
HKN Energy Başkan Yardımcısı Matthew Zais, Rûdaw Ekonomi Masası Müdürü Omer Muradi’nin sorularını yanıtladı
Hillwood ve HKN Energy hükümet işleri başkan yardımcısı Matthew Zais, bir yandan Irak hükümet yetkililerinin Kürdistan’dan petrol ihracatına başlayacağını açıklamasının ve bir yandan da Petrol Bakanlığının hafta içinde uuslararası şirketlerle sözleşmeler hakkında yasal işlem başlatmasını şaşkınlıkla karşıladıklarını söyledi.
"İhracat yapmaya hazırız, ancak sözleşmelerimizin İngiliz yasaları ve Irak yasaları uyarınca geçerli olduğu konusunda kararlıyız” diyen Zais, uluslararası şirketlerin herhangi bir yasal belirsizlik olmadan faaliyet gösterebilmesinin tek yolunun da bu olduğunu vurguladı.
Zais, “Irak-Türkiye boru hattının açılmasının hem Kürdistan Bölgesi hem de tüm Irak'taki yatırım ortamı için çok önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.
Mattew Zais, Kürdistan Bölgesi'nin petrol üretiminin iki yıl önce günlük 400 bin varil iken bugün 300 bin varile düştüğünü açıkladı.
Zais, “Petrol Bakanlığı ve Federal Irak'ta, bizim üretim maliyetimizin federal şirketlerinin maliyetinden daha yüksek olduğu yönünde bir söylem var. Bu doğru değil” açıklamasını yaptı.
HKN Energy Başkan Yardımcısı Matthew Zais, Rûdaw Ekonomi Masası Müdürü Omer Muradi’nin sorularını yanıtladı:
Rûdaw: Sayın Matthew Zais, programımıza hoş geldiniz. Vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Yaklaşık iki yıldır boru hattı üzerinden Kürdistan'dan petrol ihracatı durmuş durumda. APIKUR’a üye uluslararası petrol şirketleri ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti Irak'ın bu şirketlerle yapılan sözleşmeleri yasal olarak tanıması gerektiğini ısrarla vurguladılar. Ayrıca her iki hükümetin de bu şirketlere hem mevcut üretim hem de gelecekteki üretim için ödeme yapılacağına dair güvence vermesini talep ettiler. Bu konudaki görüşlerinizi paylaşabilir misiniz?
Matthew Zais: Teşekkürler Ömer bey. Bildiğiniz gibi, son iki yılda Kürdistan Bölgesi'ndeki petrol şirketleri, Irak-Türkiye boru hattının kapatılması nedeniyle büyük zarara uğradı. Bu durum faaliyetlerimizi ve Kürdistan Bölgesi'ndeki yatırım ortamını ciddi şekilde etkiledi. Bildiğiniz üzere, bu iki yıl boyunca Irak-Türkiye boru hattının yeniden açılmasını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için mücadele ettik.
Özellikle geçen ay, Ocak ayında gerçekleşen bütçe değişikliğinin onaylanması gibi son siyasi gelişmelerden memnuniyet duyuyoruz; bu değişiklik petrol ihracatının yeniden başlaması için yasal bir çerçeve sunuyor. Elbette, bu iki yılda sözleşmelerimizin yasadışı olduğuna dair kararlardan bu kararların iptaline kadar birçok şey yaşadık. İyi gelişmeler olsa da, ihracatı yeniden başlatmak için hâlâ yapılması gereken işler var.
Rûdaw: Önceki gece yapılan açıklama hakkında konuşalım. Irak Petrol Bakanlığı'nın, Kürdistan Bölgesi ile uluslararası şirketler arasındaki sözleşmelere karşı Irak mahkemesine yeniden itiraz başvurusunda bulunduğuna dair bir haber yayınlandı. Bu olurken bir yandan da Irak Başbakanı, Petrol Bakanlığı yetkilileri ve diğer yetkililerin olumlu açıklamalarını duyuyoruz; böyle bir çelişki var. Bu yasal itirazdan endişe duyuyor musunuz?
Matthew Zais: Evet, kesinlikle. Uzun bir yasal mücadele sürdürdük. Çünkü bizim bakış açımıza göre sözleşmelerimiz başından beri yasaldı. İngiliz hukukuna göre yasaldılar ve bu temelde şirketimiz buraya iki milyar dolar yatırım yaptı. Hatta Amerikan Kalkınma Ajansı’ndan finansal destek de aldık. Bu yüzden tüm Batılı şirketler Kürdistan Bölgesi'ne milyarlarca dolar yatırım yaptılar. Hiçbir şirket sözleşme güvencesi olmadan petrol ve gaz sektörüne bu kadar para yatırmaz.
Mahkemeler - ki bunun siyasi bir karar olduğuna inanıyoruz - sözleşmelerimize saldırdığında, Irak sistemindeki bazı taraflar sözleşmeleri ve sahaları ele geçirip sektörü geçersiz kılmak istiyorlardı. Daha sonra mahkemeler kararlarını iptal etti ve sözleşmelerimizi sadece uluslararası hukuka göre değil, Irak hukukuna göre de yasal olarak tanıdı. Bu nedenle, bu hafta sözleşmelerimizin geçerliliğine yeniden şüphe düşüren yasal adımı gördüğümüzde çok şaşırdık.
Irak hükümetindeki bazı kişiler, bu adımın itiraz sürecinin normal bir parçası olduğunu söylüyor. Ancak bizce itiraz süreci tamamlanmıştı. Bu haftaki adım hukuken mümkün olsa da, anlayışımıza göre itiraz sürecinin sonlandırılması için gerekli bir adım değildi ve kasıtlı olarak atıldı. Bu nedenle, sadece böyle gündeme gelmesi değil, aynı zamanda Irak hükümetinin ihracatı yeniden başlatmaya hazır olduğunu açıkladığı gün yaşanması şaşırtıcıydı. Bu durum, Irak hükümetinin ve özellikle Petrol Bakanlığı'nın sözleşme koşullarımıza saygı gösterme niyeti konusunda şüphe uyandırdı. En büyük endişemiz bu. İhracata hazırız, ancak sözleşmelerimizin İngiliz hukuku ve Irak hukuku altında geçerli olduğu konusunda ısrarcıyız. Şirketlerin çalışması için tek yol, sözleşme ve yatırımlarımız konusunda hiçbir yasal şüphe ve belirsizlik olmamasıdır.
Rûdaw: Peki, Irak hükümetinden açıkça ne yapmasını istiyorsunuz? Yani, petrol ihracatını yeniden başlatmak için hangi garantilere ve ne tür bir anlaşmaya ihtiyacınız var?
Matthew Zais: Bence bu önemli bir soru, çünkü bugüne kadar Bağdat, Erbil ve şirketler arasında ihracatı yeniden başlatmak için neyin gerekli olduğu konusunda büyük bir yanlış anlama var. Bu yanlış anlama temelde şudur: yasal adımların ve siyasi anlaşmaların - şirketlere ödeme yapılmasına izin veren bütçe değişikliği ve Başbakan Barzani ile Başbakan Sudani arasındaki siyasi anlaşmalar - şirketlerin petrol ihraç etmesi için yeterli olduğu düşünülüyor.
Gerçek şu ki, bizim şirketlerimiz, dünyadaki veya Irak'taki herhangi bir şirket gibi, sözleşme haklarımızı koruyan ve ödemeleri güvence altına alan ticari anlaşmalara ihtiyaç duyar. İhracatı yeniden başlatmadan önce bu iki ana anlaşma türü gereklidir. Ödeme güvencesi için bütçe yasası kapsamında ödememizi garanti edecek bir anlaşmaya ihtiyacımız var. Bütçe yasası gereklidir, ancak yeterli değildir. Bu garantiler ya ödeme şekli konusunda bir anlaşma yoluyla sağlanmalıdır - ister Maliye Bakanlığı'ndan nakit olsun, ister Irak Federal Hükümeti'nden şu anda Irak'ın diğer bölgelerinde faaliyet gösteren çoğu petrol şirketinin aldığına benzer bir şekilde olsun.
Ancak bu iki yoldan biri şirketlere garanti edilmelidir. Maliye Bakanlığı'nın bir beyanı bu garanti için yeterli değildir. Sözleşme güvenliği konusunda, bütçe değişikliği adil maliyetleri belirlemek için uluslararası bir danışman belirleme ihtiyacından bahsediyor. Bizim görüşümüze göre, danışmanın tek rolü mevcut sözleşmelere göre maliyetlerimizi doğrulamaktır. Ancak bu teknik danışmanın çalışma çerçevesi üzerinde anlaşmaya varmamız gerekiyor. Evet, çünkü bu, sözleşme haklarımızı korumak için gereklidir, aksi takdirde teknik danışman, sözleşmelerimizde belirtilenlerden çok farklı bir şey belirleyebilir. Dolayısıyla ilerlemek için bu iki konu bizim için çok önemlidir.
Rûdaw: Bütçe değişikliğinin 12. maddesinden bahsettiniz. Değişiklikte, tazminatlarınızı, maliyetlerinizi ve her şeyi Irak hükümetinden değil, Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nde alabileceğinize dair bir işaret ve mekanizma var. Tazminatlarınızı Kürdistan Bölgesi'nden mi yoksa doğrudan Irak'tan mı almayı bekliyorsunuz?
Matthew Zais: Bütçe değişikliğine göre Kürdistan Bölgesi'nden almayı bekliyoruz. Ancak Irak hükümeti ile Kürdistan Bölgesi Hükümeti arasında, ardından Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile şirketler arasında bu ödemenin nasıl yapılacağına dair bir anlaşma olmalıdır.
Rûdaw: Evet, bu teknik konular hakkında Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile toplantı yaptınız mı?
Matthew Zais: Yaptık ve ilerleme kaydettiğimizi düşünüyoruz. Ancak sanırım görüşmelerin bir kısmı, herkesin bütçe değişikliğindeki yasal kazanımların ve siyasi anlaşmaların önemli olduğunu, ancak daha önce bahsettiğim ticari anlaşmalar nedeniyle petrol ihracatı için yeterli olmadığını anlamasını sağlamaktır.
Rûdaw: Ayrıca değişiklikte, uluslararası bir denetim şirketi bulmak için sadece iki ay belirlenmiş. Bu sürenin bir ayı geçti ve uluslararası bir denetim şirketi bulunması için zaman çok daralıyor. Irak hükümeti veya Kürdistan Bölgesi tarafından bir denetim şirketi bulmak ve bununla ilgili bir öneri sunmak için herhangi bir çaba var mı?
Matthew Zais: Evet, güvenilir uluslararası bir teknik danışman önerdik. Bizim için önemli olan şeylerden biri, üretim ve kâr paylaşım sözleşmelerinin nasıl işlediğini anlayan, bu tür sözleşmelerde deneyimi ve uzmanlığı olan bir danışman olmasıdır. Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile Irak hükümeti arasında bu danışman konusunda görüşmeler yapıldığını biliyorum, ancak danışmanın belirlenmesi ve çalışma çerçevesinin tanımlanması konusunda daha hızlı hareket edilmesi gerektiği konusunda size katılıyorum, çünkü ihracatın yeniden başlamasından önce belirlenmelidir.
Rûdaw: Evet. 12. maddenin değişikliğine geri dönelim, varil başına 16 dolar ön ödeme olarak belirlenmiş. Bu miktarı nasıl değerlendiriyorsunuz? Kürdistan Bölgesi Hükümeti için üretim maliyeti ve maliyetlerinin karşılanması için uygun bir miktar mı?
Matthew Zais: Geçici bir ödeme olarak, evet. Her şirketin varil başına 16 dolar aldığına dair yanlış bir anlayış olduğunu düşünüyorum, ki bu doğru değil. Olan şey şu: Irak hükümeti, şu anda günlük kapasitesi 300 bin varil olan Kürdistan'ın ürettiği her varil için Kürdistan Bölgesi'ne 16 dolar ödüyor. Bu, daha sonra sözleşme koşullarına göre şirketler arasında orantılı olarak dağıtılacak toplam tutardır. Geçici bir ödeme olarak yeterlidir, ancak 16 dolarlık miktarın kapsamı dışında kalan maliyetlerin geri ödenmesini talep ettiğimizde faturalarımızı doğrulama işin artık danışmanın çalışmasına bağlı kalıyor. Bu nedenle, teknik danışmanın belirlenmesi ve çalışma çerçevesinin tanımlanması çok önemlidir.
Rûdaw: Şirketlerin yatırım maliyeti 16 dolardan çok daha fazla. Örneğin, denetim şirketi varil başına 30 veya 32 doları petrol üretim maliyeti olarak belirlerse, Irak hükümetindeki bazı kişiler de bu maliyetin 25 veya 35 dolardan fazla olduğunu görürse bu durumu nasıl değerlendireceklerini düşünüyorsunuz?
Matthew Zais: Evet, son iki yılda karşılaştığımız sorunlardan birinin, üretim maliyetlerimiz hakkında yanlış anlama ve yanlış bilgi olduğunu düşünüyorum. Petrol Bakanlığı ve Federal Irak'ta, bizim üretim maliyetimizin federal şirketlerinin maliyetinden daha yüksek olduğu yönünde bir söylem var. Bu doğru değil.
Bu önemli bir fark. Kürdistan Bölgesi'nin petrol sektörü ile Federal Irak arasındaki temel fark, Kürdistan Bölgesi'nin petrol sektörünün tamamen uluslararası yatırımla finanse edilmiş olmasıdır. Bu yüzden model şöyle: Biz kendi milyarlarca dolarımızı yatırdık, hükümetin parasını değil. Sözleşme ve koşulları, bu parayı geri almamıza izin veriyor.
Yatırımımız yeraltında ve yerüstünde, petrol üretim tesislerindedir. Bu, hükümetin projelerin finansmanında güçlü bir rol oynadığı Federal Irak modelinden farklıdır. Bu nedenle, üretim maliyetimiz, arama ve keşif yatırımı yapmış ve başlangıç sermayesi ve maliyetleri henüz geri dönmemiş Irak'taki herhangi bir şirketle çok benzerdir. Bazı durumlarda, Irak'ta şirketlerin üretim maliyetinin bizimkinden daha yüksek olduğu örnekler var. Bu nedenle, tüm maliyetlerimizi talep etmekle ilgili hiçbir sorun olmamalıdır, çünkü bu Irak'ta gerçekleşen şeyle aynıdır, genellikle daha yüksek bir fiyatla.
Rûdaw: Peki neden Irak'taki bazı kişiler, hatta milletvekilleri ve analistler bile, Irak'ın güneyindeki petrol üretim maliyetinin ortalama yaklaşık 8 dolar olduğunu sürekli söylüyorlar? Neden bu rakamı sürekli tekrarlıyorlar?
Matthew Zais: Çünkü görüşünüzü desteklemek için herhangi bir rakam getirebilirsiniz. Bu doğru bir rakam değil. 50, 60, 70 yıldır üretim yapan Federal Irak'ın büyük sahaları, üretim için yapılan tüm maliyet ve yatırımlar uzun zaman önce geri dönmüştür. Bu nedenle mevcut üretim maliyeti çok düşüktür, öncelikle bu sahaların büyüklüğü, yaşı ve tüm yatırım maliyetlerinin geri dönmüş olması nedeniyle. Güneydeki büyük sahaların üretim maliyeti çok düşüktür, ancak bu sahaları, bizimki gibi olan ve 10-15 yıldır arama ve keşif yapan başka bir Irak sahasıyla karşılaştırmak doğru değildir. Bu sahaların üretim maliyeti bizimkiyle aynıdır. Bu yüzden bu, adil bir karşılaştırma değildir. Onlar güneydeki büyük sahalar ile diğer sahaların ortalamasını alıp 8 dolara ulaşıyorlar. Doğru bir karşılaştırma yaparsanız, bu eşit bir karşılaştırma olmaz.
Rûdaw: Irak hükümetinin PSC yerine kar paylaşım sözleşmesi dediği yeni sözleşme modeli hakkında ne düşünüyorsunuz? Son yıllarda Irak hükümetinin, Kürdistan Bölgesi'nde PSC dediğimiz şeye yakın bir sözleşme türüne yöneldiğini, sadece adını kar paylaşım sözleşmesi olarak değiştirdiğini görüyoruz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Matthew Zais: Evet, önemli bir nokta. Üretim paylaşım sözleşmesi, Bağdat'ın kar paylaşım sözleşmelerine yakındır. Birkaç kelime değiştirilmiş olsa da, aynı şeylerdir. Irak, büyük şirketler için daha önce bahsettiğim büyük sahaları yönetmek üzere bir sözleşme olan teknik hizmet sözleşmesinden değişmek zorunda kaldı.
Onlar, sahaları yönetmek için şirketlere düşük bir ücret ödüyorlar. Bu, bizim yaptığımız gibi sıfırdan başlamak için bir şirketten istemekten çok farklıdır, ki bu keşif, arama ve sonra üretim için milyarlarca dolar yatırım gerektirir.
Aslında, kar paylaşım sözleşmesi ve üretim paylaşım sözleşmesi neredeyse aynıdır. Federal Irak'ın kar paylaşım sözleşmesine geçmesinin nedeni, petrol ve gaz sektörüne uluslararası yatırımcıları çekmenin tek yolunun bu olmasıdır.
Rûdaw: Evet. Çok ilginç. Peki petrol ihracatına geri dönmek konusunda ne diyorsunuz? Yakın gelecekte Kürdistan Bölgesi uluslararası pazarlara ihracata yeniden başlarsa, şirketler Kürdistan Bölgesi'ndeki yatırım ve gelecek planları konusunda ne yapacaklar?
Matthew Zais: Irak-Türkiye boru hattının açılmasının hem Kürdistan Bölgesi hem de tüm Irak'taki yatırım ortamı için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bugün, Kürdistan Bölgesi ve tüm şirketlerimiz sadece 300 bin varil üretiyoruz. İki yıl önce 400 bin varilden fazla üretiyorduk. Bunun nedeni, çok indirimli bir fiyatla üretip satmamız ve bu indirimli fiyatın üretimi koruyacak veya artıracak herhangi bir yatırım kararı vermemize izin vermemesidir.
Irak-Türkiye boru hattı açıldığında, ki bu bizim hedefimizdir çünkü petrolümüzü uluslararası pazara ihraç etmek ve uluslararası fiyat almak için tam hakkımız olduğuna inanıyoruz. O zaman, yasal bir sözleşme altında bu yetenek, şirketlerin yatırım yapmasının nedenidir ve bu yüzden şirketler yatırımı yeniden düşüneceklerdir. Irak-Türkiye boru hattı açıldığında, tüm şirketlerimiz, ödeme güvencesi ve sözleşme koruması şartıyla, sadece üretimi korumak için değil, aynı zamanda artırmak için de yatırım yapmak açısından daha önce olduğundan çok farklı bir durumda olacağız.
Bunun özellikle gaz olmak üzere diğer sektörler üzerinde de etkisi var. Federal hükümet üzerinde de etkisi var çünkü uluslararası topluluk izliyor ve Irak'ın yatırım yapabileceğimiz, sözleşmelerimizin güvende olduğu ve yatırımımızın korunduğu ve saygı gördüğü bir yer olup olmadığını görüyor.
Yatırım için sermaye ayırabildiğimizde, örneğin çok yatırıma ihtiyaç duyan Kürdistan Bölgesi'nin gaz sektörüne, aynı şekilde Federal Irak'a da yatırım yapabiliriz. Bu da beni bir sonraki noktama getiriyor. Irak'ta büyük bir yatırımcı olarak, sadece Kürdistan'da değil, aynı zamanda Federal Irak'ta da fırsatlara yatırım yapmaya çok istekliyiz. Ancak burada çalışabilmemiz, tüm bu kararlar için önemlidir.
Rûdaw: Her şey ayarlanıp Kürt petrolünün yeniden başlamasıyla ilgili tüm taraflar tüm koşullar üzerinde anlaşırsa, şirketlerin petrol üretimini örneğin günde 400 bin varile veya daha fazlasına çıkarması ne kadar sürer?
Matthew Zais: Sanırım - bu sadece genel bir tahmin - en az bir yıl sürer, çünkü gerekli olan yatırım kararlarını vermek ve faaliyetleri gerçekleştirmek için zaman gerekiyor, ister üretim tesislerinin yenilenmesi, ister yeni kuyu açılması veya yapılması gereken her şey olsun. Ancak hızlıca yapılabilir. Çoğu zaman, en az bir yıl, belki biraz daha fazla, üretimi boru hattının kapatılmasından önceki seviyeye geri getirebileceğimizi düşünüyorum.
Rûdaw: Sayın Matthew Zais, bu fırsat için çok teşekkür ederiz.
Matthew Zais: Misafirperverliğiniz için çok teşekkür ederim.
Rûdaw: Görüşleriniz için çok teşekkür ederiz. Sizi görmekten ve sizinle konuşmaktan her zaman mutluluk duyarız.
Matthew Zais: Çok teşekkür ederim.
Rûdaw: Çok teşekkür ederiz.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın