Kardinal Sako: Artık Irak toplumunun bir parçası olduğumuzu hissetmiyoruz

02-10-2023
Etiketler Kardinal Louis Sako Kürdistan Süryaniler Asuri Hristiyanlar
A+ A-

Irak ve Dünya Keldani Katolikler Birliği Patriği Kardinal Louis Sako, Irak Cumhurbaşkanı Latif Reşid’in kendisi hakkındaki kararnameyi neden geri aldığını anlamadığını söyledi.

Kararın “Hristiyan damgası taşıyan bir milis gücünün baskısı altında alındığını” belirten Kardinal Sako, “Bana baskı yapması ve beni kendi gündemine uymaya zorlaması için ya da kiliseden meşruiyet alıp istediği gibi davranıp otoritesini tüm Hristiyanların kutsallıkları üzerine dayatmak için ona baskı yaptılar” dedi.

Irak Parlamentosu’ndaki Keldani grubunun Hristiyanlardan oy almadığını ve kendilerini temsil etmediğini belirten Kardinal Sako, “Bu grubu başından beri tanımıyorum ve silahlı bir Hristiyan grubunun varlığına da rıza göstermiyorum” ifadelerini kullandı.

Saddam Hüseyin rejimi devrilmeden önce sadece Bağdat'ta 750 bin Keldaninin yaşadığını hatırlatan Kardinal, Keldanilerin Kürdistan Bölgesi'ndeki Hristiyan nüfusun yüzde 95'ini oluşturduğunu kaydetti.

Louis Sako, “Artık burada bir geleceğimiz olduğunu ya da Irak toplumunun bir parçası olduğumuzu hissetmiyoruz çünkü baskı var, kasıtlı dışlama var” diye konuştu.

Moğollar gelince Hristiyanların Kürdistan’a kaçtıklarını, çünkü burada kendilerini koruyabildikleri dağlar bulunduğunu anlatan Kardinal Sako, “Böylece köylere yayıldılar. Hala onlarca köyümüz var çünkü Hristiyanlar burada kendilerini huzur ve güvende hissettiler” dedi.

“Kürdistan Bölgesi kuruduktan ve federalizmden bu yana hiçbir sorun yaşamadık” diyen Hristiyan din adamı, “Hristiyanlar hükümet dairelerinde ve bürolarında çalışıyorlar. Keldani, Süryani, Ermeni olmaları önemli değil, önemli olan haklarının korunduğunu hissetmeleridir” ifadelerini kullandı.

Irak ve Dünya Keldani Katolikler Birliği Patriği Kardinal Louis Sako Rûdaw TV’de yayınlanan röportajda Dilbixwîn Dara’nın sorularını yanıtladı.

Rûdaw: Sayın Luys sako, hoş geldiniz

Kardinal Louis Sako: Tanrı sizden razı olsun, teşekkürler

Rûdaw: Çok teşekkür ediyorum Zaho doğumlu Kardinal Louis, buraya geldiğinizde röportajı Kürtçe-Kurmanci lehçesinde yapacağımızı söylemiştim ama siz unuttuğunuzu söylediniz. Kürtçeyi unuttunuz mu?

Kardinal Louis Sako: Teşekkürler.

Rûdaw: Kürtçeyi anlıyor musunuz?

Kardinal Louis Sako: Evet ama unutmuşum.

Rûdaw: Zaho'da belli bir düzeyde Kürtçeyi iyi öğrendiniz ama altı yaşında Musul'a taşındınız. Evde Keldanice mi konuşuyorsunuz? Daha sonra Arapçayı.

Kardinal Louis Sako: Arapça, Keldanice, dışarı ile de daha çok İngilizce, İtalyanca ve Fransızca.

Rûdaw: Almancayı da iyi biliyorsunuz, Almanya'ya da gittiniz. Az önce biraz Almanca konuşmuştuk. Erbil'e ve Rûdaw'a hoş geldiniz. Kardinal Sako, Erbil'e neden geldiniz, hayatınızla ilgili tehlike var mı?

Kardinal Louis Sako: Hayır, cumhurbaşkanıyla hiçbir kişisel sorunum yokken, cumhurbaşkanlığı kararnamesinin geri alınması nedeniyle Erbil'e sığındım ki bu hiç de medeni bir davranış değildi. Ben kendisini (Irak Cumhurbaşkanı Latif Reşid’i) iki kez ziyaret ettim, o da beni daha önce ziyaret etmişti. Kendisi laikliğe ve liberalizme inanan bir partinin mensubu. Cumhurbaşkanlığı kararnamesini sadece benden almakta ne gibi bir çıkarı var bilmiyorum ama benden alt kademede olan ve hala kararnameleri olan başka din adamları da var. Irak anayasasını inceledim, hiçbir hukuki dayanağının olmadığını gördüm. 73’üncü maddenin 7’inci paragrafında cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisi olduğu belirtiliyor ancak bunları geri çekme hakkına sahip olduğuna dair bir emare bulunmuyor. Üstelik hiçbir gerekçe de yok, gerek de yok çünkü gerekçesi ne ise ahlaki açıdan da olsa, kararın geri çekilmesini gerektirecek bir suç işlemedim. Önceki tüm cumhurbaşkanları ile, Mam Celal'le, sonra Fuad Masum, Dr. Berhem Salih'le, hatta kendisi de dahil diğer tüm başbakanlarla da, yani kamu çıkarına hizmet eden bir çerçevede iyi ilişkilerim oldu. Kararnameyi benim aleyhime neden geri çektiklerini anlamıyorum.

Hristiyan damgası taşıyan bir milis gücünün baskısı altında olmalı. Bana baskı yapması ve beni kendi gündemine uymaya zorlaması için ya da kiliseden meşruiyet alıp istediği gibi davranıp otoritesini tüm Hristiyanların kutsallıkları üzerine dayatmak için ona baskı yaptılar. Bunun dışında hiç bir gerekçeden şüphelenmiyorum. Ayrıca düzenlemelere ikna olmasa da kendisine onurunu koruyacak yeni bir düzenleme teklif ettim ama reddetti, ısrar etti ve ısrarını ne kadar sürdürür bilmiyorum. Bununla birlikte hepimiz hata yapabiliriz, hatalarından geri dönmek de fazilettir. Hiç kimse mükemmel değildir, yalnızca Tanrı mükemmeldir.

Rûdaw: Nedenlerden birinin Papa Francis'in Irak Cumhurbaşkanını karşılamayı reddetmesi olduğunu, yani kararın tepki olarak verildiğini söylüyorlar.

Kardinal Louis Sako: Hayır, hayır, hiç bir şekilde böyle değil. Benim o ziyaretle hiçbir ilgim yok. O Cumhurbaşkanıdır ve Papa da sadece kilisenin değil, bir devletin başkanıdır. Ayrıca benim bu kararla hiç bir alakam yok. Zaten cumhurbaşkanının oraya gideceği konusunu bana hiç sormadılar bile. Papa o sırada hastaydı ve hastanede ameliyat olmak zorundaydı. Vatikan, cumhurbaşkanlığı ofisine, Papa'nın kendisini kabul edebilmesi için mümkünse ziyaretin ertelenmesini veya uzatılmasını isteyen bir mektup yazmıştı.

Hayır, benim bu olaya karışmadım ve ziyaret üzerinde hiçbir etkim olmadı çünkü bunun benimle hiçbir ilgisi yoktu. Önemli Iraklı şahsiyetler Vatikan'ı ziyaret ettiğinde bana çoğu zaman görüşlerim soruluyor bu doğrudur. Hangi konuların tartışılması gerektiğine dair görüşümü dile getiririm çünkü o Vatikan'da, ben de burada Irak'tayım ve gerçeği biliyorum. Genel olarak bu ziyaretleri destekliyorum çünkü bu ziyaretler hepimiz için, Irak ve Hristiyanlar için önemli. Hatta birisini Vatikan'a büyükelçi olarak atadıklarında bile mesela Ferhan el-Amiri’yi, bana sordular ben de destekledim. Karşı çıkmadım. Bu yüzden benim bunlarla bir ilgim yok, bunlar bahane.

Rûdaw: Peki Papa, cumhurbaşkanının kararnameyi geri çekme kararını değiştirmesi için neden müdahale etmedi?

Kardinal Louis Sako: Papa ve elbette Vatikan kadim bir bilgeliğe ve diplomasiye sahiptirler ve hiçbir meseleyi karmaşıklaştırmamak için doğrudan müdahale etmezler. Özellikle son 20 yılda defalarca kaçırılan, öldürülen, sürgün edilen ve büyük bedeller ödeyen Hristiyanların hedef alınmasından korkuyorlar. Bir milyona yakın Hristiyan ülkeyi terk etti ve geriye kalan yarım milyon Hristiyan'ı korumak istiyorlar. Bu yüzden işi daha fazla karıştırmak istemediler ama sonra iki şey oldu; Bunlardan ilki, cumhurbaşkanının Vatikan büyükelçiliği görevlisini çağırması ve ona Vatikan'ın bu konudaki tutumunun ne olduğunu sormasıydı. Görevli cevaben ülkesinin tutumu hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını söylüyor ama şu sahtekarlığa bakın. Güya görevlinin Vatikan'ın kararnamenin geri çekilmesi konusunda herhangi bir yorum yapmadığını söylediği iddia ediliyor. Oysa Vatikan, Kardinal Louis Sako'ya yönelik muamelenin uygunsuz olduğunu belirterek bu konudaki endişesini dile getirdi.

Sonra ismini vermek istemediğim biri ki kendisi biliniyor, kalkıp gitti ama nasıl gitti? Bilemiyorum, ABD yaptırımları altında biri Vatikan'a, Roma'ya nasıl gitti, kim yardım etti, 10 bin kişinin katıldığı halka açık toplantıya nasıl bilet alabildi? Görüşmede biliyorum çünkü dört yıl Vatikan'da yaşadım, insanlar ayakta bekliyor, Papa oradan geçiyor ve onlarla el sıkışıyor ama kim olduklarını bilmiyor. Bunu kendisine, Papa'nın kendisini karşıladığı ve İsviçreli muhafızlar tarafından selamlandığı şeklinde medya propagandası haline getirdi. Videoyu tekrar izlerseniz karartıldığını göreceksiniz. Bu, muhafızların durduğu Vatikan kapılarından birinin resmini çekmiş ve görüntüye eklemiş. Daha sonra güya Papa'nın Kardinal Sako'nun değiştirilmesini kabul ettiğini ileri sürdü ve bazı fotoğraflar düzenledi.

Rûdaw: Yani montaj mı yapmış?

Kardinal Louis Sako: Evet, montaj yapmış. Fotoğraflar sahtedir. Vatikan da Papa'nın kim olduğunu bilmeden bu şahısla el sıkıştığını açıkladı. Düşünün ki bu Irak için ne kadar da kötü bir durum. Irak'ın itibarı açısından. Dünya ülkeleri ve yabancı medya bu konuda çok şey yazdı. Irak’ta devlet kendine saygı duymalı ve bu tür kişilerin devletin ismini karalamasına izin vermemelidir. Ayrıca bunda ne çıkarı olur?

Rûdaw: Evet Sayın Kardinal, siz dünyadaki ve Irak'taki Keldani kiliselerinin kardinalisiniz ve şu anda Erbil'de yaşıyorsunuz. Daha önce kiliselerin işlerini Bağdat'tan yürütüyordunuz. Erbil çalışmalarınızı buradan yürütmek için uygun mu, Bağdat’ta olduğu gibi işler iyi yürür mü?

Kardinal Louis Sako: Ben bir tür protesto olarak, cumhurbaşkanına ve başbakana baskı yapmak için Erbil’e geldim çünkü kendisi o hükümetin bir parçası. Uygun bir çözüm bulanması ve Bağdat'taki ofisime dönebilmek için üzerlerinde baskı kurmak istiyorum. Bana İstanbul'a gitmemi ve güya her türlü imkanı sağlamayı teklif ettiler ama ben reddettim. Resmi bir karşılamayla bana Necef'e gitmemi teklif ettiler. Sorun yok dedim ama Necef'te Hristiyan yok. Neden oraya gideyim ki? Necef halkına ve Şii dini makamlarına büyük saygım var. Erbil'e geldim çünkü burada kilise var ve Hristiyanlar yaşıyor. Ankawa'da ve Kürdistan Bölgesi’nin her yerinde Hristiyanlar var. Zaho'da, Amedi'de, Akre'de, Süleymaniye'de burada kiliselerimiz, ibadethanelerimiz var. Buraya hareket edebilmek için geldim. Bağdat'ta bu grubun ve bu şahsın varlığı hoş bir ortam yaratmıyor, her hafta gidip hakkımda dava açıyorlardı.

Rûdaw: Rayan el-Keldani’yi mi kast ediyorsunuz, Parlamentoda 5 milletvekilleri var?

Kardinal Louis Sako: Hayır, dört.

Rûdaw: Bu dört milletvekili Irak'taki tüm Keldanileri temsil ediyor mu?

Kardinal Louis Sako: Hayır, hepsi Keldani değil ama hepsi Rayan’ın grubundan yani o şahsın taburlarından. Gerçekten de Hristiyanlardan oy alamadılar. Açık bir bölgede olduğu için oradan buradan oy topladılar. Bakın bu grubun temsilcisi olan kadın televizyonda Hristiyanların oylarıyla değil, Necef ve Kerbela'nın oylarıyla kazandıklarını söyledi. Yani bunlar beni temsil etmiyor. Öncelikle bu grubu başından beri tanımıyorum ve silahlı bir Hristiyan grubunun varlığına da rıza göstermiyorum. İster Hristiyan olsun, ister Sünni ve ister başkası olsun Iraklıların haklarının yönelik her türlü ihlale karşıyım. Ninova Ovası’nda Hemdaniye ve Telkef kasabalarındaki demografik değişime karşıyım. Bu grup yüzünden bugüne kadar Telkef halkı evlerine dönemedi. Bir din adamı olarak rehberlik ve nasihatlardan sorumluyum. Birini eleştirdiğimde bunu onu doğru yola dönmesi, vicdanına yönelmesi, kendini düzeltmesi için yaparım. Bende öyle bir intikam zihniyeti yok. Hristiyanlıkta intikam yoktur. Eğer bağışlanma varsa bunun tövbeye, adalete ve hakikate dayanması gerekir. Fakat giden artık gitti derseniz bundan hiç bir şey inşa edemezsiniz.

Rûdaw: Papa’nın Irak ve Kürdistan Bölgesi hakkındaki görüşü nedir?

Kardinal Louis Sako: Burada ise tam tersine, beni oldukça resmi karşıladılar. İadeyi itibardı benim için.  Bu karşılamayla Bağdat'a “bakın o ulusal, hatta uluslararası bir şahsiyet” mesajını verdiler.  Ben sadece Keldani Patriyarkı değilim, aynı zamanda bir buçuk milyar takipçisi olan Katolik Kilisesi'nde bir Kardinalim. Bana herhangi bir baskı yapmadılar, tam tersine Bağdat'ta Kürdistan Demokrat Partisi'nin (KDP) beni sorunu büyütmeye ittiği yönünde dedikodular yaydılar ama asla böyle bir şey olmadı, bu zihniyet dedikodu zihniyeti, komplo zihniyetidir. Bu İsrail planı mıdır, İran, Türkiye, Suudi komplosu mudur? Hayır, bu bir Irak komplosudur. Neden gerçekçi olup Irak'ta bir sorun olduğunu ve bunu çözmemiz gerektiğini kabul etmeyelim? Kürtler beni her zaman teşvik etti ve Bağdat'a dönmemi ümit etti.

Rûdaw: Siyasi konulara dokunmuş olmuyor musunuz?

Kardinal Louis Sako: Adaletsizlik olduğunu gördüğümde siyasetten kaçınmam özellikle de meşru bir hakkın ihlal edildiğini görürsem, başta Hristiyanlar olmak üzere tüm Iraklılar hakkında. Hristiyanları kim savunacak? Patriyarkım, onları savunmak benim görevim. Bir süre önce iki kadını işlerinden atmışlardı. Nasıl yaşayacaklarını, neyle yaşayacaklarını düşünmemişlerdi ve bu kadınlar kendi işlerinde uzmandılar. Bu amaçsız bir eylem değil. Bu bir hak ihlalidir. Hani nerede bir arada yaşama, nerede Irak mozaiği ve nerede ülke? Her şey slogan haline gelmiş. Hükümetler ve politikacılar sadece tatlı sözler söylüyor: Reformlar, inşa, yolsuzlukla mücadele ve silahların kontrolü, ama biz aslında hiçbir şey görmüyoruz.

Rûdaw: Hristiyanların yurt dışına göç etmesinin nedeni nedir?

Kardinal Louis Sako: Nedeni, Hristiyan'ın doğaları gereği barış ve güvenlik arayışında olmasıdır. Güvenlik ve özgürlük ortadan kalkınca, özgürlüğünü ve onurunu korumak ve çocuklarını büyütebilecek güvenli bir yer arar. Evet, burada şu an güvenlik durumu iyileşmiş olsa da son yirmi yılda, özellikle de başlangıçta, evden ayrıldığınızda geri dönüp dönmeyeceğinizden emin değildiniz. Bu yüzden bir çok kişi yurt dışına göç etti. Yaklaşık bir milyon. Bazıları Kürdistan'a huzurlu olduğu için geldi ama burada da iş ve geçim kaynağı bulmak zordu, dolayısıyla durum genel olarak istikrarsızdı. Gelecek belirsizdi ve Hristiyanlar burada bir geleceğe dair güvenlerini kaybetmişlerdi. Bu zihniyette köklü bir değişiklik olmazsa, devlet hukuk devleti, adil, eşitlikçi ve vatandaşlara hizmet eden devleti haline gelmez ise ne Hristiyanlar ne de başkaları burada kalamaz.

Rûdaw: Saddam Hüseyin rejiminin devrilmesinin ardından Hristiyanlara ait birçok mülk yağmalandı. Bu mülkler Hristiyanlara iade edildi mi?

Kardinal Louis Sako: Hayır, Saddam Hüseyin döneminde de böyle şeyler olmadı.

Rûdaw: Saddam rejiminin devrilmesinden sonraki dönemi kast ediyorum?

Kardinal Louis Sako: Aaa... sonrasında, tabi ki bir çok mal ve mülk yağmalandı. Daha dün bir kadın yanıma geldi. O grup hakkında konuştu ve mülkünü satmasına yardım ettikleri için kendisinden 20.000 dolar aldıklarını söyledi. Özellikle Telkef ve Bağdat'ta insanların mallarına el koydular, evlerini işgal ettiler. Elbette sadece onlar değil, başkaları da var. Bunlar özgürce dolaşan mafya grupları. Bir anda gelip falan cemaate ait olduklarını söylüyorlar ama belki de yalan söyleyorlar. Sebebi ise Hristiyanların bu durumda zayıf halka haline gelmesidir. Çünkü bizim şiddete ve silaha eğilimimiz yok. Silahları sevmiyoruz, barışı ve istikrarı seviyoruz. Başımıza bir şey gelse mahkemeye gider, şikayette bulunuruz ama bugün bu durum karşısında nereye başvuralım? Aslında bizim inancımız vatanadır, devlet ve hükümetedir, ona buna değil.

Rûdaw: Sayın Kardinal, dünyada Keldanilerin nüfusu ne kadardır?

Kardinal Louis Sako: Hristiyanların mı? Ya da Iraklı Hristiyanların mı, çünkü biz Iraklı Hristiyanlarız...

Rûdaw: Dünya genelindeki Keldanilerin?

Kardinal Louis Sako: Evet, size söyleyeyim, rejimin (Saddam Hüseyin rejimi) devrilmesinden önce bir buçuk bilyon kadardık.

Rûdaw: Sadece Irak’ta!.. Yoksa Irak ve Kürdistan Bölgesi genelinde mi?

Kardinal Louis Sako: Tüm Irak’ta. Çünkü unutmayalım ki Saddam Hüseyin döneminde Kürdistan Bölgesi'ndekilerin hepsi sürgün edilmişti. Biz Hristiyanlar her zaman sürgüne maruz kaldık. Baskıya uğradık. Köylerimiz, hatta kuzeydeki köylerimiz bile yerinden edildi ve büyük şehirlere taşındılar. O dönem henüz Kürdistan Bölgesi yoktu, hepsi Bağdat'a, Musul'a, Kerkük'e, Basra'ya gönderildi. Rejimin devrilmesinden önce sadece Bağdat'ta 750 bin Keldanilerin yaşıyordu. Diğer Hristiyanlarla birlikte nüfusumuz bir milyonun üzerindeydi. 6 ya da 7 milyon kişi içerisinde bir milyon büyük bir nüfus. Tamamen Hristiyan olan mahallelerimiz vardı Dora’da, Mekanik’de Kerade’de ve Yeni Bağdat’ta ama sonra paramparça olduk. Artık burada bir geleceğimiz olduğunu ya da Irak toplumunun bir parçası olduğumuzu hissetmiyoruz çünkü baskı var, kasıtlı dışlama var.

Rûdaw: Kürdistan Bölgesi’nde Keldaniler nüfusu ne kadar?

Kardinal Louis Sako: Biz Irak'taki Hristiyanların yüzde 80’ini oluşturuyoruz. Kürdistan'da Hristiyanların yüzde 95'ten fazlası Keldani. Hepsi Keldani, çünkü eğer Kürdistan'ı baz alırsak Süryaniler ve bir kısım da Ermeni var ki onlar çok az ve Zaho’da yaşıyorlar. Kimlikleri Musul ve başka yerlerden olan ve şu anda Kürdistan'da yaşayan Hristiyanlardan bahsetmiyorum. Burada binin üzerinde Süryani aile var. Katolikler var onlar da binden fazla aileden oluşuyor. Ortodoks Süryaniler var ama onların kimlikleri hâlâ Musul, Bağdat, Kerkük üzerine ama daha fazla güvenlik ve özgürlük olduğu için buraya gelmişler. Fakat yüzde olarak konuşursak, biz Kürdistan Bölgesi'ndeki Keldaniler Hristiyan nüfusun yüzde 95'ini oluşturuyoruz.

Rûdaw: Bu büyük bir rakam...

Kardinal Louis Sako: Fakat hala da temsiliyette istenilen oranda değiliz.

Rûdaw: Keldanilerle Kürtler arasındaki tarihsel ilişki nedir?

Kardinal Louis Sako: Bu ilişkinin nasıl olduğunu gerçekten bilmiyorum ama burada var olan bir arada yaşama kültürü sayesinde kalabildiler, bakın köylerimizin çoğu hala Kürdistan'da. 12. yüzyılda Moğolların Bağdat'ı işgal ettiği dönemde Bağdat ve Güney Irak, Hristiyanlığın önemli bir merkeziydi. Necef ve Kerbela'da Menazire Emirlikleri vardı. Beyti Hikme’nin tamamı Hristiyan'dı. Halifelik Sarayı’nda çalışanlar ve aydınların hepsi Hristiyan'dı ama Moğollar gelince Hristiyanlar Kürdistan’a kaçtılar, çünkü burada kendilerini koruyabildikleri dağlar vardı. Böylece köylere yayıldılar. Hala onlarca köyümüz var çünkü Hristiyanlar burada kendilerini huzur ve güvende hissettiler. O dönemler insanlar ya çiftçiydi ya da hayvan yetiştiriyordu. Buraya sığındılar ve böylece her şekilde bir karışım oluştu, komşu oldular. Kürt ve Hristiyanların karışık bir arada olduğu köylerimiz var ve aralarında herhangi bir sorun yaşanmadı.

Kürdistan devrimi başlayıncaya ve Saddam Hristiyanları sürgün edene kadar burada birlikte kaldılar. Kürtleri güneye nasıl sürdüklerini ve birçoğunun orada nasıl öldüğünü de biliyoruz. Enfal ve sonrasında. O tarihin sayfaları kapatılmalı ve yeni bir tarih yazmaya başlamalı, ülkemizi ve insanlarımızı yok eden tüm bu savaşlara, çatışmalara, çekişmelere bir son vermeliyiz. Kürdistan Bölgesi kuruduktan ve federalizmden bu yana hiçbir sorun yaşamadık. Hristiyanlar hükümet dairelerinde ve bürolarında çalışıyorlar. Keldani, Süryani, Ermeni olmaları önemli değil, önemli olan haklarının korunduğunu hissetmeleridir.

Rûdaw: Sayın Kardinal, Zaho'da doğduğunuzu söylemiştiniz, çocukluk arkadaşlarınız şu an Zaho'da mı yoksa Musul'da mı yaşıyor?

Kardinal Louis Sako: Ailem ile birlikte Musul’a taşındığımızda 6 yaşındaymışım...

Rûdaw: Neden Musul’a taşındınız?

Kardinal Louis Sako: Bazı sorunlar yaşandı ve iş de yoktu. Ağabeyim, benim iki ağabeyim vardı, Musul'a çalışmaya gittiler, biz de onların yanına gittik. O zamanlar Kürtçem de çok iyiydi bülbül gibi ama Musul'a geldiğimizde Arapça eğitim görüyorduk.

Rûdaw: Kürtçeyi unuttunuz..

Kardinal Louis Sako: Kürtçeyi unuttum, evet.

Rûdaw: Kürtçe bir kaç kelime konuşabilir misiniz... Zaho’yu ziyaret ettiniz mi?

Kardinal Louis Sako: Evet, konuşulduğunda anlıyorum.

Rûdaw: Sayın Kardinal, lütfen Kürtçe yanıt verin, Zaho’ya gittiniz mi?

Kardinal Louis Sako: Evet, Zaho’ya gittim.

Rûdaw: Ne zaman, hangi tarihte?

Kardinal Louis Sako: Evet, bu yıl.

Rûdaw: Bu yıl mı gittiniz?

Kardinal Louis Sako: Evet, bu yıl piskoposları, rahipleri ve kiliseleri görmek için Zaho'ya gittim.

Rûdaw: Zaho çok güzel, artık çok modern ve çok hoş bir yer. Sizinle tanıştığıma memnun oldum, çok teşekkür ederim.  Hakkınızda çok şey duydum, okudum, sizinle yüz yüze tanışıncaya kadar röportajlarınızı izledim, tüm sorularıma bu kadar içten cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim.

Kardinal Louis Sako: Size ve nezaketinize teşekkür ederim ve bu konukseverlik için Rûdaw'a teşekkür ederim. Kürdistan Bölgesi'nde kalacağım ve Kürtçem yeniden gelişecek.

Rûdaw: Yavaş yavaş Kürtçeyi hatırlayacaksınız...

Kardinal Louis Sako: Evet...

Rûdaw: Sayın Kardinal 6 ay Zaho’da kalırsanız Kürtçeyi çok iyi öğrenebilirsiniz.

Kardinal Louis Sako: Zaho’ya gittim..

Rûdaw: Zaho'ya gidin, doğası çok güzel, burada Soraniceyi öğrenirsiniz, Zaho'da da Kurmanci lehçesini. Fırsatımız olsa sizi Kobani'ye götürürdüm, ben Kobaniliyim.

Kardinal Louis Sako: Kobani, Aynı Arap diyorlar. Ama zordur, zor..

Rûdaw: Kobani'ye gitmek artık zor, Arapça oraya Aynu el-Arab deniyor ama orada tek bir Arap yok, hepsi Kürt. Eskiden Ermeniler ve Ortodokslar vardı. Biz ve Ermeniler kardeşçe yaşıyorduk.

Kardinal Louis Sako: Evet, baskılar nedeniyle pek çok Ermeni'nin Müslüman olduğunu biliyorum. Senin gibi tatlı kanlı birini görünce büyük dedesi Ermeni olsa gerek diye düşündüm.

Rûdaw: Teşekküler, sizi tanıdığım için çok memnun oldum.

Kardinal Louis Sako: Yüce Tanrı sizi korusun.

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli
 

Son paylaşılanlar

Foto: Rûdaw

SURİYE’DE YENİ SÜREÇ- Rojava’daki Kürtler arasında yumuşama var

Defacto Platformu Koordinatörü Şerwan Yusif, Kürtler arası diyalogda bir iyimserlik olduğunu ifade ederek, Suriye’deki tüm Kürt taraflarının Rojava’nın Kürtler tarafından yönetilmesi ve korunması konusunda hem fikir olduğunu söyledi.