İsmimin Ala olması tesadüf değildir belki de. Ulusal Marş Ey Raqib’i yaratanın nezdinde en çok önem verdiği hususlardan biri de bayrağın indirilmemesiydi. Aynı şey benim için de geçerli. Ben Kürdistan’ın Ala’sıyım ve boyun eğmem. Sebebi ise kalbimin milletimle birlikte olması ve içinde bulunduğum zor durumda onların da kalplerinin benimle olduğunu kanıtlamalarıdır. Bu kadar vefalı, temiz kalpli ve asil bir halkın çocuğu olmak ne kadar da güzel. Kürdistan'ın sizi sevmesi ve bu sevgiyi zor zamanlarında göstermesi ne kadar da güzel.
Son günlerde hastalığım haberini Rûdaw'dan duydunuz. Hala aldığım etkileşimlerden Kürdistan'ımın Ala’sına ne kadar vefalı olduğunu görebiliyorum. Kariyerim boyunca dünyanın neresinde Kürdistan'ın sesi olmam gerektiyse, halkımın sesi ve çığlığını duyurmaya çalıştım. Uzun süre zorluklar içerisinde ailemden ve sevdiklerimden uzakta Kürdistan için ve Kürdistan'a hizmet için yorulmak bilmeden çalıştım. Bu yüzden bazen arkadaşlarım şaka ile bana “Kürt medyasının Messi’si” dedi. Bazıları ise daha ileri gidip bana “Kürt medyasının aslanı” dedi.
Bunlar yürek ısıtan sözlerdi ama birçok kişi de “Niçin, kimin için yoruluyorsun?” diye soruyordu. “Yarın herkes seni unutacak.” Ancak bunun doğru olmadığından emindim. Diğer ülke ve milletler için çalışacak binlerce kişi vardı ancak Kürdistan için hizmet edecek binlercesinin olmadığını ve bu görevi üstlenmem gerektiğini hissettim. Bu zor olsa da asla yorgunluk nedir bilmedim ve gelecekte de bilmeyeceğim. Sebebi ise halkımın vefasını ve çalışkanlığını görmem ve onların en iyisine layık olduklarını bilmemdir. Kendinizi iliklerinize kadar yormanıza değer.
Bazen Avrupalı ve Batılı yetkililerle röportajlar yaptığımda ya da sorular sorduğumda, Kürdistan hakkında çok şey bilmediklerini ya da yanlış bilgilere sahip olduklarına rastladığımda medya çalışmalarımdan sonra onlarla uzun uzadıya oturup izahatlarda bulundum. Bağdat'a gidecek olan bir heyet varsa en az on de Erbil'e gidip gitmeyeceklerini öğrenmek için ısrarla sordum.
Hastalığım ve iyileşme mücadelesi verdiğim bu dönemde Kürdistan halkından bu mücadelede yalnız olmadığıma ve herkesin yüreğinin benimle olduğuna dair binlerce mesaj aldım. Halkıma hangi dilde, hangi kelimelerle teşekkür edeceğimi bilemiyorum. İnsanların bana verdiği onca güç ve enerjinin hangi güç ve enerjiyle karşılık bulacağını bilmiyorum. Sadece bana mesajlarınızda “Sen bizim Ala’mızsın (bayrağımız), güçlüsün ve bunu da aşacaksın” diye yazdıklarında onlara tek net bir cevabım var; Emin olun siz var olduğunuz sürece Ala’nız da var olacak.
Mamosta Hemin Mukiryani kalbimden geçeni söylemiş ve onun desturu ile bir kelime değiştirerek mesajımı ileteceğim:
“Ne kadar cefa, özlem ve acı çeksem de
Bu nankör çarka karşı diz çökmem, Kürdüm ben”
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın