Baden-Württemberg Eyaleti Adalet ve Göç Bakanı Siegfried Lorek Rûdaw'dan Ala Şali'ye konuştu
Baden-Württemberg Eyaleti Adalet ve Göç Bakanı Siegfried Lorek, göçmen sorununun kendileri için "gerçekten büyük bir kriz" olduğunu ve durumun kontrollerinin dışında geliştiğini söyledi
Baden-Württemberg’e 2022'de yaklaşık 176 bin göçmenin yerleştiğini belirten Alman Bakan, “Durum gerçekten bizim kontrolümüzün ötesinde” dedi.
Bölgeye günde ortalama 300 göçmenin geldiğini belirten Lorek, “Geçtiğimiz ay Baden-Württemberg’a göçmen olarak gelenlerin yüzde 40'ı Türklerden oluşuyor” bilgisini paylaştı.
İltica başvuruları kabul edilen Iraklıların oranının yüzde 20 ila 25 arasında değiştiğini belirten Lorek, ülkedeki Iraklı mültecilerin yüzde 75 ila 80’nin geri dönmesi gerektiğini söyledi.
Geçen yıl Almanya genelindeki 471 Iraklının geri gönderildiğini belriten Lorek, “Çoğu geldikleri üçüncü ülkelere gönderildiler. Bunlardan yalnızca 77'si doğrudan Irak'a geri gönderildi” diye konuştu.
Rûdaw TV’den Ala Şali’ye konuşan Bakan Siegfried Lorek ile röportajın tam metni şöyle:
Rûdaw: Sayın Lorek öncellikle bu röportaj için çok teşekkür ederim. İlk sorum şu; Alman partiler arasında göçmenler konusunda yaşanan bölünme ve sorunların ana nedeni nedir?
Siegfried Lorek: Evet, şu anda mevcut duruma ve taraflar arasındaki meseleye, aynı zamanda federal hükümetin açıklamalarına baktığımızda, şunu soruyorum acaba sorunun gerçekte nerede olduğuyla ilgili bir idrak var mı? Almanya ve Baden-Württemberg'de evet bizim göç sorunumuz var. Bu çok ciddi bir kriz ve büyük bir engeldir.
Baden-Württemberg bölgesi ülkenin güneyinde yer alıyor ve 11 milyonluk nüfusa sahip. Almanya'ya gelenlerin yüzde 13'ünden biz sorumluyuz. Geçen yılın rakamlarına bakarsak 2022'de Baden-Württemberg'de yaklaşık 176 bin kişi aldık. 176 bin kişiye kalacak yer temin ettik ve gereken bütün ihtiyaçlarını sağladık. Geçen yıl bu gerçekten ciddi bir krize neden oldu ve tabii ki geçen yıl çok sayıda Ukraynalı mülteci de Almanya’ya geldi. Bu yıl da göçmen akını devam ediyor. Durum gerçekten bizim kontrolümüzün ötesinde, dolayısıyla bu insanları gerektiği gibi ağırlayamıyoruz.
Rûdaw: Şunu anlamak istiyorum mevcut sorunlar bu kadar büyük mu ki çözümü konusunda mutabakata varamıyorsunuz?
Siegfried Lorek: Bana göre Göç konusunda partiler ve hükümet yetkilileri arasında farklı görüşler var. Mesela geçen Kasım ayında içişleri bakanı göç sorunumuzun olmadığını söylemişti. Özellikle şu anda Hessen eyaletinde seçim kampanyaları yürütülüyor orada sanki göç sorunu yokmuş gibi davranıyorlar. Orada yapılacak seçim için bir (göç) mesele haline gelmedi. Bu gerçekten çok zor. Bazı eyalet yetkilileri ile konuştuğumuzda birçok sorunumuzun olduğunu söylüyorlar ama anlamıyorum hükümet neden bu konuyla yüzleşmek istemiyor.
Rûdaw: O zaman soruyu şu şekilde sorayım, federal hükümet ile eyaletiniz Baden-Württemberg olarak bu krizi nasıl ve ne zamana çözmeyi düşünüyorsunuz?
Siegfried Lorek: Bu sorunu ancak Avrupa düzeyinde uzun vadede çözebiliriz. Birçok insan Avrupa'ya geldiğinde en nihayetinde Almanya'ya gelmek istiyor. Bu artık bir kriz ve Almanya bunun Avrupa düzeyinde çözülmesini istiyor. Ama aynı zamanda bunu Almanya düzeyinde de çözmeliyiz. Bu konu gerçekten büyük bir siyasi tartışmayı gerektiriyor ki bu konuda nasıl bir adım atacağımıza karar verelim.
Bana göre, sorunlara karşı bakış açımızı değiştirmemizi gerekiyor. Şimdi Federal Başkan Frank Walter Steinmeier'in konuştuğunu görüyorum. Eski Başkan Gaug da aynı konu hakkında konuşmuştu. Biz artık bu şekilde devam edemeyiz. Göçmenlerin geliş sayısında öyle bir artış gözlemleniyor ki yalnızca Pazartesi günü Baden-Württemberg eyaletine 510 göçmen geldi. Sadece bir günde! Bu çok büyük bir kriz. Her gün Baden-Württemberg eyaletine 300'den fazla kişi geliyor. Gerçekten böyle devam edemeyiz.
Rûdaw: Çoğu belediyeler aynı şeyi söylüyorlar. Sorunun Avrupa düzeyinde çözülmesi gerektiğini söylüyorsunuz. Avrupa düzeyinde derken tam olarak neyi kast ediyorsunuz?
Siegfried Lorek: Bunlar ele almamız gereken çok farklı hususlar. İlk konu GEAS (Ortak Avrupa İltica Sistemi). AB'nin dış sınırlarını düzenli tutmamız gerekiyor. Kolayca Avrupa'ya ve Avrupa içinde seyahat etmelerine izin verilmemeli, ancak Almanya'da sosyal yardım yasasını, sosyal sistem yasasını değiştirmeyi de düşünmeliyiz. Almanya'da sosyal yardım yasaları çok çok yüksek düzeyde, böyle devam edemeyiz. Şu an parlamentoda, benim de üyesi olduğum Hıristiyan Demokratlar fraksiyonumuz var ve Ukraynalılara yapılan mali yardımın da azaltılması çağrısında bulunuyorlar. Ülkeyi terk etmek zorunda kalanlar, yani geri gönderilecek kişilere de yardım yapılıyor. Bu yardımların ürün bazlı bir yardıma dönüştürülmesini istiyoruz. Yani doğrudan para ödemesi yapılmamasını istiyoruz. Onlara yalnızca eşya, yiyecek ve temel ihtiyaçların sağlanmasını istiyoruz. Bunlar dışında başka hiçbir şey verilmeyecek. Geri gönderilenlerle birlikte birçok şeyin değiştirilmesi gerekiyor. Bir kişinin Almanya'da ikamet etme hakkı yoksa ülkeyi terk etmesi gerekiyor. Bu kararın uygulanması gerekiyor.
Rûdaw: Ancak bu proje şu ana kadar uygulanmadı?
Siegfried Lorek: Burada bir sorunumuz var. Irak’ı örnek vermek istiyorum. Örneğin göç alan ülkeler ile hiçbir koordinasyonu yoktur.
Rûdaw: Bu konuya daha sonra döneceğim ama Almanya'daki protesto gösterileriyle nasıl başa çıktığınızı öğrenmek istiyorum. Pek çok kişi göçmenlerin gelişinden memnun değil, bu konuda çözüm talep ediyorlar. Bir sınırın çizilmesini istiyorlar. Bazıları da Almanya'nın belirli bir sayı göçmen kabul etmesini talep ediyor. Bunun çözüm olacağını düşünüyor musunuz?
Siegfried Lorek: Bana göre biz ancak insanların tepkilerini dile getirmedikleri zaman emin olabiliriz. Tepkileri yerinde ve meşru, göçmen sayısının ciddi oranda azaltılması gerekiyor. Bu, federal hükümete ve Avrupa'ya yönelik bir taleptir. Baden-Württemberg eyaleti olarak göçmen girişlerinin azaltılmasına etki edemeyiz. Yüzde 13 göçmen kabulünü taahhüt etmeliyiz. Yani göçmen akışının ciddi şekilde kısıtlanması gerekiyor. Federal hükümetin bu konuda gerekli önlemleri alması gerekiyor. En kısa zamanda hayata geçmesini umduğum tedbirlerden biri de Gürcistan ve Moldova'yı güvenli ülkeler olarak tanıyan bir kararın çıkmasıdır. Bu neden önemli? Böylece öncellikle bu ülkelerden gelen göçmenleri ülkelerine daha hızlı bir süreçte geri gönderebiliriz. Gürcülere zulme uğradıkları iddiasıyla sığınma hakkı veriliyor, ancak bu oran yüzde 1'den daha az. Bu bize, Gürcistan'daki insanların zulüm riski altında olmadığını gösteriyor. Ya da hastalık nedeniyle sığınma hakkı alıyorlar. Daha sonra çalışmak için geri gelenleri memnuniyetle karşılayacağız, ancak bu sefer vizeyle geleceklerse sığınmacı olarak değil. Bunlar federal hükümetin mümkün olan en kısa sürede uygulamaya koyması gereken noktalardır.
Rûdaw: Ancak Göçmenlerin çoğu Gürcistan ve Moldovyalı değil ki?
Siegfried Lorek: Evet ama Gürcistanlı göçmenlerin sayısı yüzde 5 ki bu da az bir oran değil. Böyle bir adımın atılması durumunda üzerinizdeki baskıyı azaltmış oluyorsunuz. Bu durumda gerçek anlamda sığınmaya ihtiyacı olanlarla daha fazla ilgilenme fırsatınız oluyor. Ukrayna’dan çok sayıda mülteci gelemeye devam ediyor. Geçtiğimiz ay Baden-Württemberg’a göçmen olarak gelenlerin yüzde 40 Türklerden oluşuyor.
Rûdaw: Peki Almanya bir yılda en fazla kaç göçmen alabilir, sizin bu konuda bir tahmininiz var mı?
Siegfried Lorek: Göçmen alma kapasitemizi aşmış durumdayız.
Rûdaw: 200 bin kişi mi?
Siegfried Lorek: Evet, ama bunu rakamlarla belirtmemiz biraz zor. Biz bu rakamı kontrol edebileceğimiz bir hacim olduğunu düşünüyoruz. Geçen yıl yalnızca Baden-Württemberg'de 176 bin göçmen aldık. Yani eğer 200 bin tüm Almanya içinse, 26 bini Baden-Württemberg eyaletinin payına düşecektir. Bu rakamla bu konunun üstesinden gelebileceğimizi düşünüyorum. Ama bu yıl Baden-Württemberg için bu 26 bin rakamını eylül ayı sonuna kadar aşacağımızı düşünüyorum. Geçen yıl en fazla göçmeni Kasım ayında aldık. Çünkü yaz aylarında yola çıkan göçmenler sonbahar veya kış aylarının başında bize ulaşıyorlar. Yani sayıların artmasını öngörüyoruz. Lampedusa'nın resimleri bilançoyu net bir şekilde bunu gösteriyor.
Rudaw: Tunus anlaşmasının mevcut durumda ne kadar önemli, örneğin eğer göçmenler için kota belirlenecekse bu sınır 200 bin olacağını varsayalım peki gerçekten yardıma ihtiyacı olan bir göçmen geldiğinde ve bu rakamı aşacağı görüldüğünde, onu sınır dışı mı edeceksiniz?
Siegfried Lorek: Bu sayı ile kota koymanın sorunudur. Herkes bunu söylüyor ama bence yüzde oranı olarak buna bağlı kalabiliriz. Bana göre iade anlaşmalarına ihtiyacımız var. Federal hükümet bu işlerin yapılması için bir kişiyi atadı, ancak bu pozisyonu oluşturmamız bir buçuk yılımızı aldı. Bu anlaşmaya ihtiyacımız var, başka türlü bu işin üstesinden gelemeyiz. Ayrıca korunma hakları olmayan insanlar da zorla geri göndermemiz gerekir. Bu adımları atmamız gerekiyor çünkü bunu halkımıza borçluyuz. Gerçekten ciddi suç işleyen insanları bu ülkeden çıkarmak için elimizden geleni yapmalıyız.
Rûdaw: Almanya neden Avrupa planını, kabul mekanizması planını uygulayamadı? Bu sayının yarsından fazlası kabul edildi?
Siegfried Lorek: Gönüllü kabul programından mı bahsediyorsunuz? Almanya’nın bu konuyu askıya almasını doğru buluyorum. İtalya çok açık bir şekilde Dublin sistemini reddediyor. İtalya bu sistemi uygulamadıkça ve yasalara uygun hareket etmedikçe bu gönüllü kabul tedbirlerini uygulamayacağız. Her yer göçmenlerle doldu. Mesela konaklama yerleri dolu. Berlin hafta başında sadece 200 kişilik yerlerinin olduğunu açıklamıştı. Bugün dolmuş olmalı, o zaman daha fazlasını alamayız, çünkü Avrupa'ya gelenlerin çoğu Almanya'ya doğru yolculuklarına devam ediyor ve bu bizim için sorun.
Rûdaw: Neden sorun nedir?
Siegfried Lorek: Bunun çeşitli sebepleri var. Tabii akrabalarını görmek için buraya gelmek isteyen büyük bir diasporamız var. O zaman elbette Almanya cazip bir iş piyasasına sahip aynı zamanda liberal bir konut yasasına da sahip olduğumuzu söyleyebiliriz. Ziyarete gelenlerin çoğu daha sonra bir şekilde burada kalmaya çalışıyor ve oturma izni almanın yolunu buluyor. Bence biriken birçok faktör var ve elbette sosyal yardım mevzuatımız da bunun bir parçası. Maddi yardımlarımız yüksek ve bu nedenle bunun çok önemli olduğunu ve yardım düzeyinin tekrar düşürülmesi gerektiğini düşünüyorum.
Sınırların kontrol edilmesi önemli değil mi?
Siegfried Lorek: Aslında Avrupa için böyle bir uygulama söz konusu değil. Ama bana göre artık böyle bir uygulamaya ihtiyacımız var. Göçmen konusunu çözemezsek böyle bir uygulamaya geçmemiz gerekecek.
Rûdaw: Siz bu konuyu destekliyor musunuz?
Siegfried Lorek: Evet ama Avrupa'da sınırları asla tamamen kapatamazsınız. Baden-Württemberg, aslında Avrupa Birliği'nin dış sınır bölgesi olan İsviçre ile sınır komşusudur. Günde 60 bin kişi işe gidip geliyor; Ekonomik bir bölgedir. Hepsini günlük olarak kontrol edemiyoruz. Geri kabul uygulamalarını hayata geçirmek için gerekli yasaların çıkarılmasına ve uygun kontrollere ihtiyacımız vardır.
Rûdaw: Bu karar nasıl uygulanacak?
Siegfried Lorek: Demek istediğim şu, Avrupa’da hiçbir sınır tamamen kapatılamaz, ancak sonuçta sınırı dışa dönük korumak için bir uygulamaya ihtiyacımız var. Aslında Avrupa'nın dış sınırlarını korumaya dışarıdan başlamalıyız. Ya da deniz kurtarma alanlarında. Akdeniz’deki insanları kurtarmamızın doğru bir karar olduğunu savunuyorum ama sonra en yakın limana sevk edilmeleri şartıyla. Yani bulundukları yere iade etmenin doğru olduğunu düşünüyorum. Bana göre göçmenleri kurtarmamız gerektiği doğrudur. Bu önemli ve doğru, ama sonra bunun göç etmenin bir yolu olmadığını görmeleri için geri dönmeleri gerekiyor ve o zaman daha az insanın bu tehlikeli yola gireceğini düşünüyorum.
Rûdaw: Iraklı göçmenlerden bahsedelim, Iraklı göçmenleri geri kabul dosyalarının ne durumda olduğunu sormak istiyorum. Iraklılar iltica hakkı alabiliyorlar mı?
Siegfried Lorek: Evet, bir kısım Iraklının iltica başvuruları kabul ediliyor. İltica başvuruları kabul edilen Iraklıların oranı yüzde 20 ila 25 arasında değişiyor. Bu da şu anlama geliyor, Almanya’daki Iraklı mültecilerin yüzde 75 ila 80’nin geri dönmesi gerekiyor. Bunların başvuruları kabul edilmiyor.
Rûdaw: Kaç Iraklı sınır dışı edildi? Baden-Württemberg bölgesinde elinizde bir veri var mı?
Siegfried Lorek: Sadece Baden-Württemberg bölgesindeki verileri açıklayabilirim. Şimdi Baden-Württemberg'de 3 bin 275 kişi var, geri gönderilmeleri gerekiyor. Bunlar Irak’tan gelmişler. Geri gönderilenlerin sayısı çok az. Son yıllarda geri gönderilenlerin sayısı 1 ila 9 arasında değişkenlik gösteriyordu. Kısaca hep tek haneli rakamlardaydı. Bu rakam gerçekten çok az. Bu nedenle artık federal hükümetten anlaşma bekliyoruz, Irak'la anlaşma istiyoruz. Bu gerçekten gerekli, ancak gönüllü geri dönüş onayı alan birçok vakamız var, çünkü dikkatli bir şekilde bilgilendirilen ve gönüllü olarak Irak'a dönen birçok insan var.
Gönüllü olarak geri dönmek isteyenlerin sayısı kaç?
Siegfried Lorek: Geçen yıl 907 kişi Baden-Württemberg'den geri dönmek istedi. Almanya genelindeki sınır dışı meselesinde bahsetmişken, geçen yıl 471 Iraklı geri gönderildi. Çoğu geldikleri üçüncü ülkelere gönderildiler. Bunlardan yalnızca 77'si doğrudan Irak'a geri gönderildi.
Rûdaw: Şengal ve Musul gibi Irak'ın bazı bölgelerinin hâlâ güvenli olmadığını biliyor musunuz? Buna rağmen göçmenleri geri gönderecek misiniz?
Siegfried Lorek: Evet ama Irak’ın daha güvenli bölgelerine. Biz bu göçmenleri Irak’ın daha istikrarlı yerlerine geri gönderiyoruz. Daha sonra Irak’ta nereye gitmek istiyorsa bu onun inisiyatifinde bir karardır. Biz kimseyi güvenli olmayan bir bölgeye geri gönderemeyiz. Ancak ifade ettiğim gibi daha sonra nereye gitmek isterse özgürdür.
Rûdaw: Eyaletiniz özel bir program sayesinde çok sayıda Ezidi Kürdü kabul etti. Daha fazla Ezidi Kürdü almayı planlıyor musunuz?
Siegfried Lorek: Evet, bir programımız vardı. Bine yakın Ezidi kız ve kadını göçmeni aldık. Yeşil Koalisyon ve Hıristiyan Demokratlardan oluşan hükümeti teşkil ettiğimizde, Almanya'ya 200 kadar Şii daha getirmek için çok küçük bir program daha oluşturma konusunda anlaştık. Şu anda bu konuda anlaşmaya varmak için müzakere halindeyiz ama sayıca çok daha az olacak. Daha önceki programların bir kısmı tamamlandı, bir kısmının yakınları orada kalmış olabilir, onları ve az sayıdakileri de getireceğiz ama genel olarak sayı 150-200 kişi civarında olacak. Şimdi bu konu hakkında fikir alışverişinde bulunuyoruz, gelecek yıl onları almak için gereken kararı vereceğiz.
Rudaw: Şunu da merak ediyorum, Irak'la yakın zamanda bir anlaşmaya varılacağınıza inanıyor musunuz?
Siegfried Lorek: Bir anlaşma olup olmadığını bilmiyorum ama görüşmelerin devam ettiğini biliyorum. Anlaşmanın tamamlandığına dair bir açıklama okumuştum ama görüşmelerin nereye ulaştığını bilmiyorum. Bu federal hükümetin yetkisinde bir konu.
Rudaw: Almanya çalışmak için ne kadar göçmeni kabul edebilir?
Siegfried Lorek: Gerçekten çok fazla iş gücüne ihtiyacımız var. Herkesin make-it-in-germany.com sitesine göz atmalarını öneririm. Almanya'ya gelme koşullarıyla ilgili tüm bilgileri orada bulabilirsiniz. Doğru niteliklere sahip olduğunuzda Almanya'ya gelme şansınız olacaktır. Bunun için başka kolaylıklar da sağlanmıştır. Kişinin mesleki yeterliliğe sahip olması gerekiyor ve dil yeterliliği de çok önemli.
Rudaw: Hangi becerilere sahip olmalılar?
Siegfried Lorek: Çeşitli koşullar var. İşinizde hangi niteliklere sahip olduğunuza bağlı. Bazen dil becerilerine ihtiyacınız olmaz; Yaptığınız işe göre bilgi almanız gerekir.
Rûdaw: Hangi alanlarda iş gücüne ihtiyacınız var?
Siegfried Lorek: Gerçekten İT alanında iş gücüne ihtiyacımız var ama aynı zamanda örneğin hemşirelik alanında da iş gücüne ihtiyacımız var. Bu kişinin buraya gelip dili öğrenip ardından ticareti öğrenebileceği çok ilginç bir programımız var. Kısacası profesyonel bir işgücüne ihtiyacımız var, ancak bunu yapabilecek beceriye ve yeteneğe sahip olmaları şartıyla.
Rûdaw: Sayın Lorik, Almanya'daki mevcut kriz 2015 yılında Merkel'in iktidarı döneminde de vardı. Siz en büyük muhalefet partisi olan Hıristiyan Demokratlar partisine mensupsunuz. Bugün de aynı sorunu yaşıyoruz ve siz durumu şiddetle eleştiriyorsunuz: Sağcı bir parti olan Almanya İçin Alternatif, bu durumdan faydalanarak insanları endişeye sevk etti. Şimdi partinizin görüşleriyle onların görüşlerinin yakın olduğu söyleniyor, siz ne düşünüyorsunuz?
Siegfried Lorek: 2015'te alınan kararların hepsinin doğru olmadığına inanıyorum. Budapeşte'deki o insanlardan kurtulmamızın doğru olduğunu düşünüyorum ama artık Avrupa dağıtım sistemine doğru ilerlediğimizi düşünüyorum. Unutmayalım ki Merkel 2015 ve 2016'da bunun bir daha olmaması gerektiğini söylemişti ama şimdi rakamlara baktığımızda aynı şeyin çok çok daha kötü bir şekilde tekrar yaşandığını görüyoruz.
Bu nedenle federal hükümetin bu konuda adım atmasını bekliyoruz. Geçtiğimiz kasım ayında İçişleri Bakanı "Göç sorunumuz yok" demiş ben de buna, "Bu kişi kendisi ne sanıyor?" sözleriyle yanıt vermiştim. Eylül ayında da bir röportajında “göçmen meselesinin Hessen’de bir seçim propagandası olduğunu” söylemişti.
Federal hükümetin artık bir an önce çözüm araması gerekiyor. Hıristiyan Demokratların hükümette hiçbir sorumluluğu yok ama sorunları bizim belirlediğimizi düşünüyorum. Göçle ilgili Alman anlaşması Şansölye tarafından geldi. Sorunun nihai çözümü için artık tüm demokratik partilerin omuz omuza çalışması gerekiyor ancak bazı siyasi partiler, özellikle de Yeşiller Partisi'nin sol kanadı ve Sosyal Demokratlar durumun farkında değil gibi görünüyor.
Rûdaw: Almanya İçin Alternatif (AFD) ülkenin dört eyaletinde yüzde 30 oy aldı? Bu sizi korkutuyor mu?
Siegfried Lorek: Tabii ki bizi korkutuyor, bu yüzden Alman hükümetinin sorunu çözmesini bekliyoruz. Bir an önce çözüm bulmaları gerekiyor, artık bu kadar göçmeni yönetemeyiz.
Rudaw: Partiniz bu sorunu nasıl çözmek istiyor?
Siegfried Lorek: Sorun o kadar karmaşık ve zor ki tek bir çözüm yolu yok. Mali Yardım Yasası gibi bir araya getirilmesi gereken çeşitli bölümler var. Mesela daha önce diğer Avrupa ülkelerinden gelen Ukraynalı göçmenlerin çoğu artık Almanya'ya geliyor ama sığınma bölümünde de burada aldıkları hizmetlerden dolayı Almanya'ya gelenlerin sayısı oldukça fazla. Bu kişilerin erken geri gönderilebilmesi için sığınma talebine ilişkin dosyalarının hızlı bir şekilde çözmelerine ihtiyacımız var. Diğer ülkelerin bu alanda iyi deneyimleri var. Dosyaları hızlı çözüme ulaştırıp insanları ülkelerine geri göndersek ve bu haberler hızla yayılırsa artık kimse gelmez. Bu çözüm yoluna ihtiyacımız var.
İhtiyacımız olan bir diğer şey de suç işleyenlerin çok hızlı bir şekilde geri gönderilmesi ve işlenen suçların sığınma başvurularını doğrudan etkilemesi. Örneğin bir kişinin başvurusu reddedilirse ve davasına devam etmek için başka bir başvuruda bulunursa geri gönderilmemesi gerektiğine dair yasal bir prosedürümüz var. Federal hükümet hızlı hareket etmeli ve bu hukuki hatayı ortadan kaldırmalıdır.
Rûdaw: Size son sorum şu: Sizce Irak güvenli bir ülke mi?
Siegfried Lorek: Sanırım haberlere bakarsanız, her ne kadar ben bir dış politika uzmanı olmasam da Irak'ta bazı yerlerin güvenli, bazılarının da güvenli olmadığını görebiliyoruz. Birisini geri gönderirsek onun güvenli bir bölgeye gönderdiğimizden emin olmamız bizim için önemli. Bana göre Iraklılar Almanya'ya gelmeden önce bunu düşünmelidir. Almanya'da durum 2015 ve 2016'da olduğu gibi o kadar gergin ki, göçmenlerin yeniden yerleştirilmesi sorunuyla karşı karşıyayız. Irak'tan biri geldiğinde onu hemen apartmanlara yerleştiremiyoruz bir süre beklemek zorundalar. Yerimiz olmadığı için onları okulun spor salonlarına yerleştirmemiz gerekecek bu bir gerçek ve bunu anlamaları gerekiyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın