RÛDAW ÖZEL – Oslo toplantısı yeni bir sürecin başlangıcı mı?

İstanbul (Rûdaw) – Geçtiğimiz günlerde Akil İnsanlar heyetinde yer alan bazı isimler, Oslo'da bir araya geldi. Bu toplantı “Yeni bir çözüm süreci mi?” tartışmalarını da beraberinde getirdi.

 

Akil İnsanlar heyetinde yer alan bazı isimlerin “Çatışma Çözümlerine Toplumsal Katılım” başlığı ve “Akiller Heyeti Deneyimini Düşünmek” alt başlığıyla Norveç'in başkenti Oslo'da toplanması ve ardından sosyal medya hesapları üzerinden paylaştıkları bir fotoğraf, “Çözüm Süreci” tartışmalarını da gündeme getirdi.

 

Merkezi Londra’da bulunan Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün (Democratic Progressive Institute -DPI) düzenlediği etkinliğe katılan eski HDP milletvekili Ufuk Uras ve eski AK Parti Milletvekili Abdurrahman Kurt’a sorduk.

 

Toplantıya katılan Ufuk Uras, bu toplantının bir “hafıza toplama çalışması” olduğunu belirterek, iyisiyle kötüsüyle bir Akil İnsanlar deneyimi yaşandığını ancak bunun bir hafıza motorunun oluşmadığını söyledi.

 

Sözkonusu toplantıya Akil İnsanlar heyetinden yedi ismin katıldığını belirten Uras, benzerleri toplantıların da heyette yer alan diğer isimlerle yapılacağını belirtti.

 

 

“Barışı gündemde tutmak lazım”

 

“Önümüzdeki süreç aslında siyaset zamanı, yani siyaseten neler yapılabilir diye bakmak zamanı” diyen Uras sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün (DPI) yaptığı “diyaloğun köprüleri ve zemini olabilirmi?” yoklamasıydı. Diyalog iyi bir şey. Bunlar açık toplantılar, kapalı değil. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra devlet yeniden yapılanıyor. Ama bu siyaset daraltılarak yapılıyor. Siyasetin alanı genişletilmeli ve barış gündemde tutulmalı. Türkiye’de ne olursa olsun, bizller bir şekilde barış inadını sürdürmeye kararlıyız ki bir arada yaşamanın zeminleri olşusun.”

 

IDP’ın “barış” sözcüğünü Oxford Ansiklopedisi’ne yerleştirmek için iki yıl uğraştığını hatırlatan Ufuk Uras, “İnatla bir seçenek vardır diye uğraşmak lazım. Bir anda ‘ikinci bir açılım süreci’ dendi ama böyle bir telefuz hiç olmadı. Sadece farklı kesimleri yanyana getirmek, oturup konuşmak ve adım adım bunun konuşulur hale getirilmesiydi” ifadelerini kullandı.

 

“Yerel seçimlerden sonra…”

 

Uras, yerel seçimlerin ardından “günlük siyasetin baskılarının azaldığı bir ortamda” bu konuların daha uzun soluklu ve rahat güneme geleceğini vurguladı.

 

Bu ay da konunun “medya ayağına” ilişkin bir DPI toplantısı gerçekleştirileceğini aktaran HDP’li eski vekil, “Muhtemelen Rûdaw da davetli olur. Konunun medya ayağı üzerinden de tartışılmasında fayda var” dedi.

 

Uras, “Bu müzakerelerde onunla görüşülür mü, bununla görüşülür mü? diye bakmamak lazım. İşte Güney Afrika’da bir ırkçı rejimle görüşülüyor. Barış olsun da herkes le görüşülür. Velev ki bizim yaptıklarımız yanlış, doğrusu nedir diye sorduğunuzda da bir tek aklı başında doğru cümle bulmuyorsunuz” diye konuştu.

 

 

 

 

Kurt: Çözüm sürecini doğru tanımlamak lazım

 

Çözüm Süreci darken farklı çevrelerin faklı şeyler düşünüdüğünü belirten Abdurrahman Kurt ise, “ Öncelikle bunu doğru tanımlamak gerekiyor” dedi.

 

Kurt, “Bizim yaptığımız toplantı özü itibariyle bunun da ötesinde bir Akil İnsanlar Heyeti tecrübesinin uluslararası anlamda masaya yatırılıp analiz edilmesiydi” diyerek DPI toplantılarının sadece Türkiye konulu toplantılar olmadığını, Miyanmar, Filistin ve daha önce çatışma yaşanan Güney Afrika, İrlanda, Kolombiya gibi ülkelere ilişkin de çalışmalar yürütüldüğini söyledi.

 

“Yeni bir süreç yaşandığıda kamuoyunun hazırlıklı olmasına ilişkin…”

 

“Türkiye’deki Akil İnsanlar Heyeti sürecinin kendine özgü, kendi dinamikleriyle yürüyüşünde olumlu olumsuz yansımaları, artıları, eksileri nelerdi, bunların analizleri yapıldı” diyen eski AK Partili vekil, “Bu analizleri yaparken de kafasının bir köşesinde bu işlerin silahla bitmeyeceğini bilen insanlar olarak, yeni bir süreç yaşandığında kamuoyu ve aydın kesimlerin hazırlıklı olmasına ilişkin bilgi, birikim ve tecrübelerinin nasıl işleneceğine dair çalışmalardır bunlar” diye konuştu.

 

Kurt, “Bugünün şartları için düşünmezsek bile bile yarının şartlarında hazır olması gereken dinamiklerin diri tutulmasına ilişkin bir çalışmaydı” dedi.