Yapılan araştırmalara göre yeryüzünde yaşayan her 200 kişiden 1’i Cengizhan’ın soyundan, yani Moğol kavminden. Şimdi banim DNA testim yapılsa ve “Yetim bir soylusun. Ekbata Han’ın soyunun yedinci kuşağındansın” denilse, bir süre sonra Kürt medyası, “Ekbata Han’ın aslı Kürt!” diye yazacak.
Bizler, dünyada ne kadar büyük, ünlü kişi varsa Kürt yapmak istiyoruz. Ne kadar eser varsa arkasında Kürt arıyoruz. Ancak Kürt olan bizler “büyüklüğümüz”le övünmüyoruz.
Biz süreli bir milletiz. Bir süre gösteri düzenliyoruz, gösteriler sürerken güvenlik talebinde bulunuyoruz.
Çünkü işaretlerin ayrıntılarını göremiyoruz. Tam tersine karıştırıyoruz ve yanlışlarımızı düzeltecek kimse de yok.
“Birşey yapma!” diyen alim ve uzmanlarımız çok fazla. Sabahtan akşama kadar birilerine, “Birşey yapma!” diyorlar. Hiç kimse de çıkıp, “Peki ne yapalım?” diye sormuyor.
Ne yapmayacağımızı bilip, ne yapacağımızı bilmediğimiz için, Amerika bazen bizi Bağdat’la anlaşmaya zorluyor, bazen de Bağdat’ı bizimle. Kafa mı taşa değdi, taş mı kafaya, farketmiyor. Neticede yarılan kafa, zarar görmeyen taş.
Serzenişini duyuramayan bir millet, yanlış bir millettir. Mesela bakıyoruz, her şeyi anket konusu yapmışız. Melodram bir anket. Gelişmiş dünyada her şey anketle sorulmaz. Örneğin; ceza konusu asla ankete girmez ama Kürt sokuyor.
Polis bir katili yakalıyor, Kürt internet siteleri, “Sizce katile ne yapılmalı? Nasıl bir ceza verilmeli?” diye soruyor.
Toplum cezalandırmaya katılmamalı. O zaman yasalar niye var?
Mesela şunu yüz defa görmüşümdür: Mele Şıwan’a (ailesiyle IŞİD’e katılan Kürt imam) ne yapılmalı?”
Biri, “Asalım” diğeri, “Keselim” bir diğeri, “Hadım edelim!” diyor.
Bilim hiçbir zaman ankete konulmaz ama Kürt koyuyor. Örneğin; “Hükümet, göz içi iğnesini yasaklamalı mı?” diye soruluyor. Biri, “Yasaklansın” diyor, diğeri “Getirmeyin” diyor. Bir başkası “Bakanı asalım!” diyor vs.
E iyi de birader, sen göz içi iğnesinin ne olduğunu biliyor musun? Ben şahsen bilmiyorum. Konu iğne değil elbette, bu sadece bir örnekti. Birçok Kürt bu iğneyi, bazı kişileri kör ettiği haberinden duymuştur. Ben göz içi iğnesi dedim, umarım ismini yanlış yazmamışımdır.
Kürtler, diğer halkların iştahıyla yemek yiyen bir millet. Onlara, “Şimdi bağımsızlığın zamanı değil” denilse, hemen vageçiyorlar. Hendeği attan önce atlıyorlar.
Yanıbaşımızda öz kaynaklarıyla işadamı olan, sonra da tanınan bir siyasetçi veya lider çıkaran bir dünya var. Bizde ise kişiler önce siyasetçi oluyor, sonra siyasi etkileriyle tanınmış işadamı...
Bazen sormadan edemiyorum; “Yanlışlıkla mı dünyaya geldik, dünyadada nasıl Kürt olur?” diye.
Kardeşim biz krizlerimiz sayesinde varız. Bu halimizle krizlerin sahibi olmasaydık, dünyada asla tanınmazdık.
Yani utanmayın, krizlere teşekkür edin!
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın