Haber Merkezi - Almanya’da 23 Şubat 2025’te yapılacak parlamento seçimlerine sadece 10 gün kala, göçmenler ve özellikle Kürtler, göçmen karşıtı partilerin yükselişinden endişe duyuyor.
Ülkedeki siyasi atmosfer giderek gerilirken, seçim kampanyalarında göçmen politikaları en önemli tartışma konusu haline gelmiş durumda.
Almanya’da Hristiyan Demokrat Parti’den (CDU) bir milletvekili, göçmenlerin Almanya’nın temel ilkelerine bağlı olması gerektiğini vurgulayarak, "Bu konuda Kürtlerle hiçbir sorun görmüyorum, ancak yasadışı göçe son verilmesi gerekiyor" dedi.
Ancak, göçmen karşıtı aşırı sağcı parti Almanya için Alternatif Partisi’nin (AFD) yükselişi, göçmenler arasında büyük bir korku yaratıyor.
Rûdaw TV’nin 16:00 haber bülteninde, Paris’ten Zınar Şino, Köln’den Peyam Serbest ve Münih’ten Ala Şali, seçim süreci ve son gelişmeler hakkında bilgi verdi.
Ala Şali, son anketlere göre AFD’nin CDU’nun ardından Almanya’nın ikinci büyük partisi haline geldiğini ve bazı kesimlerin AFD’nin birinci parti olmasından endişe duyduğunu belirtti.
Münih’te Saldırı: Göçmen karşıtı duygular tetiklenebilir mi?
Bugün Münih’te meydana gelen bir saldırı, göçmen karşıtı söylemlerin daha da güçlenmesine neden olabilir.
24 yaşında Afganlı bir göçmen, aracıyla bir gösterici grubunun arasına daldı ve 28 kişiyi yaraladı. Bavyera Eyaleti Başbakanı Markus Söder, olayın bir “terör saldırısı” olduğunu ve göçmen politikasında ciddi değişiklikler yapılması gerektiğini savundu.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise saldırganın sınır dışı edilmesi çağrısında bulunarak, yargının söz konusu şüpheliye karşı tüm imkânlarıyla en sert şekilde davranması gerektiğini belirterek bu gibi suçlara müsamaha gösterilemeyeceğini vurguladı.
"Her kim Almanya'da suç işlerse o kişi yalnızca en sert biçimde ceza alıp cezaevine gönderilmekle kalmayıp, Almanya'da yaşamaya da devam edemeyeceğini hesaba katmalı" diyen Olaf Scholz, bunun geri dönüş açısından riskli menşe ülkelerin vatandaşları için de geçerli olduğunu ifade etti. Federal Hükümet'in ağır suç işlemiş suçlular için Afganistan'a sınır dışı uçuşları organize edeceğini belirten Scholz, "mahkemenin bu yönde karar alması halinde Münih failinin de benzer bir kaderi paylaşacağını" dile getirdi.
Alman polisi, saldırganın 2013 yılında Almanya’ya geldiğini ve oturma izni başvurusunun reddedildiğini açıkladı. Bu tür olayların göçmen karşıtı partilerin yükselişine ivme kazandırabileceği yorumları yapılıyor.
Almanya’da yaklaşık bir milyon 500 bin Kürt yaşıyor ve seçimlerin onların geleceğini doğrudan etkileyeceği düşünülüyor.
Rûdaw muhabiri Peyam Serbest’in konuştuğu Kürt seçmenlerden bazıları seçimlere ilgisiz kalırken, diğerleri göçmen karşıtı politikaların önüne geçmek için sandığa gitmeyi planladıklarını ifade etti.
Partilerin göçmen politikaları
Almanya’da seçimlere katılan partiler iki ana cepheye ayrılmış durumda:
Göçmen Karşıtı Partiler: AFD ve CDU gibi partiler, göçmenlerin sınır dışı edilmesini savunuyor. Ancak Alman anayasasına göre, her bireyin sığınma başvurusu yapma hakkı bulunuyor ve bu süreç tamamlanmadan sınır dışı edilmesi mümkün değil.
Göçmen Dostu Partiler: Bazı partiler, Almanya’nın göçmenler olmadan ekonomisini sürdüremeyeceğini savunuyor. Ülkenin yıllık yaklaşık 400 bin yabancı iş gücüne ihtiyacı olduğu ifade ediliyor.
Hristiyan Demokratlar ve AFD aynı politikaları mı savunuyor?
CDU milletvekili Christoph de Vries, Kürtlerin Almanya için önemli bir rol oynadığını belirterek, "Eğer onlar olmasaydı, DEAŞ çok daha ileriye gidecekti" dedi.
Ancak, CDU’nun göçmenler konusundaki bazı söylemlerinin AFD ile örtüştüğü yönünde eleştiriler var. CDU yetkilileri ise AFD ile herhangi bir hükümet kurma ihtimalini kesin bir dille reddediyor.
Ekonomi ve seçimlerin belirleyici etkenleri
Seçim sürecinde en önemli gündem maddelerinden biri de Almanya’nın ekonomik durumu. 2020’de %4.3 küçülen ekonomi, sonraki yıllarda toparlansa da, Ocak 2025 itibarıyla enflasyon oranı %2.3 seviyesine ulaştı.
Ekonomik sıkıntılar, göçmen karşıtı politikaların yükselişine zemin hazırlayan faktörlerden biri olarak görülüyor.
Son anketler ne diyor?
Son anketlere göre, CDU oyların üçte birini alırken, AFD oy oranını iki katına çıkararak %21 seviyesine ulaştı. İktidardaki Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) ise üçüncü veya dördüncü sıraya düşmesi bekleniyor. Ayrıca, Liberal Parti’nin (FDP) seçim barajını geçemeyebileceği ifade ediliyor.
Almanya’daki seçim süreci, ülkenin siyasi geleceği kadar göçmenlerin durumunu da doğrudan etkileyecek.
Göçmen karşıtı politikaların güçlenmesi halinde, Almanya’daki Kürtler ve diğer göçmen gruplar için yeni zorluklar ortaya çıkabilir. Seçim sonuçları, Almanya’nın göç politikalarını ve Avrupa’daki siyasi dengeleri değiştirme potansiyeline sahip.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın