‘PKK’nin düşkünü’nden yalana devam!

Yalan ve başarısızlık, birbirini tamamlayan iki kelime: ‘’Amed” ve “Dicle”. İsmi “Amed” değil, ve “Dicle”nin duruluğuyla, doğallığıyla ilgisi yok.

 

Bu müstear ismi kullanan şahsın hiçbir kurum ve kuruluş hakkında yalan haber yazmaya hakkı yok. Bazı yalanlarına yalan katması ayrı bir gaflet.  

 

PKK’nin yayın organları yalandan ve dayanaksız iddialardan geçilmiyor.

 

Bu nedenle PKK medyası geçmişte Kürt halkı için fedakarca, modern ve başarılı işler yapmasına ragmen, bugün bütün basın - yayın organlarının gerisinde.

 

Elbette ki yalan ve dayanağı olmayan iddialar haberlerin temeli olamaz.

 

Amed Dicle, Avrupa yargısı önünde yalan haberleriyle tanınmış biri. Çalıştığı PKK televizyonlarında söylediği yalanlar dolayısıyla yargılandı ve hep ceza aldı.  Yalan haberler kendisinde alışkanlık yapmış ve “meslek”ini kardeş kavgası çıkarmak uğruna icra ediyor.

 

Kürdistan Demokrat Partisi - İran (KDP-İ) ile PKK, dün Erbil’de diyalog masasına oturdu. Aynı saatlerde Amed Dicle’nin, PKK’nin yayın organlarında bir yazısı yayımlandı.

 

Dicle’nin yazısının önemli bölümü, şahsımın ve çalışmakta olduğum Rûdaw Medya Grubu’yla ilgili bir senaryodan ibaret.  

 

Bu yalancı, “Rûdaw’ın Kürtler arasında bir iç savaşın hazırlığını yaptığını” buyurmuş!

Yazıda, ‘’Hêjar Birincî 10 yıl KDP-İ ‘de peşmergelik yaptı. Kelaşin’de çıkan olaydan bir gün önce de Rûdaw’dan Rojhılatlı bir grupla birlikte Diyana’ya (Soran) gitti. Orada çatışma çıkacağını biliyorlardı. ‘Olayı takip etmek için buraya geldik’ demiş.’’ iftiraları da yer alıyor.

 

Ben, 15 Mayıs’tan itibaren Duhok’taydım. 23 Mayıs’ta ise Diyarbakır’a geçtim.

 

Şimdi de, Rûdaw’ın 13 günlük bir iş programı çerçevesinde yurtdışındayım. Pasaportumda bulunan mühürler, kaldığım yerler, yaptığım işler bunun kanıtıdır. İsteyene, istediği an belgeleyebilirim.

 

Bizler yalanlarla zaman geçirmiyor, işimizi yapıyoruz! Yalana zamanımız yok! Bu nedenle de başarılıyız.

 

Tembel ve yalancılar ise sadece mensubu oldukları partileri kışkırtıyor, yük oluyor ve zor durumda bırakıyor.

 

“Peşmerge” oluşuma gelince, bununla gurur duyuyorum! Ben milletim ve vatanım için peşmergelik yaptım; herhangi bir devletin askeri olmadım.

 

Müstear isimle karanlıklarda dolanan müfteriye şunu söylemek istiyorum: Kelaşin bölgesine ilk önce Diyana muhabirimizin yanısıra KDP-İ peşmergelerinin yakınları ulaşmıştı. Çatışma PKK gerillaları ile yaşandı ve onlar, doğal olarak oradaydı. Beni orada kim görmüş? Hangi kanıta dayanarak boyunu aşacak böyle laflar ediyorsun?

 

Senaryoya göre, beraber Kelaşin bölgesine gittiğim ve sahte isimli yalancının “Bazıları KDP – İ’de 15 yıl peşmergelik yapmış” dediği “Rûdaw’dan Rojhılatlı gruba” gelince… Rûdaw’da bu tanıma uyan kimse yok. Ömrüne 15 yıl peşmergelik de sığdıracak yaşlarda kişilerden bir ekip kurmak da mümkün değil. Çünkü öyle bir yaş aralığı sözkonusu değil.

 

Ayrıca ve de son olarak; Rûdaw’da işe başlayan herkes, profesyonel kriterlere göre çalışır. Mesleğini uygularken partizanlık yapmaz ve siyaset dizaynörlüğüne tenezzül etmez. Kaliteli ve objektif bir mesaiyle ekmeğini kazanır.

 

Bizim işimiz, birileri gibi provokatörlükle, iftiralarla ve partizanlıkla halka ve çevreye zarar vermek değil!

 

Çünkü onlar, görüldüğü gibi hezeyan üstüne hezeyan yaşıyor, yaşayacaklar da bu kafayla devam ederlerse…