Kürt kaçakçı: Polisle anlaşmamız var

Atina (Rûdaw) – Yunanistan’da bulunan kaçakçılar, polisle aralarında anlaşma olduğunu, sahte pasaportla göçmenleri kamplardan çıkarabildiklerini söylüyor.

 

Türkiye’den Yunanistan adalarına günde 100 ila 120 göçmenin geçtiği belirtiliyor. 60 bin göçmene evsahipliği yapan Yunanistan’da çok sayıda Kürt de mahsur kalmış durumda.

 

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) yetkilileri, Yunanistan’daki göçmen kamplarının yaşam koşulları açısından kötü olduğunu, 2 bin kişilik bir kampta 5 bin kişinin kaldığını ifade ediyor.

 

Resmi verilere göre bu yılın başından 5 Eylül tarihine kadar Lesbos Adası’na ulaşan göçmen sayısı 93 bin 703.

 

Yunan adalarındaki üç büyük kampın en büyüğü Moria. Avrupa Birliği (AB) tarafından kaynak sağlanan kampta, göçmenlerin durumu değerlendirilip, kabulü ya da sınırdışı edilmeleri kararlaştırılıyor. Kararı beklemeden gitmek isteyenler çok ama çabaları sonuç vermiyor.

 

Rûdaw’a konuşan Süleymaniyeli göçmen Alan, bir süre Finlandiya’da yaşadığını, şimdi tekrar bu ülkeye gitmek istediğini anlattı. Ancak o da binlerce kişi gibi Lesbos adasında mahsur durumda. İki günde bir Atina’ya giden vapura binmek için Midilli Limanı’na giden Alan ve arkadaşları, güvenlik güçlerinin engeliyle karşılaşıyor.

 

Kürdistan Bölgesi’nden Lesbos’a gelen bazı göçmenler, “partiler arası çekişme” ve “adaletsizlik” sebebiyle bu yola düştüklerini söylüyor.

 

Süleymaniyeli bir kadın gazeteci, “Partilerimizin çekişmesinden bıktık. Kürdistan’da meydana gelen her şeyin sorumlusu partilerdir. Özellikle de KDP, KYB ve Goran” diyor.

 

AB’den 800 milyon euro

 

Başkent Atina ve çevresinde 15 kamp bulunuyor. Bu kamplardan bazıları AB’nin Yunanistan’a desteğiyle kuruldu.  Yunan Hükümeti aile reisine aylık 90 euro, çocuk ve kadınlara da 40 euro ödüyor.

 

AB’nin Yunanistan’a yaptığı yardımın 2018 sonuna kadar 800 milyon euroyu bulması bekleniyor. Kamplarda üç öğün yemek veriliyor ancak göçmenler aynı yemekleri yemekten bıktıklarını söylüyor.

 

Bazı sivil toplum kuruluşları, boş binaları kampa çevirerek göçmenlerin burada kalmasını sağlıyor. Ülkede yaşanan mali kriz sonrası boşaltılan okul ve otel binaları, bu amaçla kullanılıyor. 3 yıldır eğitim verilmeyen bir okulun dersliğinde 19 kişi kalıyor.

 

Uyuşturucu kullanımı hat safhada

 

Birçok göçmen hem kendilerinin hem de çocuklarının geleceğinden endişeli. Çünkü bazı kamplarda uyuşurucu madde kullanımı, hırsızlık ve tecavüz olayları artmış durumda.

 

UNHCR yetkilileri de özellikle taciz ve tecavüz olaylarındaki artışın kendilerini rahatsız ettiğini belirtiyor.

 

Bu şartlardan bir an önce kurtulmak isteyen göçmenler, kamplardan çıkmak için uğraşıyor. Bu da kaçakçılara yarıyor. Reklam veren kaçakçılar bile var.

 

Serbest isimli kaçakçı, “Güvenlik güçleriyle aramız iyi, anlaşmamız var. Sahte isim ve pasaportla her şekilde göçmenleri gönderebiliyoruz” diye konuştu.

 

Serbest, 2 ila 6 bin euro para karşılığında göçmenleri adalardan çıkardıklarını ve Atina’ya gönderdiklerini söylüyor. Göçmenler buradan da diğer Avrupa ülkelerine gidiyor. Kaçakçılık yaptığı için defalarca gözaltına alınan Serbest, bu işi bırakmak istemiyor.

 

Kamplarda kalan her topluluğun kendi kaçakçısı var. İşleri en iyi gidenler ise Afgan kaçakçılar.