'Irak'ta istikrarın tek yolu Bağdat ile Erbil'in uzlaşmasıdır'

Berlin (Rûdaw) -  Rûdaw’a konuşan Almanya Dışişleri Bakanlığı nezdinde Devlet Bakanı Tobias Lindner,  Irak'ta istikrarın tek yolunun, Kürdistan Bölgesi hükümeti ile Bağdat'taki merkezi hükümet arasında iyi bir uzlaşma ve iyi bir koordinasyonun sağlanması olduğunu söyledi.  Linder, Türkiye’nin PKK’ye yönelik operasyonlarına NATO’nun müdahil olamayacağını belirterek, tüm bölge ülkelerinin Irak’ın egemenlik hakları ile toprak bütünlüğüne saygı göstermesi gerektiğini belirtti.

Almanya Dışişleri Bakan Tobias Lindner, 27 Haziran tarihinde Rûdaw’dan Bestoon Osman’ın sorularını yanıtladı.

Bölge asayişinin sağlanmasının tek yolunun Erbil ile Bağdat’ın anlaşması olduğunu belirten Tobias Lindner, Irak’ta düzenlenen son seçimin (10 Ekim 2021) “Irak tarihinde en demokratik seçim” olduğunu dile getirdi. Erbil ile Bağdat arasındaki gaz ve petrol sorununun ise yeniden yapılacak düzenlemeler ile çözülebileceğini kaydetti.

Bakan Tobias Lindner,  Kürdistan Bölgesi topraklarında Türkiye ile PKK arasında yaşanan çatışmalara ilişkin ise “Türkiye’nin operasyonlarının uluslararası hukuk çerçevesinde” olması gerektiğini, Türkiye’nin PKK’ye yönelik operasyonlarına NATO’nun müdahil olamayacağını belirtti.

Yarım milyon Kürt mültecinin ülkesinde yaşadığını belirten Linder, Rusya ve Belarus’un göçmen kartını Avrupa’ya karşı bir baskı aracı olarak kullandığını söyledi.  

 

 

Bestun Osman’ın “Almanya’da kaç milyon Kürt yaşıyor” sorusuna Tobias Lindner, Almanya’da Türkiye, İran, Irak ve Suriye’den yaklaşık yarım milyon Kürt’ün yaşadığını belirterek, “Büyük çoğunluğu 60 ve 70’li yıllarda işçi olarak gelen ailelerden oluşuyor. Ardından IŞİD saldırıları sonrası Almanya’ya büyük bir göç yaşandı” şeklinde yanıtladı.

Tobias Lindner, Almanya’nın göçü teşvik ettiğine dair çıkan iddialara ilişkin ise “Gerçek şu ki, Rusya ve Belarus göçmen kartını Avrupa’ya karşı bir baskı aracı olarak kullandı. Burada sizin kanalınız aracılığı ile resmi Irak’taki Kürtlere, ülkelerindeki büyükelçiliklerimiz ve konsolosluklarımızdan vize alarak yasal yollarla gelmelerini öneriyorum. Söylentilere dayanarak göç etmeyi düşünen varsa buraya ulaşma şanslarının çok zayıf olduğunu söylemek istiyorum. Gelseler bile burada kalmaları yasal olmayacak ve normal bir yaşam sürmeleri çok zor olacaktır” ifadelerini kullandı.

Lindner, ülkesine gelen hiçbir göçmen arasında ayrımcılık yapılmadığını, ekonomik ve siyasi nedenlerden Almanya’ya sığınanlara ayrı ayrı prosedürler uygulandığını kaydetti.

 

Almanya ile Kürdistan Bölgesi arasındaki resmi ilişkiler 2009 yılında Almanya’nın Erbil’de konsolosluk açmasıyla başladı. Geçtiğimiz 13 yıl boyunca özellikle Angela Merkel’in başbakanlığı sürecinde IŞİD ile mücadele çerçevesinde Almanya Peşmerge güçlerine destek sunan ülkelerin başını çekti. Almanya’da son seçimlerle birlikte yönetim değişikliği oldu.

Bestun Osman yeni hükümetin Kürdistan Bölgesi ve Peşmerge’ye desteğinin sürüp sürmeyeceğini, politikalarında bir değişikliğe gidip gitmeyecekleri ilişkin sorusunu Almanya Dışişleri Bakanlığı nezdinde Devlet Bakanı Tobias Lindner, şöyle yanıtladı:

 

 

“Sizi destekleyeceğimiz konusunda bize güvenebileceğinizi söyleyebilirim. Kürdistan Bölgesi hükümeti ile geçmişte çok iyi ilişkilerimiz oldu. Konsolosluk açtık. Askeri mühimmat ve eğitim sağladık. Ayrıca istikrarı sağlamak için oraya fon sağlayan ikinci ülkeyiz. Yeni Alman hükümetinin Irak Kürdistan Bölgesi'ni ve genel olarak tüm Irak'ı desteklemeye devam edeceği konusunda sizi temin ederim. Almanya'nın Irak'taki askeri misyonunun uzatılmasına ilişkin yasanın oylanması yeni hükümet döneminde yapıldı. Bu, taahhüdümüzün açık bir mesajı anlamına geliyor. Gelecekte nasıl yardım sağlayabileceğimizi görmek ve gerekirse yardım sağlama şeklimizde değişiklikler yapmak için Kürdistan Bölgesel Hükümeti ve tabii ki Bağdat'taki Irak merkezi hükümeti ile görüşmelere devam edeceğiz.”

IŞİD’in bölgede hala tehdit olmaya devam ettiğini belirten Tobias Lindner, “23 Mayıs’ta Kerkük’te IŞİD’in saldırısında yaşanan acı olaydan haberdarız. Size söylediğim gibi, odak noktamız, Kürdistan Bölgesi'ndeki askeri komutanların eğitimini de içeren kapasite geliştirme, askeri malzeme temini ile ilgili her türlü konu çok dikkatli takip edilmelidir. Dediğiniz gibi, Milan (Alman yapımı füze) harika bir örnekti” şeklinde değerlendirdi.

 

 

Bölgedeki özellikle “tartışmalı” bölgelerde istikrar ve güvenliğin sağlanmasının tek yolunun Erbil ile Bağdat’ın anlaşmasına bağlı olduğunu belirten Tobias Lindner, yaşanan boşluktan IŞİD’in faydalandığını belirtti.

Irak tarihi boyunca en demokratik seçimin geçtiğimiz yıl gerçekleştiğini kaydeden Alman Bakan, “Ülkenin gelişimi açısından bu büyük bir başarıydı. Ancak ne yazık ki şu ana kadar bir hükümet kurulamamıştır. Meşru bir hükümet göreve başlamadığı sürece ikili ilişkilerde de sorunların baş göstermesine, bölge güvenliğinin risk altına girmesi ve ekonomik ilerlemeye olumsuz yönde etkilemesi kaçınılmazdır. Irak’ta yeni bir hükümetin bir an önce kurulması için siyasi aktörler ile yakın ilişki içerisindeyiz” dedi.

 

Kürdistan Bölgesi’ne yönelik füzeli saldırıların bölgenin istikrarını olumsuz etkilediğini dile getiren Lindner, bu saldırıların durdurulması gerektiğini Türkiye’de dahil bölgedeki siyasi aktörlerin uluslararası yasalara uyması ve Irak’ın toprak bütünlüğüne saygı göstermesi gerektiğinin altını çizdi. 

Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nin Kürdistan Bölgesi gaz ve petrolü aleyhinde aldığı karara ilişkin Tobias Lindner, “Söyleyebileceğim tek şey, Irak'ta istikrarın tek yolu, Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile Bağdat'taki merkezi hükümet arasında iyi bir uzlaşma ve iyi bir koordinasyonun sağlanması sadece güvenlik için değil, aynı zamanda gaz ihracatı için de çok önemli olacağıdır” şeklinde yorumladı.

 

Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi topraklarında PKK’ye karşı yürüttüğü operasyonlara NATO’nun müdahil olamayacağını belirten Linder, “Diğer yandan Türkiye'nin PKK ile ilgili güvenlik çıkarlarının farkındayız. PKK'nin Almanya'da ve tüm Avrupa ülkelerinde terör örgütü olarak kabul edildiğini görmelisiniz; Ama bu konuda çok net konuşayım, Türkiye'nin PKK'ye yönelik operasyonları uluslararası hukuk çerçevesinde olmalıdır. Türk yetkililerle kuzey Irak'taki askeri operasyonları hakkında çok yakın ilişki içerisindeyiz” dedi.