Haber Merkezi - ABD'nin, İran’ın Ortadoğu'daki Amerikan güçlerine saldırması ya da Tahran'ın nükleer silah çalışmalarını yoğunlaştırması durumunda bölgeye 120 bin asker göndermeyi planladığı ortaya çıktı.
New York Times gazetesinin haberine göre, Pentagon İran'a karşı uygulanacak harekat planının detaylarını Beyaz Saray'a sundu.
Bu harekat planına göre ABD Ortadoğu'ya 120 bin asker gönderecek. Bu rakam ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgal ettiği zaman bölgede sahip olduğu asker sayısına yakın.
Perşembe günü düzenlenen toplantıya katılanlar arasında Savunma Sekreteri Vekili Patrick Shanahan, Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford, CIA Başkanı Gina Haspel ve ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Dan Coats yer aldı.
ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan'ın İran'a karşı 120 bin asker göndermeyi öngören planı, Perşembe günü Trump yönetimine sunduğu kaydedildi.
Revizyonların Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton tarafından verildiği, çok fazla asker gerektiren İran'da bir toprak işgali çağrısında bulunmadıkları belirtildi. Bu gelişmenin eski Başkan George W. Bush tarafından on yıldan fazla bir süre görmezden gelinen Tahran'la yüzleşme konusunun yönetimin en göze çarpan 'İran şahinlerinden' Bolton’un etkisini yansıttığı belirtiliyor.
ABD askerlerini Afganistan ve Suriye'den çekmeye çalışan Trump'ın Orta Doğu'ya bu kadar çok kuvvet gönderip göndermeyeceği kesin değil. Trump'ın asker sayısı ya da planla ilgili diğer detaylar hakkında bilgi verip vermediği de belli değil.
İran'ın nükleer politikası ve Orta Doğu'daki niyetleri konusunda gerginliklerin arttığı bir dönemde İran’a nasıl cevap verileceği konusunda yönetimde keskin ayrılıklar olduğu belirtildi. Bazı üst düzey yetkililerin, çok erken bir aşamada bile olsa, planların İran'dan gelen tehdidin ne kadar tehlikeli olduğunu gösterdiğini söylediği, mevcut gerilimlere diplomatik bir çözüm bulmak isteyen diğer yetkililerin ise, İran'ı yeni saldırılara karşı uyarmanın korkutucu bir taktik olduğunu söylediği ifade edildi.
Pazartesi günü Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile bir araya gelen Avrupalı müttefiklerin, Washington ile Tahran arasındaki gerginliğin kazara daha fazla artabileceğinden endişe ettiklerini söyledikleri ortaya çıktı.
Yarım düzineden fazla Amerikan ulusal güvenlik görevlisi isimleri saklı kalması koşuluyla güncellenen planın detaylarıyla ilgili New York Times gazetesine konuştu.
120 bin asker, 2003 yılında Irak'ı işgal eden Amerikan kuvveti sayısına yakın bulundu.
Böylesine sağlam bir hava, kara ve deniz kuvvetinin konuşlandırılması, Tahran'a saldırmak için daha fazla hedef ve potansiyel olarak daha fazla neden ortaya koyarak, ABD’yi çatışmaya sokma riskini de beraberinde getirecektir. Eski Başkan Barack Obama'nın 2011'de Irak'tan ABD askerini çekmesiyle başlayan Orta Doğu'daki yıllarca süren geriye çekilme sürecini de tersine çevirecek.
Ancak Amerikan ulusal güvenlik yetkililerinden iki kişi, Trump'ın Aralık ayında Suriye’deki ABD askerlerini çekmesinin, bölgedeki azalan deniz varlığının, Tahran'daki bazı liderleri cesaretlendirdiğini söyledi.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığından dün yapılan yazılı açıklamada, farklı ülkelerden 4 sivil ticari kargo gemisinin Fuceyra Limanı yakınlarında sabotaja uğradığı duyurulmuştu. ABD İran'ın, İran ise ABD'nin sabotajdan sorumlu olduğunu düşünüyor.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton, Pazar günü yaptığı açıklama ile USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Görev grubunun bir bombardıman görev gücü ile birlikte Körfez'e yönlendirildiğini bildirmişti. Bolton, bu sevkiyatı İran yönetimine "net ve kesin bir mesaj" olarak nitelemişti.
Washington'un İran'ın tehditlerine karşı Ortadoğu'ya gönderdiği B-52 Stratofortress bombardıman uçakları da ABD'nin Katar'daki hava üssüne ulaşmıştı.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, çarşamba günü yaptığı açıklamada, nükleer anlaşmanın taraflarına petrol ve bankacılıkla ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeleri için 60 gün süre tanımıştı.
Ruhani, aksi halde uranyum zenginleştirme seviyesini artırmak dahil nükleer faaliyetlerini yeniden başlatacağını duyurmuştu.
İran'la 2015'te imzalanan nükleer anlaşmanın tarafları Fransa, Almanya, İngiltere ve AB, İran'ın kararına karşı yaptıkları ortak açıklamada, her türlü "ültimatomu" reddettiklerini belirterek Tahran'a sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapmıştı.
Anlaşmanın diğer tarafları Rusya ve Çin ise İran'ın anlaşmanın maddelerini 2015'ten beri uyguladığını vurgulayarak, atılan adımdan ABD'yi sorumlu tutmuştu.
Trump yönetimi, 8 Mayıs 2018'de, 2015'te imzalanan nükleer anlaşmadan çekildiğini açıklamıştı.
Sonrasında Tahran yönetiminin petrol ihracatını hedef alan yaptırımları uygulamaya koyan ABD, Nisan ayında İran Devrim Muhafızları Ordusunu "yabancı terör örgütleri" listesine almıştı.
İran, Çarşamba günü ABD'nin yaptırımlarına karşılık nükleer anlaşmadaki taahhütlerini kısmen durdurmuştu.
New York Times gazetesinin haberine göre, Pentagon İran'a karşı uygulanacak harekat planının detaylarını Beyaz Saray'a sundu.
Bu harekat planına göre ABD Ortadoğu'ya 120 bin asker gönderecek. Bu rakam ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgal ettiği zaman bölgede sahip olduğu asker sayısına yakın.
Perşembe günü düzenlenen toplantıya katılanlar arasında Savunma Sekreteri Vekili Patrick Shanahan, Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford, CIA Başkanı Gina Haspel ve ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Dan Coats yer aldı.
ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan'ın İran'a karşı 120 bin asker göndermeyi öngören planı, Perşembe günü Trump yönetimine sunduğu kaydedildi.
Revizyonların Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton tarafından verildiği, çok fazla asker gerektiren İran'da bir toprak işgali çağrısında bulunmadıkları belirtildi. Bu gelişmenin eski Başkan George W. Bush tarafından on yıldan fazla bir süre görmezden gelinen Tahran'la yüzleşme konusunun yönetimin en göze çarpan 'İran şahinlerinden' Bolton’un etkisini yansıttığı belirtiliyor.
ABD askerlerini Afganistan ve Suriye'den çekmeye çalışan Trump'ın Orta Doğu'ya bu kadar çok kuvvet gönderip göndermeyeceği kesin değil. Trump'ın asker sayısı ya da planla ilgili diğer detaylar hakkında bilgi verip vermediği de belli değil.
İran'ın nükleer politikası ve Orta Doğu'daki niyetleri konusunda gerginliklerin arttığı bir dönemde İran’a nasıl cevap verileceği konusunda yönetimde keskin ayrılıklar olduğu belirtildi. Bazı üst düzey yetkililerin, çok erken bir aşamada bile olsa, planların İran'dan gelen tehdidin ne kadar tehlikeli olduğunu gösterdiğini söylediği, mevcut gerilimlere diplomatik bir çözüm bulmak isteyen diğer yetkililerin ise, İran'ı yeni saldırılara karşı uyarmanın korkutucu bir taktik olduğunu söylediği ifade edildi.
Pazartesi günü Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile bir araya gelen Avrupalı müttefiklerin, Washington ile Tahran arasındaki gerginliğin kazara daha fazla artabileceğinden endişe ettiklerini söyledikleri ortaya çıktı.
Yarım düzineden fazla Amerikan ulusal güvenlik görevlisi isimleri saklı kalması koşuluyla güncellenen planın detaylarıyla ilgili New York Times gazetesine konuştu.
120 bin asker, 2003 yılında Irak'ı işgal eden Amerikan kuvveti sayısına yakın bulundu.
Böylesine sağlam bir hava, kara ve deniz kuvvetinin konuşlandırılması, Tahran'a saldırmak için daha fazla hedef ve potansiyel olarak daha fazla neden ortaya koyarak, ABD’yi çatışmaya sokma riskini de beraberinde getirecektir. Eski Başkan Barack Obama'nın 2011'de Irak'tan ABD askerini çekmesiyle başlayan Orta Doğu'daki yıllarca süren geriye çekilme sürecini de tersine çevirecek.
Ancak Amerikan ulusal güvenlik yetkililerinden iki kişi, Trump'ın Aralık ayında Suriye’deki ABD askerlerini çekmesinin, bölgedeki azalan deniz varlığının, Tahran'daki bazı liderleri cesaretlendirdiğini söyledi.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığından dün yapılan yazılı açıklamada, farklı ülkelerden 4 sivil ticari kargo gemisinin Fuceyra Limanı yakınlarında sabotaja uğradığı duyurulmuştu. ABD İran'ın, İran ise ABD'nin sabotajdan sorumlu olduğunu düşünüyor.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton, Pazar günü yaptığı açıklama ile USS Abraham Lincoln Uçak Gemisi Görev grubunun bir bombardıman görev gücü ile birlikte Körfez'e yönlendirildiğini bildirmişti. Bolton, bu sevkiyatı İran yönetimine "net ve kesin bir mesaj" olarak nitelemişti.
Washington'un İran'ın tehditlerine karşı Ortadoğu'ya gönderdiği B-52 Stratofortress bombardıman uçakları da ABD'nin Katar'daki hava üssüne ulaşmıştı.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, çarşamba günü yaptığı açıklamada, nükleer anlaşmanın taraflarına petrol ve bankacılıkla ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeleri için 60 gün süre tanımıştı.
Ruhani, aksi halde uranyum zenginleştirme seviyesini artırmak dahil nükleer faaliyetlerini yeniden başlatacağını duyurmuştu.
İran'la 2015'te imzalanan nükleer anlaşmanın tarafları Fransa, Almanya, İngiltere ve AB, İran'ın kararına karşı yaptıkları ortak açıklamada, her türlü "ültimatomu" reddettiklerini belirterek Tahran'a sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapmıştı.
Anlaşmanın diğer tarafları Rusya ve Çin ise İran'ın anlaşmanın maddelerini 2015'ten beri uyguladığını vurgulayarak, atılan adımdan ABD'yi sorumlu tutmuştu.
Trump yönetimi, 8 Mayıs 2018'de, 2015'te imzalanan nükleer anlaşmadan çekildiğini açıklamıştı.
Sonrasında Tahran yönetiminin petrol ihracatını hedef alan yaptırımları uygulamaya koyan ABD, Nisan ayında İran Devrim Muhafızları Ordusunu "yabancı terör örgütleri" listesine almıştı.
İran, Çarşamba günü ABD'nin yaptırımlarına karşılık nükleer anlaşmadaki taahhütlerini kısmen durdurmuştu.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın