Adil Abdülmehdi’nin kabinesini açıklaması için geri sayım başladı. “Irak Parlamentosunda hiç bir gruba mensup olmayan birinin başbakan olarak berlenmesi caiz midir, değil midir?” şeklindeki beyhude felsefe tartışmaları içerisinde biz Kürtler açısından iki soru önem arzediyor. Birincisi; Abdil Abdülmehdi’nin kuracağı kabinede yer almalı mıyız? İkincisi ise, yer alacaksak Kabul edeceğimiz hususlar neler olacak?
Birinci sorunun cevabı benim açımdan ayan beyan ortada. Kürtler, özellikle de Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Bağdat’taki sahayı boş bırakmamalı. Aynı zamanda Adil Abdülmehdi’nin gelişini de Bağdat’a güçlü bir şekilde dönmek için bir şans olarak görmeli. Maliki’ye karşı uygulanan sert tutum Adil Abdülmehdi’ye karşı sürdürülmemeli ki o da dostken düşman olmasın. Çünkü referandumdan sonra bile Mesud Barzani’nin hakkında doğrudan sert sözler kullanmaktan sakındığı Abadi’nin bile gelişen olaylar nedeniyle Maliki’yi aratmadığını gördük.
Madem ki yeni kabineye katılmanın daha olumlu olacağı kanaatine vardık o zaman hangi makamlar Kürtler için önemli sorusuna gelelim. Iraklı güvenilir kaynaklardan duyduğuma göre Şiiler, Sunnilere paket şeklinde, Kürtlere ise büyük partiler özellikle de KDP nezdinde neler verileceği hakkında net bir ajanda hazırlamış bulunuyor.
Sunniler için altı önemli bakanlık belirlenmiş fakat bakan veya diğer önemli bir göreve gelebilecek her bir Sunni siyasetçi hakkında da Tarık Haşimi’ninkine benzer bir dosya hazırlanmış durumda. Şiiler Sunnilere alenen, “ayağınızı ters atarsanız bakanlarınızı yargının karşısına dikeriz” demişler. Yani Sunnilerin hükümete katılımı zayıf ve korku içinde olacak.
Kürtlerle bağlantılı diğer bir konu da, Cumhurbaşkanı olarak göreve başlamasının ardından Berhem Salih’in ilk tarihi icraatidir! Salih Kürdistan Bölgesi’ne gönderilecek kışlık yakıtt konusunda Süleymaniye’nin kayırılmasını ve sadece bu kentin ihtiyacının karşılanmasını istemiştir. Meseleden haberdar olan Şii bir dostun anlattığına göre, sayın Cumhurbaşkanı için böyle bir ayrımcılığın yapılması çok önemliymiş.
KDP’nin yeni Irak hükümetindeki payı hakkında da söz konusu Şii dost, başbakan yardımcılığı, maliye bakanlığı gibi Irak’ın tüm ekonomik meselelerinden sorumlu olacak mevkinin Kürtlere yani PDK’ye verilmesi konusunda anlaşıldığını aktardı. Bunun dışında petrol bakanı yardımcılığı ile göç ve göçmenler bakanlıkları da Kürtlere verilecek.
Aynı dost, Başkan Barzani’nin Federal Meclis kurulması yönünde baskı uyguladığını, Şiilerin bu teklifi kabul ettiğini ve hatta Barzani’den bu meclise başkanlık ederek önümüzdeki dönemde Anayasa’nın uygulanması sürecini bizzat denetlemesini istediklerini de belirtti. Irak cumhurbaşkanlığı makamını elinde bulunduran Kürdistan Yurtseverler Birliği’ne (YNK) adalet bakanlığının da verilmesi gündemde.
Daha önce de söylediğim gibi, eğer hala Kürdistan’da özellikle de KDP içerisinde Abdülmehdi hükümetine katılma konusuna karşı çıkanlar varsa, Bağdat ile anlaşmanın, orayı boş bıurakmamanın Erbil ve Kürdistan için çok önemli olduğunu bilmelidirler.
Son olarak, önümüzdeki dönemde güçlü bir Kürdistan için istikrar ve huzurun sağlanması gerekiyor. Bu hem Kürtlerin ve hem de Irak’ın çıkarına olacaktır. ABD’li bir yetkilinin bana dediği gibi, “Biz üretim yapabileceğimiz istikrarlı, huzurlu ve güçlü bir Kürdistan istiyoruz.”
Geçmiş yıllarda yaşanan tecrübeler de gösterdi ki Bağdat hükümetini görmezden gelerek Kürdistan güçlenmez. Bağdatlı bir akademisyenin de Rûdaw Araştırma Merkezi panelinde dediği gibi, “Ne Kürdistan devletinin kurulması kararı elimizde, ne de bunu engelleme veya yıkma gücü!”
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın