‘DEM Parti Cumhur İttifakı birleşenleri içerisinde yer alacak’

31-03-2025
Hêvidar Zana
Etiketler DEM Parti Cumhur İttifakı
A+ A-

Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (KAFKASSAM) Başkanı Hasan Oktay DEM Parti’nin ilerleyen süreçte hükümet ortağı olacağını iddia ederek, “Öncelikle önümüzdeki günlerde Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun seçimi var orada DEM Partisi'ne bir kontenjan ayrıldı. Sizin vasıtanızla bunu duyurmak istiyorum. Daha sonraki süreçte belki Milliyetçi Hareket Partisi örneğinde olduğu gibi bir bakanlık da temsil edilmeyecek ama hükümette önemli görevler üstlenecek” dedi.

DEM Parti’nin sistemin dışında tutulduğunu savunan Oktay, “Bundan sonraki süreçte DEM Parti'nin sistemin içerisinde kendi görüşlerini uygulamakla ilgili bir imkân yakalayacağını yakın zamanda hep birlikte göreceğiz” ifadelerini kullandı.

DEM Parti'nin Cumhur İttifakı Birleşenleri içerisinde siyaset yapma imkânının hazırlanacağını ifade eden Oktay, bunun da aslında hem Türkiye açısından hem de DEM Parti açısından son derece önemli bir gelişme olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Rûdaw TV’de 15.00 bültenine katılan Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (KAFKASSAM) Başkanı Hasan Oktay Hevidar Zana’nın sorularını yanıtladı.

Rûdaw: Öncelikle barış ve çözüm sürecinden bahsetmek istiyorum, son günlerde barış ve çözüm sürecinin ilerlemesine vesile olacak adımları pek görmüyoruz, bu sürecin devam ettiği anlamına mı geliyor yoksa bir tıkanma mı yaşanıyor?

Hasan Oktay: Gerçekten bayramların manevi ikliminde dostluk, barış, hoşgörünün hâkim olduğu bir iklimde gerçekten bugün çok enteresan gelişmeler oldu ve Milliyetçi Hareket Partisi ile Dem Parti karşılıklı bayramlaşmasına sahne oldu. Şimdiye kadar ki bütün bayramlaşmalar bu kadar toplamda dikkat çekmemişti. Bu bile başlı başına barış konusunda atılan adımın gösterilmesi açısından son derece önemli.

Tabii barış ile ilgili yapılan çalışmalar, atılacak adımlar birden büyük bir sonuç oluşmasına dönüşmeyecek. Çünkü bunlar gerçekten zor kararlar ve zor süreçler. Buna rağmen iki partinin karşılıklı olarak bayramlaşmayı gerçekleştirmiş olmaları bu süreçte çok önemli bir gelişmenin olmasını kamuoyuna açık bir şekilde göstermiş oldular. Tabi burada DEM Parti'nin önümüzdeki günlerde bir sürpriz olarak belki ilk defa sizin vasıtanızla duyurmuş olacağız. Belki hükümette yer almakla ilgili de bir süreçle karşı karşıya kalacağız.

Rûdaw: Sayın Oktay DEM Parti’nin hükümette yer alacağını mı söylüyorsunuz? Yani bakanlık mı alacak?

Hasan Oktay: Öncelikle önümüzdeki günlerde Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun seçimi var orada DEM Partisi'ne bir kontenjan ayrıldı. Sizin vasıtanızla bunu duyurmak istiyorum. Daha sonraki süreçte belki Milliyetçi Hareket Partisi örneğinde olduğu gibi bir bakanlık da temsil edilmeyecek ama hükümette önemli görevler üstlenecek. Oraya doğru gidiyor bu da bölgesel barış açısından son derece önemli. Şu açıdan değerlendirmek gerekir.

Türkiye'nin Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimle ilişkilerinin en üst noktada olması, Türkiye'de DEM Parti'nin sisteme dahil olması ve Suriye'de özellikle PYD'nin merkezi hükümetle bir uzlaşmaya varması ve iki bakanlıkla temsil edilmesi gündeme geldiği bir noktada bölgede hem Irak hem Suriye hem Türkiye'de ciddi anlamda bir bahar havasına doğru bir geçiş söz konusu. Bu bağlamda Dem Parti belki hükümetle bakanlık şu anda zaten kapalı kapılar ardından görüşülüyor ama henüz somutlaşmadığı için bir şey söylememiz mümkün değil. Ama iki bakanlıkla temsil edildiğini duyarsak şaşırmamak gerekir. Çünkü Türkiye'de bütün siyasi partiler iktidara gelmek programları uygulamakla ilgili kurulurlar ve siyaset yaparlar. Bu bağlamda DEM Parti sürekli sistemin dışında tutuldu ama bundan sonraki süreçte DEM Parti'nin sistemin içerisinde kendi görüşlerini uygulamakla ilgili bir imkân yakalayacağını yakın zamanda hep birlikte göreceğiz.

Rûdaw: Bayramdan sonra Cumhurbaşkanı ile İmralı heyeti arasında bir görüşme yapılacağı bekleniyor. Bu görüşmede cumhurbaşkanın tutumu ne olacak ve neler görüşüleceğini öngörüyorsunuz?

Hasan Oktay: Yani bayramdan sonra sizin de ifade ettiğiniz gibi bu ve buna benzer enteresan gelişmelerle karşı karşıya kalacağız. Yani aslında 1973'lü yıllarda kurulan terör örgütlerinin artık dünyada karşılığı olmadığı göz önünde bulundurulursa ve Abdullah Öcalan’ın da geçtiğimiz günlerde okunan mektubunun satırlarına baktığımızda artık terörle değil siyaseten fikirlerinizle toplumu yönlendirme ve toplumla kavuşturma süreci başlamıştır. Özellikle 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'e saldırısından sonra İran adına bölgede vekalet savaşı yürüten örgütlerin tasfiye olduğunu hep beraber görüyoruz. Buna o dönemlerde kurulan Maksist örgütlerin de tasfiyesi söz konusu. Böyle olunca da artık Kürtler de bölgede siyaseten ve siyasal parti demokratik mücadele ile kendi fikirlerini topluma ulaştırma ve siyaset yapma imkanıyla karşı karşıya kalacağız. Sizin sorunuza benim az önce yapmış olduğum açıklamayı birleştirdiğimizde seçimden sonra DEM Parti'nin Cumhur İttifakı Birleşenleri içerisinde siyaset yapma imkânı hazırlanacak. Bu da aslında hem Türkiye açısından hem de DEM Parti açısından son derece önemli bir gelişme olarak değerlendirmek gerekir.

Rûdaw: Son günlerde Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası yaşanan gelişmelerden sonra gösteriler düzenlendi, çok sayıda gözaltılar var. Bu gelişmelerin çözüm sürecinin üzerinde negatif bir etkisi olacağını düşünüyor musunuz?

Hasan Oktay: Milliyetçi Hareket Partisi heyetinin Genel Sekreter İsmet Büyükataman’la DEM Partisi'ne yapmış olduğu ziyarette de Öztürk Türkdoğan bu konuyu gündeme getirdi. Buna karşılık da İsmet Bey'in çok özenle seçilmiş cümlelerle vermiş olduğu cevap hukuka intikal etmiş bir süreç üzerinden çok fazla konuşulmayacağını ifade etti. Öztürk Bey'in itirazları önemli çünkü Türkiye'de seçimle iktidara gelmiş bir seçimle belediye başkanı olmuş bir belediye başkanıyla ilgili bu şekilde bir uygulamanın olması insan hakları ve demokrasi açısından çok kabul edilebilir olmadığını Öztürk Bey ifade etti. Tabii binden fazla tutuklu gözaltı öğrenciler var sokak eylemleri gerçekleştiriliyor. Fakat bu eylemleri demokratik kurallar içerisinde olduğunu görmek ve göstericilere çok fazla sert davranmaması gerekir. Türkiye gerçekten bir barış formatına doğru hızla ilerlerken bu ve buna benzer gösterilerde sokağa çıkan insanlara daha mutedil, daha anlaşılabilir bir davranış sergilemek gerekir. Bu bağlamda Öztürk Türkdoğan'ın itirazı gerçekten önemli ve haklı. Fakat Ekrem İmamoğlu'nun kendi içerisinde değerlendirildiğinde Cumhurbaşkanlığı seçimine daha 3 yıl varken bu ve buna benzer bir süreçle gündeme gelmesi ister istemez hükümetin programlarıyla ilgili bir tereddüt doğurdu. Hükümete mensup Adalet ve Kalkınma Partisi'nin mensupları içerisinde bir telaş oluşturdu ve bu telaştan dolayı da bu süreç başlatıldı. Aslında Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı seçim sürecinin takvimini göz önünde bulundurarak hareket etseydi belki bu kadar üzerine gelinmeyecekti. Bu geçici bir süreç, geçici bir gerginlik bayramdan sonra normalleşme olacak. Zaten biliyorsunuz Türkiye'de pazartesi salı günü bayram tatiliydi. Sayın Cumhurbaşkanı bu gösterileri de göz önünde bulundurarak bayram tatilini 9 güne çıkararak gösterinin bir anlamda ateşini düşürmüş oldu. Bayramdan sonra da gözaltına alınan öğrenciler özellikle serbest bırakılarak bir normalleşmeye doğru hızla gidilecek gibi gözükmektedir.

Rûdaw: Sayın Devlet Bahçeli bugün bir açıklama yayımladı, içerisinde yeni anayasanın yazılmasıyla ilgili görüşleri de var. Yeni anayasanın tüm kesimleri kucaklamalı şeklinde bir görüş belirtiyor. Sizce Kürtler yeni anayasada nasıl tanımlanacak? 66 madde değiştirilecek mi? İnsanlar böyle bir beklentiye girebilir mi?

Hasan Oktay: Bahçeli bugün Türk Gün Gazetesi'nde çok geniş bir açıklama makalesi yayınlandı. Orada çok enteresan bilgiler var. Anayasa değişikliklerinden ziyade toplumsal olarak bütün kesimlerin kabul edebileceği bir barış ve anayasal vatandaşlık hukuku üzerinde daha fazla duruyor ama anayasanın değişebilmesi için DEM Parti'nin az önce de ifade ettiğim gibi hükümette yer almasıyla ilgili bir süreç. Çünkü anayasadaki maddelerin değişmesiyle ilgili 400 milletvekilinin onayına ihtiyaç var. Bu bağlamda Dem Parti ile AK Parti ve MHP bir araya gelerek heyetlerin oluşturacağı komisyonlar ve onların ortaya koyacağı bir anlaşma üzerinden anayasanın bazı maddeleri yeniden yazılabilir. Bu konu teknik bir konu. Onun için öncelikle bayramın geçmesini ve bayramdan sonra oluşacak heyetlerin ve özellikle DEM Parti'nin hükümette resmi veya gayri resmi yer almasından sonraki bir anayasa ile ilgili yeniden maddelerin gözden geçirilmesi söz konusu olacak. Belki biz yalnızca 66. madde değil belki diğer maddelerde gözden geçirilerek bir demokratikleşme süreci hızlanacak. Burada Adalet ve Kalkınma Partisi'nin en fazla üzerinde durduğu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir daha seçilmesiyle ilgili maddeler üzerinde düzenleme yapılması. Tabi bu gündeme geldiğinde diğer partiler de 400 rakamını Adalet ve Kalkınma Partisi bulabilmesi açısından kendi görüşlerini ortaya koyacak bir uzlaşmayla beraber anayasa üzerinde bir tadil tamirat yapılması beklenmektedir. Bu bağlamda Devlet Bahçeli'nin hem açılım süreciyle ilgili baştan beri oldukça önemli tutumu ve hem de en son Türkgün Gazetesi'ndeki makalesi son derece önemli. Burada önemli olan bir anayasa değişikliğinden ziyade toplumsal olarak bu barışı bütün kesimden içselleştirmeli ve ona göre yeni bir mensubiyet duygusuyla sisteme dahil olmak süreci söz konusu. Onun için de zaten benim ilk başta ifade ettiğim gibi DEM Parti'nin merkeze dâhil olarak hükümette ve karar alma sürecinde yer alması gerçekten çok önemli. Devrim niteliğinde bir sürecin başlamasını sağlayacak.

Rûdaw: İfade ettiklerinize göre ilerleyen süreçte DEM Parti hükümet içerisinde yer alacak ve bakanlıklarda da yer alacak, DEM Parti ile AK Parti ve MHP arasında bu minvalde bir görüşme veya müzakere var mı?

Hasan Oktay: Şöyle diyebiliriz. Şu anda Milliyetçi Hareket Partisi hükümeti destekliyor. Fakat hükümet de resmi olarak bir ortaklığı söz konusu değil. Mesela HÜDA PAR da hükümetin içerisinde ama onların da bir bakanlık bağlamında bir temsiliyeti söz konusu değil. Bu örnekte olduğu gibi Dem Parti de hükümetin içerisinde yer alacak gibi gözükmekte ama bakanlık anlamında bir temsiliyet söz konusu olabilir mi? Bunu yapılan görüşmeler ortaya koyacak ama dediğim gibi Hâkimler Yüksek Kurulu, HSYK, eski ismiyle HSYK olan Hakimler Yüksek Kurulu'nda önümüzdeki günlerde bütün üyelikleri bitiyor. Yeni üye seçimi olacak. Burada DEM Parti'ye bir kontenjan ayrıldığı Ankara kulislerinde konuşuluyor. Bu bile hükümet ile DEM Parti'nin yeni dönemde koalisyon ortağı olması konusunda önemli bir ipuçları vermekte. Bu ipuçlarından hareketle de bundan sonraki süreçte DEM Partisi'nin hükümette yer alması ama bunun şeklinin yapılan görüşmelerle ortaya çıkmasını söylemek mümkün ama bununla ilgili Ankara kulislerinde gerçekten önemli konuşmalar yapılıyor. Yine ifade ettiğim gibi Kuzey Irak-Türkiye ilişkileri ve Suriye'deki mevcut yapının merkezi hükümetle irtibatlanarak Suriye'nin toprak bütünü içerisinde anayasal bir sisteme doğru hareket edilecek olması Türkiye modelinin hem Irak'a hem de Suriye'ye ciddi anlamda tesir edeceği bunun içinde DEM Parti'nin hükümette yer alma imkân ve ihtimalleri olasılığı her geçen dakika artmaktadır.

Rûdaw: Sayın Oktay, siyasi tutuklular ile ilgili meselelerde bayramdan önce gündeme geldi, Demirtaş’ın serbest bırakılacağı ve bayramı ailesiyle geçireceği ifade edildi. Ancak Adalet Bakanı Tunç böyle bir gelişmenin gündemlerinde olmadığını açıkladı. Bayramdan sonra Selahattin Demirtaş gibi siyasi tutukluların serbest bırakılması gibi bir ihtimal söz konusu olabilir mi?

Hasan Oktay: Yani bununla ilgili iki görüş var. Birincisi bir gene laf ilan edilebilir. Bu gene laf kapsamında cezaevinde tutuklu ve hükümlü olanlar olduğu gibi serbest bırakılabilir veya Selahattin Demirtaş örneğinde olduğu gibi çünkü Selahattin Demirtaş'la ilgili henüz mahkemenin vermiş olduğu bir hüküm kararı söz konusu değil. Öyle olunca da yatmış olduğu süre göz önünde bulundurularak Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılma ihtimali bayramdan sonra olacağı konuşuluyor. Ama daha genel bakıldığında bu konuda bir af çalışması söz konusu. Çünkü Cumhuriyet'in 25. 50. 75. ve 100. Yılında 75. yılında genel aflar olmuştu ama 100. yılında herhangi bir af söz konusu olmamıştı. Belki 100. yılı da göz önünde bulundurarak bir genel af olabilir ama genel af olmasa bile şu anda hem DEM partiden siyaset yaptığı için belediyelerdeki tutuklamalar ve DEM partililerin hem de Selahattin Demirtaş'ın cezaevinden çıkmasıyla ilgili bayramdan sonra bazı sürpriz gelişmeler olacak. Ama hem de bu Cumhuriyet Halk Partisi'nin mitinglerine katıldığı için gözaltına alınan 1100'den fazla öğrenci ve diğer göstericilerin de serbest bırakılmasıyla Türkiye'de bir toplumsal mutabakat ve yeni bir demokratik ortam oluşacak gibi gözükmektedir.

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli