Türkiye, Irak'ın 950 milyon dolar ödemesini talep ediyor

08-09-2023
Etiketler Türkiye Irak Kürdistan petrolü Uluslararası Ticaret Odası
A+ A-

Erbil (Rûdaw) – Kürdistan Bölgesi petrolü ihracatı nedeniyle Irak’a tazminat ödemeye mahkum edilen Türkiye, ABD’de karşı dava açıyor. Türkiye bahsi geçen tazminatı ödemek istemediği gibi Irak’ın 956 milyon dolar ödemesi gerektiğini savunuyor.

Paris merkezli Uluslararası Ticaret Odası (ICC), “Bağdat'ın onayı olmadan” 2014 ve 2018 yılları arasında Kürdistan Bölgesi’nden petrolün ihraç ettiği gerekçesi ile Türkiye'yi 1,4 milyar dolar tazminata mahkum etmişti. Kararın hemen ardından, Türkiye 25 Mart'ta Kerkük-Ceyhan ve Kürdistan hattı üzerinden sevkiyatı durdurmuştu.

Londra merkezli Middle East Eye internet sitesinin haberine göre Türkiye, Washington DC'deki Columbia Bölge Mahkemesi'nde Irak hükümetine karşı dava açtı. Türkiye Uluslararası Ticaret Odası (ICC)kararını reddederek Bağdat'ın 956 milyon dolar tazminat ödemesini talep ediyor.

Habere göre, Türkiye, Paris Tahkim Mahkemesinin birbirine ödemesi gereken tazminata hükmettiği faiz oranını hesaplayarak Irak'ın Türkiye'ye olan borcunun, Ankara'nın Bağdat'a ödemesi gereken miktardan daha fazla olduğunu söylüyor.

Türkiye, Paris Tahkim Mahkemesine göre kredilerin faizini hesapladıktan sonra Irak'ın 2,6 milyar dolar, Türkiye'nin ise 3,5 milyar dolar tazminat alacağı ifade ediliyor.

Rapora göre bunun nedeni, Irak'taki anlaşma ihlallerinin bir kısmının otuz yılı aşkın bir süre önce meydana gelmesi, Türkiye'nin ise tüm ihlallerinin 2014 ile 2018 yılları arasında olması. Mahkemenin her iki tarafa da 1 Ocak'tan itibaren borçlu olunan her miktar için ön ödeme faizi ödemesine karar vermesi.

Türkiye, ABD'nin Columbia Bölgesi Bölge Mahkemesi'nde, başlangıçta Bağdat'a net 1,4 milyar dolar veren tahkim kararına ilişkin faiz hesaplamaları sonrasında Irak'ın Ankara'ya net 956 milyon dolar tazminat ödemesi gerektiğini savundu.

Petrol ihracatının durması ile yaşanan zarar

Kürdistan Bölgesi ve Kerkük'ten petrol ihracatının durdurulmasının üzerinden beş ay geçti. Kürdistan’dan 25 Mart'tan önceki süreçte Ceyhan'a uzanan petrol boru hattından günde 450 bin varillik petrol pompalanıyordu.

Rûdaw'ın kaynaklardan edindiği bilgilere göre hasarın Kürdistan Bölgesi ve Irak’a maliyeti 4 milyar 758 milyon doları bulduğu tahmin ediliyor.

Deloitte'ın raporlarına göre boru hattından Kürdistan’dan ham petrolü satışı son on yılda hızla arttı. 2022 yılında ihraç edilen petrol tutarı 12 milyar 300 milyon dolara erişti. Deloitte'in verileri ilk yayınlamaya başladığı 2017 yılından bu yana bu, yüzde 62 oranında artışa işaret ediyor.

Türkiye, Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin yanı sıra Bağdat'taki merkezi hükümete enerji santralleri ve diğer altyapıların inşası konusunda yardım teklif ediyor. Uzmanlar ihracat anlaşmazlığının tek başına bir sorun olarak ele alınmasından ziyade kapsamlı bir anlaşmalar bütünüyle çözülmesinin daha kolay olacağını değerlendiriyor.

Kaynaklar, Bağdat'ın Türkiye'den petrol ihracatından elde edilen parayı Kürdistan Bölgesi’ne ayrılan pay olan yüzde 12,6'sını düşerek Irak'a aktarmasını istediğini ancak Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin Türkiye'ye, ayrı ayrı Irak petrol ihracatlarından fon toplayamadığı gerekçesiyle, kendi toprakları üzerinden yapılan ihracattan elde edilen gelirin tamamını talep ettiğini vurguladı.

Taraflar arasında yaşanan anlaşmazlık sonrası kapanan boru hattı küresel piyasalardan günlük yaklaşık yarım milyon varil ham petrolün kesilmesine neden oldu.

Bununla birlikte Irak’ın hali hazırda OPEC kotasına yakın seviyelerde petrol ihraç etmesi nedeniyle anlaşma sağlanması halinde kesilen arzın ne kadarının tekrar piyasaya sağlanacağı bilinmiyor.

Ankara ve Bağdat’ın tahkim kararı hakkındaki yorumu farklı

Bağdat yönetimi, Türkiye'yi Kürdistan petrollerini taşıma ve tankerlere yüklemesi nedeniyle 1973'te imzalanan anlaşmayı ihlal etmekle de suçluyor.  Zira Irak Hükümeti, devlet şirketi SOMO'nun Ceyhan'dan petrol ihraç edebilecek tek resmi kurum olduğunu savunuyor.

Türkiye tarafı ise, bölgede yaşanan bütün istikrarsızlıklara rağmen 1973 yılından beri Irak-Türkiye Petrol Boru Hattı Sistemi'ni çalışır durumda tutmak için milyarlarca dolarlık harcama yaptığını ve küresel petrol piyasalarında istikrarın korunması için gereken katkıyı sağladığını savunuyor.

Ankara, Tahkim Mahkemesi’ndeki davada mahkemenin Irak’ın beş talebinden dördünü reddettiğini, buna karşılık kendilerinin taleplerinin ise büyük çoğunluğunu kabul ederek Irak’ın bu ihlaller sebebiyle Türkiye’ye tazminat ödemesine hükmettiğini belirtiyor.

Türkiye ile Irak arasındaki anlaşma

Türkiye ile Irak arasında 27 Ağustos 1973'te imzalanan Ham Petrol Boru Anlaşması 20 yıl süresince ham petrol akışının sağlanması için boru hatlarının döşenmesini öngörüyordu.

2010 yılında Irak-Türkiye Boru Hattı Anlaşmasının 2025 yılına dek uzatılmasına karar verildi. O dönem anlaşmayı Türkiye Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Irak Enerji Bakanı Hüseyn el Şehristani imzaladı.

Irak Petrol Bakanlığı’nın Irak devletinin tek temsilcisi olarak tanındığı vurgulanan anlaşmada Irak Devlet Petrol Pazarlama Şirketi (SOMO) ile Petrol Şirketi'nin isimleri “petrolün yüklenmesi ve gönderilmesinin denetleyicileri” olarak veriliyor.

Anlaşmaya göre, Irak tarafı Kerkük-Ceyhan petrol boru hattı üzerinden belli bir miktar petrol göndermekle yükümlüydü ve buna devam etmesi halinde Türkiye'ye tazminat ödemesi gerekiyordu.

Anlaşmada, “Türkiye, petrolü yalnızca Irak Devlet Petrol Pazarlama Teşkilatından (SOMO) alır” şeklinde bir şart bulunmuyor.

Irak Anayasası ve Kürdistan’dan petrol ihracatı

Petrol ve doğal gaz gelirlerinin adil dağılımı konusu, 2005’te hazırlanan Irak Anayasanın onaylanmasından bu güne Erbil ile Bağdat arasında temel çelişki ve tartışma konularından biri durumunda.

Irak Anayasası’nın 111’inci Maddesinde; “Irak’ta bulunan petrol ve doğal gaz, çeşitli bölge ve vilayetlerde yaşayan bütün Irak halkının malıdır” hükmü yer alıyor.

Anayasanın 112’inci maddesinin 1’inci bendinde ise; “Federal Hükümet mevcut yataklardan çıkarılan petrol ve doğal gaz yönetimini Bölge Hükümetleri ve vilayetlerle birlikte yapar” ibaresi bulunuyor.

Bu amaçla Kürdistan Parlamentosu, 6 Ağustos 2007’de "Kürdistan Bölgesi Petrol Yasasını" kabul etti. Parlamento’da onaylanan yasaya göre, bölgedeki petrollerin işletilmesi için "Kürdistan Ulusal Petrol Şirketi" kurulmasına karar verildi.

Bağdat yönetiminin 2010’dan sonraki süreçte Kürdistan Bölgesi’ne uyguladığı ekonomik ve siyasi ambargo derinleşirken, Erbil, ekonomik olarak ayakta durabilmek için petrol ihracatına yönelik adımlar atmaya başladı.

Dönemin Kürdistan Bölgesi Enerji ve Doğal Kaynaklar Bakanı Aşti Hewrami, 2011’de ABD petrol devi Exxon ile 10 ayrı arama ve üretim anlaşması imzalandığını açıkladı. Ardından Chevron’dan Total’e dek Kürdistan Bölgesi’ne petrol yatırımcısı akını başladı. Türkiye Petrolleri (TPAO) ve Genel Enerji gibi Türk şirketleri de Kürdistan Bölgesi’ne geldi. 2012’de Erbil ile Ankara arasında “Mutabakat Zaptı” imzalandı.

Dönemin Irak Başbakanı Nuri Maliki, Kürdistan Bölgesi’ni bütçe payından mahrum etti. Dolayısıyla Erbil,  memur maaşlarını ödeyebilmek için bu adımları attı.

 2014’te IŞİD’in Irak ve Kürdistan Bölgesi’ne saldırdığı bir dönemde Bağdat yönetimi Ceyhan’dan petrol satışına izin vermesini gerekçe göstererek Paris’teki Uluslararası Ticaret Odasına tahkim başvurusu yaptı. Türkiye’nin Ceyhan’dan petrol satışına izin vererek SOMO dışında bir alım yapmış olduğunu, dolayısıyla 2010’daki ekle uzatılan 1973 anlaşmasını ihlal ettiğini öne sürdü.

Tahkim Mahkemesi 9 yıl sonra kararını verdi. Ancak bu karardan önce Irak Federal Yüksek Mahkemesi 15 Şubat 2022'de bir kararla 22 sayılı 2007 Petrol ve Doğal Gaz Yasası'nı Irak Anayasası'na aykırı bularak iptal etti.

Mahkeme, Kürdistan Bölgesi’nin tüm petrol ve doğal gaz gelirlerini Bağdat merkezî hükûmetine teslim etmesini karara bağladı. Kürdistan Bölgesi yönetimi ise mahkemenin kararını “siyasi” bularak tanımadığını açıkladı.

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli
 

Son paylaşılanlar

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu / Foto: Arşiv

Ekrem İmamoğlu: Ahmak davası darbe girişimidir

İBB Başkanı İmamoğlu, hakkında siyasi yasak istenen ve kamuoyunda ''ahmak davası'' olarak bilinen davanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ndeki karar duruşmasına katılmak için üçüncü kez dilekçe verdi.