Münih (Rûdaw) - Almanya’nın Münih kentinde bu yıl 56’ncısı düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı (MSC 2020) Bayerischer Hof Oteli'nde başladı.
Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani konferansa katılan liderler arasında yer alıyor.
Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Wolfgang Ischinger, açılış konuşmasında, dünyanın en şiddetli krizlerinin ve uluslararası barış ile güvenliğe yönelik en tehlikeli tehditlerinin üstesinden gelmek için "ortak bir eylem" eksikliği olduğunu vurgulayarak, "Dünyada çatışmalar artıyor. Mevcut küresel güvensizlik durumu kabul edilemez" dedi.
Batı dünyasının gerilediğine işaret eden Ischinger, "Batı bir tür kimlik bunalımı krizinden geçiyor gibi görünüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Siyaset, ekonomi, askeri ve istihbarat alanlarının üst düzey temsilcilerini buluşturan konferansa bu yıl 30 hükümet ve devlet başkanı ile 70 dışişleri ve savunma bakanı katılıyor.
Aralarında küresel düzeyde faaliyet gösteren şirketlerin üst düzey yöneticileri, akademisyenler ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de bulunduğu 500'ün üzerinde davetli de konferansın katılımcıları arasında yer alıyor.
MSC 2020'nin gündemini, 27 münferit kriz, Avrupa projesi, uluslararası liberal düzen, Avrupa Birliği'nin (AB) kendini savunması, küresel ticaret ihtilafları, iklim değişikliği, siber güvenlik ve dünya devleri arasındaki ekonomik ve teknolojik rekabet ile olası etkilerine ilişkin başlıklar oluşturacak.
MSC 2020'de AB güvenlik politikasının geleceği, Afrika, Rusya, Libya, İran ve Çin ile ilgili konuların yanı sıra küresel ısınmanın güvenlik üzerine etkileri de MSC 2020'de tartışılacak.
Gündemde iklim değişikliğinin uluslararası güvenlik üzerindeki etkisi de var
Geçen yıl dışişleri, güvenlik, transatlantik ittifak, silahların kontrolü ve savunma politikalarında iş birliği konularının ele alındığı konferansta, bu yıl ticaret ve güvenlik politikası arasındaki etkileşim, iklim değişikliğinin uluslararası güvenlik üzerindeki etkisi de masaya yatırılacak.
Öte yandan, konferansın yapıldığı otelin çevresinde 5 bin polisin yer aldığı geniş güvenlik önlemleri alındı.
"Dünyayı Batılılaştırma" fikrinden vazgeçilmesi çağrısı
Almanya'da 56'ncısı düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı'nın açılış konuşmasını gerçekleştiren Steinmeier 2014 yılında Dışişleri Bakanı olarak konferansa katıldığını ve o günkü dünya ile bugünkü dünya arasında güvenlik anlamında farklılıklar bulunduğunu söyledi.
Steinmeier Batı'nın kendi imajıyla dünyayı şekillendiremeyeceğini vurgulayarak, ''Dış politikamızı fazla zorlamamalıyız. Özellikle Avrupa ve Almanya, dünyaya daha az misyoner bir yaklaşımla yaklaşırsa başarılı olurlar. Siyasi gündemimiz de dünyayı Batılılaştırmayı içermiyor.” dedi.
Batı ülkelerinin Rusya gibi ülkelerle daha iyi bir ilişkiye ihtiyaç duyduğunu belirten Steinmeier, bu ülkelere yönelik dış politikaların sadece kınama ifadeleri ve yaptırımlarla sınırlandırılmaması gerektiğini belirtti.
Steinmeier, ''İran ile nükleer bir anlaşma müzakere etmenin başka bir yolu yok ve Doğu Ukrayna'da da barış yok. Libya'da barış yapmak istiyorsanız sadece temiz olanları değil, birçok eli sıkmanız gerekir. Sahel'de terörizmle mücadele etmek istiyorsanız bunu 'Askeri çözüm olsun mu olmasın mı?' sorusuna indiremezsiniz. Ancak başarılı bir istikrar için öncelikle çatışmanın karmaşık nedenlerine odaklanmalıdır. Çatışma çözümlemesi farklıdır, yalnız anlayış elde edilemez.'' ifadesini kullandı.
BM'nin 75 yıl önce kurulduğunu hatırlatan Steinmeier ancak bugün dünya siyasetinin gittikçe yıkıcı bir dinamiğine tanık olunduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
''Her yıl daha barışçıl bir dünya yaratmak için uluslararası iş birliği hedefinden uzaklaşıyoruz. 'Büyük güçlerle rekabet' fikri sadece günümüzün strateji belgelerini belirlemekle kalmıyor. Aynı zamanda dünyadaki gerçekliği yeniden şekillendiriyor. Bunun izleri Orta Doğu ve Libya'daki çatışmalar izliyor.''
Konuşmasında Rusya'yı da eleştiren Steinmeier, ''Haklı ya da haksız tartışmaları bir kenara, uluslararası hukuka bakılmaksızın Kırım'ı ilhak etti. Askeri şiddeti ve Avrupa kıtasındaki sınırları tekrar siyasi bir araç haline getirdi. Sonuç, belirsizlik ve öngörülemezlik, yüzleşme ve güven kaybıdır.'' dedi.
Çin'in uluslararası kurumlarda da önemli bir oyuncu haline geldiğini anlatan Steinmeier, Çin'in aynı zamanda uluslararası hukuku yalnızca kendi çıkarlarına ters düşmediği durumlarda kabul etmesini de eleştirdi.
Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki eylemlerinin bölgedeki komşuları rahatsız ettiğinin altını çizen Steinmeier, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki tutumuna da dikkati çekerek, ''Kendi ülkesindeki azınlıklara yönelik eylemleri de hepimizi rahatsız ediyor.'' diye konuştu.
Steinmeier, konuşmasında ABD yönetimini de eleştirerek, bu ülkenin alışılmadık bir şekilde uluslararası kurumların kararlarını hiçe saydığını, ticaret savaşları, iklim değişikliği gibi küresel sorunlara çözüm arayışında uluslararası toplumu zayıflattığını, bundan dolayı da uluslararası kurumların engellenmesinin endişeyle takip edildiğini vurguladı.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın