Işık Kilisesi Derneği Dersim'de faaliyetlerine başladı

22-10-2020
Ali Haydar Gözlü
Dersim Işık Kilisesi
Dersim Işık Kilisesi
Etiketler Dersim Işık Kilisesi Derneği Hristiyanlık
A+ A-

Dersim (Rudaw) – Işık Kilisesi Derneği, Kürt Alevi nüfusunun yoğun olduğu Dersim'de, dernek binasını açarak faaliyetlerini sürdürüyor.

Türkiye'nin birçok yerinde derneği olan ancak faaliyeti olmayan tek il Dersim'de Işık Kilisesi Derneği, 1 yıldır açtığı kilisede  Pazar günleri toplanıyor ve ibadetlerini gerçekleştiriyor.

Işık Kilisesi Derneği temsilcileri, Kürt Alevi nüfusunun yoğun olduğu Dersim'de faaliyetlerini rahatlıkla sürdürdüklerini ve vatandaşların kendilerine saygı gösterdiğini belirtiyor.

Kısa bir süre önce açılan Kiliseye Dersimli çok sayıda kişide merak ederek ziyaret ediyor. Gençler arasında Hristiyanlığa geçen Kürt Aleviler de bulunuyor.

Dersim'de kilisenin oluşumunun bir yol olduğunu belirten Işık Kilisesi Derneği Temsilcisi İsmail Aydın, faaliyetleri ile ilgili Rudaw'a açıklamada bulundu.

Aydın, "Dersim'de kilisenin oluşumu bir yıl oldu. Dersim'deki kilisenin oluşumunun nedeni rabbin bize buyurmuş olduğu bir emir var. Gidin bütün dünyayı öğrencilerim olarak yetiştirin, onları baba-oğul ve kutsal ruh adıyla vaftiz edin diyor. Dünyanın her yanında her yerinde bu iyi haber yayılıyor. Dolayısıyla dünyanın her yanında derken de Dersim'de  bu coğrafyada bir parça, özel bir nedeni yok. Adıyaman'da, Adana'da Urfa'da ve  Antep'te her yer de var burada yok. Rab bizi buraya yönlendirdi biz de rabbin sözünü paylaşmaya geldik"diye konuştu.

"Dersim'in özel bir nedeni yok"

Kiliselerin bir çok yerde olduğunu sadece Dersim'de olmadığını ifade eden Aydın, şunları kaydetti:

"İnsanların bize yaklaşımı neden Dersim diye özel bir soru soruyorlar. Neden Dersim diye bir şey yok, çünkü nedeni rabbin bize yönlendirişi ya da rabbin bize buyruğu, gidin diyor buralarda sözünün yayılması için bizi buralara gönderdi özel bir nedeni yok Dersim için. İnsanlar kabul ederlerse bizi değil rabbi kabul etmiş olacaklar, ret ederlerse yine bizi değil rabbi ret etmiş olacaklar. Onun için biz insanlarla barış içinde yaşamak için gayret ediyoruz ve rab barış prensidir biz de bunun ardınca hareket ediyoruz.”

Hristiyanlıkla Alevilik arasında ortak yönler bulunduğunu belirten Aydın, "Aleviler biz de 12 havari var onlar da 12 imam var öyle bir bağlantı kuruyorlar ve burada ortak bir yön buluyorlar, dolayısıyla bizim inancımızın bir parçası mı gibi de yaklaşıyorlar ama öyle değil, biz onların inancına onlara saygı duyuyoruz, onlara saygı duyuyoruz. Rab onlara esenlik ve bereket versin, biz kutsal kitabı kendimize rehber almışız ve kutsal kitabın öğretilerini öğrenip ve öğretip hayatımıza uygulamak istiyoruz. Ama onlar başka bir kitabı rehber almışlar ve onla hareket ediyorlar, onlara söyleyecek bir şeyimiz yok ama onları seviyoruz" dedi.

"Alevilerde Tanrı bilinci üst seviyede değil"

Alevi toplumu ile barış içinde yaşadıklarını ifade eden İsmail Aydın, "Alevilerin bize yaklaşımı iyi çünkü Alevilerin genelde tanrı bilinci hat safhada üst seviyede değil onun için bütün dinlere ve düşüncelere yaklaşımı neyse bize de o, bize ekstra bir lütuf gösterilmiyor ama  şu var bu topraklarda bizden 100 yıl önce rabbin sözü ve rabbe iman eden halk vardı ve onları tanıyorlar ve onlar aracılığıyla tekrar anımsıyorlar. Eski kiliseler var işte burada kilise var diye söylüyorlar. O kilise varsa o kiliseyi oluşturan grup ve insanlar da var. Biz bunlarla  bu konu üzerinde konuşuyoruz ve Alevi toplumu ile barış içinde yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.

"Hristiyanlık bu topraklarda hep vardı"

Dersim ve çevre iller olmak üzere Hristiyanlara ait yaşam belirtisinin belirgin olduğuna dikkat çeken Aydın, şöyle devam etti:

"Bu yeni yetişen genç geriyi bilmiyor, geriye bakacak olursak Elazığ, Diyarbakır, Bingöl, Muş ve bu yörede rabbe iman eden topluluklar vardı ve bunu dedelerinden ve babalarından duydular. Sanki bu Hıristiyanlık dışardan Avrupa'dan, Amerika'dan buraya enjekte ediliyormuş gibi algılıyorlar ama bu öyle değil, Hristiyanlık bu halkın öz bünyesinde vardı, sadece iman edenler buradan ayrıldı yoksa burada Hristiyanlık vardı ve yaygındı bunun kanıtı da çevrede, köylerde ve yörede olan kiliseler."

"Misyoner değiliz, inancımızı anlatıyoruz"

Yüzyıllardan beri bu topraklarda yaşadıklarını ifade eden Aydın, "Bize misyoner denilmez. Misyoner,  dışardan Avrupa'dan, Amerika'dan gelenler burada Hristiyanlığı anlatırsa  o misyoner olur ama ben buradayım ve yerliyim inancımı anlatıyorum, ben inancımı anlattığım için de misyonerlik yapmış olmuyorum" şeklinde konuştu.

"Bize olan ilgiden memnunuz"

Aydın, "Biz bir yıldır buradayız, gerçekten buradaki insanların arayış içinde oldukları bazen merak, bazen ilgi bazen de rabbi aramak adına ilgi var. Bu ilgiden ben memnunum, insanlar gerçekten rabbi arıyorlar ve inançlarını sorgulayabiliyorlar. Bizim inancımızı da sorgulasınlar ama arasınlar diyorum" dedi.

Dersim'de vatandaşlar arasında da Hristiyanlığa geçenlerin sayısında yaşanan artış dikkat çekiyor.

Murat Parlak, "Ben Hristiyanlığı 2009 yılında İstanbul'a yerleştiğim dönemlerde araştırdım orada tanıştığım arkadaşlara sohbet ettim, kiliseye gitme şansım olmadı ama tabi ki sohbet ettim bazı konuştuğum konularda etkilendim, kendim de internet üzerinden araştırma yaptım bazı bölümleri okudum ve onlara dayanarak Hristiyanlığı kabul ettim, çünkü bana daha yakın geldi sanki içimdeki bir boşluk varmışta o boşluğu tamamlayacakmış gibi geldi bana, o yüzden kabul ettim. Yaklaşık 6-7 ay önce iman ettim ve 3 ay önce de vaftiz oldum" dedi.

Suna Aydın ise, Hristiyanlığı kabul etme hikayesini şöyle anlattı:

"Ben 27 yaşında İsa Mesihi aramaya başladım İzmir'deydim o zaman, 27 yaşına kadar Alevi gelenekleri ile büyüdük evimize dedeler ve pirler gelirdi o zaman İzmir'de olduğumuz için çıraklık denen bir yöntem vardı ve dedeler evimize gelip bizi bereketlelerdi. Ben burada Mazgirt'te büyüdüğüm için her zaman Alevi geleneklerine göre olan her şeyi yaptık ziyaretlere gittik, teberik yedik, kurban kestik bütün bunları yaşadım hayatımda. Ama 27 yaşına geldiğim de ilk arayışım yani aslında merak ettim bir tanrı var ama Dersim'deki tanrılar, ziyaretler sanki orada ama  İzmir'de bir şey yok. O yüzden kutsal kitapları karıştırmaya başladım ve İncil okumaya başladım. İlk İncil okuduğumda hissettiğim şey ben günahkarım! dedim. Ve bunu anladığım zaman tanrının babalığını keşfettim ve İsa meshin bana olan sevgisini keşfettim ve o dönemde yaklaşık bir yıl okuma araştırma dönemim oldu ve iki yıl sonra vaftiz oldum.Uzun yıllardır Hristiyan'ım ailemdeki kardeşlerim ve oğlum, hatta oğlum Hristiyan teoloji okuyor. Buraya gelmemin tek amacı benim inandığım yaşadığım bildiğim ve beni özgür kılan tanrının halkımın tanımasını istiyorum. Çünkü benim halkım bana göre çobanı olmayan kuzular gibi, onlara önderlik edecek, liderlik edecek kimse yok çünkü ben Aleviyken dedeler gelirdi burada bir Cemevi var ama insanların başı boşluğu var. Yani cemevine de gitmiyorlar yeni modern olduğu için dedelere de inanmıyorlar, kutsal kitapları yok, tapınakları yok. Onlara liderlik edecek kimse yok, sadece bir ziyaretleri var. Kurban kesip geliyorlar.”

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli