Rûdaw ekibi Mariupol’de; İnsanlar yarından ümitsiz
Mariupol (Rûdaw) – Mariupol şehir merkezi savaşın sıcak izlerini taşıyor. Kent merkezinde asker veya techizat yok ancak patlama sesleri hiç eksilmiyor. Öte yandan Azovstal sanayi bölgesindeki bombardıman da sürüyor.
Rûdaw ekibi, Ukrayna'nın Karadeniz'e açılan önemli kapılarından biri olan Mariupol'e giderek kentteki durumu görüntüledi.
Mariupol’un girişinde bulunan İliç Demir Çelik Fabrikası, Ukrayna güçlerinin Rus askerlerine karşı sert direniş gösterdikleri yerlerden biri. Fabrikaya giden yoldaki dev demirci heykeli de, sanayi bölgesinin kimliğine dikkat çekiyor.
Kentte sokak çatışmaları sona ermiş durumda. Elektrik, doğal gaz ve su yok. Kentte yaşayanlar da pek sokağa çıkmıyor. Tek tük karşılaştıklarınız da içme suyu bulmak için dışarı çıkanlardan oluşuyor.
Sokakta Rûdaw ekibinin karşılaştığı 8 yaşındaki Polya ve 11 yaşındaki Maxim komşu çocuklar. Bugün yetişemezlerse aileleri susuz kalacak.
Mariupol sakini Tatyana Kvartseva, “Evim harap durumda. Hiçbir şeyim yok. Ben ve eşim buradayız. Üç adımda bir nefesi kesiliyor ve yürüyemiyor. Şimdi dördüncü katta oturuyoruz. Eşim ne aşağı inebiliyor ne de yukarı çıkabiliyor. Artık hayatımız böyle. Bir ümidim kalmadı. Bilemiyorum. Birkaç yetkiliye mektup yazdım. Ama ne zaman yanıt alacağımız bilmiyorum” diyor.
Kentteki siviller ayda bir defa insani yardım alabiliyor. Bu nedenle Polya’nın ailesine en küçük yardım dahi çok değerli.
Mariupol sakini Yulia da, “Ağır, çok ağır. Sabah erken kalk, su getir, çalı çırpı topla, ateş yak, çocuklara yemek hazırla… Yapılan yardımlar yeterli değil. Üç aydır kızım okula gidemiyor. Suçu neydi? Henüz hayatında hiçbir şey yapmadı. Ama cezalandırıldı” diye sitem ediyor.
Oturdukları apartmana roket isabet etmiş. Fakat hemen söndürüldüğü için Yulia’nın evi yanmaktan kurtulmuş. O şöyle devam ediyor:
“Evimde pencere yok, gaz yok, ışık yok. Bu koşullarda suyu dışarıdan getiriyorum. Çocuklar su getiriyor. Her gece evimiz bombaların etkisiyle sallanıyor. Çocuklar her zaman korku içindeler. İktidarlar sorunlarını çözmek istiyorlarsa barış içerisinde çözseydiler. Biz sivillerin suçu neydi?"
Yulia gibi hayatta kalan tüm Mariupol sakinlerinin tek derdi, her şeye rağmen dört elle hayata tutunmak. Ancak hiç biri yarının ne getireceğini bilemiyor.