Erbil (Rûdaw) - Irak hükümeti, Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nde Türkiye'ye karşı açtığı davayı kazanmasının ardından Kürdistan Bölgesi’nden petrol ihracatını durdurdu. Erbil ile Bağdat arasında ihracat mekanizması hakkında görüşmeler sürüyor. Uzmanlar, Kürdistan Bölgesi ile Türkiye arasındaki petrol anlaşmasının geleceğini ve Erbil ile Bağdat arasında bundan sonra atılması beklenen muhtemel adımları değerlendirdi.
Irak Petrol Bakanlığı, Kürdistan Bölgesi’nde üretilen petrolün Kerkük-Ceyhan petrol boru hattı üzerinden ihraç edilmesine izin verdiği gerekçesi ile Türkiye aleyhine “iki ülke arasındaki anlaşmayı ihlal ettiği” gerekçesiyle 2014 yılında Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nde açtığı davayı kazandığını geçen Cumartesi günü açıkladı.
Petrol Bakanlığı'ndan Reuters'a konuşan bir kaynak, Türkiye'nin Uluslararası Tahkim Mahkemesi tarafından alınan kararı uygulayacağını Irak'a yazılı olarak bildirdiğini ifade etti.
Bu gelişmenin ardından Kürdistan Bölgesi’nden bir heyet, Bağdat’a giderek Iraklı yetkililerle görüşmeye başladı. Bloomberg’e konuşan bir kaynak, iki tarafın petrol ihracatının yeniden başlaması konusunda anlaşmaya varamadığını aktardı.
Irak Petrol Bakanlığı sözcüsü Asım Cihad, Rûdaw'a yaptığı açıklamada, Kürdistan Bölgesi'nden petrol ihraç etmek için yeni bir mekanizma üzerinde görüşeceklerini söyledi. İki taraftan da şu ana kadar anlaşma hakkında bir yorum yapılmadı.
Kerkük-Ceyhan hattı üzerinden Türkiye'ye günde 450 bin varil petrol gönderiliyor. Bunun 75 bin varili Irak hükümeti tarafından Kerkük’ten çıkarılan petrol. Diğer 370 bin varili ise Kürdistan Bölgesi’nden çıkarılan petrolden oluşuyor.
Türkiye tazminat ödemeyecek mi?
KPLER’den kıdemli petrol analisti Hümayun Falakşahi, Irak Petrol Bakanlığı sözcüsü Asım Cihad, Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü'nden Bilal Wahab, Bağdat’tan enerji uzmanı Hamza Cevahiri ve Kürdistan Üniversitesi’nden Yerevan Said, enerji uzmanı Haydar Batat, Rûdaw Ekonomi Bülteninde tahkim mahkemesinin kararı, Kürdistan Bölgesi ile Türkiye arasındaki petrol anlaşmasının akıbetini, Erbil ile Bağdat hükümetlerinin bundan sonra izlenecek yol hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Irak Petrol Bakanlığı kaynaklarına göre Türkiye aleyhine açılan ve 30 milyar dolardan fazla tazminat talep edilen davada mahkeme, Türkiye'nin 2014-2018 arasını kapsayan 4 yıllık dönem için Irak'a 1.4 milyar dolar tazminat ödemesine karar verdi.
KPLER’den kıdemli petrol analisti Hümayun Falakşahi, Türkiye’nin önünde bir seçim süreci olduğuna dikkati çekerek, Ankara’nın bu tazminatı ödemeyeceğini ve Erbil ile Ankara arasındaki anlaşmanın sonuçlarını bekleyeceğini söyledi.
Hümayun Falakşahi, Kürdistan Bölgesi’nden ihraç edilen 450 bin varilin dünyada günlük üretilen petrolün yüzde 5’i olduğuna dikkati çekerek, “İhracatın durdurulması şu ana kadar dünya ve Avrupa piyasası üzerinde olumsuz bir etki yaratmadı. Ancak önümüzdeki günlerde konu bir çözüme kavuşmaz ve sevkiyat durursa piyasada petrol fiyatları 3-4 dolar kadar artar” diye konuştu.
Fakat Irak Petrol Bakanlığı sözcüsü Asım Cihad, kararın bağlayıcı olduğunu vurgulayarak, Türkiye’den daha fazla tazminat alacaklarını, 1.4 milyar dolar tazminatın sadece 4 yıllık dönemi kapsadığını belirtti.
Süreç uzarsa Kürdistan Bölgesi ve Irak zarar eder
Kürdistan Bölgesi faaliyet gösteren Gulf Keystone Petroleum, Genel Energy ve DNO, Ceylan limanı üzerinden ihracatının askıya alınmasının ardından, üretilen petrolü geçici bir süreliğine depolayacaklarını duyurdu. Ancak şirketler, bunun da geçici bir tedbir olduğuna dikkati çekti.
Uzmanlara göre, Kürdistan Bölgesi petrolünün fiyatı Brend petrolün fiyatından 15-18 dolar daha ucuz. Petrolün varil fiyatı 60 dolardan bile hesaplandığında günde 400 bin varil petrol 24 milyon dolara, ayda 720 milyon dolara tekabül ediyor.
Uzmanlar, petrol ihracatının durmasının hem Irak ve hem de Kürdistan Bölgesi'ne mali açıdan büyük zarar getireceğini vurguluyor ve Erbil ile Bağdat arasında yeni bir anlaşmanın kaçınılmaz olduğuna dikkati çekiyor.
Kürdistan Bölgesi’nin petrol ticaretini etkiler
Irak Federal Yüksek Mahkemesi, Kürdistan Bölgesi Petrol ve Gaz Yasasını 15 Şubat 2022'de anayasaya aykırı bularak petrol ürünlerinin Bağdat yönetimine teslim edilmesi yönündeki karar almıştı. Kürdistan Bölgesi yönetimi ise kararı kınayarak, "verilen siyasi hükmün çözüme hizmet etmediği” yanıtını vermişti.
Irak mahkemesinin söz konusu kararını hatırlatan Erbil Kürdistan Üniversitesi’nden Yerevan Said, “Tahkimin kararı uluslararası arenada Kürdistan Bölgesi’nin meşru petrol ticaretini tehlikeye atıyor. Bu durum Kürdistan’dan petrol alan ve petrol üreten şirketleri de etkileyecektir” dedi.
Bağdat’ın adım adım Kürdistan Bölgesi’nin statüsünü zayıflatmaya yönelik adımlar attığını vurgulayan Yerevan Said, “Bundan sonra Kürt diplomasisi nasıl işleyecek? Başta ABD olmak üzere, Avrupalı ve diğer dostlarla daha iyi bir diplomasi ve lobi çalışmasına ihtiyacımız var. Unutmayalım ki henüz hidrokarbon konusunda Bağdat ile Erbil arasında bir anlaşma olmadı” diye konuştu.
Yerevan Said, Erbil ile Bağdat arasında bir anlaşma olmadan bundan sonra uluslararası şirketlerin Kürdistan Bölgesi’nde faaliyet yürütmeye ikna etmenin zor olacağını söyledi.
Kürdistan Bölgesi için dezavantaj ve avantajları neler?
Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü'nden Bilal Wahab da Kürdistan Bölgesi’nin bundan sonra daha akılcı bir politika izlemesi gerektiğine dikkati çekerek, “Kürdistan Bölgesi hükümeti artık halkının çıkarlarını göz önünde tutarak politika izlemeli. Sloganla değil, hatayı başkasında arayarak değil. 2007’den bu yana Kürdistan Bölgesi petrol kartını siyasi bir kart olarak kullandı. Bence bunda başarılı olmadı. Bu yüzden bu kart Kürdistan’ın ekonomisini geliştirmek adına kullanılmalı. Sonuç olarak görüyoruz uluslararası tahkim böyle bir karar aldı. Tahkimin bu kararı Kürdistan Bölgesi yönetiminin politikasını gözden geçirmesi için bir fırsat olarak görülmeli” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin de tahkimin kararına uymak durumda kalacağını ifade eden Bilal Wahab, şunları kaydetti:
“Kürdistan Bölgesi ve Kürt partilerin Bağdat’tan uzaklaşması onların zararına. Çünkü Kürtlerin Bağdat’taki imtiyazı Ankara’da veya başka bir başkentte olduğundan daha fazla. Öte yandan bu karar Bağdat ile yeni bir anlaşma için avantajlar da barındırıyor; Kürdistan Bölgesi’nin günlük 400 bin varil petrol üretme kapasitesi var. Kerkük petrolü Kürdistan boru hattı olmadan yurt dışına ihraç edilemez ki Irak hükümeti 2022’de bu petrolden 2.6 milyar dolar gelir elde etti. Unutmayalım ki Kürdistan Bölgesi’nde çalışmaya hazır uluslararası petrol şirketleri var. Ayrıca Kürdistan Bölgesi kendi doğalgazına sahip ki bu da ilerisi için bir avantaj olacak.”
Irak anayasası ne diyor?
Petrol ve doğalgaz gelirlerinin adil dağılımı konusu, 2005’te onaylanan Irak Anayasanda da yer alıyor. Ancak konu Erbil ile Bağdat arasında temel çelişki ve tartışma gündemlerinden biri durumunda.
Irak Anayasası’nın 111’inci Maddesinde; “Irak’ta bulunan petrol ve doğal gaz, çeşitli bölge ve vilayetlerde yaşayan bütün Irak halkının malıdır” hükmü yer alıyor.
Anayasanın 112’inci maddesinin 1’inci bendinde ise; “Federal Hükümet mevcut yataklardan çıkarılan petrol ve doğal gaz yönetimini Bölge Hükümetleri ve vilayetlerle birlikte yapar” ibaresi bulunuyor.
Bu amaçla Kürdistan Parlamentosu, 6 Ağustos 2007’de "Kürdistan Bölgesi Petrol Yasası"nı kabul etti. Parlamento’da onaylanan yasaya göre, bölgedeki petrollerin işletilmesi için "Kürdistan Ulusal Petrol Şirketi" kurulmasına karar verildi.
İki taraf arasında anlaşma olmalı
Enerji uzmanı Hamza Cevahiri ise Kürdistan Bölgesi ile Türkiye’nin kendi aralarındaki anlaşma ile Irak’ın bağımsızlığını ihlal ettiğini savundu.
Cevahiri, tahkim kararının bağlayıcı olduğunu belirterek, “Hem Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nin hem de Paris merkezli Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin kararı Irak anayasasına uygun bir karardır. Anayasa SOMO dışında petrol ticaretinin yapılamayacağına hükmediyor. Sonuçta bu petrolün geliri hazineye girecek ve bunda Irak da Kürdistan Bölgesi de kazançlı çıkacak” dedi.
Basra’dan enerji uzmanı ve Irak Petrol Bakanlığı eski danışmanı Haydar Batat da Erbil ile Bağdat’ın sadece petrol değil, doğalgaz konusunda da bundan böyle ortak kararlar almaya mecbur olduklarını söyledi.
Batat, “Karar Kürdistan halkının da çıkarına. Düşünün tahkim ve mahkeme başka bir karar alsa o zaman Basra ve diğer vilayetler de kendi başlarına petrol satmak isteyecek. Sonuçta bu karar tüm Iraklıların yararına olacak. Yine Irak hükümeti tüm petrol boru hatlarını yenilemeli. Tüm petrol gelirlerini tüm Irak halkına eşit bir şekilde dağıtılmalıdır. Kürdistan Bölgesi ile merkezi hükümet arasında ortak anlaşma olmak zorunda" dedi.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın