Haber Merkezi - Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkanlık yarışı, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında süren çekişmeyle birlikte, "salıncak eyalet" olarak adlandırılan 7 eyaletin seçim sonuçlarına bağlı olarak şekilleniyor.
Ülkede bulunan toplam 50 eyaletin 43’ünü her seçimde neredeyse aynı parti, belirgin bir farkla kazanıyor. Seçimde küçük oy farkıyla partiler arasında el değiştirebildikleri için "salıncak" olarak adlandırılan 7 kritik eyalet, ABD başkanlık seçimlerinin aritmetiğini belirleme özelliğine sahip. Başka bir deyişle, ABD'de başkanın kim olacağını 337 milyonu aşkın nüfusun yalnızca yüzde 18'ine ev sahipliği yapan eyaletler karar vermiş oluyor.
2024 başkanlık seçimlerinde herkesin gözü Pensilvanya, Georgia, Arizona, Nevada, Michigan, North Carolina ve Wisconsin eyaletlerinde. 270 delegeye ulaşan adayın başkanlığı kazandığı ABD'de, salıncak eyaletlerin toplam 93 delegesi bulunuyor.
Pensilvanya nüfusu itibarı ile en çok delegeye sahip salıncak eyalet. 19 Seçiciler Kurulu delegesi ile rekabete sahne oluyor. 2020 seçimlerinde Joe Biden, eyaleti bir puanın biraz üzerinde farkla alarak başkan seçilmişti. 16 delegeye sahip olan Georgia da Cumhuriyetçi eğilimli bir eyalet olmasına rağmen 2020 seçimlerinde Biden’ı seçti. Nevada ise salıncak eyaletler arasında 6 sandalye ile en az delegeye sahip.
ABD’de, en fazla oyu alanın değil, en fazla delegeye ulaşan adayın başkan olmasını sağlayan Seçiciler Kurulu (Electoral College) yöntemi işliyor. Buna göre her eyaletin belli bir delege sayısı var. O eyaletteki oyların çoğunluğunu alan parti, delegelerin tamamına sahip oluyor. Ülke genelindeki 538 delegenin salt çoğunluğu olan 270’e ulaşan aday başkanlık seçimini de kazanmış oluyor.
Salıncak eyaletlerde Trump ve Harris kıyasıya yarışıyor
ABD Başkanı Joe Biden, temmuz ayı sonunda seçimlerden çekilme ve Kamala Harris’i destekleme kararı aldığından beri adaylar salıncak eyaletlere yoğunlaştı. Başkan adayları Harris ve eski ABD Başkanı Donald Trump, seçim kampanyasının son döneminde neredeyse yalnız bu eyaletlerde kampanya çalışmalarına ağırlık verdi. Tek bir oyun bile büyük önem taşıdığı bu eyaletlerde başkan adayları her şehirde, her bölgede ve her mahallede seçim çalışması yürütüyor.
ABD genelindeki anketleri derleyen Real Clear Politics (RCP) adlı haber platformunda yer alan son ulusal anket ortalamalarına göre Trump ülke genelinde 0.3 puanla önde. Salıncak eyaletlerde demokrat aday Harris, Michigan ve Wisconsin'de, cumhuriyetçi aday Trump ise Pensilvanya, North Carolina, Georgia, Arizona ve Nevada'da az farkla üstün görünüyor.
Ancak uzmanlar bu oranların 5 Kasım gününe kadar değişkenlik gösterecebileceği ve aradaki farkın kesin bir yargıya ulaşılmasını izin vermeyecek kadar az olduğuna dikkati çekiyor.
Adaylar rakip partinin seçmen kitlesinin dikkatini çekmek için farklı yöntem ve söylemler kullanıyor. Harris, Pensilvanya kırsalında muhafazakâr Cumhuriyetçi seçmenden oy alabilmek için "benim de silahım var ve silaha karşı değilim" gibi açıklamalar yaparken, Michigan’da Demokrat seçmenden oy almak isteyen Trump, kampanya kürsüsüne yanına bazı Müslüman toplum önderlerini alarak çıktı.
Seçmen profili değiştikçe salıncak eyaletler de farklılık gösterebilir
Salıncak eyaletler yıllar içinde değişebiliyor. Örneğin, Florida 1990’lardan 2020’ye kadar salıncak bir eyalet olarak kabul edildi ancak Cumhuriyetçi seçmen kaydının artmasıyla Cumhuriyetçilerin kalelerinden biri haline geldi.
Bu yıl yakından izlenen eyaletler Arizona, Georgia, Michigan, Pensilvanya, Wisconsin ve Nevada eyaletleriydi. Bu grubun yeni üyesi ise North Carolina. Geleneksel olarak sağa meyilli bir eyalet olmasına rağmen 2008’de Demokrat başkan adayı Barak Obama’nın seçimleri kazanması iki parti arasındaki çekişmeyi açık ara olmaktan çıkartmış durumda. 16 delegeye sahip olan North Carolina 2024 seçimlerinde de Cumhuriyetçiler için garanti görünmüyor.
Kritik eyaletlerde seçmenin önemsediği konular farklılık gösteriyor
Bu yılki seçimlerde salıncak eyaletler kendi aralarında bazı konulara daha farklı tepki veriyor. Sınır eyaletleri Nevada ve Arizona göçmen meselesinde daha duyarlıyken, Michigan’da Biden yönetiminin son bir yıldır sergilediği Gazze politikası öne çıkıyor. Pensilvanya gibi eyaletlerde ise şehirli Cumhuriyetçi kadın seçmenin kürtaj konusunda Demokrat partinin görüşlerine daha yakın olduğu görülüyor. Son seçimlerde Trump’ın sandık sonuçlarında yolsuzluk yapıldığı iddialarına sahne olan Georgia’da seçim güvenliği öne çıkıyor. Kuzey Carolina’da ise son yıllarda Asya ve Latin Amerika kökenli nüfusta keskin bir artış var. Her 5 seçmenden 1’inin Afrika kökenli olduğu eyalette ayrımcılık karşıtı siyaset daha büyük önem kazanıyor.
Müslümanların ABD seçimlerindeki etkileri
ABD'de 5 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimlerinin sonucunu, adayların İsrail'in Gazze'de devam eden operasyonlarına ilişkin yaklaşımlarına göre oy verecek Müslüman seçmenler belirleyebilir.
Yarışa katılan Demokrat ve Cumhuriyetçi parti adayları İsrail'in Gazze'deki operasyonlarını durdurma çağrılarına duyarsız kalırken, öte yandan İsrail'e destek vermede birbiriyle yarışması ülkedeki Müslüman seçmenleri, tepki olarak üçüncü parti adayına yöneltiyor.
ABD'nin ileri gelen Müslüman kuruluşlarının temsilcileri, başkanlık seçimlerinde Amerikalı Müslüman seçmenlerin durumunu değerlendirdi.
ABD'deki Müslüman sivil toplum örgütlerinin çatı kuruluşu ABD Müslüman Organizasyonları Konseyinin (USCMO) Genel Sekreteri Usame Cemal, seçimlerin, İsrail'in Gazze'de devam eden soykırımı nedeniyle çok özel bir zamana denk geldiğini söyledi.
Cemal, "Müslüman Amerikalılar mevcut yönetimden tamamen hayal kırıklığına uğradı. Biden yönetimi, Müslüman Amerikalı toplumun Gazze'deki bu soykırım hakkında bir şeyler yapması yönündeki çağrı ve taleplerine kesinlikle duyarsız kaldı" dedi.
ABD Başkanı Joe Biden'ın Gazze'de "ateşkes sağlama gücü" olduğuna inandıklarını dile getiren Cemal, şöyle devam etti:
"Müslüman Amerikalılar olarak, bu yönetimle ilgili çok endişeliyiz, ABD olarak (Gazze'ye) insani yardım göndermede çok az ilerleme kaydettiler. Öte yandan İsraillilere sorunsuz ve hızlı şekilde çok sayıda bomba gönderdik. İsrail'e yardım anlamında şimdiye kadar toplam 20 milyar dolardan fazla yardım tahsis etmek sorun olmadı ancak Filistinlilere yeterli insani yardım gönderemedik. Eğer İsraillilere bombaları gönderebiliyorsak, onlara (Gazze’ye) yiyecek ve suyu da göndermemiz gerektiğini söyleyebilmeliyiz.”
Cemal, tüm bunların Müslüman Amerikalıları Biden yönetimine karşı çok öfkelendirdiğini belirterek, Başkan Yardımcısı ve Demokrat Parti başkan adayı Kamala Harris'in de bu sorumlulukta payı olduğuna işaret etti.
Harris'in seçim kampanyalarındaki söylemlerinin de İsrail'e destek vermede Biden'dan geri kalmadığına dikkati çeken Cemal, diğer taraftan Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ın da Müslüman karşıtı politika ve söylemleri göz önünde bulundurulduğunda ABD'de Müslüman seçmenlerin şu an zor bir karar sürecinden geçtiğine vurgu yaptı.
Cemal, "Yani Müslüman topluluğu, hangi adaya oy kullanacağına dair bu tür bir kararı nasıl verecekleri konusunda çok zor bir durumda. Üçüncü bir aday kesinlikle sadece bir protesto oyu olacak, herhangi bir fark yaratacağını bildiğimiz bir seçim değil, çünkü üçüncü adayın Beyaz Saray'ı kazanma şansı yok." değerlendirmesini yaptı.
"Kararsız eyaletlerdeki seçimleri kesinlikle etkiliyoruz"
Öte yandan, ABD'de yüzde 1-1,5 oranına tekabül eden Müslüman oyların Michigan gibi adayların başa baş gittiği çekişmeli eyaletlerde çok önemli olduğuna vurgu yapan Cemal, 2020'de bu eyaletteki oyların Biden'ın Trump'a karşı az sayıda farkla başkanlığı kazanmasında etkili olduğunu hatırlattı.
Cemal, ancak bu defa Müslüman seçmenlerin Gazze konusunda Demokrat ve Cumhuriyetçilere tepki olarak üçüncü partiye oy vermek istemesinin oyları böldüğüne işaret ederek, "Müslüman topluluğunun bugün karşı karşıya olduğu şey bu. Çok zor bir durum. Şu andan seçim gününe kadar, umarım adaylardan birini destek konusunda biraz daha net hale gelebiliriz. Şu anda ihtiyacımız olan tek şey Gazze'de gerçek bir ateşkes." görüşünü paylaştı.
Gazze'de yaşananların, seçime ilişkin ülkedeki Müslüman toplumun tutumunu gerçekten gölgelediğini belirten Cemal, sözlerini şöyle bağladı:
"Müslüman topluluğunun 2024 seçimlerinde çok etkili olacağına inanıyorum. Bir adayın kazanmasına ve diğerinin kaybetmesine neden olacak. Bu kesin. Bu yıl, kararsız eyaletlerde seçim sonucunu etkileyecek olan Müslüman oyları olacak. Ancak, bunun onların lehine olup olmadığını henüz bilmiyoruz ancak kararsız eyaletlerdeki seçimleri kesinlikle etkiliyoruz."
Cumhuriyetçi Trump, 2016'da Demokrat rakibi Hillary Clinton'dan yalnızca 10 bin 74 oy fazla almış; 2020'de ise Biden rakibi Trump'a 154 bin 188 oy fark atmıştı.
"Müslüman toplumu birleştiren tek şey Gazze soykırımını durdurmanın önemi"
ABD'deki en büyük Müslüman sivil haklar örgütü Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) Direktör Yardımcısı Edward Ahmed Mitchell de Amerikalı Müslümanların 2024 seçimleri hakkında görüşlerinin çeşitlilik gösterdiğini belirtti.
Mitchell, CAIR'in yaptığı son ankete göre Amerikalı Müslümanların yüzde 29'unun Harris'e, yüzde 29'unun üçüncü parti adayı Jill Stein'e, yüzde 11'i de Trump'a oy vermeyi düşünürken, yüzde 31 gibi bir çoğunluğun kararsız olduğunu vurguladı.
Müslüman seçmenlerin iki ana adayın Gazze soykırımına karşı tutumundan memnuniyetsizliğine işaret eden Mitchell, "Müslüman toplumu birleştiren tek şey Gazze soykırımını durdurmanın önemi. Çoğu Amerikalı Müslüman için temel mesele Gazze'de gördüğümüz korkunç savaş suçlarıdır ve bu yüzden muhtemelen üçüncü parti adaylarının önceki yıllara kıyasla bu kadar iyi performans göstermesinin nedeni bu." diye konuştu.
Mitchell, CAIR olarak endişelerinden birinin Amerikalı Müslümanların sistem yozlaşmış diyerek seçime katılmak istememeleri olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti:
"Bazı topluluk üyeleri seçime dahil olmak istemiyor. Sadece oylamanın hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini düşünüyorlar ve bu yüzden uğraşmak istemiyorlar. Umarız böyle olmaz. Müslüman toplumunu oy kullanmaya teşvik ediyoruz. Kime oy verdikleri önemli değil. Bu haklarını kullanmaları çok önemli, hepimiz bu hükümete vergi ödüyoruz. Oy vererek hükümetimizin vergi mükelleflerinin parasıyla ne yaptığını etkilemeye çalışabiliriz."
"Amerikan Müslümanlarının oyu çok önemli"
ABD'de yaklaşık 2,5 milyon Müslüman seçmen olduğunu belirten Mitchell, özellikle bunların önemli bir kısmının seçimlerin kaderini belirleyecek Michigan, Pennsylvania ve Georgia gibi "salıncak eyalet" denilen kararsız eyaletlerde yoğunlaştığına dikkati çekti.
Mitchell, "Bu yüzden Amerikalı Müslümanların 2024 seçimlerinin sonuçlarını etkilemesi oldukça olası. Georgia eyaletine bakarsanız, Joe Biden Georgia'yı 2020 seçimlerinde 11 bin 770 oy farkla kazandı. 2020'de Michigan’a bakarsanız, orayı da 150 bin oy farkla kazandı." diye örnekler verdi.
Bu eyaletlerde dengeleri değiştirecek kadar Müslüman seçmenin yaşadığını ifade eden Mitchell, "Bu yüzden Amerikan Müslümanlarının oyu çok önemli. Salıncak eyaletlerdeki sonuçları etkileyebilirler. Amerikan Müslüman topluluğunun bu seçimde bir etkisi olacağını bekliyorum. Bu etkinin ne olacağını bilmiyorum çünkü insanların nasıl oy vereceğini bilmiyoruz ama bazı kilit salıncak eyaletlerde önemli bir etki olacağını bekliyorum." dedi.
Mitchell, Amerikalı Müslüman seçmenlerin 2012, 2016 ve 2020 başkanlık seçimlerinde çok yüksek katılım sağladığını da belirterek, “Ancak açıkçası 2024'te düşebileceğinden endişeleniyorum, bunun bazı işaretlerini de zaten gördük" ifadesini kullandı.
ABD’de seçimlerin kaderini "salıncak eyaletler" belirliyor
ABD'deki başkanlık seçim sisteminde ülkedeki eyaletlerde yarısını kazanan aday o eyaletin tüm delegelerini hanesine yazıyor. "Kazanan hepsini alır (winner-take-all-system)" adıyla anılan bu kural nedeniyle herhangi bir eyalette kaybeden adaya verilen oylar yok sayılıyor.
Bu nedenle adayların, başkanlık için 538 sayısının yarıdan bir fazlası olan 270 delegeye ulaşması gerektiği için, "salıncak eyalet" olarak adlandırılan ve her seçimde iki ana parti olan Cumhuriyetçi ile Demokratlar arasında gidip gelen kararsız seçmenler yarışın kaderini belirliyor.
2024 seçimlerinde başkanlık için ulaşılması gereken toplam 270 delege sayısının 93'ünü teşkil eden Arizona, Nevada, Wisconsin, Michigan, Pennsylvania, North Carolina ve Georgia "salıncak eyalet" konumunda bulunuyor.
Güncellenen sayılara göre, Arizona 11, Nevada 6, Wisconsin 10, Michigan 15, Pennsylvania 19, Kuzey Carolina 16 ve Georgia 16 delegeye sahip.
ABD seçim sisteminde ülke genelinde toplamda daha az oy almasına rağmen kritik eyaletleri kazanarak delegeleri hanesine yazdığı için başkanlık koltuğuna oturan adaylar bulunuyor.
Buna en güncel örnek olarak, 2016 başkanlık seçimlerinde Donald Trump'ın, rakibi Hillary Clinton'dan toplamda 2,8 milyon daha az oy almasına rağmen salıncak eyaletlerde 304 delegeye ulaşarak Beyaz Saray'a çıkması gösteriliyor.
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın