Wahington Post’a yazan Bayık’tan Öcalan hakkında yeni öneri

03-07-2019
Rûdaw
Etiketler KCK Cemil Bayık PKK Türkiye
A+ A-

Haber Merkezi - KCK Eş Başkanı Cemil Bayık, The Washington Post gazetesine yazdığı makalede, PKK lideri Öcalan’ın ev hapsine alınması gerektiğini söyledi. Bayık, sürecin barış açısından çok önemli olduğunu belirterek, “Boşa harcamayalım" çağrısında bulundu.

 

Cemil Bayık, The Washington Post gazetesine yayımlanan makalesinde "Türk Devleti ile Kürtler arasında yaşanan çatışmalarda kritik bir aşamadayız. Uzun zamandır süren bir anlaşmazlığı kalıcı bir çözüme yöneltme fırsatımız var. Bu fırsatı kaçırdığımız takdirde jenerasyonlar boyunca tekrar yakalayamayabiliriz” ifadelerine yer verdi.

 

Geçmişte hükümetle, iyi niyetli bir şekilde müzakere etmek için, ateşkes dahil çok sayıda çaba sarfettiklerini belirten Bayık, “İktidar partisinin barış taahhüdü her zaman, politik iklime uygun olduğu sürece sürdü” dedi.

 

Bayık makalesinde şu ifadelere yer verdi:

 

“2012 yılında PKK, büyük engellemelere rağmen onayladığımız bir ateşkes gerçekleştirdi. PKK, tutsak aldığı tüm askerleri ve polis memurlarını serbest bıraktı, kuvvetlerimiz kademeli olarak çekilmeye başladı. Bu durum müzakereye zemin hazırladı.

 

28 Şubat 2015'te iki yıl süren görüşmelerden sonra, Kürtlerin ve Türk Devleti'nin temsilcileri, barış için ortak umutlarımızı ifade eden bir anlaşmaya vardılar. Ancak Erdoğan yapılan görüşmelerin, seçim sürecinde AKP'ye yaramayacağını gördüğünde bir kez daha çatışmayı tercih etti.

 

Türkiye Devleti'nin temsilcileri ile Önderimiz Öcalan arasında gerçekleşen düzenli toplantılar sona erdirildi. Savaş, öncekinden daha şiddetli bir şekilde yeniden başladı. Tanklar ve savaş uçakları ondan fazla Kürt kentini yerle bir etti. Türk Ordusu, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar dahil yüzlerce sivili acımasızca katletti. Güvenlik güçleri, ailelerin cenazeleri almasını engelledi.

 

Bir kez daha Türk Devleti, Kürt halkına ölümcül bir darbe vurmaya çalıştı.İktidar partisi AKP'nin, dinci aşırıcılık ve ırkçılık pahasına demokrasiyi ve sivil hayatı tehlikeye atması, sadece Kürtler için değil Ortadoğu ve tüm dünya için tehlike arz etmektedir.”

 

 

Erdoğan’nın Suriye'deki Kürtlerin “demokratik devrimini” ve IŞİD’in yenilgisini, Türk Devleti'nin Kürt politikasına ve kendi otoriter iktidar duruşuna bir tehdit olarak gördüğünü savunan Bayık, geçmişe dair bir de özeleştiri yaptı.

 

“Yaşananları tekrar ele aldıktan sonra hatalarımızı tespit ettik” diyen Bayık makalesinde şu tespitlere yer verdi:

 

“Kürt Meselesi'nin sadece Erdoğan'ın partisiyle kurulan diyalog yoluyla çözülebileceğini düşündük. Bu kadar karmaşık ve diğer zorluklarla bağlantılı bir çatışmayı çözmeye çalışırken, Türkiye'nin tüm demokratik güçlerini de bu sürece dahil etmek adına daha çok çalışmalıydık.

 

Aynı şekilde, Türkiye'nin demokratikleşmesine ve Kürt Meselesinin çözümüne katkıda bulunmak için Ortadoğu ve dünyadaki demokrasi yanlısı güçleri harekete geçirmeliydik."

 

Bu konuda herhangi bir belirsizlik olmaması adına; bir kez daha Türkiye'deki Kürt Meselesinin politik bir zeminde müzakere edilmesi konusunda kararlı olduğumuzu ilan ediyoruz.”

 

Cemil Bayık, PKK Lideri Abdullah Öcalan için ise, “Daha önce söylediklerimizi tekrarlayacağız: Abdullah Öcalan bizim baş müzakerecimizdir. Öcalan'la son süreçte kurulan irtibat yoluyla değindiği tüm noktalara katılıyoruz ve kendisinin özgürce çalışabilmesi, sürece katkı sunabilmesinin gerekliliğini vurguluyoruz. Daha net konuşmak gerekirse, İmralı hapishanesinden ev hapsine (güvenli ev) alınması gerektiğini söylüyoruz” dedi.

 

KCK Eş Başkanı Bayık makalesinde şu sözlere yer verdi:

 

“Dünyanın da hedeflerimizi desteklediğini görüyoruz. Türkiye'de ki kriz de aslında politiktir. Türkiye Cumhuriyetinin yüz yıllık sorunu olan Kürt politikası, Türkiye'nin mevcut iç, bölgesel ve küresel sorunlarının ana sebebidir. Bu bağlamda, Türkiye'nin acil birr şekilde farklı etnik ve kültürel kimliklere yer açan yeni bir 'ulus' kavramına ihtiyacı vardır.  Böyle bir yaklaşım, bölgemizin tarihi çeşitliliğini yansıtan ve Ankara’nın merkezileştirilen engelinden kurtulan yeni bir idari sistem tarafından yansıtılmalıdır.

 

Kürt meselesini çözerek, Türkiye Orta Doğu'da demokrasiyi, istikrarı ve barışı ilerletmede belirleyici bir rol oynayabilir. Oysa Türk devleti bunu yapmayı reddediyor. Öte yandan, Ortadoğu’nun demokratikleşmesi için Türkiye’nin demokratikleşmesi yoluyla çaba göstermeye devam ediyoruz.”

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli