RÛDAW ÖZEL - Moskova-Kiev hattında son durum
Erbil (Rûdaw) - Rusya ile Ukrayna arasında jeopolitik gerilim dünya gündeminde ilk sıralardaki yerini koruyor. Batı her fırsatta Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceğini öne sürerken Moskova bu iddiaları yarım ağızdan yalanlıyor. Öte yandan Moskova-Kiev hattında gerginliği düşürmek için yoğun bir diplomasi trafiği sözkonusu.
Son günlerde dünya gündeminin bir numaralı gündemi haline gelen Ukrayna krizi, uzmanlar tarafından 2’inci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük savaş riski olarak değerlendiriliyor.
Nitekim ABD ordusu ve istihbarat yetkilileri, Rusya'nın Ukrayna'yı olası bir işgali durumunda 50 bin kişinin ölebileceği ve 5 milyon kişinin mülteci konumuna düşebileceği yönünde durum tespiti yaptı.
Öte yandan Rusya'nın Belarus'un Ukrayna sınırına yaptığı askeri yığınağı gösteren uydu görüntüleri yayımlandı. Görüntülerde Ukrayna sınırında Rus ve Belarus ordusunun askeri hareketliliği dikkat çekiyor.
Krizin merkezi olan Kiev ve Moskova hattında ise tansiyonun düşürülmesi için yoğun çaba harcanıyor. Bu kapsamda dünya liderleri devreye girmiş bulunuyor.
Bugün Moskova'ya gidecek olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmenule Macron, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le bir araya gelecek.
Ziyaretinden önce Avrupalı ülkeleri korumak ve Rusya'yı yatıştırmak üzere "yeni bir denge" çağrısında bulunan Macron, Ukrayna'da savaşı önlemek adına bir anlaşmanın mümkün olduğunu düşündüğünü ve Rusya'nın kendi güvenlik endişelerini dile getirmesinin meşru olduğunu söyledi.
Rusya ne söylüyor?
Son gelişmeleri Moskova’dan bildiren Rûdaw muhabiri Kamiz Şeddadi, gerek Putin’in ve gerekse de Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un “Ukrayna’yı işgal etmek gibi bir niyetimiz yok” şeklinde açıklamalar yaptığını hatırlattı.
Rusya’nın Aralık 2021’de NATO'nun doğuya doğru daha fazla genişlememesi de dahil, yasal olarak bağlayıcı güvenlik garantileri talebinde bulunduğunu, sınırlarındaki Ukrayna’da ve Romanya’da NATO varlığını kabul etmediğinin altını çizen muhabirimiz, “Moskova yönetimi ayrıca Urkayna’nın Dombas bölgesini işgal edeceğini ileri sürüyor. Buna karşı bir tavır alınmazsa yanıtımız askeri olur diyor” dedi.
Muhabirimiz, Emmanuel Macron’un Putin ile görüşmesinde Moskova’nın talep ettiği garanti ile Ukrayna’yı işgal iddialarının masada olacağını aktardı.
Macron ile Putin, görüşme öncesinde hafta içerisinde 3 defa telefon görüşmesi gerçekleştirmişti. Macron ayrıca Moskova ziyaretinden önce ABD Başkanı Joe Biden ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’i de telefonla aradı.
Kamiz Şeddadi, Batı’nın Ukrayna krizinde ortak tavır sahibi olmaya özen gösterdiğine dikkat çekti. Yine Macron’un diyalogdan yana tutum sergilemeye dikkat ettiğini aktardı.
Öte yandan İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss 10 Şubat’ta Moskova’da olacak. O gün ayrıca Rusya ile Belarus yeni bir askeri tatbikata başlayacak.
Muhabirimiz, “bir yandan hızlı bir diplomasi trafiği işlerken bir yandan da sıcak askeri gelişmeler de var” yorumunu yaptı.
Ukraynalılar savaş çıksın istemiyor
Kiev’den bildiren Rûdaw muhabiri Ala Şali de görüştüğü tüm insanların Rusya ile savaş istemediklerini vurguladı.
Muhabirimiz, Kiev’de insanların Ruslarla çatışma yaşanma ihtimalini çok zayıf gördüğünü, ancak sınır bölgelerinde bu tür bir beklentinin daha güçlü olduğunu aktardı.
Hatta Ukraynalı yetkililer, savaş söyleminin ülkenin ekonomisini olumsuz etkilediğini dile getiriyor.
ABD tarafından ise Ukrayna’ya dair iyimser değerlendirmeler yapılmasa da Ukrayna’dan yapılan açıklamalar gerilimin yüksek kalmayacağı yönündeki beklentileri destekliyor.
Ancak Kiev yönetimi, her iki ihtimale karşı hazırlıklarını da yoğunlaştırmış durumda.
Ukrayna’da da diplomatik temaslar devam ediyor. Geçen hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kiev’e giderek Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile görüşmüştü.
Kiev hükumeti, olası bir işgal girişimini durdurmak için tüm önemli aktörleri bir masada toplamak istiyor.
Bugün de Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerboc Kiev’e giderek mevkidaşı ile görüşecek.
Rûdaw muhabiri, Ukrayna’nın Almanya’dan büyük bir beklenti içerisinde olduğunu ve bu kapsamda Kiev yönetiminin Almanya’ya uzun bir talep listesi sunduğunu söyledi.
Ukrayna’da yetkililer Almanya’dan daha net tavır bekliyor. Neden Putin cezalandırılmıyor diye soruyor. Örneğin Alman hükümetinin neden Kuzey Akım 2 projesini durdurmadığını bilmek istiyor.
Almanya kimin yanında yer alıyor?
Ancak Alman hükümetinin şimdiye kadar Ukrayna ordusuna yardım olarak sadece 5 bin miğfer göndermesi uluslararası politika çevrelerinde alay konusu olmuştu.
Dusseldorf’tan bildiren Rûdaw muhabiri Zinar Şino, Almanya’nın bu yaklaşımının Ukrayna’ya “size silah veremeyiz” manasına geldiğini aktardı.
Muhabirimiz, Almanya’nın tüm Avrupa ülkeleri gibi “olası bir savaşı engellemek için yoğun çaba sarfettiğini belirtti.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, bu kamsamda ABD'ye giderek Joe Biden ile görüşecek. Scholz bu ziyaretin ardından Ukrayna ve Rusya’yı da ziyaret edecek.
Pazar günü Alman Televizyonu ARD'ye verdiği demeçte Scholz, ABD'ye gerçekleştireceği ilk ziyaretin “tam olarak doğru zamana” denk geldiğini vurguladı.
2014'ten bu yana Ukrayna'ya en büyük ekonomik ve mali yardımı sağlayan ülke olduklarını belirten Scholz, Almanya’nın uzun süredir müttefikleriyle birlikte net bir strateji izlediğini savundu.
Scholz, Ukrayna’ya silah yardımı konusunda gelen eleştirilere cevaben, ülkesinin yıllardır bu konuda açık bir duruşunun olduğunu ifade ederek “Biz kriz bölgelerine silah göndermiyoruz ve Ukrayna’ya da öldürücü silah teslimatı yapmayacağız” açıklamasında bulundu.