Prof. Dr. Barker, Şanedar’da bulunan Neandertallerle ilgili merak edilenleri anlattı

13-05-2024
Etiketler Prof. Dr. Graeme Barker Şanedar Mağarası Shanidar Z Renc Sengawi Neandertal
A+ A-

Erbil’in Barzan bölgesindeki Şanedar Mağarasında bulunan dünyada en iyi korunmuş kadın bir Neandertal iskeleti 3D görünümü ile yeniden yaratıldı.

“Shanidar Z” diye adlandırılan bu kadının anatomisinin ayrıca 75 bin yıllık zaman arasındaki boşluğu doldurabileceği” düşünülüyor.

Uzun süre boyunca bilim insanları Neandertalleri uygarlıktan yoksun olarak tanımlamış olsa da Şanedar Mağarası’nın keşfiyle bu görüş değişti.

Şanedar Mağarasındaki kazı ekibine bakanlık eden Prof. Dr. Graeme Barker, 2018 yılında bulunan Neandertal kadın kafatasının Kürdistan için “çok önemli” olduğunu söyledi.

Barker, yapımcılığını BBC'nin üstlendiği ve Netflix'te yayınlanan “Neandertallerin Sırları” adlı belgeselin “Kürtlerin zengin kültürlerinin önemini fark etmelerini sağladığını” dile getirdi.

“Kürtler onu nineleri gibi görüyorlar” diyen Prof. Dr. Barker, “Şhanidar Z’nin ve Neandertallerin Kürt kimliğinin bir parçası haline geldiğini görmek ilginç. Bu bir ilk, Kürtler sadece Shanidar Z’yi değil, Şanedar Mağarası'nın da ne kadar önemli olduğunu görecekler” dedi.

Profesör Dr. Graeme Barker, Şanedar Mağarasının UNESCO Dünya Kültürel Miraslar listesine alınması için dosya hazırlanması gerektiğini söyledi.

Şanedar’ın Neandertallerin yaşamı hakkında çok önemli bulgulara ev sahipliği yaptığını belirten Barker, Neandertallerin modern insanlarla (Homo sapiens) tanışmış olabileceğini, hatta bu türün ateş yaktığını ve birlikte yemek yediklerini aktardı.

Cambridge Üniversitesi'nde arkeoloji profesörü olan Graeme Barker, Rûdaw TV’de yayınanan “Li Gel Renc” (Renc İle) programında Renc Sengavi’nin sorularını yanıtladı.    

Renc Sengawi: Bu fırsat için teşekkür ederiz. Belli ki bu dünyada ilk Neandertal keşfi değil ama dünyanın dikkatini çeken Shanidar Z’nin keşfi bir sosyal medyada bombası mı?

Prof. Dr. Graeme Barker: Shanidar Z’nin önemli olmasının iki ana nedeni var. Öncelikle belgesel ve yarattığı etki bize gösterdi ki Kürtler Shanidar Z sayesinde zengin kültürlerinin önemini fark etti. Kürtler onu nineleri gibi gördü. Shanidar Z ve Neandertallerin nasıl Kürt kimliğinin bir parçası haline geldiğini görmek ilginç oldu. Sanırım bu ilk kısım, çünkü böylelikle Kürtler sadece Shanidar Z’nin değil, Şanedar Mağarası'nın da ne kadar önemli olduğunu görecekler. Profesör Solecki’nin 1950'lerde keşfettikleri ve bizim keşiflerimiz de önemlidir. Bizim ve Profesör Solecki’nin buldukları tutarlı. Dolayısıyla umarım insanların ziyaret edebileceği ve bu tarihi anlayabileceği güzel bir merkez inşa edilir ve Şanedar Mağarası'nın dünya kültür mirasına dahil edilmesi için Arkeoloji Genel Müdürlüğü, Soran Arkeoloji Müdürlüğü ve hükümet yetkilileri birlikte UNESCO için bir dosya hazırlar. Kürdistan’da dünya kültürel miraslar listesinde tek bir yer var o da Erbil Kalesi’dir.

Renc Sengawi: Teşekkürler ama benim için önemli olan insanların onu kuzeni, teyzesi ya da dayısı olarak görmesi değil bir arkeolog olarak sizin cevabınız önemli.

Prof. Dr. Graeme Barker: O zaman devam edeyim. İzah etmek istiyorum...

Renc Sengawi: Neandertal olarak bilinen ve Şanedar’da bulunan Zed Hanım ile zeki insan türünden olan “Kürt” adı verilen uygar insanlar arasında bir bağlantı görüyor musunuz?

Prof. Dr. Graeme Barker: Bir bağlantı var çünkü artık genlerimiz aracılığıyla Neandertallerin ve zeki insanların atalarımızın kökeni olduğunu biliyoruz. Karışan bazı genler var. Hepimizin geninde yüzde 2 ila yüzde 4 oranında Neandertal DNA'sı var.

Renc Sengawi: Peki bu gen sadece Renc Sengawi de mi var yoksa Prof. Dr. Graeme Barker’de de mi var? Yani sadece bende mi var, sizde yok mu?

Prof. Dr. Graeme Barker: Her birimizde biraz var.

Renc Sengawi: Yani bütün insanlarda var?  

Prof. Dr. Graeme Barker: Herkeste var. Zeki insan türü Afrika'dan geldi. Bütün zeki insanlar Afrika'dan geldi. Güneybatı Asya ve Avrupa'da yaşayan modern insanların ve Amerika Birleşik Devletleri'ne taşınanların hepsinde, kökü 50.000 ve 100.000 yıl öncesine ait az miktarda Neandertal DNA'sı bulunuyor.

Renc Sengawi: Bu söyledikleriniz çok önemli, yani aynı dönemde Neandertaller de, zeki insanlar da vardı. Dolayısıyla zeki insanlar yani atalarımız ile Neandertaller arasında cinsel ilişki, çiftleşme ve üreme var mıydı?

Prof. Dr. Graeme Barker: Öyle olmuş olmalı çünkü genetik bilim uzmanları zeki atalarımızın kemiklerinde az miktarda Neandertal DNA'sı buldular. Bu zeki insanlar Batı Avrupa'dan Rusya'ya gittiler. Bu nedenle 50.000 ila 100.000 yıl önce bir tür cinsel ilişkinin yaşanmış olması muhtemeldir. İlişkinin ne kadar sürdüğünü bilmiyoruz. Bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyoruz ama Neandertal döneminin sonlarına doğru olduğu açıktır. Neandertaller ve zeki insanlar çağdaş dediğimiz insanlar yani kadim zeki insanlar tanışmış ve birbirlerini görmüş olmalılar ve bu ilişkilerin bir kısmı şiddete dayalı olabilir, bir kısmı da olmayabilir.

Renc Sengawi: Bu kadına neden Shanidar Z adı verildi? Bu ismin bir geçmişi var mı? Kim bu adı verdi?

Prof. Dr. Graeme Barker: Profesör Solecki’nin 1951 ile 1960 yılları arasında, aralarında erkek, kadın ve çocukların da bulunduğu 10 Neandertal'in kalıntılarını buldu. Bu nedenle Şanedar arkeologlar için önemli bir yer. Onun kazılarından sonraydı çünkü bu en büyük topluluklardan biriydi. Biz onun bulduğu Neandertallere ait bazı kalıntılar bulduk. Onun kazısını tamamlayamadığı yerde. Mesela 1960’tan sonra geri dönmek istemiş ancak yapamamıştı. Bu nedenle iki veya üç Neandertal'in kalıntılarını bulabildik; bundan en iyi korunanı Shanidar Z’ydi. Biz sadece baş kısmını bulduk. Profesör Solecki, ellerinden leğen kemiğine ve bacaklarına kadar kısmını çiçeklerle gömüldüğüne inandığı iskeletin en ünlü kısımlarını bulmuştu. Artık onu tanıdığımız için ona Shanidar Z diyoruz. Ona Z adını verdik çünkü Profesör Solecki başından beri 10'a kadar 1, 2, 3 yerine Roma rakamları ile I, II, IV şeklinde harfler kullandı ve 10 da X oldu. Sonra hepimiz Arapça rakamlar kullandık. Karışıklığı önlemek ve diğerlerinin devamı olduğu düşünülen sayıları kullanmamak için. Farklı olduğunu düşündüğümüz için Z ismini verdik, çünkü bulduğumuz parçaların profesör Solecki’nin buldukları ile ilişkisinden emin değildik.

Renc Sengawi: Mağarada bulunan kafatası kalıntısına “Shanidar Z” adını verme konusu konuklarımı tatmin etmiyor. Daha fazla açıklama yapabilir misiniz?

Prof. Dr. Graeme Barker: Profesör Solecki, erkek, kadın ve çocuk olmak üzere 10 Neandertal buldu. Bulunan neandertallere 1 ile 10 arasında sayı verdi.

Renc Sengawi: Hepsi Şanedar’da mı bulundu?

Prof. Dr. Graeme Barker: Şanedar’da. Roma rakamlarıyla numaralandırıldı; Roma rakamlarıyla 10 sayısı X olur. Profesör Solecki tarafından keşfedilen ve Shanidar Z’nin kendisinden bir veya iki metre yukarısında bulunan Neandertal gruplarıyla ilişkisinden emin değiliz. Bu yüzden ona Z adını verdik çünkü bu davranışsal olanlardan tamamen farklı olduğu anlamına geliyor.

Renc Sengawi: Shanidar Z’yi bulmak için kaç metre kazdınız?

Prof. Dr. Graeme Barker: Yer seviyesinin yaklaşık sekiz metre altındaydı.

Renc Sengawi: Sekiz metreden daha derinde başka iskeletlerin de olması muhtemel mi? Burası bir yerleşim yerleri miydi yoksa mezarlık mıydı?

Prof. Dr. Graeme Barker: Muhtemelen. Profesör Solecki 14 metre kazdı.

Renc Sengawi: Mezarlık mıydı, yoksa yerleşim yeri mi?

Prof. Dr. Graeme Barker: Neandertallerin bulduğu yerden beş metre daha aşağıya ve daha derine indik. Mezarlık tabiri belki doğru olmayabilir çünkü biz sekiz ila dokuz metre aşağıya indik orada dört-beş Neandertal iskeleti ile cenaze çiçeği vardı. Shanidar Z de oradaydı. Bu nedenle aralarında yüzlerce yıldan fazla fark olabilir. Neandertaller yaklaşık 75.000 yıl önce mağaraya bir cenaze gömdüler. Sonraki iki nesil aynı mağaraya dönmüş ve başka bir cenazeyi gömmüş olabilir. Bir sonraki nesil de aynısını yapmış olabilir. Yani mezarlık olduğunu söylemek yanlış çünkü aralarında belki 500 yıl zaman farklı olan beş-altı Neandertalden bahsediyoruz. Ama önemli olan Neandertal hatıraları ve kültürüdür. Şanedar Mağarası, geri dönüp cesetlerini gömdükleri özel bir yer olabilir.  

Renc Sengawi: Kürdistan Arkeoloji Müdürü, Shanidar Z’nin iade edilmesinin yaklaşık beş yıl süreceğini söylüyor. Siz bu konu da ne düşünüyorsunuz? Sizce ne kadar sürer?

Prof. Dr. Graeme Barker: Bu çok ilginç bir keşif. Kafatasının incelenmesinden elde edilecek pek çok bilgi var. Bu çalışmalara birçok farklı ülkeden bilim insanları katılıyor.  

Renc Sengawi: Peki, Kürdistan'a ne zaman iade edilecek? Neden bu kadar uzun sürüyor?

Prof. Dr. Graeme Barker: Zamanı ve nedeni bilimsel çalışmalara bağlı. Bu uluslararası öneme sahip bir bilim araştırması ve Kürdistan'ın bundan büyük gurur duyması gerekiyor. Shanidar Z'nin kafa tası iade edilecek ve şu anki konumundan çok daha ünlü olacak. Belgeselin yayınlanmasıyla kamuoyunun ilgisini çekmişti. Aynı zamanda dünya çapında bilimsel bir ilgiyi de beraberinde getirdi.

Renc Sengawi: Shanidar Z tam olarak ne zaman iade edilecek?

Prof. Dr. Graeme Barker: Sanırım beş-altı yıl sürecek. Tarih belirlenip soruşturmanın yarıda kalması Kürdistan'a zarar verir diye düşünüyorum.

Renc Sengawi: Solecki’nin ulaştığı sonucun aynısına ulaştınız mı?

Prof. Dr. Graeme Barker: Solecki büyük bir çukur kazdı. Asıl cevap bu. Çok fazla kazı yaptı. 14 metre derine indi. Şu anda yapamayacağımız bir tür arkeolojik çalışma, çünkü pek çok bilimsel yöntem kullanmamız gerekiyor. Yani yaklaşık 10 metre kazı yapabiliriz. Bunun yanında Solecki’nin kazmış olduğu çukur var. Pek çok farklı arkeolojik yöntem keşfettik. O şunu buldu, diğerinin bunu buldu şeklinde söylemek doğru değil. Oldukça büyük bir çukur kazıldı ve pek çok ilginç şey bulundu. Biz Solecki’nin döneminde olmayan bilimsel bir yöntemle küçük bir kazının içindeydik. Organik şeyler arıyorduk ve kazıp bulduğumuz her şey genellikle katı şeylerdi. Bunları bir makinede yıkıyoruz.

Kürdistan Bölgesi Arkeoloji Müdürü: Keşiflerin üzerinden 70 yıl geçti. 10 yıldır bu alanda çalışmalar yürütüyorsunuz ve çok ileri bir teknolojiye sahipsiniz. Buna rağmen Solecki’nin sonuçları neden sizinkinden daha iyi?

Prof. Dr. Graeme Barker: Sonuçlar daha iyi değil ama farklı. O geniş bir alanda çalıştı, biz küçük bir alanda kazılar yaptık ama Neandertallerin nasıl yaşayıp öldüğüne, elementlerinin nasıl olduğuna dair elimizde pek çok bilgi ve bilim var. Dolayısıyla çağdaş arkeoloji konusunda çok geniş bir bilgi birikimine sahibiz. Kısaca o çok şey keşfetti, biz daha az keşfettik demek doğru değil. Bu yeni bir bilimsel süreç ve yeni bir genetik inceleme.

Renc Sengawi: Kafatasının rengi hangi bilimsel temellere dayanarak seçildi? Birçok kişi onların Neandertallerden çok Kızılderililere benzediğini düşünüyor?

Prof. Dr. Graeme Barker: Biz arkeologlar Şanedar Mağarası'nda çalışıyoruz ve yüz modeline katılmıyoruz ancak model, çağdaş bilimin tamamıyla kullanılarak yapılmıştır. Genler aracılığıyla biliyoruz ki, örneğin genlerin çok iyi şekilde hayatta kaldığı biliyoruz. Örneğin Rusya’daki bir mağarada bulunan genler çok iyi durumdaydı saçları ve derileriniin yapısı hakkında çok iyi şey öğreniyoruz.

Renc Sengawi: Derisinin çizilen modelle aynı olduğunu mu söylüyorsunuz?

Prof. Dr. Graeme Barker: Belgeselin, Neandertallerin rengi, teni, saçları ve en önemlisi davranışları açısından nasıl tasvir edileceği konusunda çok iyi bir karar verdiğini düşünüyorum. Belgeselde zeki bir kadın ile Neandertal bir kadının ilişkisinin şiddete dayalı olup olmadığı tartışması yer alıyor. Daha sonra belgeselde ilişkinin şiddet içerdiğini ve akıllı kadının yemek servisi yaptığını görüyoruz. Belgeseli izlediğinizde akıllı insanları Afrikalı olarak tasvir ediliyor.

Renc Sengawi: Neandertallerin birbirlerinin etini yediği söyleniyor, bu nedenle parçalar halinde bulunuyorlar. Neandertaller şiddet yanlısı mıydı yoksa barışçıl mıydılar?

Prof. Dr. Graeme Barker: Bahsettiğiniz mağara Hırvatistan'daki Krapina'dır. Onların arasında vahşiler de olabilir.

Renc Sengawi: Aslında bir kanıdan ziyade soru sormak istedim; barışçıl mıydılar yoksa şiddet yanlısı mıydılar?

Prof. Dr. Graeme Barker: Vahşilik ile şiddet aynı anlamına gelmiyor. Belgeselde de belirtildiği gibi, ölülerine bir nevi saygı gösterebilirlerdi. Şanedar Mağarasında vahşilik olgusuna rastlamıyoruz. Aksine orada yaşayanların ölülerini özenle gömdüklerine ve üzerlerini güllerle kapladıklarına dair elimizde  kanıtlarımız var. Ayrıca Neandertallerin ölülerinin yakınında yaşadıklarına dair kanıtlarımız var. Mağaraya gidip haftalarca orada zaman geçirmiş olabilirler.

Renc Sengawi: Başka yerlerde de çiçekler ile süslenmiş yerlere rastladınız mı?

Prof. Dr. Graeme Barker: Hayır, rastlamadık ama ilginç ve nadir şeylerden biri de yıkadıktan sonra ortaya çıktı. Bazı yanık bitkilere rastladık yaktıktan sonra tükettikleri görülüyor. Şanedar Mağarasında ateşi kontrol ettiklerine, tahıl ve bitkileri toplayıp bir çeşit hamur haline getirdiklerine, taşları ateşte ısıtarak yemek pişirdiklerine şahit olduk. Ateşin etrafında oturup birlikte yemek yiyorlar. Bu önemli yeni bir keşif, çünkü Neandertallerin daha önce ilkel bir kültüre sahip olduğu düşünülüyordu, ancak Şanedar'da onların da tıpkı bizim gibi ateş etrafında toplanıp birlikte yemek yediklerini görüyoruz. Yemek bir kültürdür. Bu, çağdaş bilimin Neandertallerin nasıl varlıklar olduğuna dair tamamen yeni şeyler gösterdiği bir örnek. Araştırmamız mikroskopidir. Bu nedenle biz çok fazla şey bulduk ya da Profesör Solecki daha az buldu demek doğru bir yaklaşım değil.

Renc Sengawi: Öyleyse ekibinizin bulduğu bulgulara göre Şanedar’da yaşayanlar farklı türde bir medeniyete sahiptiler. Yani dev değildiler, sosyal ilişkileri vardı ve belki de evlilik dahi yapmışlardı?

Prof. Dr. Graeme Barker: Neandertal fosillerinde ve dünyanın başka yerlerinde bulduğumuz şey, Solecki’nin ölülerinin üzerine çiçek koyduğunun keşfinden ve ilk yaralı Neandertallerin kanıtlarından başlayarak, onların bildiğimizden daha fazla kültüre sahip oldukları yönünde bir kanı var.

Renc Sengawi: Şanedar’daki Neandertaller ile diğer yerlerde bulunanlar arasındaki en önemli fark nedir?

Prof. Dr. Graeme Barker: Neandertaller hem bizim gibilerdi hem de bizim gibi değillerdi. Ayrıca Şanedar'da yaşayan zeki insanlara dair pek çok kanıtımız var. Biz Şanedar’daki Neandertallerin başka yerlerdeki Neandertallerden farklı olduğunu söylemiyoruz. Elimizdeki bilimsel kanıtların bize Neandertallerin nasıl yaşadıklarına ve kültürel olarak nasıl yaşadıklarına dair daha ikna edici kanıtlar verdiğini savunuyoruz. Dünyanın başka yerlerindekilerden farklı ve daha iyi olduklarını söylemiyoruz.

Renc Sengawi: Başka yerlerde çiçekler bulundu mu, yoksa bu Şanedar Neandertallerinin bir özelliği mi?

Prof. Dr. Graeme Barker: Çiçeklerle cenaze gömmek nadir bir olaydır. Çiçekli cenaze törenleri her zaman tartışmalı olmuştur ve pek çok arkeolog buna inanmamıştır. Çiçeklerin cesetlerin üzerine gömülmediğine ve hayvanlar tarafından taşındığına inanıyorlar. Yani 1960'lardan bu yana bu konuda çok fazla teori öne sürüldü. Yakın zamanda, Solecki’nin düşündüğü gibi çiçeklerin cenazelerin üzerine yerleştirilmediğine, belki de hayvanları uzaklaştırmak için tüm cesetlerin üzerinin bazı bitkilerle örtüldüğüne inandığımızı belirten bir çalışma yayınladık. Yani çiçeklerle gömmek bilimsel bir gerçek değil ancak ölülerini düşünüp özenle gömdüklerini tespit ettik. Onların da ölülerini başlarını mağaranın ön tarafına dönük şekilde gömdüklerini tespik ettik. Ölülerin onların kültürlerinin bir parçası olduğunu gösterecek çok şey var. Bu yüzden çiçeklerle gömülmenin özel bir şey olduğunu düşünmemeliyiz.

Renc Sengawi: Bulunan kafatasından daha önemli bir keşif var mı?

Prof. Dr. Graeme Barker: Sürekli olarak yeni şeyler keşfediyoruz ve bilimsel makaleler yazıyoruz. Bilimsel süreç, makale yazarak ve daha sonra bunların uluslararası kuruluşlar tarafından test edilmesini ve incelenmesini sağlamaya çalışıyoruz. Yüksek profilli dergiler için makaleler yazmaya yönelik yeni bir arkeolojik süreçteyiz. Henüz araştırma aşamasında olan bulduğumuz bir örnek var, küçük bir kapak bulundu ancak henüz yayınlamak için erken.  

Renc Sengawi: Kafatasından daha önemli bir bulguya rastladınız mı?

Prof. Dr. Graeme Barker: Hiç kimse hiçbir yerde Neandertal derisiyle ilgili bir şey bulamadı.

Renc Sengawi: Kamuoyu ile paylaşmak istediğiniz başka bir bulgular var mı?

Prof. Dr. Graeme Barker: Hayır, arkeoloji ve çağdaş bilim herkesin bir araya gelmesiyle olur. Hiçbir şeyi sır olarak saklamıyoruz. İçinde küçük bir delik bulunan çok küçük bir kapak bulduğumuzu ve bunun önleyici bir tedbir olduğunu açıklamak istiyorum. Arkeologlar, 18 bin yıl önce Afrika'da, 80 bin yıl önce de Fas'ta akıllı insanların koruyucu araç olarak kullandığı kaplar buldular. Neandertal çağından sonraki dönemde korunma yöntemleri varmış. Bu neden önemli? Çünkü bu, çağdaş insanın sembolik bir kültürü olarak görülüyor. Bu çalışma şu anda inceleme aşamasında.

Renc Sengawi: Peki Soran hocanın sorduğu soruya ne dersiniz?

Prof. Dr. Graeme Barker: Bilimsel nedenlerden dolayı ona Shanidar Z adını verdik, çünkü Şanedar Kürdistan için önemli ve uluslararası bilim camiası artık bu belgesel sayesinde Kürdistan’a daha fazla ilgi duyuyor. Biz bu bilim dünyasının içinde çalışıyoruz. Araştırdığımız her şey İngiltere'ye gidiyor, orada araştırılıyor ve geri dönüyor. Bu benim mirasım ya da Cambridge'in mirası değil, Kürdistan'ın mirasıdır. Bilimsel araştırma için başka yerlere gidiyor ve geri dönüyor. Z harfinin yer aldığı isim, artık tüm bilim adamları tarafından kabul edilen bilimsel nedenlerden kaynaklanıyor.

Renc Sengawi: Bu ismin seçimlesi konusunda Kürtlerin katkısı oldu mu? Her yeni bir keşifte bulunanların geri gönderilmesi konusunda hükümetle bir sözleşmeniz var mı?

Prof. Dr. Graeme Barker: Elbette. Tüm yabancı ekiplere Kürt yardımcı ekipler eşlik ediyor. Kürdistan Bölgesi’nin yasalarına göre çalışıyoruz. Tüm bulgular iade edilecek.

Renc Sengawi: Sayın Barker çok teşekkür ediyorum. Kürdistan Bölgesi'nde arkeolojiye yeterli kaynak sağlanmasa da ve küçümseniyor olsa da çalışmalarınız övgüye değer ve gurur verici. Ancak çok iyi bir iş çıkardınız. Size ve hükümete teşekkür ediyorum.

Prof. Dr. Graeme Barker: Evet, Kürdistan Bölgesi'nde arkeolojinin yeterince finanse edilmediği görüşüne katılıyorum. Arkeologlar zor koşullar altında çalışıyor. Arkeoloji Genel Müdürü ve ben bu belgeselin Kürt gençlerini arkeolojiye yönelmeye teşvik etmesini diliyorum. Kürdistan’da arkeolojinin geleceği için gençler ve üniversite öğrencileri sadece muhasebe, işletme, sanayi ve mühendislik gibi bölümleri değil aynı zamanda arkeolojiyi de okumayı düşünmelidir. Çünkü arkeolojinin ne kadar önemli olduğunu bu belgeselde görebilirsiniz. Bu bizim umudumuz.

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli