Değişim Hareketi (Goran) parlamenteri ve Parlamento Başkanı Yusuf Muhammed’in 12 Ekim 2015’te başkent Erbil’e alınmamasıyla, tüm siyasi taraflar arasında farklı cepheler oluştu.
Olaylardan sonra yapılan onca toplantı ve görüşmelerde taraflar karşılıklı olarak kendi şartlarını ortaya koyarak uzlaşı için biraraya geldi.
Bu denli uzun görüşmeler sonrasında her bir tarafın üye ya da temsilcisi, TV ekranlarlarında konu hakkında beyanatlarda bulunuyordu. Oysa hiç kimse sorunun çözümü için tam olarak birşey söylemiyordu. Halka yaptıkları gösterişleri saymazsak tabi.
Irak Başbakanı Haydar Abadi’nin, teknokratlardan oluşan yeni kabine kurmaya çalışmasından sonra ise Kürt cephesinde çok şey değişti. Kürdistan Bölgesi’nde hiçbir şekilde anlaşamayan partilerimiz Bağdat’ta tek ses olmayı başardı.
Peki soruyorum: Bağdat’ta tek ses olup kendi içimizde parça parça olunabilir mi? Bu soru önemli çünkü, Bağdat’ta tek ses olup kendi içlerinde birlik olmamaları çelişkidir.
Kürt partilerin bu tutumu bana şunu düşündürüyor: Büyük bir eviniz var. Evin içi darmadağın ve içinde kimse yaşamıyor. Ancak yabancılar görecek diye de evin dışını güzelleştirmeye çalışıyorsunuz.
Bu nasıl bir mantıktır ki Kürdistan’da bir partinin 4 bakanı ve parlamento başkanı üyeleri görevinden azledilebiliyor! Bir süre sonra da Bağdat’taki bakanlıklar elden çıkmasın diye, “Gelin Bağdat’ta tek ses olalım!” deniliyor. Nasıl oluyor da yaklaşık 200 gündür partilerdeki görüş ayrılığından dolayı, Kürdistan Parlamentosu’nda toplantı yapılamazken, Bağdat’taki Kürt gruplarının tek ses olup Kürtler için savaş vermesini söylüyoruz?!
Şu bir gerçek; partilerimiz Bağdat’ta tek ses, Kürdistan Bölgesi’nde çok sesli olmaya çalışıyor. Ne de olsa Bağdat’ta imtiyaz ve pay alma savaşı veriliyor. Başka bir şey değil!
Şu ana kadar hiçbir Kürt siyasetçinin, teknokratlardan oluşacak Abadi kabinesinin onayı için, Peşmerge Güçleri’nin maaşı, Erbil’in hakkı olan bütçe ve 140’ıncı Madde şartlarını öne çıkardığını duymadım.
Halkımızın şunu görmesi gerekiyor, Kürt partileri fark gözetmeksizin Bağdat’ta Kürtler’in payına düşen makamların azalmamasını diliyor. Kürler’in doğrudan katılımı ya da haklarını savunmak için değil.
Abadi’nin oluşturmak istediği yeni kabineden dolayı yaşanan sorunların başlamasıyla, Kürt partilerinden aralarında yaşanan savaşa devam etmelerini değil, “İç sorunlarımızı çözmek için gelin oturalım, daha sonra da tek sesle Bağdat’ta gidelim” demelerini beklerdim.
Öncelikle KDP ve Goran başta olmak üzere tüm ilgili tarafların aralarındaki sorunları çözmeleri gerekiyor. Akabinde de “tek ses” ve “tek grupla” Bağdat’ta gidilsin.
Yoksa taraflar, Goran üyesi parlamento başkanı ile bakanlarını evlerinde oturtup, görevleri KDP tarafından vekaleten sürdürülecekse Bağdat’da tek ses oldukları mesajı vermesinler.
Artık Kürt partilerinin şunu anlaması gerekiyor: Ya her konuda anlaşıp uzlaşsınlar, ya da geçmişte nasılsa öyle devam edecekler.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın