Haber Merkezi - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, DEM Parti heyetinin İmralı'da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerine ilişkin, "Paradigmayı izah etsinler. İmralı’ya gidildi, Öcalan affedildi, TBMM’ye de geliyorsa; Meclis’teki TBMM ibaresini kaldırsınlar" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Karar TV’de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısı ile başlayan ve DEM Partili Pervin Buldan ile Sırrı Süreyya Önder’in Öcalan’la görüşmesiyle süren gelişmelere ilişkin görüşü sorulan Dervişoğlu, "Ben hiçbir şeye önyargıyla karşı çıkmam. Şartları doğru okumaya gayret sarf ederim. Bu çağrıların, bu zamana kadar yapılmış çağrılara benzerliği üzerinden ne tür sonuçları beraberinde getireceğini tahmin ederek bir duruş sergilerim. Bu daha önceden sınadığımız bir yöntemdir. Hepimiz bunun ağır sonuçlarına katlanmışızdır” dedi.
“Meclis kürsüsüne davet eşyanın tabiatına aykırıdır”
Bahçeli’nin Öcalan’a yönelik Meclis çağrısını hatırlatan Dervişoğlu, “Gelsin bu kürsüde konuşsun’ demek, Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını istemek demektir. Buna benzeyen birçok şeyi bu zamana kadar yaptı ve konunun doğru alanlarda tartışılmasının önünü kapattı. Yoksa salt milliyetçi reflekslere bağlı olarak şiddetli bir karşı duruş sergilemiş değilim. İmralı’da tecrit altında bulunan birinin, Meclis kürsüsüne daveti eşyanın tabiatına aykırıdır. Bunun arkasında hangi amaç olabilir düşüncesinden hareketle, toplum düşünceye sevk edildi" diye konuştu.
"Bir değişiklik varsa bunun bize anlatılması lazım"
"Diyalog kapılarının açık olmasından yana bir tavır sergilerim" şeklindeki sözlerine açıklık getiren Dervişoğlu, "Burada bir paradigmadan bahsediliyor. Bir şeyi değiştirebilmek için ortaya koyulan bir stratejiden bahsediliyor. Ve bu değişikliğe vesile olanın da İmralı'daki şahıs tarafından, devletten kaynaklandığı ifade ediliyor. Paradigma olarak bir değişiklik varsa buna Abdullah Öcalan'a kuryelik yapanlar tarafından değil, buna yol veren ve müsaade eden tarafından bize anlatılması lazım" ifadesini kullandı.
“Bu işten hayırlı bir sonuç çıkacağı kanaatini taşımıyorum”
"Burada başlangıç yanlış. Bu başka bir amaca matuf" diyen Dervişoğlu, "Nasıl başlamalıydı?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Bu hükümete bunu öğretebilmeniz mümkün değil. Kuruluş aşamasında beynelmilel örgütlerle, kurulduktan ve iktidar olduktan sonra FETÖ’yle, daha sonraki dönemlerde Suriye'de yaşadığımız ve gördüğümüz gibi HTŞ gibi örgütlerle ilişki kurmayı mahsurlu görmeyen biriyle, bu işin doğrusu şudur diye konuşmam. Dolayısıyla aklından geçenin bize bildirilmesi lazım. Bu zamana kadar kurmuş olduğu ittifakların sonuçlarına bakarak bu işten hayırlı bir sonuç çıkacağı kanaatini taşımıyorum. Kuruluş aşamasında beynelmilel örgütlerle ilişkiler, sonraki dönemde FETÖ'yle ilişkiler, sonraki dönemde açılım süreci PKK’yla ilişkiler. Şimdi de Suriye’de kendi senaryoları olmasa bile sahiplendikleri bir senaryo üzerinden, geçmişe yönelik yasadışı örgütlerle ilişkilerini ifşa etmekten kaçınmama halleri… Bunlarla masaya otururken temiz bir siyasi geçmişe sahip insanların mütereddit davranmaması gibi bir durum söz konusu olamaz. Bunun için mutlak surette arkada ne olacağına bakmak durumundayız.
“Erdoğan’a seçim tarihi belirleme imkanı verildi”
Erdoğan’a tüm muhalefet tarafından ‘aday olamazsın, erken seçimde de sana kapalıyız’ denilmiş olunsaydı Erdoğan bu arayışlara girmezdi. Bütün muhalefet ‘erken seçim kararı alırsa’dan hareketle Erdoğan’a seçim tarihi belirleme imkanı verdi. ‘Şu tarihe kadar yaparsa yanındayım’ dendi. Bu ‘senin adaylığına razıyım’ demektir. Bunu sorduğumuzda ‘Biz onu yenerek göndermek istiyoruz’ cevabını verdiler. Siyaset bir arenadır ama siyasetçi gladyatör değildir."
“Ömrünün sonuna kadar Cumhurbaşkanı olmak istemektedir”
Erdoğan’ın salt çoğunluğu sağlamak için 40 isim bulabileceğine işaret eden Dervişoğlu, "DEM’e taviz verilmesi hali, CHP’nin bunun dışında kalırsak siyaseten farklı biçimde anılırız endişesi; Erdoğan’a bu imkanı verir. Erdoğan’ın iştahı artık kabarmıştır. Ömrünün sonuna kadar Cumhurbaşkanı olmak istemektedir. Bunu gerçekleştirmek üzere kiminle müttefik olacaksa müttefik, kiminle düşman olacaksa düşman olacaktır. Bunu yapamaması halinde tek alternatifi kalıyor, bu da milletvekili transferi durumu. Milletvekillerini millet seçmiştir. Rozetleri milletvekillerinin namusudur. Milletvekilini alınıp satılan bir meta olarak görmek ve bunun üzerine strateji oluşturmak da bir siyasi ahlaksızlıktır" ifadesini kullandı.
“Türkiye, Günay Afrika mı?”
Bahçeli’nin Öcalan’a yönelik Meclis çağrısı için ‘Cesetlerimizi çiğnemeden oraya giremezler’ çıkışını tekrarlayan Dervişoğlu, çağrının gerçekleşme ihtimalinin olduğu yönündeki yorum üzerine "O zaman paradigmayı izah etsinler. İmralı’ya gidildi, Öcalan affedildi, TBMM’ye de geliyorsa; Meclis’teki TBMM ibaresini kaldırsınlar. Türkiye, teröristten medet umacak kadar alçalmış bir devlet idaresine mahkum değildir. Böyle bir şey olamaz. Sonra bu Öcalan’la ne konuşuyorlar. Fransa’da tutuklu olan Çakal Carlos neyi bilir? Öcalan orada hücrede mi, malikanede mi? Öcalan, paradigmaları analiz edebilecek bilgi, birikim ve teması neye göre sağlıyor? Bu devleti yönettiğini zannedenler, bu millete hangi oyunu oynuyor? Çıkıp bunu anlatsınlar. Türkiye bu duruma getirilecek bir ülke değil. Türkiye, Günay Afrika mı? Yüzyıllık Cumhuriyet bu” diye ekledi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın