Kürt milleti ve oryantalizm
Oryantalizm sosyolojik bir değerlendirmedir. Batılı veya batı da yaşayan aydınların, araştırmacıların, genelde batıdan - doğuya özelde ise Ortadoğu’ya bakışını tanımlar. Bu tanım oldukça konformist ve genelde durduğu yerde bölgeyi değerlendirme anlayışıdır. Büyük tarihi yanlışları ve saptırmaları içerir. Bu yanlış değerlendirme ve tanımlamalarda en çok Kürd Milletinin kültür ve tarihi nasibini almıştır. Bir çok bakımdan tarihimiz, inancımız ve kültürümüz yanlış ve eksik değerlendirilmiş ve bu yanlış yakın zamana kadar gelmiştir. Yakın dönemde Milli Kürd aydınlarının uğraşları ile Kürd tarihi yeniden yazılmaktadır.
Devletsizliğin getirdiği bir çok sıkıntının yanı sıra tarih ve kültürümüzde başkalarına daha çok da işgalci devletler mal edilmiştir. Özellikle mezopotamya kültürü denince Kürdler akla gelmesi gerekirken, oryantalist anlayış Kürde ait olan neredeyse her şeyi Pers-İranlılara mal etmiştir. Bu tamemen yanlış bir tarih değerlendirmesidir. Yeni dönemde bu talan ve sahip çıkma Türklerde görülmektedir.
Bilinen milletlerin içinde sadece Kürd Milleti için tarihte oldukça özgün ve saygın değerlendirmeler vardır. Kutsallık derecesine varan yakıştırmalar Kürd Milletine yapılmıştır.
Ali Şeriati, Medeniyet ve Modernizm kitabında, “Yunan medeniyetide hicret eden Kürdlerin kurduğu bir medeniyettir. Kürdlerin Yunan’a gitmeleri ile başlamıştır. Yunan medeniyetinin kaynağı Kürdlere dayanır” demektedir. Bu teoriyi destekleyen başka kaynaklarda bulunmaktadır. Bilindiği gibi Avrupa medeniyeti Yunan medeniyetinden gelmektedir.
Hristiyanlık’ta ise neredeyse Havariler kadar önemli “üç bilge kral-adam” yıldızları takip ederek yeni doğan İsa bebeğe yaşam hediyeleri getirdiği efsanesinin bilgeleri Magi’lerdir. Magiler Kürd tarihsel kültürü Zerdüştlüğün devamcılarıdır. Bunlardan Marduklar ve Bel’lerden bahsedilmektedir.
Romalıların bütün Avrupa'yı ve kendi kültürlerini etkileyen mitra düşüncesi de Zerdüştlüğün bir devamıdır.
Christopher Crossan’ın, Children Of The Magi: A sacred History of the Kurds and the Persians kitabının adı dahi kutsal Kürdler başlığını taşımaktadır. Kitabın tanıtımında, “Ancak birkaç topluluk Kürdler kadar, özgün-imtiyazlıdır diye başlıyor. Mezopotamya dağlarından yaşayan topluluk, bütün insanlık tarihini etkileyen tarihi oluşumların sahibidirler. Bu tarihi yaratımları şöyle sıralıyor: Nuhun Gemisi, Babil’in kurulması, Magi’nin Betlehem’i ziyareti, ama diyor ne yazık ki Kürdler bu tarihi çok az biliyor.
Bir başka kaynak ise; Andrew Collins, Meleklerin Küllerinden (‘düşmüş melekler’ diye çevrilmiş, buda oryantalist bir dil) kitabı; ‘Kürdistan Milletine, Medeniyet Beşiğinin Koruyucuları’ tanımlaması ile Kürd Milletine ithaf ediyorum diye başlıyor. Kitap özet olarak ve imkansız derecede çok, ayrıntılı referanslarla Kürdlerin efilim-meleklerinden geldiğini anlatıyor. Yine aynı yazar yeni dönem Göbeklitepe araştırmalarınıda bu referanslar kaynak göstererek iddiasını ayrıntılandırıyor.
Milli düşüncenin iddiası bu değil, fakat milletimize bu güçlü bakışın içeriden hakim olmaması milletimizi zayıf ve parçalanmış halde tutuyor. Bu durumda geleceği olan, yıkım, göç, dış işgal ve baskılara açık hale getiryor. Kolay ve açık hedef halinde kullanılan, yok sayılan ve sürekli zorlular içinde tutulan bir millet haline getiriyor. Bütün tarihi ve güncel emek ve bedellere rağmen böylesi durumda tutuluyoruz.
Ne yazıkki bazı Kürd aydın ve araştırmacılarıda kendi milletine dışarıdan oryantalist bakış ile değerlendirmelerde bulunuyor.
Milli bilinç ve milletteki düşünce ve zamanüstü birlik anlayışı bu tarihi bilerek sahiplenmekle mümkün. Milletimiz ancak bu tarz anlayışı yaygınlaştırarak milli birliğini ve bütünlüğünü oluşturabilir.
Dünyada başka hiç bir millet için doğru ya da yanlış bu ve benzeri özgün-üstün tanımlamalar yapılmaz-yapılmadı. Bazı milletler ve tarihcileri kendileri için bu yakıştırmaları yaptığı biliniyor. Ama dışarıdan başka aydın ve araştırmacılar tarafından, bahsedilen atıflar yapılmamıştır. Bu atıflar sadece Kürd Milleti tarihi, kültürü ve bölgesine yapılmıştır. Genel olarakta unutturulmaya çalışılan, yok edilen ve yoksayılan bu tarihtir. Bilindiği gibi kaybedileni kaybedildiği yerde aramak gerekir. Kürd Milleti de bu büyük atıflar yapılan geçmişini burada aramalı ve sahip çıkmalıdır. Geleceğini ve milli birliğini ancak bunun üzerinde kurabilir, oluşturabilir.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)