Eski ABD’li diplomat Andrew L. Peek, Irak’taki mevcut siyasi krizin yakın zamanda çözüme kavuşmasının zor olduğunu belirterek, kısa vadede en iyi çözümün yeni seçimler ve seçim yasasının yenilenmesinden geçtiğini söyledi.
Kürtlerin Irak’ta önemli bir rol oynadığını belirten Peek, KDP’nin daha fazla sandalye kazandığı için Irak cumhurbaşkanlığı için kendi taraftarlarına "cumhurbaşkanlığını almayacağız" diyebileceğini sanmadığını belirtti.
ABD’nin Irak politikasını eleştiren tecrübeli diplomat, İran’ın Erbil’e yönelik füze saldırısına karşı tavırsız kalmasına şaşırdığını belirterek, “Sanırım bu politikanın devam ettirilmesi ABD’ye zarar veriyor” dedi.
Irak Federal Mahkemesi’nin Kürdistan Bölgesi petrol ve doğalgaz yasasına ilişkin kararını “siyasi” diye değerlendiren Andrew L. Peek, bu kararlarla çoğunluk koalisyonuna karşı çıkan partilerin baskı yapmaya çalıştıklarını söyledi.
ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nde Avrupa İşleri Kıdemli Direktörü ve Yakın Doğu İşleri Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapan Andrew L. Peek, Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.
Rûdaw: Irak’taki siyasi süreç şu anda büyük bir krizle karşı karşıya. Iraklı politikacılar yeni bir hükümet kurulması konusunda anlaşamadılar. Sizce Irak’taki siyasi taraflar yakın gelecekte yeni bir yol haritası üzerinde anlaşıp hükümet kurabilirler mi?
Andrew Peek: Yapabileceklerini sanmıyorum. Irak’taki siyasi sürecin şu anda belirsiz bir açmazla karşı karşıya olduğuna inanıyorum. Bağdat'ta, özellikle Mukteda es-Sadr başta olmak üzere Şii güçlerin açıklamalarında bu çıkmazı hissedebilirsiniz. Bence şu anda herkesin umabileceği en iyi çözüm, seçimlerleri yenilemek ve yeni bir seçim yasası için çalışmak.
Rûdaw: Kürtler mevcut durumla nasıl başa çıkmalı? Sorunların çoğunun Kürtler değil de Şii taraflar arasında olduğunu gözönüne alırsak?
Andrew Peek: Doğrusu, Kürtlerin önemli bir rolü var. Bildiğimiz gibi, cumhurbaşkanı bir Kürt olmalı ve Berham Salih'in yerine Irak'ın bir sonraki cumhurbaşkanının kim olacağına Kürtler karar verecek. Tüm Kürt partilerin eşit olmadığı ve Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) Kürdistan Yurtseverler Birliği'nden (KYB) çok daha fazla sandalyeye sahip olduğu doğrudur. Bu sonuçlara göre Irak’ın yeni cumhurbaşkanının kim olacağına KDP karar vermelidir. KDP de İran'ın hamlelerine çok şüpheyle bakıyor ve Sadr'ın İran'a yönelik son dönemdeki tutumu nedeniyle iki taraf bu süreçte doğal ortak oldular. Dolayısıyla KDP siyasi sürecin geleceğinde önemli bir rol oynayacak.
Rûdaw: Mukteda es-Sadr'dan bahsettiniz. Irak'ta İran hegemonyasına karşı çıktığı bilinen Sadr'ın son birkaç yıldaki yükselişini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Andrew Peek: Son 20 yıldır Mukteda es-Sadr, İran'dan yana veya İran'a karşı olsun, Irak'ın tüm siyasi haritasında yer aldı. O bir nasyonalistti, daha sonra Tahran'ın ABD güçlerine saldırması için kendisine para ve silah sağlaması karşılığında İran ve Hamaney ile müttefik olan bir politikacıydı. Yani geçmişte birçok farklı tavra sahipti, ancak bence akıllı bir siyasi oyuncu. 2019'da ve belki de daha önce İran'ın Irak'taki hegemonyasının ve Tahran'ın milis grupları aracılığıyla Irak üzerindeki kontrolünün o kadar büyük olduğunu ve Irak'ın ilerlemesini engellediğini hissetti. Bu öyle bir zamana denk gelmiş ki şu anda Iraklı gençler işsiz ve hükümet Iraklıların çıkarına doğru kararlar veremiyor. Hala Sadr bu siyasi hataya karşı durmayı bu köşede görüyor (İran’a karşı durmayı) ve hakiki bir Iraklı, bu da pozisyonunun güçlü olmasını sağlıyor.
Rûdaw: Biden yönetiminin Irak'ta güçlü bir rolü yok ve Irak'taki siyasi olaylardan pek bahsetmiyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Andrew Peek: ABD'nin Irak'taki izolasyon politikası çok yanlıştı. Neden bu politikayı izlediklerini anlıyorum. Çünkü yönetim içinde bir rolleri olursa bunun Irak'taki dostlarına ve müttefiklerine zarar vereceğine inanıyorlar ki bununla sadece İran'a karşı olanlara zarar veriyorlar. Ama bu kötü bir fikir. Çünkü Iraklılar sorunun siyasi sitemden kaynaklandığını, İran'ın ülkelerinin her köşesinde bulunduğunu görüyorlar ve bu sistemin kimin çıkarına olduğunu ve kimin buna karşı olduğunu soruyorlar. Bunu geçen Mart ayında Erbil'in İran'dan atılan füzelerle vurulduğunda gördük. O dönemde ABD'den ciddi bir tavır göremedik ve bu bir çok tarafı şoke etti. Nasıl olur da bir komşu bir ülke füze atar da ABD herhangi bir tavır almaz. Daha da dikkat çekici olan, hiçbir üst düzey ABD heyetinin son derece huzurlu olan Irak Kürdistanı'nı ziyaret etmemiş olmasıdır. Sanırım bu politikanın devam ettirilmesi ABD’ye zarar veriyor. Çünkü İran’ın nüfuzunu azaltabilecek bir iş yapabilir ve ayrıca Iraklılara da ülkedeki durumu yakından takip ettiği mesajını verebilir.
Rûdaw: Kürdistan Bölgesi'ndeki iki siyasi partinin, KYB ve KDP'nin konumundan bahsettiniz. Şimdi aralarında cumhurbaşkanlığı konusunda büyük bir anlaşmazlık var. Bu pozisyon hakkında ne düşünüyorsun?
Andrew Peek: İki Kürt partisi arasındaki siyasi dengesizlik nedeniyle KDP’nin taraftarlarına "Evet, seçimi büyük bir farkla kazandık ama cumhurbaşkanlığını almayacağız" diyebileceğini sanmıyorum. Yeni bir hükümet kurulur ve Mukteda es-Sadr da içinde yer alırsa ve KDP Berham Salih'in cumhurbaşkanlığını kabul ederse şaşırırım. Ancak bununla birlikte cumhurbaşkanlığı kararı KDP’nin onayını gerektirmeyebilir ve Maliki'nin koalisyonu ile KYB anlaşıp gerekli oyu alması halinde Berham Salih kalabilir. KDP’nin kendi adayını desteklemeye hakkı olduğunu düşünüyorum.
Rûdaw: Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani'nin farklı görüşleri birleştirmedeki rolünü ve çabalarını nasıl görüyorsunuz?
Andrew Peek: Bence Başkan Neçirvan Barzani, Kürdistan Bölgesi için en iyi başkan ve onun Irak için de çok iyi bir başkan olacağını düşünüyorum. Genel olarak, onun yetenekli bir diplomat ve politikacı olduğunu, Kürdistan Bölgesi'ni dünyada temsil edebilecek çok iyi bir insan olduğunu düşünüyorum.
Rûdaw: Pozisyonunuz gereği Kürdistan Bölgesi ve Bağdat'taki yetkililerle de çalıştınız. Sizce Kürdistan Bölgesi'nin petrol ve doğalgazının kontrolü konusunda Kürdistan Bölgesi ile Irak arasında uzun süredir devam eden anlaşmazlığın en iyi çözümü nedir?
Andrew Peek: Sanırım Erbil'in talebi mevcut yönetim sistemine, yani bu siyasi sürecin başlamasından önceki petrol ve gaz durumuna dönüş şeklinde. Mevcut yeni petrol ve gaz yasasının siyasi olduğu, kullanıldığı söylenebilir. Çünkü çoğunluk koalisyonuna karşı çıkan partiler baskı yapmaya karar verdi. Ayrıca Erbil ve Bağdat arasındaki petrol ve gaz ilişkileri, son 20 yılın ekonomik ve siyasi durumunu yansıtmamaktadır.
Andrew Peek kimdir?
Andrew L. Peek, 2019-2020 yılları arasında Ulusal Güvenlik Konseyi'nde Avrupa İşleri Kıdemli Direktörü ve 2017-2019 yılları arasında Yakın Doğu İşleri Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yaptı.
İran destekli milisler, Erbil-Bağdat petrol müzakereleri ve JCPOA yaptırımlarının yeniden uygulanması gibi konularda ABD hükümeti için çalıştı.
Beyaz Saray'da ABD'nin, NATO bakanları ve zirveleri, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı ve Kuzey Kutbu politikası konularındaki koordinasyonuna yardımcı oldu.
Peek hala Atlantik Konseyi Ortadoğu bölümünde araştırmacı olarak çalışıyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın