Türkiye destekli Süleyman Şah (Emşat) örgütünün 4 gün boyunca abluka altına aldığı Efrin'e bağlı Kaxur köyünün, uluslararası toplum tarafından korunması talep ediliyor.
Efrinli siyasetçi Abdurrahman Apo, Efrin’e bağlı Kaxur köyünde yaşanan son olayları, Rûdaw TV’den Dildar Harki’nin sorularını yanıtladı.
2018 yılına kadar Kaxur köyünde 720 Kürt ailenin bulunduğunu anlatan Abdurrahman Apo, “Şu an köyün yarısı ithal Araplardan oluşuyor, geride kalan Kürt ailelerde köyü terk etmek için fırsat kolluyor” dedi.
Apo “Türkiye destekli silahlı gruplar, PKK’ye ait olduğu gerekçesiyle her zeytin ağacı için 8 dolar vergi istiyor, çeteler değişik bahanelerle insanları gözaltına alıp öldürüyor” diye konuştu.
Abdurrahman Apo, “Êfrinliler ve aydınlar olarak, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’e, Uluslararası Soruşturma Komitesi’ne ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e özel bir mektup gönderdiklerini” ifade ederek, “Uluslararası Soruşturma Komitesi ve Guterres bize olumlu bir yanıt verdi. Güvenlik Konseyi'nden, Efrin'e uluslararası koruma sağlanması yönünde bir karar bekliyoruz” temennisinde bulundu.
15 Eylül’de Emşat mensuplarının köylülerden "Vekaleten ellerinde bulunan akrabalarının tarlalarının Özerk Yönetim'in eski üyelerine ait olduğunu" iddia eden bir “belgeyi” imzalamalarını dayattı.
Ancak köylüler söz konusu evrakları imzalamayı reddetti ve bunun ardından bazı köylüler Emşat tarafından alıkonuldu. Kadınlar da köy meydanında toplanarak ‘çeteleri’ protesto etti.
Emşat grubu, Melik el-Cesim liderliğindeki yaklaşık 300 silahlı kişiden oluşan bir kuvveti köye göndererek köylülere ateş açtı. Saldırıda aralarında kadınlarla çocukların da bulunduğu 20 kişi yaralandı.
Efrinli siyasetçi Abdurrahman Apo Rûdaw’ın sorularını yanıtladı:
Rûdaw: Kaxur köyün ’de yaşanan son durum nedir?
Abdurrahman Apo: Kaxur, Efrin'deki (halkı) köylere yapılan eziyetlerin bir örneğidir. Bu Kaxur'de ilk kez olmuyor, daha önce de birkaç kez kuşatma, eziyet ve işkence yapılmıştı. Kaxur'de olanlar büyük bir trajedi; Türk işgaline bağlı Emşat çetelerinin bu köyde yaptıkları, bu ayın 15'inde, Peygamber'in doğum gününde oldu.
Kaxur'de ne oldu? Köy kuşatılmasından önce silahlı gruplar birkaç kişiyi tutukladılar; onlardan biri İdris Ebo'ydu. Bunların hepsi işkence gördü. Daha sonra tutuklananların eşleri, anneleri ve kız kardeşleri onları sormaya gittiklerinde, İdris Ebo'nun serbest bırakılması için 11 bin dolar vergi ödemesi gerektiğini, aksi takdirde serbest bırakılmayacağını söylediler.
Olaylarda birçok kadın dövüldü. Ardından bir kadın camiden çağrı yapıp köydeki tüm kadınları meydanlarda toplamaya başladı. Silahlı gruplar buna karşılık olarak daha fazla gücü Kaxur köyüne gönderdi. Meydanlarda toplanan kadınlara işkence edilip bacaklarına doğru ateş açıldı.
Başından yaralanan bazı kadınlar hastaneye götürüldü, o sırada köyün tüm erkekleri dışarıya çıkıp bir kargaşa oluştu. Bazı erkeklerin akıbeti hala bilinmiyor. Ertesi gün silahlı gruplar köyün tamamını kuşatıp tüm evlerde aramalar yaptılar. Köyde bulunan tüm kamera ve cep telefonları el koyup bazı erkekleri gözaltına aldılar. Bugün Kaxur köyünün bazı sakinleri ile konuştum. Şu an silahlı güçler köyün içinden dışına alınmış durumda.
Rûdaw: Şu anda köyde durum nasıl?
Abdurrahman Apo: Kaxur, 720 haneli büyük bir köy. Şu anda köyde 375 ithal Arap ailesi yerleştirildi, geri kalanlar Kürt. 2018'de çeteler Efrin'e girmeden önce, köy tamamen Kürtlerden oluşuyordu. Şimdi ise kalanlar bir şekilde köyden kaçmayı ve tahliye edilmeyi istiyor. Kürtlerin başına gelenler kimsenin başına gelmemiştir. Kaxur’da olan bitenler dünyada eşi benzeri görülmemiştir.
Rûdaw: Kaxur köyünde kaç kişi vergi ödemeyi kabul etti? Dokuz kişinin anlaştığı söyleniyor, bu doğru mu?
Abdurrahman Apo: İnsanları vergi ödemesi için zorlayarak önlerine boş kağıt koyuyorlar; onları parmak izlerini vermeye ve rızalarını almaya mecbur bırakıyorlar.
Rûdaw: 15 Eylül’de başlayan karmaşanın ardından tutuklanan ve hâlâ cezaevinde olan var mı?
Abdurrahman Apo: Evet, 10 kişi tutuklandı. Gençlerin çoğu kaçtı, üç gündür dağlarda ve dışarıda saklanıyorlar; köye geri dönmeye cesaret edemiyorlar. Köyde kalan kadın ve erkeklerin korkudan dışarı çıkamaz haldeler, sadece ekmek ve ihtiyaçlarını temin etmek için çıkıyorlar. Köydeki yaşam olağan dışı bir hal almış durumda. Emşat çetelerinin lideri bizzat köye gidip, aşiret reisini Kürt ve Arap aileler arasında kavgaların yaşandığı bir ortam yaratmaya zorladı.
Rûdaw: Çatışma çıktı mı?
Abdurrahman Apo: Hayır, Kürtler hâlâ baskı ve silah tehdidi altında oldukları için başlarını kaldıramıyorlar. Bu şartlarda nasıl çatışabilirler?
Rudaw: İdris Ebo adında bir adamın tutuklandığını ve kadınların onun nerede olduğunu öğrenmeye çalıştığını söylediniz. İdris ve diğer dört kişi neden tutuklandı?
Abdurrahman Apo: İdris Ebo, vergi ödemeyi reddettiği için tutuklandı. Ondan 11.000 dolar istediler, o da geçen yıl vergi ödeyebilmek için traktörünü sattığını söyledi. "Şimdi bir 11.000 doları daha nereden bulabilirim? 5-6 yıldır işsiziz Efrin de iş olmadığı gibi abluka altında" demiş.
Rûdaw: Çeteler ağaç başına sahiplerinden ne kadar vergi alıyor?
Abdurrahman Apo: Ağaç başına sekiz dolar vergi alıyorlar. Bu zeytin ağaçlarının PKK’ya ait olduğunu iddia ediyorlar, oysa PKK’nın burada bir ağacı yok. Bu ağaçlar Kürtlere ait. Ama bu baskıyı uygulayarak, PKK'nin ideolojik olarak kalacağını ama örgüt ya da parti olarak Efrin’de bulunmadığını biliyorlar. PKK'li oldukları iddiasıyla bu vergiyi halka dayatıyorlar; birini tutuklayıp diğerini öldürüyorlar. Özerk yönetimle çalıştıkları iddia ediliyor. Bu durumun sorumlusu Suriye Ulusal Koalisyonu ile Türkiye’dir. Çünkü Türkiye henüz kendini işgalci olarak tanımlamıyor. İşlenen tüm suçlar koalisyonun gölgesi altında gerçekleşiyor. Biz de Suriye Kürt Ulusal Konseyi olarak koalisyon içindeki faaliyetlerimizi askıya aldık. Efrin'deki ihlaller sona erene kadar hiçbir toplantıya katılmayacağız.
Rûdaw: Koalisyon yanıt vermiyor mu?
Abdurrahman Apo: Koalisyon henüz yanıt vermedi, ama verecekler. Bu sefer konseyin konumu güçlü ve halkın yanında. Biz, uluslararası toplumun devreye girip, Kaxur, Efrin ve diğer işgal altındaki bölgelerdeki durumu çözmelerini ve buraları koruma altına almalarını istiyoruz.
Rûdaw: Koalisyon Güçleri, Emşat temsilcilerini bölgeden çıkarıp ENKS’nin geri dönmesini sağlayabilir mi?
Abdurrahman Apo: Bunu pek olası görmüyorum.
Rûdaw: Kaç kadına işkence edildi?
Abdurrahman Apo: Şu ana kadar 8 kadın yaralandı. Aslında tüm kadınlar işkence gördü; 50 kadını kışlaya götürüp gözaltına aldılar, sonra serbest bıraktılar. Bu olay, medyada daha fazla yer buldu çünkü bu seferki bir kadın ayaklanmasıydı, bizler kadınlara çok saygı duyuyoruz.
Rûdaw: Silahlı milislerin, eğer eşleri gidip söz konusu ağaçların PKK’ye ait olduğunu söylemezlerse kadınlarına tecavüz edeceklerini söylediği iddia ediliyor. Bu doğru mu?
Abdurrahman Apo: Evet, böyle bir tehdit yapıldı ve daha da fazlası oldu. Protestoların nedeni de bu.
Rûdaw: Gerçekten tecavüze mi uğradılar?
Abdurrahman Apo: Evet, eşleri gidip istediklerini imzalamazlarsa tecavüz edeceklerini söylediler.
Rûdaw: Kaxur köyündeki milisler nereliler? Emşat ya da Suriye’nin hangi bölgelerden geliyorlar?
Abdurrahman Apo: Humus ve Hama'dan gelenler Türkmen'dir. Emşat ve Hamzat grupları da Türkmen kökenlidir.
Rûdaw: Bir Efrinli olarak Kaxur ve Efrin halkına ne söylemek istersiniz mesajınız nedir?
Abdurrahman Apo: Başta aslan gibi cesur kadınlarımız olmak üzere tüm halkımızın önünde saygıyla eğiliyorum. Bu onların ne ilk ne de son mücadelesi. Korku duvarını çoktan yıktılar. Newroz'da ve bir şehit verildiğinde onlar hep ayağa kalkmasını bildiler. Bu sefer Kürt kadınları, çetelere karşı kahramanca durdu ve gerekenleri söylediler. Çeteler derslerini almış olmalı.
Rûdaw: Talebiniz nedir? ENKS’nin oradaki insanları korumalı mı?
Abdurrahman Apo: Gördüğünüz gibi, birkaç gün geçti ama Efrin'de yapılanlara karşı ENKS hâlâ bir adım atmadı. Birçok kişi şehit oldu. Başlangıçta kayıtsız kaldılar ama ENKS kararını verdi. Bu ilk adımdır. İkinci ve üçüncü adımların geleceğini düşünüyorum, çünkü temsilcilerimiz Kürt kadınlarının onuru ayaklar altına alınamaz; bu bizim kırmızı çizgimizdir diyerek başka bir çözümü kabul etmeyecektir.
Bu ENKS için kırmızı çizgidir. Meclisimiz halkın yanında durmalı ve koalisyonda daha önce alınan kararı uygulamalıdır. Efrin'de bir ofis açılırsa bu büyük bir değişim yaratır. Uluslararası güçlerin Türkiye'ye baskı yapması gerekiyor. Silahlı gruplar şehirlerden çekilmeli, Efrin yerel halk tarafından yönetilmeli ve ithal edilen Araplar çıkarılmalıdır. Bu süreç, altı aydan bir yıla kadar sürecek ve Türkiye'den bu çetelerin Efrin'den çekilmesi talep edilmelidir.
Biz, Êfrinliler ve aydınlar olarak, BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’e, Uluslararası Soruşturma Komitesi’ne ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e özel bir mektup gönderdik. Uluslararası Soruşturma Komitesi ve Guterres bize olumlu bir yanıt verdi. Güvenlik Konseyi'nden, Efrin'e uluslararası koruma sağlanması yönünde bir karar bekliyoruz.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın