Tahir Elçi cinayeti kime mal edilecek?

17-02-2020
Hemin Xoşnaw
Etiketler Tahir Elçi Diyarbakır Sur
A+ A-

Erbil (Rûdaw) – Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesi soruşturmasında 4 yıl sonra 3 şüpheli polisin ifadelerine başvuruldu. Sözkonusu polislerin üçünün de Kürt olduğu ve birinin Fetullah Gülen grubuna üye olma suçlamasıyla ihrac edildiği iddia ediliyor.

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin 28 Kasım 2015 günü, Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare'nin önünde
 basın açıklaması yaptığı sırasında silahlı saldırıya uğradı.

Elçi cinayeti hakkında yürütülen soruşturmada 4 yıl sonra çok önemli bir gelişme yaşandı. Soruşturmayı yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, cinayet sırasında sokakta bulunan üç polisin ‘şüpheli’ sıfatıyla ifadelerini aldı.

Diyarbakır merkezli Ortadoğu News sitesi, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca sorgulanan şüphelilerin ifadelerini paylaştı.

“Ateş ederken atış menzilimde kimse yoktu”

Haberde, Elçi cinayeti ile ilgili sorgulanan şüpheli polislerin üçü de suçlamayı reddettiği belirtildi.

Şüpheli polislerden S.T. olay sırasında kaçan PKK’lilerin açtığı ateş sonucu karnından yaralanmış. Tahir Elçi’nin basın açıklaması nedeniyle bölgede görev aldıklarını söyleyen S.T., bir süre sonra silah sesleri duyduğunu ifade etti. Silah sesi duyduktan bir dakika sonra önünden bir kişinin geçtiğini belirten S.T., bu kişiye ateş ettiğini, hemen arkasında bir kişinin daha geçtiğini ve bu kişiye de ateş etmeye başladığını kaydetti. 5-6 el ateş ettiğini söyleyen şüpheli, "Şahıs beni geçtikten sonra arkası dönük vaziyette bana bir el ateş etti. Karın boşluğumdan yaralandım.  Yaralandıktan sonra bulunduğum yere çöktüm ve ateş etmedim. Olay esnasında Tahir Elçi'yi görmedim.  Ateş ederken atış menzilimde kimse yoktu. Tahir Elçi’yi ben öldürmedim. Teröristleri etkisiz hale getirmek için ateş ettim" dedi.

“Tahir Elçi’nin vurulma anını görmedim”

Olayın olduğu Yıkıkkaya Sokak’ta ateş eden polislerden biri olan şüpheli F.T. ise Tahir Elçi’ye ateş etmediğini belirterek, “Tahir Elçi’nin vurulma anını görmedim. Tahir Elçi'ye ben ateş etmedim. Tahir Elçi benim atış menzilimde değildi. Kimin vurduğunu bilmiyorum, suçlamaları kabul etmiyorum. Sur içinden bizim bulunduğumuz gruba doğru silah sesleri gelmekteydi. Sonradan yaptığımız tespitlerde buralarda hendekler olduğunu gördük. Ben bu olayın teröristler tarafından planlandığını düşünüyorum. Olay yerinde kimlik tespiti yapılan teröristlerin siyasi ve askeri eğitim aldıklarını biliyorduk. Tahminim suikast için oraya gelmişlerdi” şeklinde ifade verdi.

“Tahir Elçi’yi ben vurmadım”

Hakkındaki iddiaları kabul etmeyen şüphelilerden M.S. ise “Ben vurulma anını görmedim. Ben ve diğer emniyet mensubu arkadaşlar, elinde silah tutan şahsa doğru ateş ettik. Öndeki şahsa ben ateş etmedim. Diğer emniyet mensubu arkadaşların öndeki şahsa ateş edip etmediklerini görmedim. Zira öndeki şahsın elinde silah görmedim. Tahir Elçi’yi vuran kişi ya da kişileri bilmiyorum. Ben olay anında silahlı şahsı durdurmak için ateş ettim. Tahir Elçi’yi ben vurmadım, suçlamaları kabul etmiyorum” diye konuştu.

Hukuki süreç nasıl işleyecek?

Tahir Elçi cinayeti dosyasında ilk kez şüphelilerin ifadelerinin alınması, bundan sonra hukuki sürecin nasıl işleyeceği sorularını da gündeme getirdi.

Hukukçular, 3 polisin ifadelerinin alınmasının ardından savcının kısa süre içinde iddianame hazırlayabileceği veya takipsizlik kararı verebileceği görüşünde.

Savcı iddianame hazırlarsa, dosya UYAP sistemi üzerinden bu suçlara bakan Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidecek. Mahkeme 15 günlük yasal sürede iddianameyi kabul veya reddetme yetkisine sahip. Mahkeme iddianameyi eksikliklerden dolayı reddederse, dosya bu eksikliklerin tamamlanması için yeniden savcılığa gönderilecek.

Mahkeme, iddianameyi kabul ederse şüpheliler sanık sıfatına girecek ve “Olası kastla adam öldürme” suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanabilecek.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Yavuz da soruşturmaya ilişkin açıklama yaptı. Yavuz, Tahir Elçi soruşturmasında son aşamaya geldiklerine dikkat çekerek, "Bundan sonra soruşturma tamamlanıp dava aşamasına geçilecek" dedi.

Elçi’nin avukatı: Gerçek sorumluların bulunmasını istiyoruz

Rûdaw’a konuşan Elçi ailesinin avukatlarından Barış Yavuz, “Bu üç şüpheli polisin ifadesinin alınması dosyanın incelenmesi sürecinin sona erdiğini gösteriyor. Dört yıl aradan sonra 3 polis şüpheli sıfatıyla ifade verdi. Konu hakkındaki suç duyurularıyla birlikte yargılanma sürecinin başlamasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Gazeteci Hrant Dink cinayetini hatırlatan Yavuz, “Hrant Dink cinayeti gibi bu davanın da zamana bırakılmamasını ve gerçek sorumluların, bu suçun talimatını verenlerin ortaya çıkarılıp yargılanmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Tahir Elçi cinayeti ile Diyarbakır Barosu’nun girişimleri ile Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü tarafından olay sırasında çekilen görüntüler, ses analizleri ve 3 boyutlu grafiklerle 2 yılda hazırlanan rapor, geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla paylaşılmıştı.

Raporda, Tahir Elçi’nin otopsi raporunda da yer alan ensesinden tek kurşunla öldüğü belirtildi. Raporda, olay sırasında çekilen görüntülerde silahlarını ateşledikleri görülen 5 polis memurundan 3’ünün, Tahir Elçi yönünde farklı engel seviyelerine sahip doğrudan ateş hatları bulunduğuna dikkat çekildi.

Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın da baro bünyesinde bir komisyon oluşturulduklarını, 14 Aralık’ta hazırlanan raporu ve videoyu Diyarbakır Soruşturma Savcısı ve Başsavcılıkla paylaştıklarını söyledi.

Şüpheli polislerin 3’ü de Kürt

Olay sırasında silahlarını kullandıkları kameralara yansıyan 3 polis, daha sonra güvenlik gerekçesiyle başka illere tayin edilmişti.

Rûdaw’ın edindiği bilgilere göre, Elçi cinayetinde şüpheli sıfatı ile ifade veren polislerden 3’ü de Kürt polisler. Polislerden S.T. Elazığ, F.T. Bingöl ve M.S. ise Şırnak nüfusuna kayıtlı. M.S’nin 1992’de Kürt gazeteci yazar Musa Anter'i öldürmekle suçlanan Hamit Yıldırım'ın akrabası olduğu ve Fetullah Gülen Cemaati’ne üye olma suçlamasıyla görevden uzaklaştırıldığı ileri sürüldü.  

Rûdaw’a konuşan ve Tahir Elçi dosyası ile ilgilenen bir kaynak, “Teknik olarak Tahir Elçi’nin bu 3 şüpheli polisten birinin silahından çıkan kurşunla öldürülmüş olma ihtimali çok yüksek. Şüpheler daha çok Şırnaklı polis üzerinde yoğunlaşıyor” dedi.

HDP’li Özgüneş: Devletin geleneğinde bu var

Konuya ilişkin konuşan HDP Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş de Elçi cinayetinin 1990’lı yıllrda yaşanan “faili mechul” cinayetlere benzediği söyledi.

Özgüneş, “1990’larda devletin politikalarından rahatsız olan 17 bin Kürt kimliği belirsiz kişilerce katledildi. Hepimiz rahmetli Tahir Elçi’nin televizyonda yaptığı bir konuşma nedeniyle bu saldırıya uğradığını biliyozu. Öldürülmeden önce tehdit etmişlerdi. Cinayetin de planlı olduğu görüldü. Silahlar, durdukları yerler, kamera görüntülerinin kaybedilmesi, tüm bunlar cinayetin planlı olarak işlendiğini kanıtlıyor. Bizim açımızdan Tahir Elçi cinayetinin arkasında yatan nedenler açıktır. Bu cinayet devletin içerisindeki kort-gerillalar tarafından işlendi” dedi.

Polislerin sorgusu hakkında da görüşlerini dile getiren Özgüneş, “Devletin geleneğinde bu var, işlediği suçlardan sıyrılmak için bazı kişileri kurban edebilir. Son süreçte de tüm suçları yargı dinlemeden FETÖ’ye yıkıyolar. Elçi dosyası da böyle yapılmak istenebilir. Bir kişiyi cinayetin faili olarak gösterip sonra FETÖ üyesi olduğunu belirtebilirler” diye konuştu.

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli