Haber Merkezi - Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED DER) Yöneticisi Sedat Baran, 2019-2020 Eğitim ve Öğretim Yılı’nın Kürt çocukları için yeni bir asimilasyon süreci olduğunu belirterek, Kürtlere “dilinizi sahiplenin” çağrısında bulundu.
Türkiye ve Kürt kentlerinde yaklaşık 18 milyon öğrenci için ilk ders zili bugün çaldı.
MED DER, 2019 -2020 Yeni Eğitim ve Öğretim yılı açılışına ilişkin Demokratik Toplum Kongresi (DTK) binasında basın toplantısı düzenledi.
Dernek yöneticisi Sedat Baran, yeni eğitim yılının Kürt çocukları için bir asimilasyon süreci olduğunu belirtti.
Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana devletin Kürtçeye dönük inkar ve asimilasyon dil politikasının günümüze kadar süregeldiğini kaydeden Baran, devam eden yasaklardan dolayı toplumsal alanda Kürtçe’nin sadece konuşma dili ile sınırlı kaldığını ifade etti.
Baran, “Dil sorunu ulus devlet ile başladı. Devlet tek dil politikasını uyuguluyor. Bu da devletin seçmiş olduğu resmi dilin dışındaki diğer dillerin kamusal hayattan çıkarılmasına ve yok olmasına neden oluyor” dedi.
Dilin canlı bir varlık olduğunu ve kullanıldığı sürece gelişimini sürdürdüğü, kullanılmadığı zaman da yok olmaya mahkum olduğuna dikkat çeken Baran, sözlerine şunları ekledi:
“Okul kapısında Kürtçe’yi bırakarak sınıfa giren öğrencinin evde de Türkçe’yi tercih etmesi ile oto asimilasyon sürecinin devreye giriyor. Kürtçe eğitim ile canlanıp, gelişebilir. Anadilimizi MEB’in insafına bırakmayacağız. Her bir evi Kürtçe okuluna çevireceğiz.”
Baran, tüm Kürtleri siyasi görüş farklılıkların ayırt etmeksizin dillerini sahiplenmeye çağırdı.
Türkiye ve Kürt kentlerinde yaklaşık 18 milyon öğrenci için ilk ders zili bugün çaldı.
MED DER, 2019 -2020 Yeni Eğitim ve Öğretim yılı açılışına ilişkin Demokratik Toplum Kongresi (DTK) binasında basın toplantısı düzenledi.
Dernek yöneticisi Sedat Baran, yeni eğitim yılının Kürt çocukları için bir asimilasyon süreci olduğunu belirtti.
Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana devletin Kürtçeye dönük inkar ve asimilasyon dil politikasının günümüze kadar süregeldiğini kaydeden Baran, devam eden yasaklardan dolayı toplumsal alanda Kürtçe’nin sadece konuşma dili ile sınırlı kaldığını ifade etti.
Baran, “Dil sorunu ulus devlet ile başladı. Devlet tek dil politikasını uyuguluyor. Bu da devletin seçmiş olduğu resmi dilin dışındaki diğer dillerin kamusal hayattan çıkarılmasına ve yok olmasına neden oluyor” dedi.
Dilin canlı bir varlık olduğunu ve kullanıldığı sürece gelişimini sürdürdüğü, kullanılmadığı zaman da yok olmaya mahkum olduğuna dikkat çeken Baran, sözlerine şunları ekledi:
“Okul kapısında Kürtçe’yi bırakarak sınıfa giren öğrencinin evde de Türkçe’yi tercih etmesi ile oto asimilasyon sürecinin devreye giriyor. Kürtçe eğitim ile canlanıp, gelişebilir. Anadilimizi MEB’in insafına bırakmayacağız. Her bir evi Kürtçe okuluna çevireceğiz.”
Baran, tüm Kürtleri siyasi görüş farklılıkların ayırt etmeksizin dillerini sahiplenmeye çağırdı.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın