Avrupa Birliği (AB) Irak Büyükelçisi Thomas Zeiler, IŞİD kalıntılarının devam ettiğini en İran’ın Kırman kentinde kendini gösterdiğini ifade ederek, “Tamamen bitmiş değiller. Dikkat edilmesi gereken yeni bir olgu da var. Terörizm ve aşırıcılık artık ülke içi bir sorun değil, uluslararası bir sorun haline geldi. Bunun, kara para aklamayla da bağlantısı, aşırılıkla mücadele etmekle de ilgisi vardır” dedi.
AB’nin Irak’ta dayatma politikası uygulamadığını belirten Thomas Zeiler Irak’ın Iraklılar tarafında yönetilmesi gerektiğini vurgulayarak, AB misyonuna ilişkin olarak, “Avrupa ülkeleri olarak devletin yeniden inşası ve otoritesini kurmasına yardımcı olmak üzere hizmet ve deneyim olarak elimizden gelen desteği sağlamak için buradayız” diye konuştu.
Thomas Zeiler, AB’nin istikrarlı bir Irak’ı arzuladığının altını çizerek, “ İstikrardaki kastım yurt içinde, halk arasında ve bölgedeki istikrardan bahsediyorum. Irak'ın Arap ve İslam ülkelerinin arasında coğrafi ve siyasi olarak çok daha büyük bir rol oynayabileceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Ezidi Kürtlerin soykırıma uğradığını ve bu konunun tartışmaya kapalı olduğunu ifade eden Zeiler, Ezidi Kürtlerin ana yurtlarına dönmeleri konusunda sıkıntılar yaşandığını söyledi.
Zeiler, “Geçmişte özellikle onları evlerine döndürme konusunda sıkıntı yaşadık. Bağdat hükümeti ile üzerinde anlaştığımız şey şu; yerinden edilmiş insanların yurtlarına dönmelerine yardımcı olmak için önümüzdeki üç yıl için 20 milyon dolarlık bir programı hayat geçirmeyi planlıyoruz. Buna Ezidiler de dâhildir” dedi.
Rûdaw TV’de yayınlanan ve Nwener Fatih’in sunduğu Rûdaw’i Emro Pro programına konuk olan Avrupa Birliği (AB) Irak Büyükelçisi Thomas Zeiler soruları yanıtladı:
Rûdaw: Avrupa Birliği ile Irak ilişkileri ve projelerinden başlayalım, AB şu anda hangi projeleri hayata geçiriyor?
Thomas Zeiler: Benim buradaki görevim Irak'ın istikrar kazanmasına ve vatandaşlarının güvenliğinin sağlandığı egemen ve istikrarlı bir devlet olarak yeniden inşa edilmesine yardımcı olmaktır. Irak'ın Iraklılar için olması gerektiğini savunuyorum. Bu nedenle, Avrupa ülkeleri olarak devletin yeniden inşası ve otoritesini kurmasına yardımcı olmak üzere hizmet ve deneyim olarak elimizden gelen desteği sağlamak için buradayız. Standartlarla ilgili birçok soru var ve yolsuzlukla mücadele gibi sorulara daha sonra gelebiliriz. Dolayısıyla buradaki misyonumuz esas olarak Irak'a, son 30-40 yılın kötü geçmişinden sonra yardım etmek, vatandaşlar için bir devlet inşa etmektir. Proje olarak bunu finansal projelerle ve siyasi diyalogla destekliyoruz. Şu anda faaliyet gösterdiğimiz farklı alanlarda yaklaşık 60 projeye tahsis edilmiş 411 milyon Euro değerinde bir fon var. Bununla birlikte, eğitim ve yönetim alanlarında özel sektörü geliştirmek gibi temel olarak ekonomiyi çeşitlendirmeye odaklanmış durumdayız. Göç ve ülke içinde yerinden edilmiş mülteciler konusu önceliklerimiz arasında ilk sıralarda.
Rûdaw: Irak ile ilişkilerinizde daha çok hangi meselelere odaklanıyorsunuz?
Thomas Zeiler: Siyasi gelişme ve kalkınmaya odaklıyız. Gerçekten istikrarlı bir Irak istiyoruz. İstikrardaki kastım yurt içinde, halk arasında ve bölgedeki istikrardan bahsediyorum. Irak'ın Arap ve İslam ülkelerinin ortasında coğrafi ve siyasi olarak çok daha büyük bir rol oynayabileceğini düşünüyorum. Irak Şiiler, Sünniler, Kürtler ve Hıristiyanlardan oluşuyor. Bu, diğer ülkelerin sahip olmadığı bir kaynak çeşitliliğidir. İşte bu ülkede desteklenmesi gereken potansiyel budur.
Rûdaw: Irak'taki Avrupalı şirketlerle ilgili bir şey sormak istiyorum. Sizce Avrupalı şirketlerin Irak'ta faaliyet gösterme ve burada şube açma konusunda yeterli imkanları olduğunu düşünüyor musunuz?
Thomas Zeiler: Bizde bunun altyapısını oluşturmaya çalışıyoruz, hükümet ile birlikte çalışarak bunu yapmayı düşünüyoruz. Bu bakımdan Başbakan Sudani liderliğindeki hükümetine çok güveniyorum. Başta da söylediğim gibi Irak'ın bu yeteneklerini geliştirmesine, yapılara sahip olmasına, yabancı şirket ve işverenlerin dikkatini çekmesine yardımcı olmak istiyoruz. Bunun nedeni şu? Çünkü Avrupa'dan gelen şirketlerin bu şekilde vergi ödemeleri gerektiğini, şu şekilde mülk almaları gerektiğini bilmeleri ve yatırımlarında güvenliğin sağlandığından emin olması ve kriterlerin olması konusunda müreffeh olması gerekiyor. Bu çok önemli. Sürecin başındayız ancak hükümetin ilerleme konusundaki kararlılığını hissediyorum.
Rûdaw: Siyasi olarak hükümete destek verdiğinizi söylediniz, malumunuz Kerkük gibi bir sorunumuz var, AB daha önce tafralar arasındaki Kerkük gibi tartışmalı konuların çözümü için destek vermiştir. Acaba Kürdistan Bölgesi ile Irak hükümeti arasında bu sorunun çözülmesi için girişimlerde bulundunuz mu?
Thomas Zeiler: Biz yardım etmeye hazırız, arabuluculuk demiyorum ama onlarla konuşarak yardım etmeye hazırız. Ancak yıllar geçtikçe Avrupa’nın da dış politikasında bir değişiklik olmuş olabilir ve dünyanın birçok ülkesinde oraya gidip bunu iyi bildiğimiz için yapın demenin iyi olmadığını anladık. Bizler tahakküm altına almak, dayatmak ve kontrol altına almak için burada değiliz. Yardım etmeye hazırız, ancak çözümün eninde sonunda içeriden gelmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü o zaman sürdürülebilir ve kalıcı bir çözüm olabilir. Destek vermekten de mutluyuz, zoraki ve dayatma önerilerinde de bulunmak istemiyoruz. Aksine kolaylaştırmaya istekli olarak yardımcı olmaktan yanayız.
Rûdaw: Dolayısıyla sorunlarını çözmek ve inisiyatif almak Kürtlere ve Iraklılara düşüyor, o zaman siz de orada hazır bulunup sürece yardım edeceksiniz değil mi?
Thomas Zeiler: Sorunların çözümü ülke içinde çözülmeli, zira buna Irak’ta gerçekten önem veriliyorsa. Beklenenin aksine burada büyük bir işgal gücü olduğumuzu hiçbir zaman hissetmedim.
Rûdaw: Bu nedenle her zaman bu beklenti vardı, özellikle Kürtlerden Irak hükümetine bu konuyla ilgilenmesi için baskı yapılıyor.
Thomas Zeiler: Bu bizim politikamızın bir parçası. Biz hâlâ bu durumdayız ama mesele onlara şunu şöyle yapın bunu böyle yapın şeklinde direktif vermiyoruz. Önemli olan şey onları bir araya getirmek ve bu konuda onlara yardımcı olmaktır, dayatmakla değil.
Rûdaw: Özellikle son zamanlarda Irak’ta bir kriz patlak verdi malumunuz bu kriz Avrupa’yı da etkiliyor. Aşırıcılık, özellikle dini aşırıcılığı konusu. Hepimiz IŞİD’i hatırlıyoruz. Dini aşırıcılık konusunda Irak hükümetine nasıl yardımcı olmayı düşünüyorsunuz?
Thomas Zeiler: Bu çok önemli bir soru ve çok önemli bir nokta. Irak'ta IŞİD'e ilişkin siyasi tartışmanın bir gelişme gösterdiğini görüyoruz. IŞİD'in yenildiğini biliyoruz. Buna eskisi kadar ihtiyacımız yok. Ancak bu anlayış bir noktaya kadar doğrudur. Unutmamalıyız ki kalıntıları hala duruyor. İran'da 100'den fazla kişinin ölümüne yol açan korkunç saldırıyı gördük. Yani tamamen bitmiş değiller. Dikkat edilmesi gereken yeni bir olgu da var. Terörizm ve aşırıcılık artık ülke içi bir olgu değil, uluslararası bir olgudur. Bunun, kara para aklamayla da bağlantısı, aşırılıkla mücadele etmekle de ilgisi vardır, ister dini aşırılık olsun ister aşırıcılığın farklı türü olsun.
Her şeyden önce bir şeye açıklık getirmemiz gerekiyor. Bu sorunun artık lokal bir sorun olmadığını anlamamız gerekiyor. Özellikle de Irak’ta malum sizin komşu ülkelerinizle etkileşimdesiniz ve kontrolünüzü sağlayamıyorsunuz. Bu nedenle devletin yeniden inşası ve kalkınması kapasitesine geri döndük. Bu çok önemli. Terörle mücadele ve kara para aklamanın önlenmesine yönelik programları geliştirmek için İçişleri Bakanlığı ve ulusal güvenlik danışmanlarıyla birlikte çalışıyoruz. Buna aşırılıkla mücadele de dahildir. Yani bunu birlikte yapıyoruz. Bildiğiniz gibi burada kamu güvenliği ve kurumsal reform konusunda danışmanlık misyonumuz var. Bu konuda oldukça iyiler. Hükümet bu konuda bizden yardım istiyor.
Rûdaw: Aşırıcılık denince aklımıza mutlaka Ezidi Kürtler geliyor. Avrupa Birliği olarak Ezidi Kürtlere destek ve Şengal’i yeniden inşasına yönelik projeleriniz var mı?
Thomas Zeiler: Uzun süredir Ezidilerle ilgili projelerimiz var. Çok açık söyleyeyim: Ezidilerin başına gelenler soykırımdır ve bu konu tartışmaya kapalıdır. Geçmişte özellikle onları evlerine döndürme konusunda sıkıntı yaşadık. Yani bu yapmaya devam etmek istediğimiz bir şey. Şimdi burada, Bağdat'ta hükümet ile üzerinde anlaştığımız şey şu; yerinden edilmiş insanların yurtlarına dönmelerine yardımcı olmak için önümüzdeki üç yıl için 20 milyon dolarlık bir programı hayat geçirmeyi planlıyoruz. Buna Ezidiler de dâhildir. Bunun için önemli miktarda para ayrıldı. Önümüzdeki hafta ve aylarda bu sorunu tamamen nasıl çözebileceğimizi, hangi güçlü projeleri hayata geçirip geliştirebileceğimizi öğrenmek için hükümetle görüşmelerde bulunacağız. Üzerinde anlaştığımız programın uygulanması gerekiyor. Yine de insanlar şehirlerine geri dönemiyor.
Rûdaw: Söz konusu anlaşmanın uygulanamaması durumunda, vizyonunuzu ve Ezidiler ile kent için hayata geçirmeyi umduğunuz projelerin uygulanmasını etkileyecek mi?
Thomas Zeiler: Evet, bu hayata geçirilmesini planladığımız şeyin bir parçası.
Rûdaw: Yani bu anlaşmanın henüz hayata geçmediğini gördüğümüzde bu sizin projelerinizi nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?
Thomas Zeiler: Yapabileceğimiz somut şeylere bakıyoruz. Evlerin, binaların yenilenmesi, yolların onarımı ve bakımı olabilir. Kimin nereden geldiğine, ne zaman, nerede ne yapacağına dair kimliğe de bakıyoruz. Amaç şu kanaate varmak acaba geri gönderme sürecini gözlemleyebilir miyiz! Sonuçta bu bir idari görevdir ancak çok da büyük bir siyasi nüfuza sahip.
Rûdaw: Bölgeden Avrupa'ya yasa dışı göç vakalarında artış var? Irak ve Kürdistan Bölgesi hükümetlerinin bölgeden gidecek göçü engellemeleri için nasıl yardımcı oldunuz?
Thomas Zeiler: Bazı üye ülkeler bu konuda çok aktif. Biz AB olarak bu sürecin çok başındayız. Bu, kısa bir süre önce aşırıcılık ve terörle mücadele hakkında konuştuğumuz konuların bir parçası. Bu olgular var ve iç içe geçmiş durumda. Terörizm var, organize suç var, uyuşturucu kaçakçılığı var. Bu uyuşturucuyla ilgili değil, parayla ilgili, para kazanmakla ilgili. Daha önce göçten bahsetmiştik, dolayısıyla bunların hepsi kafa karıştırıyor. Evet, neyi geliştirebileceğimizi görmek için hükümetle birlikte çalışıyoruz.
Rûdaw: Son yıllarda Hol kampı hakkında pek çok makale okudum ve çok şey duydum. "AB ülkeleri neden vatandaşlarını Hol kampından geri almıyor?" cümlesini sürekli duyuyorum.
Thomas Zeiler: Bu oldukça kolay çünkü bu insanların kim olduğunu biliyorlar ama geri dönmek istemiyorlar. Ancak biz de geri almalarını için kendilerini zorluyoruz, bu yüzden geri almalılar. Tekrar ediyorum, bunun pratikte nasıl yapılacağını öğrenmek için hükümetle birlikte devam etmek istiyoruz. O halde ülkelerimizde bu insanları geri döndüklerinde yeniden entegre edecek programlara sahip olması gerektiğini düşünüyoruz. Yani başka seçeneğimiz yok ve bunu yapmak zorundayız.
Rûdaw: AB, basın özgürlüğüne ve kadın haklarına büyük önem veriyor. Irak ve Kürdistan Bölgesi'nde basın özgürlüğü ve kadın haklarının durumunu nasıl görüyorsunuz?
Thomas Zeiler: Basın özgürlüğünden başlayayım. AB'de yüksek standartlarımız var. Medyanın veya gazetecilerin çalışmalarının engellendiği veya müdahale edildiğine dair en ufak bir şüphe varsa derhal bu konuda sesler yükseltiliyor. Çok yüksek standartlarımız var. Ancak bu yüksek standartlar ne Irak'ta ne de Kürdistan Bölgesi'nde var. Bunun tarihsel nedenleri var. Bunlar aynı zamanda ülkede güçlü bir şekilde gelişmiş bir ekonominin bulunmamasından da kaynaklanmaktadır. Bunlar toplumun farklı kesimleri arasındaki etkilerden kaynaklanmaktadır. Bu henüz burada değil. Özellikle Irak'ın bunu başarmasını istiyoruz.
Hala iyileştirme fırsatları var. Irak hükümeti ve Kürdistan Bölgesi ile ilgileneceğiz. Bu konuda Kürdistan Bölgesi ile sesimizi duyurmak için çok daha fazla çalışacağız. Ama dediğim gibi dayatmakla değil. Bunu görmek istediğimizi söylüyoruz çünkü deneyimlerimize dayanarak bunun ülkenizin sosyal ve ekonomik kalkınması için iyi olduğuna inanıyoruz.
Rûdaw: İran destekli gruplar Irak'taki koalisyon üslerine saldırıyor. Söz konusu saldırılar AB için nasıl bir tehdit oluşturuyorlar?
Thomas Zeiler: Bu bizim çok başımızı ağrıtan bir konudur. Size şunu söyleyeyim, buraya geldiğimden beri ve İsrail'in Hamas'a karşı savaşı başladığından itibaren Avrupa'nın Irak ve bölgedeki konumunu kaybettiğine dair net bir hissim var. Çünkü biz İsrail'in müttefiki olarak görülüyoruz ya da İsrail'in gözünden bu mutlak şekilde ortaya çıkmamış olabilir. Çünkü bu amansız savaşı durdurmak için diplomatik olarak ve perde arkasında yoğun bir şekilde çalışıyoruz.
İran’ın saldırılarına gelecek olursak, sadece her iki tarafın da gerilimi azaltması gerektiğini söyleyebilirim ve bu konuda da çok net konuştuk. Askeri gruplar, yalnızca ABD üslerine değil aynı zamanda çoğu Avrupa birliklerinin bulunduğu Müttefik üslerine de saldırıyor. Şimdi Belçikalı, Alman, Fransız veya diğer askerlerimiz aniden öldürülürse ne olur diye düşünmek istemiyorum. Ayrıca ABD'den iki kere düşünmesini ve net düşünmesini istiyoruz.
Bunun açık yolu diyalogdur, siyasi diyalogdur. Partileri ve grupları ne olursa olsun pek çok sorumlu ve akıllı Iraklı siyasetçinin bu yolu istediğini biliyorum. Çünkü sonuçta bu kaybedilen bir oyundur. Bu yüzden bunun daha fazla sıçramaması için hepimizin çok dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum. Şunu söylemeliyim ki, bunun peşine düştüm ve hükümetle görüştüm. Başbakan Muhammed Şiya Sudani'nin bu gruplarla konuşarak onları faaliyetlerini azaltmaya ikna etmek için elinden geleni yaptığını görüyorum. Önümüzdeki haftalarda gerilimin azaldığını göreceğimize gerçekten inanıyorum.
Rûdaw: İfade ettiğiniz gibi bu saldırılar AB üyelerinin de içinde bulunduğu koalisyon üslerine yönelik. Ancak Avrupa ülkelerinin bu gruplara misillemede ABD'ye katıldığını görmüyoruz.
Thomas Zeiler: Bunu yapmak bizim politikamız değil. Amerikalıların aksine bizim yaralanan ya da öldürülen askerimiz olmadı. Yani dediğim gibi bizim yaklaşımımız daha fazla diyalog kurmak ve siyasi çözüme odaklanmaktır. Ancak durumun da bu şekilde kalacağını da söylemiyorum.
Rûdaw: AB ülkeleri, IŞİD'e karşı uluslararası koalisyonun parçası, IŞİD'in hâlâ Irak için bir tehdit olduğuna inanıyor musunuz?
Thomas Zeiler: Açık bir şekilde ortaya çıkan bir şey var o da çözümün siyasi diyalog olduğudur. Bu bir zorunluluktur. Yüksek Askeri Şura nezdinde görüşmeler başladı. Her iki tarafa da verilen görevin bir numaralı gündemi IŞİD'in Irak ve Suriye'de hâlâ ne kadar güçlü olduğu bilgisine ulaşmaktır. Bir numaralı soru bu. Bunu doğrulamanın çok uygun olduğunu düşünüyorum. Geçmişte büyük zaferler yaşansa da IŞİD'in bitmediğine inanıyorum. Irak ordusuna teşekkürler. Bu sadece koalisyon güçleriyle yapılmadı. Bu, koalisyon güçlerinin ve Irak ordusunun ortak çalışmasıydı. Sanırım buna geri dönmeliyiz. Dolayısıyla Yüksek Askeri Şura'nın, memnuniyetle karşıladığımız çalışmalarını sürdürebilmesi halinde, bu soru ve devamındaki sorular detaylı bir şekilde incelenecektir. Uzmanların bu konuda net bir görüşe sahip olacağını düşünüyorum. Benim inancım, çok şeyin başarıldığı yönünde. Bazı sorunlar devam edebilir. (IŞİD) İran'ın Kırman kentine geri döndüğünü ve orada neler yaşandığını gördük.
Rûdaw: Sizin de söylediğiniz gibi, Irak ile ABD arasındaki müzakereler esas olarak uluslararası koalisyondan çekilme veya yeni bir askeri ittifak şekliyle ilgili olabilir. AB bu müzakerelere katılacak mı?
Thomas Zeiler: Müzakerelere öncelikle üye ülkelerimiz şeklinde katılıyoruz. Çünkü bizim Avrupa Birliği gibi askerlerimiz yok. Koalisyon güçlerinin parçası değiliz ama mutlaka birbirimize bilgi veriyor ve danışıyoruz. Bu süreci kendi aramızda tartışıyoruz. Ama yine de sonunda üzerinde anlaştıkları şey, tamamen mi yoksa kısmi bir geri çekilme mi olduğuna dair net bir gelişme yok. Bunun siyasi diyalog yoluyla olması gerekiyor. Bakalım müzakereler bizi nereye götürecek, çünkü çözüm kalıcı olacak. Bir taraf diğerine kendini dayatırsa çözüm kalıcı olamaz.
Rûdaw: Bazı raporlara göre, IŞİD'in Irak ve Suriye'deki saldırı ve faaliyetleri artmış durumda. Küçük saldırılar ve faaliyetler olabilir ama hâlâ varlıklarını sürdürüyorlar. Uluslararası koalisyonun ortadan kalkmasının ve dağılmasının bir şekilde IŞİD'in şimdikinden daha büyük bir tehdit oluşturmasına fırsat vereceğini düşünüyor musunuz?
Thomas Zeiler: Hayır, sanmıyorum. Tekrar ediyorum, politikacılar ve en önemlisi uzmanlar ve askeri liderler arasındaki istişareler ve tartışmaları her türlü ideolojinin ötesinde ve tamamen analitik, bir çözüm zeminine oturtturulabilirse IŞİD'in yeniden canlanmasını önleyecek nihai önerilerin konuşulup karar verilebileceğini düşünüyorum.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın