ABD Temsilciler Meclisi Üyesi Michael Waltz, terörle mücadelede ABD ile birlikte savaşan Suriye Kürtlerine vize verilmesi gerektiğini söyledi.
Michael Waltz, Temsilcile Meclisi’ne verdiği iki yasa tasarısında, Uçuşa Yasak Bölge Operasyonu’nun ABD’de anılması ve terörle mücadelede ABD ile birlikte savaşan Suriye Kürtlerine vize verilmesini istedi.
Michael Waltz konu ile ilgili Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.
Rûdaw: Uçuşa Yasak Bölge Operasyonu’nun Temsilciler Meclisi’nde anılmasını istiyorsunuz? Neden bu yasa tasarısı ve şimdi?
Michael Waltz: İlk olarak, Kürtler çok iyi ve kültürlü bir halk. Aynı zamanda ABD’nin müttefikleri. Söz konusu operasyon Kürtlerin özgürlüğe kavuşmasını ve Saddam Hüseyin rejiminin yaptığı zülme karşı uzun soluklu bir nefes almalarını sağladı. Ayakta kalabildiler, siyasi ve ekonomik olarak bir statü ve toplum oluşturdular.
Körfez savaşından sonra 1991 yılında Saddam halkına karşı saldırı başlattı. Kuzey’de Kürtlere, Güney’de Şiilere saldırdı. Biz de özgür dünya liderleri olarak 1988 yılındaki katliamdan sonra bir katliamın daha yaşanmasına izin veremezdik. ABD hükümetinin bu operasyon aracılığıyla duruma müdahale ederek yeni bir katliamı önlediğini hatırlatmak istiyorum. Ban göre operasyondan sonra Kürtler ve bölgenin durumu ile ilişkilerimiz gelişti.
Rûdaw: Kongre’de hazırladığınız yasa tasarısına hangi oranda destek veriliyor?
Michael Waltz: Bence geniş bir destek var. Cumhuriyetçiler ve Demokratlar destekliyor. Kürtlerin Saddam Hüseyin rejimi döneminde çektiği acılar biliniyor. Üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen anılması önemlidir.
Ayrıca yasa tasarısı Kürtler ve Kürt kültürü hakkında bir bilgilendirmedir. Birçok ortak değerimiz var. İkimiz de düşünce özgürlüğü, din ve eylem özgürlüğü ve ekonomik özgürlüğü gibi değerlerle çocuklarımız için güzel bir gelecek istiyoruz. Bunlar Amerikan ve Kürt halkının ortak değerleridir. Bana göre bunu her zaman dile getirmek değerlidir.
Rûdaw: Yasa tasarısı operasyonu anmak için hazırlandı, acaba başka bir amacı da var mı?
Michael Waltz: Halkın beyninde bu ilişkileri korumasının önemli olduğuna inanıyorum. Yasa tasarısı Peşmerge’ye olan desteğin devamı olarak yorumlanabilir. Ayrıca, ABD’nin genel olarak Irak ve Bağdat hükümetiyle olan ilişkilerinin önemidir. Bölgedeki istikrarsızlığın nasıl yayıldığı ve Ortadoğu, Avrupa ve ABD’yi çok erken etkilebildiğini gördük. Obama yönetiminin Irak’taki güçlerini çekmesinin ardından gördük. Bana göre çok erken oldu.
IŞİD’in ortaya çıkmasından sonra gördük. Irak ve Suriye’de terörle hükmettiler. Daha sonra bir hilafet kurarak, Avrupa ve ABD’de saldırı ve patlamalar gerçekleştirdiler. Seçmenlerinin benim için çok önemli olduğu Orlando’daki Paols takımına karşı düzenlenen saldırı gibi. Müttefik ülkelerdeki istikrarsızlık ve bu ülkelerin desteklenmemesinini çok çabuk bir şekilde dünyada aşırıcılığa sebep olabileceğini Kongre’ye hatırlatıyoruz. Bunu hatırlatmak çok önemli.
Rûdaw: Şimdi de ABD güçlerinin Irak’tan çekilmesinden bahsediliyor. Bu sizi endişelendiriyor mu? Çünkü ABD güçlerinin Irak’tan çekilmesinden sonra IŞİD’in ortaya çıktığına işaret ettiniz. IŞİD’in son dönemlerde Irak ve Kürdistan Bölgesi’ndeki saldırılarına da şahit olduk. Neler söyleyeceksiniz?
Michael Waltz: Tabiki endişeleniyorum. ABD halkı ve siyasi liderlere savaş karşıtı olduğumuzu her zaman söylememiz lazım. Özünde çok güzel bir din olan İslam’ın aşırı şiddet olarak yorumlanması ile savaşıyoruz. IŞİD ve El Kaide ile dünya Müslümanlarının düşünceleri bir değildir. Buna rağmen bir çok kişiyi yanlışlarına ortak edebilmişler. Terör saldırılarının ABD’ye de geleceğini Amerikalılara hatırlatmamız gerekiyor. Onları engelleyemezsek ülkemizde bise saldırırlar. Bu uzun soluklu bir mücadeledir. Komünizm ve faşizm ideolojilerinin on yıllarca verilen mücadelenin sonunda yenilgiye uğraması gibi. Bizimle ortak düşünceye sahip müttefiklerimizle çalışmalıyız. Siyasi liderlerimize her zaman baskı uygulamalıyız. Aşırı radikallerin çoğu güç sahibi olmak istiyor yoksa dini inançları onlar için önemli değil. Onlarla mücadele etmek için dünydaki müttefiklerimize yardımcı olmalıyız.
Rûdaw: Sizce şu anda ABD güçlerinin Irak’tan çekilmesi için uygun değil mi? Özellikle istediği gibi hareket eden farklı gruplar varken. Gerçeken ABD güçlerinin kalması çok mu önemli?
Michael Waltz: Küçük bir gücün kalması gerektiğine inanıyorum. Irak ve Peşmerge Güçleri terörle mücadele birimlerine danışmanlık, yardım ve eğitim desteği görevini yapmalılar. Bu önemli, çünkü sonuçta müttefiklerimiz kendi ayakları üstünde durabilmeliler. Biz onları destekliyoruz. Ben de Peşmerge Güçleri ve Irak ordusunun doğrudan savaştığını biliyorum ama sağladığımız istihbarat, verdiğimiz lojistik ve hava desteği çok önemli. Bunların da toplanan milyar dolarlarca vergilerle yapıldığının bilinmesi de önemli. Bundan dolayı da düşük sayıda bir grubun kalması önemli. Irak’ta düşük sayıda ABD güçlerinin kalması hem bizim güvenliğimiz için hem de müttefiklerimiz için önemli.
Rûdaw: Kürtler özellikle IŞİD’in saldırılarını artırdığı Irak ordusu ile Peşmerge Güçleri arasındaki Tartışmalı Bölgeler’deki güvenlik boşluğunun doldurulmasını istiyor. Sizce ABD Kongre’sinde bu gücün kurulması için destek var mı? Çünkü böyle bir gücün kurulmasının ABD’nin desteğine ihtiyacı var.
Michael Waltz: Bana göre bu önemli ve bunu destekliyorum. Bu ABD güçlerinin kalması gerektiğini gösteren başka bir sebep. ABD’de yüz binlerce ABD askerinin Irak’ta olduğuna dair yanlış bir anlayış var. Çok düşük sayıda bir ABD gücü var ortak güçlere yaptıkları yardım ve verdikleri danışmanlıkta önemli bir rolleri var. Bu da İran’ın desteklediği milis grupları izlememizin önemini anlamalıyız. Bütün Iraklıları temsil eden barış, ekonomik gelişme ve siyasi sistemin kurulmasını teşvik etmeliyiz.
Rûdaw: Kongreye verdiğiniz bir yasa tasarısında IŞİD ile mücadelede ABD ile birlikte savaşan Suriye Kürtlerine özel vize verilmesini istediniz. Bildiğim kadarıyla yasa tasarısı 2019 yılında verildi, onaylanması neden gecikti, neden destek verilmedi?
Michael Waltz: Bu yasa tasarısı çok dikkat çekti. Böyle bir yasa tasarısının bir çok yönü var. Tamamıyla hazır olması için zamana ihtiyacı var. Bu daha önce Irak ve Afganistan’da bizimle birlikte olanlara verilen özel seyahat vizesi kapsamına giriyor. Bu yasa tasarısının Suriye Kürtlerini de kapsaması isteniyor. Çünkü böyle istikrarın olmadığı bölgelerde özellikle Kürdistan Bölgesi’ndeki kadar istikrarın olmadığı Suriye’de bizimle birlikte savaşanların kendisi ile birlikte ailelerinin de hayati tehlikesi bulunuyor. Bizimle birlikte çalıştıkları zaman hayati güvenceleri için bir çıkış yollarının olduğu konusunda güvence sahibi olmalılar. Özellikle 1-2 yıl ABD güçleriyle çalışanlar için. Bence bu bütün dünyada terörle mücadelede bizimle birlikte olan yerel müttefiklerimizi desteklediğimiz konusunda çok önemli bir mesaj. Bu yasa tasarısının onaylanması için mücadele edeceğim.
Rûdaw: Tasarınız medyada yankı buldu. Özellikle de Suriye'ye komşu ülkeler medyasında çok yer aldı. Söz konusu tasarı hakkında YPG, YPJ ve Demokratik Suriye Güçleri üyelerine vize verilmesini garantilediği yorumları yapıldı. Gerçekten bu tasarı vize verilmesini mi kapsıyor?
Michael Waltz: Hala ayrıntıları tartışıyoruz. Açık ki şunu yapamayacağız: Bu yasa tasarısı “terörist” olarak kanul edilen bir gruba destek veren bir tasarı değil. Bu nedenle kapsamını dar tutacağız. Ancak şu an tasarıda yazıldığı gibi Demokratik Suriye Güçleri’ni kapsamına alıyor.
Rûdaw: Bu süreçte Demokrat Kongre üyelerinin desteğini aldınız. Size destek veren başka kongre üyeleri de var mı?
Michael Waltz: Evet bazı destekler var. Demokratların desteği şu an çok önemli çünkü şu anda Kongrede Demokratların çoğunluğu var. Bundan da önemlisi ki şöyle düşünüyorum: Bu tasarı savunma tasarısı çerçevesine alınabilir. Böyle bir tasarı ilk kez hazırlanıyor ve eğer kabul edilirse daha büyük bir tasarının bir parçası olabilir ve yasa haline gelebilir.
Rûdaw: Bu tasarı konusunda bazı endişeler var. IŞİD ile savaşta Amerika'ya yardım eden kişilerin vizeden yararlanarak Amerika'ya gelmeleri ve Amerika'nın sahada desteğini yitirmesi ihtimali dillendiriliyor. Bu konudaki görüşünüz nedir?
Michael Waltz: Evet burada bir denge gözetmemiz gerekiyor. Değerlendirmelerimize göre şu an bu bundan yararlanacakların sayısı küçük bir seviyede. Görüşmeler sürecinde bir şekilde atılacak olan adımların bu endişeyi güçlendirecek şekilde olmaması gerekir. Süreç içinde atılacak adımların da böyle bir endişeyi haklı çıkarmayacak şekilde atılması gerekir. Bu güçlerin çoğunluğu bizim güçlerimizle birlikte çalışmışlar ve savaş alanında sınanmışlar. Ailelerinin tehlike altında olduğunu söyleyebilirler. Biz de tehlike altında olanlar için girişimlerde bulunmak isteriz.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın