdiklerini de biliyoruz.

Bugün Kürt kardeşlerimiz Türkler gözünde bir tehlike kaynağı, çünkü korkuyorlar. Türkiye, Amerika'nın Kürt kardeşlerimize verdiği destekten rahatsız ve bu durumun gelecekte yeni bir Ortadoğu şekillenmesinde etkili olabileceğinden endişe ediyorlar.      

Bu şekillenme, 1991 yılındaki Birinci Irak Savaşı’ndan itibaren oluşmaya başladı ve Ortadoğu’nun yapısında ciddi değişiklikler getiriyor.

“Türkiye, Büyük Kürdistan’dan korkuyor”   

Türkiye, Büyük Kürdistan’dan korkuyor, çünkü bu proje, topraklarının en büyük kısmını kapsayabilir ve Kürt kardeşlerimizin Türkiye’de 20 milyondan fazla bir nüfusu var.

Bu konuda ikinci endişe eden devlet ise İran. Bu iki ülke, Kürt kardeşlerimize baskı yapmak ve Amerikalıları Suriye’den çıkarmak için işbirliği yapıyor.    

Rûdaw: Sayın Ribal Esad, herkes Mahir Esad'ın nerede olduğunu bilmek istiyor, bir yandan amcaoğlu, diğer yandan Beşar Esad'ın kardeşi. Onun nerede olduğuna dair herhangi bir bilginiz var mı?

Ribal Esad: Onun nerede olduğuna dair kesin bir bilgiye sahip değilim. Ancak Mahir bir gün önce ülkeyi terk etti, gördüğünüz gibi 4. Tümen hiçbir şekilde savaşmadı. Yani tüm yüksek rütbeli subayların çoğu kayboldu.  Büyük ihtimalle bu, Rusya tarafından organize bir şekilde yürütülen bir geri çekilme planıydı. Bugün, yüksek rütbeli subayların ve tümen komutanlarının çoğunun Rusya’da, ama Mahir’in onlarla gidip gitmediğini veya hangi ülkeye gittiğini bilmiyorum. Ama bir gün önce her yeri terk ettiklerini ve geri çekildiklerini biliyorum.     

Rûdaw: Bir soru daha. Ribal Esad, Büyük Kürdistan’dan bahsettiniz. Sizce Büyük Kürdistan’ın bir parçası Suriye’de olabilir mi? Örneğin bizim "Rojava" dediğimiz bölgede?

Ribal Esad: Daha önceki söyleşilerimde de bu konuda konuştum. Defalarca bana bu soru soruldu. Tüm bölge ülkeleri bu projeye karşı çalışıyor ve Kürt kardeşlerimize karşı tüm güçleriyle savaşıyor. Düşünebiliyor musunuz? Herkes Kürt kardeşlerimize karşı birleşmiş durumda. Bu nedenle bir kez daha söylüyorum: Kürt kardeşlerimiz Suriye’de büyük bir bilinçle, sadece "Kürt bölgesi" olarak adlandırılacak bir bölgeye sahip olmayı reddettiler ve sürekli olarak federal bir sistem talep ettiler. Federalizm, söylediğim gibi, sadece Kürtlerin olduğu bölgeler için değil, tüm Suriye için en iyi çözümdür. Bu, bölünme anlamına gelmez.        

Beşar Esad geçmişte federalizmin bölünme anlamına geldiğini söylüyordu, bugün yeni gelenlerde aynı şeyi söylüyor. Buda onların ne kadar gerici olduğunu ve federalizm üzerine hiçbir şey bilmedikleri gösteriyor. Dünya üzerindeki pek çok ülkeye bakabilirsiniz; en zengin ülkelerden İsviçre, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve diğerleri federal sistemlere sahip. Bu, bölünme demek değildir, aksine, bu ülkelerin eşitlik ve hukuk çatısı altında birleşmelerini sağlar Federal bir sistemle tüm Suriyeliler, Çerkes kardeşlerimiz, Ermeniler, Türkmen Suriyeliler, Aleviler, Şiiler, Sünniler, Dürziler, İsmaililer, Museviler, Hristiyanlar ve Müslümanlar, herkes eşit vatandaş olabilir.     

Suriye, bu mozaik yapısıyla güçlü bir ülke olabilir. Bu çeşitlilik bir zayıflık değil, bir güç kaynağıdır. Ama eğer her grup yalnızca kendi çıkarını düşünürse, bugün gördüğünüz gibi, "Emeviler geri geldi" ve "zafer" gibi sloganlarla hiçbir yere varamayız. 

Biz Suriye olarak son 14 yılda çok geriledik; hatta 100 yıl geriye gittik. Artık daha fazla geriye dönemeyiz, çünkü dünya ileriye gidiyor. Körfez ülkelerine bakın, örneğin Birleşik Arap Emirlikleri’ne; nasıl dünyanın en gözde ülkelerinden biri haline geldi? Ben dünyanın her yerine gidiyorum, Amerika’dan Çin’e ve diğer yerlere kadar, herkesin Emirliklere gittiğini görüyorum.

Suudi Arabistan’a bakın; Muhammed bin Selman’ın nasıl çaba gösterdiğini ve ülkeyi geleceğe taşımak için neler yaptığını görün. Büyük bir başarı elde etti ve radikal İslamcılığın sonunu getirdi. Çok kısa bir sürede ülkeyi bugünkü konumuna taşıdı. Bugün dünyanın her yerinden insanlar, Avrupa, Amerika, Çin, her yerde,  Suudi Arabistan’a gidiyor, orada çalışıyor ve projeler yürütüyor.  

Hatta Irak’a bile bakalım; Kürtlerin yaşadığı bölgeye, yani Irak Kürdistan Bölgesi’ne. Maşallah, orada büyük bir kalkınma, gelişme ve huzur var. İnsanlar rahatça yaşıyor. Oysa biz Suriye’de, bir zamanlar insanların ülkemizin güzelliğini, birliğini ve barışını görmek için geldiği bir yerdi.

Lübnan’a bakın; eskiden öyleydi ama bugün yoksul ve harap bir ülke haline geldi. Biz de çok büyük fırsatları kaçırdık. Bu durumun farkında olmalıyız. Eski diktatörlük rejiminden kurtulduğumuza inanamıyoruz. Şam’ın sokaklarında, Hamas ve Taliban’ın Afganistan’daki askeri geçit törenlerine benzer manzaraları görüyoruz.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli