İçimizdeki Nazi

Konu okuyucuya sıkıntı verse de ben dediğimde direteceğim, çünkü Nazizmi bir şekilde yaşıyoruz.

 

Faşizm (1922, İtalya), Nazizm (1933, Almanya) ve Flanjistler (1939, İspanya), üçü de birbirinin eşdeğeri, emperyalist akımlardır. Faşizm, talancılıktır, işgalciliktir, militarizmdir, özgürlüklere düşmanlıktır. Ama en ayırıcı özelliği, ırkçılığının dozudur. Faşizm ırkları/kültürleri imha hedefi yapar. Şu Hitler’e maledilir: “Yahudiler olmasaydı ne yapardın?” Cevabı: “Yaratır, öyle katlederdim.”

 

Her emperyalist egemenlikte faşizm vardır

 

Nazizm Avrupa’da etkin olduğunda, birçok ülke onu izlemiş, faşist parti ve hareketler ortaya çıkmıştı. İngiltere ve ABD’de faşist-ırkçı hareketler, İtalya ve Almanya’dan çok önce boy vermişti.

 

İngilizler, 1919’da Kuzey İrlanda’ya asker emeklisi ırkçı lümpenlerden oluşan “Black and Tans” isimli katliam birliklerini göndermişti.

 

ABD’de “Ku Klux Klan”ın tarihi 1865’e kadar gidiyor. Bugünkü Trump’ın babasının Mayıs 1927’de Ku Klux Klan’ın bir saldırısında yer aldığı için tutuklandığı iddiası vardır (The Washington Post, 29.02.2016, Phillp Bump).

 

Irkçı kardeşlik

 

Osmanlılar (İttihat ve Terakki), 1915’te bir buçuk milyon Ermeni kattetti. Bu, çağın ilk ve en büyük soykırımı idi. Hitler, 12 milyonluk dünya Yahudi nüfusunun 3 milyonunu öldürmüştü. Ermeniler ise 3 milyondu ve yarısı katledilmişti.

 

İttihat ve Terakki’nin ırkçı yayılmacı “Pan-Türkist” gibi tezlerinin arkasında Ernst Jäckh gibi Alman ırkçı uzmanlar vardı.

 

Ermeni soykırımında Almanlar, Türkleri silahla donatmışlardı. Alman subayların denetiminde, İstanbul-Bağdat demiryolu Ermeni transportunda kullanılmıştı.

 

İşte Yahudi soykırımından önceki Hitler’in sözleri: “Türkler o kadar Ermeni öldürdüler. Dünyadan ses çıktı mı?” Hitler yeni yetmeydi. Kıyımın üstadı Türklerdi.

 

Kemalistler o geleneği muhafaza ettiler. 1930’larda Kadro dergisi, faşist tezlerle Kemalist ideolojiyi oluşturma çalışması yürüttü. Öyle ki Mustafa Kemal, kafatasçı uzmanlar bile getirtiyordu.

 

Kemalist ırkçılığın hedefi Kürtlerdi. Kürtler, “Güneş Dil Teorisi”, “Türk Tarih Tezi” gibi ırkçı tezlerin denekleriydi.

 

CHP, o ırkçı zemin üzerinde kuruldu. Aradan neredeyse bir yüzyıl geçti. CHP halen o tezleri savunuyor. Haliyle ırkçı kelimesini hak ediyor.

 

Bugün birçok kişi, gazeteci sıfatıyla AKP iktidarına tetikçilik yapıyor, insan tutuklatıyor, hatta ölümlere sebep oluyorlar. 1990’lı yıllarda Kemalist tetikçiler bunu yapıyordu. Bunlardan biri Emin Çölaşan’dı. Kurbanlarından biri şimdi aramızda olmayan Yaşar Kaya idi. Az çok adalet sahibi bir ülkede Çölaşan ve onun gibiler yargılanır, ağır ceza alırlar. Bu pislikler basında asla yer bulamazlardı.

 

CHP ne yaptı? CHP’li Ankara Çankaya Belediyesi, Emin Çölaşan adına park açtı. CHP, Kürtleri katledenleri onurlandırıyor. Kararı siz verin.

 

Naziler Türkiye’deki uşaklarına para saçıyorlardı. MHP’nin öncülü olan Çınaraltı, Orhun, Dönüm, Türk Yurdu gibi dergi ve gruplar değil sadece, Kemalist gazete ve gruplar da Naziler’den otlanıyordu.

 

Hitler Sovyetlere saldırdığında (1941), İsmet İnönü ve generalleri Bakü petrolleri için zafer naraları atıyor, birbirini kutluyorlardı.

 

Hitler, Kerkük petrolüne de göz dikmişti. Nazilerin büyükelçisi Franz von Papen, 1940’ta Ankara’da Bağdat hükümeti bakanlarıyla ilişki kuruyordu. Bağdat’ta Başbakan Reşit Ali ve generalleri, “Cennette Allah, dünyada Hitler” diyecek kadar Hitlerci idiler. Alman Lawrence, Fritz Grobbe işbaşında idi.

 

Türk egemenleri kurnaz ve kalleş idiler. Hitler’e uzak durma karşılığında Hatay’ı almışlar, Hitler savaşı kaybedince de ABD yardımlarını almak için savaş açmış, Nazi yanlısı organları sözde kapatıyorlardı.

 

Türk Nazizmine ne ad vereceğiz?

 

Tarih nettir: Türk egemenleri hiçbir zaman Nazilerden kopmadılar. Kapıları faşizme her zaman açık oldu.

 

Saddam’ın katliamlarını kazın. Sosyalist devletlerden destek alan Baas şiddetinin kodları, Bağdat-Nazi Berlin işbirliğine kadar uzanır. Bugünkü Türk iktidarının şiddetini kazın, kökü Kemalist diktatörlük ve İttihatı Terakki’ye uzanır.

 

Her vesileyle Erdoğan’ın Güney ve Batı Kürdistan’ı egemenlik alanında gördüğünü yazıyorum. Vurgum, bazıların hoşuna gitmiyor. Öyle mi?

 

Türkiye’de hükümete stratejik öngörülerde bulunan “Yeni Türkiye” isimli bir dergi var. Patronu eski bakanlardan ırkçı Hasan Celal Güzel gözüküyor. “Misak-ı Milli” özel sayısı çıktı (Ocak-Şubat 2017). Önsözü Erdoğan yazmış. Harita da var. Güney ve Batı Kürdistan, Hewler ve Kerkük, hatta Doğu Kürdistan’ın büyük kesimi, Misak-ı Milli içinde gösteriliyor. Fazla söze gerek var mıdır?

 

Saddam, Enfal’i yaptı. Enfal, soykırımdır. Enfal’in rejisörleri Arap ırkçılarıydı, faşist idiler. Peki 2015-2016’de Kuzey Kürdistan’da olanlar? Enfal değil midir? Ya o vahşetin rejisörü Türkler?

 

Almanya tepki vermeye başladı

 

“- 15.07.2016 darbesi, Gülen Cemaati’nin kârı değil (İstihbarat örgütü BND).

 

- Savaşı durduran Öcalan mı terörist, yoksa demokratik muhalefeti susturan, özgürlüklere düşman Erdoğan mı? (ARD, 20.03.2017).

 

- Erdoğan bir İslami cemaat lideridir (yani cumhurbaşkanı değil).

 

- Almanya’ya Nazi suçlaması yapmak, Alman yasalarına göre suçtur. Erdoğan’a karşı ceza davası açılmalıdır”...

 

Berlin’in asıl problemi Trump’la, yoksa Erdoğan’la uğraşmak işten değil.

 

Avrupa’daki Kürtlerin, provakasyonlara karşı oldukça duyarlı olmaları gereği ortaya çıkıyor. Dönemin taşkınlıklara tahammülü yok.

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)