Demokratların gidişi Cumhuriyetçilerin gelişiyle Beyaz Saray’da iktidar el değiştirdi. Fakat ABD’nin Ortadoğu stratejisi özellikle de İran rejimini değiştirme politikası olduğu gibi kaldı. Dolayısıyla buna bağlı olarak böyle bir süreçte ABD Enerji Bakanı’nın Kürdistan’a gerçekleştirmiş olduğu ziyaret rastlantı değil. Nitekim ABD eski Demokrat Başkanı Erbil’i “Kırmızı Çizgimiz” yeni Cumhuriyetçi Başkan da Kürtleri “büyük bir halk ve önemli bir dost” olarak tanımlamıştı.
Açık ki Irak dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri ve enerji pazarında çok öenmli bir role sahip. Ama bu kapsamda Kürdistan’a da aslan payı düşüyor. Kürdistan’ın petrol rezervi 45 milyar varil olarak tahmin ediliyor. Bununla birlikte 200 trilyon metreküp doğalgaz rezervine sahip ki bu dünyanın %3’lük doğalgaz rezervine tekabül ediyor.
Bu durum dünya ülkeleri ile büyük enerji şirketlerinin iştahını kabartarak Kürdistan Bölgesi’nde enerji sektörüne yönelmelerini sağlıyor. Bugün Kürdistan Bölgesi, Kerkük petrolü hariç, günlük 400 bin varil petrol ihrac ediyor. 16 Ekim olayları öncesine nazaran % 40’lık bir düşüş yaşansa da Kerkük petrolünün tekrardan Kürdistan boru hattı üzerinden Ceyhan’a aktarılması, Kürdistan Bölgesi’nin petrol sanayiini geliştirmeye dönük çabaları sözkonusu şirketlerin gözünü yine bu bölgeye çevirdi.
Kürdistan petrolünün Bağdat’tan bağımsız ihrac edilmesine başlandığı tarihten beri ABD’li şirketler bu bu sektörde önemli bir rol sahibi olmuşlardır. ABD Enerji Bakanı Rick Perry’nin geçen hafta Kürdistan Bölgesi’ne gerçekleştirmiş olduğu ziyaret bu ülkenin Kürdistan’ın enerji konumuna verdiği önemi gösteriyor. Ayrıca bu ziyaret, Kürdistan’ın enerji sektörüne özgüven ve güç katttığı gibi yabancı sermanin de Kürdistan’a yönelmesini teşvik ediyor.
Bu konuyu birkaç maddede değerlendirebiliriz:
Birincisi; her nekadar Kürdistani partiler arasındaki ilişkiler özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Bağdat’taki siyasi tarafların ilişkilerine benzese de, ABD nazarında Erbil ile Bağdat’ı ayıran öenmli bir konu var. O da ABD’nin kolayca Erbil’e nüfuzunu hissettirebilmesi gerçeğidir. ABD özellikle de KDP ile olan güçlü ilişkileri sayesinde bölgede güçlü bir konuma sahip olabilir. Bu açıdan bakıldığında bağımsızlık referandumu sadece Kürtlerin elinde Irak’a karşı bir koz olarak durmuyor. Aynı zamanda İran’a yakınlaşması halinde ABD’nin de kullanabileceği bir kart haline dönüşüyor.
İkincisi; Ricsk Perry’nin ziyareti, Kürdistan Bölgesi’nin Rosneft ve diğer bazı Rus şirketleri ile anlaşma imzaladığı bir döneme tekabül ediyor. Bunlardan en önemlisi de Kürdistan boru hattı üzerinden yapılan tüm ihracatın sorumluluğunun sözkonusu şirkete verilmesidir. ABD şu ana kadar bu ilişki hakkında karşı tavır takınmadı. Ne var ki Perry’nin ziyareti esnasında Kürdistan’ı Teksas’la mukayese etmesi, enerji konusunda alışverişe ve bu sektörün geleceğine ilişkin açıkça sinyaller vermesi, ABD’nin önümüzdeki Kürdistan Bölgesi ile bu bağlamda daha çok ilişki içerisinde olacağını ve ABD’li şirketleri de buna teşvik edeceğini gösteriyor.
Üçüncüsü; İran üzerindeki ekonomik ambargonun hayata geçmesi ardından ABD, Bağdat’a baskı uygulayarak Tahran ilişkilerini sınırlandırmaya çalıştı ve bu temelde Kerkük-Kırmaşan petrol boru hattı projesini iptal etirdi. Aynı zamanda Erbil-Bağdat ilişkilerini normale döndürüp bu sayede Irak petrolünü Kürdistan üzerinden dünya pazarına ihrac edilmesini sağlayarak enerji pazarında İran’dan dolayı oluşacak olası boşluğu da doldurmuş oldu.
Dördüncüsü: Irak’ta Mayıs ayında gerçekleşen seçimlerin ardından kurulmaya çalışılan yeni hükümetteki önemli makamlar İran’ın müdahalesi sonucu belirleniyor. Bu durum ABD’yi Kürdistan’ı Irak ve İran’a karşı güçlendirme fikrine itiyor.
Goldman Sachs Bank, İran’ın petrol ihracatının bu yılın sonuna kadar 600 bin varil gerilemesini öngörüyor. OPEC üyesi ülkelerin raporlarına göre İran petrol ihracatı bu yılın Kasım ayında 380 bin varil azalmış durumda. ABD bir taraftan İran’a uyguladığı ambargo ile bu ülkenin ekonomik kaynaklarını kurutmak diğer taraftan da petrol fiyatlarını dengede tutmak için İran’dan kaynaklanan boşluğu doldurmak için yeni kaynaklar arıyor.
ABD bir yandan da kendi petrol üretimini günlük 500 bin varile çıkarmayı düşünüyor. Kerkük petrolünün Kürdistan boru hattı üzerinden dünya piyasasına ihrac edilmesi OPEC’in aldığı petrol ihracatını 800 bin varil azaltma kararını da karşılamış oluyor.
Bununla birlikte Kürdistan Bölgesi’nin Şeyhan bölgesinde yeni bir kuyu üzerinde çalışılıyor ki bununla birlikte Kürdistan boru hattı üzerinden ihrac edilecek petrol miktarı günlük bir milyon varile ulaşacak. Petrol fiyatlarının düşüşü Kürdistan Bölgesi açısından endişe verici olsa da ABD bu yolla amaçlarını daha kolay gerçekleştirebilir.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın