Rojhilat Kürdistan’dır Kürdistan Rojhilat’tır
İran’ın sürekli Kürdistan’a saldırmasının tarihsel bir arka planı bulunuyor.
İran’ın Kürd ve Kürdistan düşmanlığı Pers dönemine kadar uzanır. Kaldı ki Pers İmparatorluğı ve ardılları da Kürd ülkesi ve düşmanlığı üzerinde kurulmuştur. Med Kürd Krallığı Persler için her alanda bilgi ve kültür referansı olmuştur. Persler varlıklarını Kürdlerin geleneği ve yolu üzerinde inşa etmişlirdir denilirse yeridir. Tarihten bugüne gelen var ile yok arasında bir kabulle Kürd düşmanlıkları, İran ve tarihsel mirascısı oldukları Pers devletlerinin aldıkları bu kaynağı yok etmek veya unutturmak içindir.
Son Hewler saldırıları ise Kürdistan’ı tamamen istikrarsız, kendisine muhtaç hale getirme operasyonunun denemeleridir. Başaramayacaklarını söylemek bile zaman kaybıdır. Kesinlikle başaramayacaklar. Aksi halde Kürdistan ve bölgenin en önemli iş insanlarından birisini manipulatif haberlerle hedef alması başka biçimde açıklanmaz. Dışarıya ve içeriye verilmek istenen mesaj açıktır. Burası istikrarlı, kontrollü ve geleceği olan bir yer değildir. Yanıldıklarını bir gün sonra anladılar. Kürdistan Diaspora Konfederasyonu’nun hemen kısa sürede bütün diasporada yaptığı çağrılarla, Avrupa ve Amerika başta olmak üzere Kürdlerin yaşadığı her ülke ve şehirde büyük ve kitlesel protesto eylemleri düzenlendi. Bu eylemler diaspora Kürdlerini neredeyse ilk kez, her yaştan, bölgeden, her inanı ve siyasi görüşten insanları bir araya getirmiş oldu. Bu da artık öyle istenildiği gibi Kürdlerin hedeflenerek durdurulup geriletilemeyeceğini gösterdi.
İran yayılmacılığının tarihten gelen diğer bir amacı da Rojhilat Kürdistan’ını daha da baskı altına almak ve diğer bölgelerden yalıtmaktır. İran’ın bu oyununu daha iyi görerek, Rojhilat ve tarihini kesinlikle güncel veya yerel durumlara kurban etmemek gerektiği bilinmelidir.
Yine bilinmelidir ki bütün Kürdistan’ı kapsayan bir tarihi ve milli birlik ile Kürdü ve Kürdistanı güçlü kılarak, dışarıya, dış etkiye ve saldıralara karşı daha güçlü durulabilir. Bunun yanı sıra çok önemli bir biçimde dış destek ve ilgiyi daha da artırır. Bilindiği gibi içerde güçlü birlik dışarıya karşı da güçlü ve etkili olmak demektir. Uluslararası güç ve dengelerin, destek ve ilginin içerdeki güç ve dengeye baktığı, bir çok tarihi durumlarda göz önünde bulundurulduğu çeşitli defalar ispatlanmıştır.
İran, Pakistan topraklarında sivillerin bulunduğu bir Baluci kampını hedef aldıktan sonra, Pakistan hemen büyük bir gözdağı vererek misilleme yapmış ve bu tür saldırıların devam etmesi halinde daha güçlü cevap vereceğeni belirterek diplomatik ilişkilerini kestiğini açıklamıştır. Buna benzer bir tavır Kürd diplomasisi tarafından şüphesiz izlenerek gereken sonuç çıkarılıyordur. Baluci milleti kendilerini Kürd görüyor veya Kürdlerle çok yakın duygusal ve tarihi bağlarını olduğunu sürekli yineliyor. Son araştırmalarımızda Balucilerin Rojhilat Kürdistanı ve toplumu ile çok iyi ve sıkı ilişkilerinin olduğunu öğrendik. Bu bağın üzerinde durularak Balucilerle hem İran, hem de Pakistan ve Afganistan’da iyi diyaloglar geliştirmeliyiz. Biliniyor ki İran saldırganlığı sürekli bir çok anlamda Baluci halkını hedef almaktadır.
Buradan hareketle neden Kürdistan tarih, kültür ve düşüncesinde Rojhilat’ın önemli olduğuna bakalım. Yok edilmek, unutturulmak istenen de bu tarih ve önemdir. Sahiplenme ve unutmama da buradan çıkmalıdır.
Demirci Kawa efsanesi, Zerdüşti felsefe, Kürd Alevi düşüncesinin oluşumu Sultan Sahak burada filizlendi. Efsanevi krallıklar, şahsiyetler ve bir çok şehir devletleri Rojhilat’ta kuruldu, gerçekleşti. Yine Kürd milletinin efsanevi krallığı Medler burada temellendi.
Büyük bağımsızlık savaşlarından birisi 19. yüzyılın sonunda, “Bağımsız Kürdistan” için sergilenen direniş 1880’de Şeyh Ubeydullah önderliğinde gerçekleşti. Direniş Kürd ulusal bilincini ve ulusal birlik düşüncesini geliştirdi.
1. Dünya Savaşı Kürdistan’ı işgalcilerin savaş alanına çevirdi. Bütün bölge savaşlarında olduğu gibi 1. Dünya Savaşı’nda da Kürdistan işgalcilerin yıkımına uğradı. Bütün oyunlar oynandı. Genel olarak da İran üzerinde Kürde karşı bu oyunlar yürüdü.
1920-1930 Simko Şikaki uzun bir bağımsızlık savaşı verdi. Geniş bir bölgede özgür alanlara sahip oldu, çok defa İran ordusunu yenilgiye uğrattı. Bir İran suikastı ile katledildi.
İran KDP, Komale Jiyaneweye Kurdistan (Kürdistan Diriliş Topluluğu) 16 Ağustos 1942 de kuruldu. Komela merkezi Nisan 1943 de Huda Perest Dağı toplantısında, “Nıştıman” adlı bir dergi çıkarmaya başladı. İlk güçlü politik örgüt olarak milli bilincin gelişmesi ve yükselmesinde büyük katkısı oldu. 16 Eylül 1945 de ise ”je-kaf”, Ekim 1946 KDP adını aldı. 22 Ocak 1946’da Çarçıra Meydanı’nda Kadı Muhammed liderliğinde, Mele Mustafa Barzani’nin hazır bulunduğu toplantıda Kürdistan Cumhuriyeti kuruldu. 11 Ocak Kadı Muhammed meclis tarafından cumhurbaşkanı seçildi. Hacı Baba başbakan Ölümsüz Mele Mustafa Barzani Genelkurmay Başkanı, Seyfi Kadı kuvvet komutanı oldu.
Kürd milletinin zihninde bitmeyen bir güçlü efsane olan bu tarihin de Rojhilat merkezli olduğu unutulmamalı.
1941 Eylül İran Rus ve İngiliz işgali ile İran’ın azalan otoritesi, Kürdistan’da destek arayışı başladı ama arayışın boşa çıktığı tarihe yazıldı.
Sonra Abdurrahman Zebihi ulusalcı Komala’yı kurdu, 1944 sonrası değişen Kürd politikası ve Rus desteği ile yukarıda bahsedilen gelişmeler yaşandı.
Komela’nın çabaları ile Mahabad Kürdistan-Sovyet kültürel ilişkiler topluluğu kuruldu. Bölgesel oyun ve etkilerle Sovyet desteği çekildi ve Kürdler kaderi ile baş başa bırakıldı. Ocak-Aralık 1946 da tarih sona erdi. Kabine üyeleri tutsak edildi. Kadı Muhammed, Seyfi Kadı ve Sadri Kadı, 30/31 Mart’ta Çarçıra Meydanında idam edildiler.
1946’da Kürdistan Cumhuriyeti, bölge koşullarından ilerde demokratik ve paylaşımcı bir yapıya sahipti. Halk katılımı ve desteği yüksekti. Kadınlar etkin katılım göstermiş ve sosyal politik mücadelede yer aldı. Demokratik Kürd Kadınlar Birliği kuruldu. 11 aylık bir ömre rağmen siyasi tarihimizde etkin bir referanstır.
Ölümsüz Mele Mustafa Barzani ve Başur’da Kürd desteği ve örgütlenmesi yine bu dönemde ve Rojhilat’ta gerçekleşti.
Resmi dil, bayrak, marş, Ey Raqıp, Dildar Rauf isimli Kürd Şair (1917-1948) tarafından yazıldı. Koy’da doğmuş, Kerkük’te yaşamış, sonra Bağdat’ta hukuk eğitimi görmüş, Milli Marşı 1938’de, İran’da hapishanede yazmıştır. Marş 1946 Rojhilat Kürdistan Cumhuriyeti kuruluşunda okunmuştur.
Komele ayrı bir örgüt olarak 1969’da kuruldu. 1983’de İranlı komünist gruplarla birleşti ve “Kürdistan Seksiyonu” haline geldi. İran neredeyse bütün üyelerini vahşi biçimde katletti.
Abdurrahman Kasımlı, 1972 de İKDP 3. Konferansında genel sekreterliğe seçildi, 13 Temmuz 1989 Viyana’da öldürüldüğü güne kadar bu görevi sürdürdü. Suikastı İran düzenledi.
Bu her biri birer ansiklopedi kapsamındaki tarih ve referanslar bulunuyor. Doğu Kürdistan-Rojhilat’ın önemini anlamak akıldan çıkarmamak ve şimdide İran yayılmacılığının ve katliamlarının nedenlerini anlamak içinde önemlidir.
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)