Caferi: Türkiye Suriye topraklarını işgal ediyor
Haber Merkezi- Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Beşar Caferi, Suriye’nin anayasa ve geleceğine karar verme hakkının feragat edilemez ve sadece Suriyelilere ait olduğunu söyledi.
BMGK oturumunda yaptığı konuşmada Caferi, iki hafta önce anayasa tartışma komitesinin mini ve genişletilmiş heyetlerin çalışmalarının başlatıldığına şahit olduğunu, komite çalışmalarının hazırlık aşamasında ülkesi tarafından esneklik ve olumluluk gösterildiğine dikkat çekti.
BM Suriye’ye Özel Temsilcisi Geir Pedersen tarafından da kaydedildiğini dile getiren Caferi, komitenin ilk toplantılarda çalışmaları ile ilgili birkaç konuların tartışıldığını ve komite usul kurallarının benimsendiğini belirtti.
Caferi, ülkesinin, komite çalışmalarının kuralları ve anlaşılan usullarına saygı duyma önemini vurguladığını yenilerek ilk olarak BM’de üye tüm ülkeler tarafından Suriye egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve anayasa tartışma komitesinin çalışmalarının mülkiyetinin Suriye’ye ait olduğu unsuruna saygı duymayı kastedildiğini dile getirdi.
Hükümetlerinin desteklediği heyetin anayasa tartışma komitesinin ilk tur görüşmelerine aktif olarak katıldığını beliten Caferi, diyaloğun Suriye liderliğinde ve mülkiyeti olduğu konusundaki ulusal inançlarına dayanarak görevlerini kendisi üzerinde tartışacağını vurguladı.
Bazı uluslararası ve bölgesel tarafların komite çalışmalarına verdiklerden herkesin şaşırdığına dikkat çeken Caferi, “Özellikle gerçekte Erdoğan’a hizmet eden teröristler konuşlandığı için Türk rejimi Suriye topraklarını ‘güvenli bölge’ kurma bahanesi altında işgal etmesi ve 180 binden fazla vatandaşımız tehcir edilmesine neden oldu” dedi.
Caferi ayrıca; anayasa tartışma komitesinin çalışmalarına eş zamanlı olarak ABD tarafından “gayri meşru” şekilde ve uluslararası kanunlara aykırı olarak Suriye petrol alanlarının “işgal” edildiğini kaydetti.
Beşar Caferi, ülkesindeki savaşın nedeninin IŞİD, El-Nusra Cephesi, İhvan ve diğer “terör örgütleri” kullanarak jeopolitik haritasının değiştirmesini olduğuna işaret ederken halkının herhangi bir “işgali, terör örgütleri veya ayrılıkçı projeyi reddetiğini” kaydetti.