Sınırlar dışında kalan Kürd ruhu -2

Gürcistan Ezidileri

Kürdistan’da tarihin son olarak Şenedar Mağarasında bulunan Neandertal kalıntıları ve Göbeklitepe (Girêmiraza) ile Karahantepe arkeolojik keşifler üzerine yapılan değerlendirmeleri bir araya getirildiğinde ne kadar eskiye gittiği ve sürekli bir yaşam coğrafyası olduğu ortaya çıkıyor.

17-18. yüzyıllarda araştırmacı ve tarihçilerin ortak yorumu kesintisiz bir şekilde aynı topraklar üzerinde sürekli yaşayan bir kaç ırktan birinin Kürdler olduğu yönünde. Bu millet Ürgüp’den İran’ın ortalarına varan topraklarda bir biçimde var olmuştur. Bu kadar büyük bir coğrafyada üzerindeki varlığın, kültürel, inanç ve yaşam biçimi olarak değişikliği ve farklı izleri de beraberinde getirmesi doğaldır.

12. yüzyıldan sonra başlayan işgal hareketleri ve barbarların geçişleri Kürdleri dağıtmış yine yüzyıllar içinde çok çeşitli coğrafyalarda yaşamak zorunda bırakmıştır. İlk dönem Horasan sürgün-yerleştirmeleri. Sonra batıya tarihi Kürd medeniyeti Hatti-Hitit coğrafyası Cihanbeyli, Haymana göçleri. Sonra Kürdistana Sor ve Kafkasya’ya nar taneleri gibi Kürdlerin sürülmesi.

Birinci Dünya savaşı ile Ezidi ve Alevi Kürdlerin batıya, Kürdistan’ın sanır bölgelerine, Maraş, Sivas gibi, yine doğu sınır bölgeleri ile Ermenistan, Gürcistan, güney sınır bölgelerine Şengal gibi sürgün edilmeleri.

Bu sürgün yerleri Kürdler yurt edinmişlerse de ruhları geldikleri yerlerde kalmıştır. Bu konularda yeni dönem çok iyi alan çalışmaları, araştırmalar yapılmış, oldukça ayrıntılı bilgi ve belgelere ulaşılmıştır. Tarihimizin bu dönemi için bu kaynaklar okunmalıdır.

Bu yazı da ise Ermenistan ve Gürcistan gözlemleri anlatılacaktır. Bölgede 5 Ezidi Ziyaretgahı bulunduğu bilgisi olsa da, biz  iki Ermenistan ve bir  ziyaretgah da Tiflis’te görme fırsatı bulduk.

Gürcistan’da Ezidi Kürdlerin izleri ve yaşamı

Tiflis merkezine yakın bölgede 2019 kurulan bir Ezidi Ziyaretgahı var. Ezidi nüfüs 1990’lara kadar 100 bin civarında iken bu gün 10-20 bin nüfustan bahsediliyor. Daha önceleri Tiflis dışında Rustavi şehrinde bulunan Ezidi nüfus, şimdi Telavi’de küçük bir grubun yaşadığı bilgisi verildi. Aynı kesin olmayan aralıklı rakam Ermenistan Ezidileri içinde geçerli. Tam rakam bilinmediği için tahmler üretiliyor.

Ziyaret “Quba Siltan Êzîd” olarak biliniyor. Haziran 2015 de Navenda Ezdiya yê Ruhanî û Kulturî ismi ile açılmış. Civata Ruhâniya Ezdiyan a Gürcistanê ismi ile de faaliyet yürüten ziyaretgaha gittiğimizde tam bir restorasyondan geçiriliyordu. Yine bir sosyal alanı bulunan yerde büyük sayılabilecek bir Ezidi kültür müzesinin de açılış hazırlıkları yapılıyordu. Ziyaretgahın şeyhi, sorumlu şeyhi ve mimarından genel bilgiler alma fırsatımız da oldu.

Ziyaretgah oldukça sade, duvarlarına büyük pirlerin fotoğraflarını yerleştirmek için hazırlanan çerçevelerin altına latin ve Ezidi alfabesi ile isimler kaydedilmiş. Bu Ezidi alfabesinin tarihi Kürd alfabesi olduğu kabul görüyor. Sanırım bu konu ayrıntılı araştırılıp Kürd dili ve kültürüne katkı sunulması gerekmektedir.

Bu pirlerin isimleri şöyle sıralanmış: Meke Mer o, Şerfedîn, Sultan Ezîd, Sultan Şîxadî, Çil Mered Dîwane, Mîr Hesinmeman û Pîranî, Xıdırelyas û Xıdırnebî, Şexşems û Şemsanî, Melek Şexsın û Adanî, Şexûbek’ir û Qat’anî, Xatûna Fexra, Xefûre Riya, Mehmet’eşan, Pîre Libnan.

Oldukça örgütlü, birbirlerinden haberli ve sürekli diyalog halinde bir sosyal yaşamları var. Hejarê Şamil’in çabaları ile açılan ronahi derneğininin çalışmalarını şimdilerde büyük emek ile iş  insanı Zaza Kalashov yürütüyor. Binbaşē Axē (tiyatrocu bir dönem Med tv’de programlar yapmış), Zaza Kalashov, Andro Cheldargushi (güçlü kendisine özgü stili olan ressam), Mame Raiki (eski milletvekili) hem derneğin işleri ile uğraşıyorlar, hem de bütün toplumu biliyorlar ve ilişki içerisindeler.

Nüfus olarak Ermenistan’a göre dah az olsa da Gürcistan’daki Ezidi Kürdler daha organize ve örgütlü görünüyor. Sanırım bu durum nüfusun büyük oranda Tiflis’te yaşıyor olmaları ile de bağlantılı.

Şimdi Erivan’a yakın bir kasabada yaşayan Dursun Ali Küçük’ün iyi bir araştırma ve tartışma ile yazdığı “Hak Yolunda Hakikate Ermek” kitabını hediye etti, daha Gürcistan’da iken okuduğum kitabın son iki röportajın birisi, yazarı da uzun süre görmeyen, bizimle ilgilenen, yazarın da yakın dostu Andro Cheldargushi’ye aitti. Kitabın yayınlandığından Andro Mamoste’nin de haberi yokmuş. Kitabı ve röportajını gösterdim. İlginç bir durum oldu. Dursun Ali hocayı canlı aradım ve konuştular. İki dost arasındaki konuşmalar ve bölge hakkındaki verdikleri bilgiler ilginçti. Bu iki röportaj bölgedeki Ezidi göçü ve düşüncesi üzerine ayrıntılı ve önemli bilgiler içeriyor. Bundan dolayı iki röportajın ana bölümlerini buraya almam gerekiyor. Diğer isim ise oldukça bilinen bir tarih ve kültür insanı Kerem Ankosi’ye ait. Kerem Ankosi tanınmış, bilinen bir aydın, Ezidilik hakkında kitapları bulunuyor. Ezidi hakları ve yerleşmeleri için epeyce mücadele etmiş bir şahsiyet.

Andro Cheldargushi Reşkani aşiretinden, Şengal, Afrin sonra Ermenistan’ın Akbar köyüne gelmişler, Serhat, Iğdır, Tendürek’ten sonra 1918 Ermenistan sonra Gürcistan’a geçiş ve yerleşmişler.

Kerem Ankosi’nin anlattığına göre Ezidiler çeşitli nedenlerle Rusya ve Avrupa’ya göç ediyor. “Duvar yıkıldı altın biz Kürd Ezidiler kaldık” diyor ve ekliyor:

 “Eskiden kimlikte Ezidi yazardı. Şimdi sistemde eğitim ve kimlik kabulü yok. Kürdler yerinden ayrılmasın. Kendi toprağından kopanın yaşaması alabildiğine zorlaşır, ayrılınca çok ciddi zorluklarla karşılaşır. Atalarımız Ezidi dinini korumak için buralara geldik diyorlardı. Babalarmız Ezidi dinini korumak için buralara geldik diyorlardı. Zaman geçtikçe özelliklerimiz kayboluyor. Ezidiliği korumak için buralara geldiler, bundan dolayı Ezidiyim demelerini tartışma konusu yapmamak gerekir. Ezidilik  Kürd kültürünü Kürdlerin eski inançlarını adetlerini korudu. Ezidilerin yok oluşu Kürdlerin ve Kürdistan’ın aleyhinedir, düşman bizleri birbirimize düşürüyor onun için bu ayrıntılara fazla takılmamak gerekir. Ezidileri Kürdlerden koparmaya ve ayrı göstermeye çalışıyorlar. Önemli olan dillerini, dinlerini, tarihlerini ve kültürlerini korumalarıdır.

Not: -Bütün bu gözlemler fotoğraflarla belgelenmiştir.

         - Sayılar, bilgiler yerelde sözlü olarak alınmış olmasına rağmen, kurum temsilcilerinin bilgileri net ve güncel sayılabilir.

           -Ali Haydar Ülger hocanın Ezidiler kitabı, oldukça geniş alan çalışmasını içeren eseri iyi referans olarak önerilebilir.

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)