ALMANYA - AfD partisi tarihindeki ilk başbakan adayını seçti

4 saat önce
Rûdaw
Etiketler Sosyal Demokrat Parti Berlin Olaf Scholz Hristiyan Birlik Almanya
A+ A-

Haber Merkezi - Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Berlin’de düzenlenen kurultayında yaklaşık 600 delege, Olaf Scholz’u yapılan oylamada neredeyse oybirliğiyle partinin başbakan adayı olarak onayladı. Delegeler aynı zamanda 23 Şubat’taki genel seçimler için SPD’nin seçim programını da büyük bir çoğunlukla kabul etti.

Olaf Scholz, Kasım ayında parti yönetimi tarafından başbakan adayı olarak gösterilmişti. Kongrede yapılan oylamada yalnızca beş delege karşı oy kullandı. Kabul oyları sayılmazken çekimser oy kullanılmadı.

Scholz, adaylığı kesinleştikten sonraki konuşmasında, "Almanya’nın iyi bir geleceğe sahip olması, sıradan insanların hayatlarını kolaylaştırmakla mümkün olur" ifadelerini kullandı.

Sosyal demokrat siyasetçi, asgari ücretin 15 Euroya yükseltilmesi, gıda ürünlerinde katma değer vergisinin yüzde 7’den yüzde 5’e düşürülmesi ve çalışanların yüzde 95’i için vergi indirimleri talebini yineledi.

Hristiyan Birlik partilerine (CDU/CSU) yönelik eleştirilerde bulunan Scholz, bu partilerin hükümete gelmesinin bakım, sağlık ve emeklilik sistemlerinde “acı kesintilere” yol açabileceğini belirtti.

CDU ve CSU’nun vaat ettiği vergi indirimlerinin "milyonerler ve milyarderler için daha fazla avantaj” anlamına geldiğini vurgulayan Scholz, bunun faturasının ise “sıradan insanlar" tarafından ödeneceğini dile getirdi.

Dış politikada Ukrayna’ya desteğini teyit eden Scholz, aynı zamanda "ateşkes ve barış için sağduyulu” olunması gereğine de vurgu yaptı.

Kurultayudaki konuşmalarda SPD Genel Başkanı Lars Klingbeil, “23 Şubat, Almanya için bir yön tayini kararı olacak” dedi. Eş Genel Başkan Saskia Esken ise SPD’nin anketlerde “istediği yerde olmadığını” belirterek, SPD’nin 160 yıldan fazla mücadele tecrübesiyle bu durumu olumlu anlamda değiştireceğini belirtti.

Uzun bir süre başbakan adayı olarak ismi geçen Savunma Bakanı Boris Pistorius da Scholz’a tam destek verdi. “Son yıllarda bu ülke ve Sosyal Demokrasi için yaptıklarınız için minnettarım” diyen Pistorius, daha önce başbakan adaylığından feragat ettiğini hatırlattı.

SPD’nin yaklaşık 60 sayfalık seçim programında sosyal adalet ve yatırımlar ön plana çıkarılıyor. 100 milyar Euro temel sermayeye sahip “Almanya Fonu” aracılığıyla kamusal ve özel sermayenin geleceğe yatırımlar için harekete geçirilmesi hedefleniyor.

Şirketlerin Almanya’da yaptıkları yatırımlar için bir “Made-in-Germany Bonusu” almaları planlanıyor. Seçime 43 gün kala SPD anketlerde yüzde 14 ila 17 bandında seyrediyor ve genellikle CDU ile AfD’nin gerisinde, Yeşiller ile yakın seviyelerde bulunuyor.

AfD’nin adayı Alice Weidel

Almanya için Alternatif (AfD) Partisi ise tarihindeki ilk başbakan adayı olarak Alice Weidel’i seçti. Riesa’da düzenlenen parti kongresinde 45 yaşındaki Weidel, oybirliğiyle aday gösterildi.

Weidel, sert bir retoriğe sahip konuşmasında, AfD’nin Alman siyasetinde radikal bir değişiklik yapma hedefini vurguladı ve partisinin iktidara gelmesi durumunda uygulanacak 100 günlük eylem planını açıkladı.

Almanya’nın derhal sınırlarını kapatacağını ve "göçmenlerin ve sığınmacıların geri dönüşüm politikaları"nın uygulamasına geçileceğini söyleyen AfD’li aday, Almanya’nın Avrupa Birliği’nin sığınmacılar planından da çıkacağını açıkladı.

AfD, kongrede "geri dönüş politikaları (Remigration)" terimini partinin seçim programına dahil etti. Alman siyasetinde sert tartışmalara neden olan bu terim, AfD’nin sağ kanadının etkisiyle programa eklendi; terim, göçmenlerin kitlesel olarak ülkeden çıkarılmasını ifade ediyor.

Bunun yanı sıra, kongrede, mültecilere 10 yıl sonra kalıcı oturma izni verilmesi gibi daha önceki olanakların tamamen kaldırılması ve okullarda öğrencilerle, öğretmenlere başörtüsü yasağı getirilmesi kararlaştırıldı.

AfD, Alman vatandaşlığına ilişkin olarak da önemli bir değişiklik önerisi sundu. AfD’ye göre, Alman vatandaşlığı sadece en az bir Alman ebeveynin çocuğu olarak doğum yoluyla veya "kamu yararına yönelik takdir yetkisiyle" alınabilir olmalı.

Alice Weidel, yenilenebilir enerji politikalarına karşı olduğunu vurguladı ve "rüzgar türbinlerinin yıkılması"nı savundu.

AfD’nin iktidara gelmesi durumunda, nükleer santrallerin yeniden faaliyete geçeceğini belirten Weigel, ayrıca "aile kavramının erkek ve kadından oluşan bir çift anlamana geldiğini, LGBTQ çalışmalarının fonlanmasının ve üniversitelerde cinsiyet çalışmalarının tamamen kaldırılacağını ve bu bölümlerdeki profesörlerin işten çıkarılacağını söyledi.

Alice Weidel’in bir kadınla birlikte yaşadığı ve iki çocuk büyüttüğüne atıfta bulunan AfD, bir ideal aile modelin tanımlanmasının diğer yaşam ve aile modellerinin reddedilmesi anlamına gelmediğini duyurdu.

AfD’nin tarihinde ilk kez başbakan adayı çıkarması, partinin anketlerde yüzde 22’lik bir oy oranına ulaşması ve CDU’nun ardından ikinci sıraya yerleşmesiyle ilişkili. Ancak, diğer tüm siyasi partilerin AfD ile koalisyon yapmayacağını belirtmesi, partinin iktidar olma ihtimalini ciddi anlamda sınırlıyor.

Cuma günü yayınlanan son bir ankete göre, Almanya için Alternatif (AfD) Partisi, yüzde 22 oy oranına ulaşarak şimdiye kadar en yüksek seviyesine ulaştı. AfD, bu yükselişle Alman siyasetindeki etkisini artırmaya devam ediyor.

Almanya’daki en güçlü parti konumunda olan Hristiyan Demokrat Birlik (CDU/CSU) ise yüzde 29 ile liderliğini korurken, bir puanlık bir düşüş yaşadı. Sosyal Demokrat Parti (SPD) de bir puan kaybederek yüzde 14'e geriledi ve dördüncü sıraya düştü. SPD, bu sonuçla Yeşiller'in gerisine düştü. Yeşiller, oy oranını bir puan artırarak yüzde 15’e yükseldi.

Liberal Hür Demokrat Parti (FDP) yüzde 4 oy oranıyla bir puan artış kaydederken, Sol Parti yüzde 4 ile sabit kaldı; sol popülist BSW ise bir puan kaybederek yüzde 4’e düştü. Ancak bu partiler, yüzde 5’lik seçim barajını aşamadıkları için federal meclise giremeyecek durumda bulunuyor.

 

 

 

Kaynak: VOA Türkçe

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli