ABD Başkanı Biden ile Çin Devlet Başkanı Şi görüşmesinde ‘insan hakları’ vurgusu
Haber Merkezi - Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile ABD Başkanı Joe Biden video konferans yoluyla çevrim içi görüştü.
ABD Başkanı Joe Biden'ın ocakta göreve başlamasının ardından iki liderin yüz yüze yaptığı ilk görüşme yaklaşık 3,5 saat sürdü.
ABD Başkanı Biden ve ekibi Washington'daki Beyaz Saray'ın Roosvelt Salonu'nda, Devlet Başkanı Şi ve ekibi de Pekin'deki Büyük Halk Meclisi Salonu'nda kurulan kamera ve ekran düzenekleri aracılığıyla iletişim kurdu.
Görüşmeye Çin tarafında Devlet Başkanı Şi'nin yanı sıra Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Siyasi Büro Üyesi ve Genel Ofis Direktörü Ding Şueşiang, ÇKP Merkez Komitesi Siyasi Büro Üyesi ve Dış İlişkiler Ofisi Direktörü Yang Cieçı, Çin Devlet Konseyi Üyesi ve Dışişleri Bakanı Vang Yi, Başbakan Yardımcısı Liu Hı ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Şie Fıng katıldı.
ABD tarafında ise Biden dışında Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve Hazine Bakanı Janet Yellen'in olduğu yetkililer yer aldı.
İki lider, görüşmeye dostane mesajlarla başladı. Şi, Biden'a "eski dostum" diye hitap ederek "Çin ile ABD arasında sağlam ve istikrarlı bir ilişki kurulması" çağrısında bulundu.
Karşılıklı saygı, barış içinde yaşama ve kazan-kazan iş birliği
Şi, Çin ve ABD’nin dünyanın en büyük iki ekonomisi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri olarak bir yandan iç meselelerini en iyi şekilde yürütüp diğer yandan da dünya barışına ve kalkınmasına katkı sağlaması gerektiğini belirterek “Çin ve ABD birbirine saygı duymalı, birlikte barış içinde yaşamalı ve kazan-kazan iş birliğini hedeflemeli." dedi.
Çin-ABD ilişkilerinin olumlu bir doğrultuya girebilmesi için uzlaşma sağlamak ve etkin adımlar atmak üzere Başkan Biden ile çalışmaya hazır olduğunu dile getiren Şi, bunun iki ülke halklarının çıkarı ve uluslararası toplumun beklentilerine uygun olduğunu vurguladı.
Şi, Biden'ın ABD'nin Çin politikasını yeniden akılcı ve pratik bir raya sokacak siyasi liderliği göstermesini umduğunu ifade etti.
Görüşmede ülkesinin Tayvan konusundaki hassasiyetinin altını çizen Şi, "Tayvan'ın bağımsızlığını savunan ayrılıkçı güçler bizi kışkırtırsa, sınamaya kalkarsa ve kırmızı çizgiyi ihlal ederse Çin kararlı tedbirler almak zorunda kalır" ifadelerini kullandı.
Biden ise ABD'nin "tek Çin" politikasına bağlı olduğunu, Tayvan'ın bağımsızlığını desteklemediğini ve Tayvan Boğazı'nda barış ve istikrarın sağlanmasına katkı sağlayacağını belirtti.
Şi ile geçmişte olduğu gibi açık ve samimi bir tavırda tartışmayı umduğunu dile getiren Biden, liderlerin ülkeler arasındaki rekabetin çatışmaya dönüşmemesini sağlama sorumluluğu bulunduğuna inandığını ifade etti.
Biden, ABD ve Çin arasındaki ilişkilerin iki ülkeyi olduğu kadar dünyayı da etkilediğini vurgulayarak "Uzlaşmaya dayalı kılavuz çizgileri belirlemeliyiz, farklılıklarımız konusunda açık ve dürüst olmalıyız, ortak çıkarlarımız konusunda özellikle iklim değişikliği gibi küresel meselelerde birlikte çalışmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
Rekabetin sorumluluk içinde yürütülmesi
Görüşmenin ardından Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, "İki lider, ülkeler arasındaki karmaşık ilişkinin doğasını ele almış ve rekabeti sorumluluk içinde sürdürmenin önemini vurgulamıştır." ifadelerine yer verildi.
Biden'ın ABD'nin kendi çıkarları ve değerlerini savunmayı sürdüreceğini, müttefikleri ve ortaklarıyla 21. yüzyılın yol haritasının özgür, açık ve adil bir uluslararası sisteme rehberlik etmesini sağlamaya çalışacaklarını vurguladığı aktarılan açıklamada, ABD Başkanı'nın Çin'in Sincan, Tibet ve Hong Kong'da izlediği siyaset ve genel anlamda insan hakları alanındaki tutumuna dair endişelerini dile getirdiği, Çin'in adil olmayan ticaret ve ekonomi uygulamalarına karşı Amerikan sanayisini ve Amerikalı çalışanları korumanın gereğine ve Hint-Pasifik bölgesinde özgür ve açık bir ortamın sürdürülmesinin önemine işaret ettiği kaydedildi.
Şi ve Biden, daha önce 10 Şubat'ta ve 9 Eylül'de iki kez telefonda görüşmüş, iki ülkenin üst düzey diplomatları da 10 Mart'ta ABD'nin Alaska eyaletinde, 6 Ekim'de Zürih'te bir araya gelmişti.