Aslantech

29-07-2023
Faik Öcal
Etiketler Faik Öcal Aslan Kurt Tilki
A+ A-

Dünyanın orta yerinde bir orman varmış ve bu ormanda her çeşit hayvan yaşarmış. Her ormanda olduğu gibi bu ormanda da aslan kralmış. Gel zaman git zaman aslan yaşlanmış. Eski kuvveti olmadığı için ormanı istediği gibi yönetemiyormuş. Aslanın en büyük talihsizliği de iki yavrusunu bir kazada yitirmekmiş. Fakat sonradan bunun  bir kaza olmadığı anlaşıldığında iş işten geçmişti. Aslan iki yavrusunun kurt ve tilkinin iki tetikçisi tarafından ortadan kaldırıldığını hiç bilmedi fakat hep bundan şüphe etti. Aslan istihbarat ağıyla her şeyi bildiğini, her şeyden haberdar olduğunu sanıyordu ama gerçekte hiçbir şey bildiği yoktu. Aslan kibrinin kurbanıydı ve bunun farkında değildi. Zaten kibrinin karşılığı bu değil miydi: Farkında değilken farkında olduğunu sanmak.

Aslan hep kara kara düşünüyordu: Ölümünden sonra ormanı kim yönetecekti? Onun derdi tasası buydu ama bir türlü işin içinden çıkamıyordu, bir çözüm yolu bulamıyordu. Ölümünün yaklaştığını hissediyordu. Yanında sadece kurt ile tilki kalmıştı. Onlara asla güvenilmeyeceğini biliyordu ama onlara güvenmekten başka çaresi olmadığını da biliyordu.

Orman ahalisi ikiye ayrılmıştı. Birinci grup, aslandan yana olanlar: Kurt, tilki, domuz, turna, keklik vs. İkinci gruptakiler: Kaplan, çakal, sansar, geyik, baykuş, güvercin, kartal, şahin vs. Aslan ikinci grubun her açıdan daha güçlü olduğunu biliyordu. Aslan kendi destekçilerine baktı. Sadece kaba kuvvetten ve hileli ayak oyunlarından anlayanlar vardı. Öbür gruba baktı. Derin derin düşünen ve ormanda hayvanca yaşamak isteyenler...

Aslan “bir yerde yanlış yaptım ama nerede?” diye düşündü. “Belki de ben bu ormanın kralı olmamalıydım. Atalarım başka bir ormandan gelmişler bu ormana, zamanla yerleşmişler ve kendilerinin hazırladığı bir ayaklanmayı fırsat bilip yönetimi ele geçirmişler.” Bir türlü işin içinden çıkamıyor, kara düşüncelerden kurtulamıyordu aslan.

Artık işin felsefesini dahi yapmaya başlamıştı. Öyle ki her şeyi sorguluyordu. “Aslanların ormanların kralı olmaları bir zorunluluk mu? Kim bu yasayı çıkardı da başımıza bela etti? Yöneticilik yeteneğine sahip başka hayvanlar var. İnanıyorum ki bu işi benden daha iyi yapanlar çıkar. Ne yaparsın, bizim adımız çıkmış, şöhretimiz yürümüş. Bütün hayvanlar bizim adımızın, şöhretimizin ağırlığı altında eziliyorlar.”

Öte yandan her geçen gün orman kaynar kazan gibi kaynıyordu. Kurt ile tilki aslanın yerine geçmek istiyordu. İkinci gruptaki hayvanlar köklü bir iktidar değişikliği istiyorlardı, bunun için de uğraşıyorlardı, çabalayıp duruyorlardı.

Kurt ile tilki kafa kafaya vermişlerdi yine, plan üzerine plan yapıyorlardı. En akıllıca plan yine tilkinden geldi. Tilki planını şöyle anlattı: “Biz kaplanı, çakalı, sansarı kendi tarafımıza çekelim. Kaplan aslan adına, çakal kurt adına, sansar da benim adıma hareket edecek. Onlara büyük ödüller vaad edelim, hayatlarını koruyacağımıza dair güvence verelim. Sonra da onları ikinci grubun can alıcı noktalarına yerleştirelim.”

Kurt: “Planın nasıl işleyecek?”

Tilki: “Aramızda yalandan bir kavga çıkaracağız. Kaplana, çakala, sansara önceden bilgi vereceğiz, onları olacaklardan haberdar edeceğiz. Onlar her şeyden haberdar olacakları için ikinci gurubun yeni liderleri olarak ortaya çıkmaları işten bile değildir.”

Kurt: “İyi bir plan. Tam tilkice.”

Tilki: “Sen olmasan planımız işe yaramaz kurt kardeş.”

Kurt: “Önce ne yapmamız lazım?”

Tilki: “Yapacağımız çok basit, aslana planımızı onaylatmak. Biliyorsun onun onayı olmadan bir şey yapamayız.”

Kurt dişlerinin arasından “Bilmez miyim!” diye, hırladı.

Tilki: “Sen hiçbir şey yapma kurt kardeş, planı aslana onaylatma işi bana ait.”

Gerçekten de aslan tilkinin planını hemencecik onayladı.  Sonra aracılarla kaplan, çakal ve sansarı kralın özel mekanına çağırdı. Altısı aslanın başkanlığında gizli bir görüşme yaptı ve anlaşmaya vardılar. Kaplan, çakal ve sansarın kafalarında şu düşünceler vardı: “Önce onların dışarıdan destekli liderleri oluruz, sonra gerçek lider olup yönetimi ele geçiririz.”

Planlanan kavga hemen vuku buldu. İkinci grubun liderleri olarak kaplan, çakal ve sansar önplana çıktı. Tabi bunda tilki ve kurdun onlara sağladığı istihbarat bilgilerinin önemi yadsınamaz. Artık ikinci grup bu üçünden soruluyordu. Birinci grup tarafından adları bilinçli olarak “Hızlı üçlü”ye çıkarılmıştı, bunun üzerinde bir hayli çalışılmıştı.

Bu üçü ne derse o yapılıyordu. Üçünün arasında da çatışmalar olmuyor değildi ama bu çatışmalar büyütülmeden hallediliyordu.

İç karışıklık ileri boyutlara varılmadan hızlı üçlünün “geri çekilin!” emriyle bıçakla kesilmişçesine birden durdu. Bütün hayvanlar bu emri bekliyorlarmış gibi hemen geri çekildiler. Buna en çok kızan ise üç uçan kuş oldu: Kartal, şahin ve baykuş. Fakat onları da dinleyen yoktu. Birinci grup bunlara “kara üçlü” adını takmıştı. Artık kimse onları gökte bir arada uçarken görmek istemiyordu, o kadar ki ikinci grubun ahalisinin gözünde karalanmışlardı.

Zamanla ikinci grubun birinci grubun daha çok etkisinde kalmaya başlandığı, hatta onların sözünden çıkmamaya başladığı görüldü. Tilki ile kurdun planı saat gibi tıkır tıkır işlemişti, hızlı üçlünün ikinci grubun liderliğini ele geçirmesiyle ikinci grup ismen var olup cismen yok olmuştu. İkinci grup eski gücünden bir hayli uzaklaşmıştı, birinci grup için korkulu bir rüya olmaktan çıkmıştı.

Aşağıda işler böyleyken yukarıda durumlar ve pozisyonlar değişiyordu. Aslan ölmek üzereydi. Bu da var olan yönetim boşluğunu daha da belirgin hale getirmişti. Aslan ölünce onun yerine kim geçecekti? Kurt mu yoksa tilki mi? Kurt “ormanın asıl sahibi benim, yönetme hakkı da bana ait” diye düşünüyordu.

Tilki ise “benim kurnaz fikirlerim olmasaydı ormanın yönetimi çoktan onları eline geçmişti. Ormanın asıl sahibi benim, ben ormanı yönetmeliyim” diye düşünüyordu ama gücünün kurda yetmediğini de biliyordu. Bunun üzerine tilki kurdun karşısına yeni bir fikirle çıktı.

Tilki: “Muhterem kurt kardeşim, uygun görürseniz aslanın ölümünden sonra ormanın yönetimi ile ilgili bir planım var.”

Tilki: “Yeni bir plan ha! Senin bu planlarının olmasaydı halimiz nice olurdu tilki kardeş! Söyle hadi. Konuş!”

Tilki ayaklarını ovuşturarak müthiş yeni planını kurda anlatmaya başladı: “Aslanı ölmeden önce dondurmak ve orman ahalisine canlıymış gibi göstermek.”

Kurt: “O da ne demek yahu?”

Tilki: “Yeni bir aslantech yaratmak.”

Kurt: “Bunu gerçekten yapabilir miyiz tilki kardeş? Bana biraz zor geldi açıkçası?”

Tilki: “Orasını bana bırak. Sen yeter ki beni destekle.”

Kurt: “Tamam” dedi, “Seni destekliyorum. Desteklemeyip ne yapacağım!”

Gerçekten de kısa bir süre sonra tilki başka bir ormandan ileri teknolojiye sahip hayvanlar getirtti. Onlar aslan nefesini vermeden aslanı olduğu gibi dondurdular; fakat öyle bir sistem kurdular ki biyoteknik sensörler sayesinde biri donmuş aslanın yanına yaklaştı mı aslan da hemen tepki veriyordu, hareket ediyordu. Bu haliyle aslanın ölü olduğu anlaşılmıyordu. Zaten aslanın etrafını demir parmaklıklarla çevrilmişti, aslana yaklaşmak mümkün değildi.

Tilki kurda dondurulmuş ölü aslanı göstererek şöyle dedi: “Kurt kardeş, bundan sonra yurdumuzun adı ‘aslantech’. Aslantech’i öyle bir yere yerleştireceğiz ki kimse onun aslantech olduğunu anlamayacak. Tam tersine onun ölümsüz olduğun hakkında yayın ve neşriyat yapacağız. Bu şekilde ormanın idaresini birlikte yürüteceğiz.”

Kurt kendi içinden, “Bu tilkiden korkulur. O benim ayağımı kaydırmadan onun işini bitirmeliyim. Biliyorum zor ama ne yapıp edip onun yerine geçecek hem uysal hem de zeki birini bulmalıyım.”

29/07/2023

Esslingen, Baden-Württemberg

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli