Erbil (Rûdaw) - Avrupa Parlamento seçimlerinde İskandinavya'da sol ve liberal partiler büyük başarı elde etti.
Geçtiğimiz hafta sonu, Avrupa Birliği vatandaşları, önümüzdeki 5 yıllık dönemdeki temsilcilerini seçmek üzere sandık başına gitti.
İskandinavya hariç, tahminler genel anlamda doğru çıktı. Hem aşırı sağcı popülistlerin hem de sağ muhafazakar grupların yelkenlerini kabartan sağcı bir rüzgar esti.
İskandinavya ülkelerinde ise durum tam tersi oldu.
Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde genelde aşırı sağ güçlenirken, İskandinavya ülkeleri Danimarka, İsveç ve Finlandiya’da sol partiler oylarını artırdı ve birinci parti durumuna geldi.
İsveç'te Sol Parti güçlü bir şekilde ilerlerken, Hristiyan Demokratlar ve ırkçı İsveç Demokratları önemli ölçüde geriledi.
Aynı şekilde; Danimarka ve Finlandiya'da sağın seçim başarısı sınırlı. Finlandiya'da sol güçlü bir şekilde ilerlerken, Danimarka'da sağ, yetkilerin çok küçük bir azınlığını alıyor, geri kalanı liberallere ve çeşitli yeşil-kırmızı partilere gidiyor.
Fransa'da Marine le Pen'in Ulusal Mitingi (eski adıyla Ulusal Cephe) güçlü bir ilerleme kaydediyor. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un tepkisi parlamentoyu feshedip yeni seçim çağrısı yapmak oldu.
Almanya'da yabancı düşmanı AFD ve muhalefetteki diğer partiler ilerleme kaydederken, iktidar partileri güç kaybediyor.
Yeşiller'in Almanya'daki büyük kaybı, AB parlamentosunda Yeşil AB parlamenterlerinin sayısının büyük ölçüde azalmasının temel nedeni.
Giorgia Meloni'nin İtalya'nın Kardeşleri ilerliyor. Hukuk ve Adalet, Polonya'da Donald Tusk'un muhafazakar partisi lehine zemin kaybediyor.
Macaristan'da muhafazakar bir rakibin Viktor Orbán'ın aşırı sağcı Fidesz partisinden oy aldığı bildiriliyor.
İspanya'da sağ ileri gidiyor ancak seçim gecesine ilişkin ilk raporlarda sosyal demokrat hükümet partisinin gözlemcilerin düşündüğü kadar geri adım atmadığı görülüyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın