Kürdistan’da güç arayışları ve PKK

PKK kuruluşundan IŞİD’in Kürdistan Bölgesi’ne saldırdığı zamana kadar ne ideoloji ne de siyasi olarak hiçbir zaman şimdiki gibi güçlenmemişti.

 

PKK’yi diğer Kürt partilerinden ayıran temel şey Kürdistan’ın dört parçasında geniş çaplı bir siyaset yürütme isteğiydi. 

 

Ancak  PKK Güney Kürdistan’da bulunan partilere karşı bir alternatif olamadı. Bunun nedeni  Güney’deki Kürt partilerin, özellikle de Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) uzun yıllar güçlü sloganlarla siyaset ve mücadele yürütmesiydi.

 

Buna rağmen PKK’nin Güney’de gelişmesini bu iki parti sağlamıştı. Bu durum 1992 yılına  kadar devam etti. Çünkü o tarihen sonra bu iki parti ile PKK arasında 1997 yılına kadar askeri ve siyasi çekişme yaşandı.

 

IŞİD’in Kürtlere saldırması dört parçada Kürtlük bilincinin gelişmesini sağladı. Örgütün saldırıları Kürtler arasında dayanışma sağladı. Bu dayanışma dört parçadaki Kürtlerin Rojava (Batı Kürdistan) ve  Güney Kürdistan için canlarını feda etmesine kadar vardı.

 

IŞİD’in Kürtlere saldırıları ve Kürtlerin cevabı siyasi haritanın belirlenmesinde Kürtlerin söz sahibi olmasını sağladı. Bugün Kürtler, Güney ve Batı Kürdistan’da ABD, Rusya ve Avrupa tarafından  siyasi ve askeri alanın belirleyici gücü olarak görülüyor.

 

Tüm bunlar Kürdistan’ın iki parçasında da PKK’nin güçlenmesine neden oldu.

 

Öte yandan PKK’nin Kürdistan Bölgesi’nde siyasi, askeri ve halk desteği bakımından güçlendiren iki önemli olay daha var:

 

Birincisi IŞİD’in Şengal’e saldırması, ikincisi Kürdistan Bölgesi’ndeki siyasi çekişmeler.

 

KDP’nin  Şengal saldırısına  yeterli düzeyde karşı koyamaması PKK için önemli bir fırsat doğurdu. PKK, buradaki askeri boşluğu doldurmaya çalışarak  ideolojik propaganda ile bu bölgede güç kazandı.

 

Burada tarihte ilk olarak KDP yanlıları ile rakiplerinin büyük bir bölümü PKK’ye kurtarıcı güç olarak bakmaya başladı. Şengal hadisesi PKK’ye siyasi ve ideolojik olarak yakınlık duyanların sayısını arttırdı.

 

Değişim Hareketi (Goran) ve KDP arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklar, Goran ve PKK medyasının Şengal’e yoğunlaşmasına ve burayı KDP’ye karşı yeni bir siyasi alan olarak kullanmasına zemin hazırladı.

 

KDP’nin Goran’ı  kurum ve kuruluşlardan tasfiye etmesinin ardından Goran-PKK işbirliği arttı. Goran ve yandaşları uluslararası kanallarla KDP’ye karşı bir baskı yaratamayacaklarını anladıktan sonra umutlarını Kürdistan Bölgesi’nde planladıkları gösterilere bağladılar.

 

Kürdistan Bölgesi’ndeki gösterilerin Süleymaniye  ve çevresini aşamaması Goran’ın tamamının ve KYB’nin bir kısmının PKK’ye yönelmesine yol açtı.

 

PKK ve KDP arasındaki siyasi ve ideolojik  farklılıkları iyi bilen Goran ve KYB, KDP’ye karşı PKK kalkanını kullanmaya başladı.

 

Nitekim Yeşil ve Lacivert bölgede (Süleymaniye) artık açık bir şekilde Öcalan posterleri ve PKK sembollerini görmeye başladık. Yine bu dönemde  Irak Hükümeti’nin KDP’ye karşı tavır alması  da PKK’nin güçlenmesine neden oldu.

 

Şimdi bu yazdıklarımızdan yola çıkarak şunu sormak lazım: PKK’nin güçlenmesi Güney’deki bazı partilerin zayıflamasına yol açabilir mi?

 

Bu sorunun cevabı  açık olmamakla birlikte “ihtimal dahilindedir” diyebiliriz.

 

Açıkçası KDP ve tabanı PKK’nin birçok yaklaşımına karşıdır. Ancak Goran, KYB, Zahmetkeşan (Emekçiler Partisi) PKK’ye yakın bir düşüncede olduğu için gelecekte bu partilerin tabanlarında kendi partilerinden daha güçlü bir alternatif arayışı doğabilir.

 

PKK’nin bu arayışı doldurması, Goran ve KDP anlaşmazlığının devam etmesine, KYB ve Goran’ın siyasi sahada etkili adımlar atamamasına bağlı olsa da halk KDP’ye karşı kendi partilerinden daha güçlü bir alternatif  olduğu düşüncesiyle PKK’ye  yönelebilir.

 

Bu noktada  şunu belirtmekte fayda var. Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi’ne yönelik politika değişikliğinde  bölgede PKK’ye alternatif bir Kürt partisi arayışı etkili olmuş olabilir. Türkiye bu alternatifin KDP ve Barzani olabileceğine inanmış olabilir.

 

Kürdistan Bölgesi’nde de Goran ve KYB, PKK’ye destek vererek buna  cevap vermiş olabilir. Çünkü bölgede iki önemli askeri güç KDP ve PKK’dir.

 

Türkiye, PKK’nin güçlenmesini KDP’ye destek vererek engellemeye çalışırken Goran ve KYB PKK’ye destek vererek KDP’yi zayıflatmak istemiş olabilir.

 

Kürdistan Bölgesi’ndeki bu siyasi ve ideolojik çekişmeler bölge ülkelerinin politikalarını belirleyebilir. Sadece Türkiye değil İran, Irak gibi ülkeler de KDP ve PKK arasındaki bu çekişmeyi kendi amaçları doğrultusunda kullanabilir.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)