Haber Merkezi - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TİP’ten milletvekili seçilen Can Atalay’ın Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına rağmen tahliye edilmemesi ile ilgili; “Anayasa’yı kim uygulayacak? Yargı kararlarını kim uygulayacak? Kendi milletvekiline sahip çıkmakta acze düşmüş bir parlamento düşünün... Halkın iradesini yok sayan, halkın seçtiği milletvekilini hapiste tutan bir rejime demokrasi denmez” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün CHP Meclis grup toplantısında konuştu.
“Yargı kararlarının koşulsuz uygulandığı bir Cumhuriyet”
Can Atalay’ın serbest bırakılmamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümü nedeniyle “Nasıl bir Cumhuriyet?” diye sorarak şunları söyledi:
“Nasıl bir Cumhuriyet? Herkesin yasalara uyduğu bir Cumhuriyet. Yargı kararlarının koşulsuz uygulandığı bir Cumhuriyet. Milletvekili seçiliyor, Can Atalay; hala içeride, niye içeride, hangi gerekçe ile içeride? Yargıtay karar aldı, açık söylüyorum, talimatla karar aldı. Anayasa Mahkemesi’nin emsal kararları olmasına karşın talimatla karar aldı. ‘Doğru değil’ dedik bu. Bu kişi bizim milletvekilimiz değil. Başka bir partinin milletvekili. Ama CHP’nin bir özelliği var, nerede bir hukuksuzluk ve haksızlık varsa, CHP’liler kapı gibi onların yanındadır. Anayasa Mahkemesi’ne gitti, Anayasa Mahkemesi daha önce zaten karar almıştı, benzer olaylarda. Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği haklarının ihlal edildiğine dair karar aldı. Ne olması lazım? Karar Resmi Gazete’de yayınlandı.
“Anayasa’yı kim uygulayacak? Yargı kararlarını kim uygulayacak?”
Okuyorum, Anayasa madde 153. Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayınlanır ve yasama yani TBMM, yürütme yani Cumhurbaşkanlığı ve yargı organlarını yani bütün mahkemeleri, idari makamları yani validen kaymakamına kadar, gerçek ve tüzel kişileri bağlar diyor. Yapacaksınız diyor. Anayasa’yı kim uygulayacak? Yargı kararlarını kim uygulayacak? Bir parlamento düşünün: Kendi milletvekiline sahip çıkmakta acze düşmüş bir parlamento düşünün. Acze düşmüş bir TBMM Başkanı düşünün. Sen başkansın ya, ne yargısı kardeşim. Millet seçti, artık bu milletvekili ve yasama organın bir üyesi. Üstelik komisyona seçildi, İnsan Hakları Komisyonu üyesi. İnsan Hakları Komisyonu üyesinin ne işi var hapishanede? İnsan haklarına saygılı bir Cumhuriyet istiyoruz biz. İnsanı merkeze alan bir Cumhuriyet istiyoruz. Birilerinin emir ve komutasıyla hareket eden değil; yasaların kendisine verdiği görevleri koşulsuz yerine getirenlerin Cumhuriyet’ini istiyoruz biz.
“Milletvekilini hapiste tutan bir rejime demokrasi denmez”
Zühtü Arslan, AYM Başkanı. Ayın 30’unda, Cumhuriyet Bayramı’ndan bir gün sonra açıklama yapıyor. Bir yerde konuşuyor. ‘Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet ile ilgili çok farklı tanımlar yapmıştır.’ Doğru. Bunlarla ilgili bireysel başvuruyu en yakından ilgilendiren sözü, ‘Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir sözüdür’ diyor. Devam ediyor, ‘Kimsesizlerin kimsesi olma görevi ve sorumluluğu en fazla yargıya düşmektedir’ diyor. ‘Bireysel başvurunun kabul edildiği 2010 ve uygulamaya geçtiği 2012 yılından itibaren Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi, Atatürk’ün gösterdiği gibi kimsesizlerin kimsesi olma yolunda çok önemli görevler icra etmektedir.’ Ama karar alıyorsunuz, uygulanmıyor. Suç işliyorlar. Bunu da kendilerine göre demokrasi sayıyorlar. Halkın iradesini yok sayan, halkın seçtiği milletvekilini hapiste tutan bir rejime demokrasi denmez.”
4-5 Kasım 2023’te yapılacak CHP kurultayına da değinen Kılıçdaroğlu, “Güzel bir kurultay yapacağız. Güzel bir kurultay, keyifli bir kurultay yapacağız. Barış içinde bir kurultay yapacağız. Birlikte, bayram havası içinde bir kurultay yapacağız” dedi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın