Milliyetçi Kürd aydını: Dr. Abdullah Cevdet
Dr. Abdullah Cevdet, 9 Eylül 1869 Arapkir doğumludur. Liseyi Elazığ’da (Mamurat al Aziz) bitirdi. 1884’de 15 yaşında İstanbul’a geldi. İstanbul’daki faaliyetlerinden dolayı uyarılmalarına rağmen devam etmesi üzerine 1895’de Trablusgarp’a-Libya- sürgün edildi. 1897’de Fransızların yardımı ile Avrupa'ya geçti. Kürdistan’da Ermeni taleplerini destekledi ve ortak hareket edilmesi gerektiği vurgusunu yaptı. Avrupa’da Abdülrahman Bedirxan ile birlikte faaliyet yürüttü. Jön Türk’lerle birlikte çalışmalar yaptı. Buradaki faaliyetlerinden dolayı eski arkadaşları olan İttihatçılarla yolları ayrıldı. 1911 de İstanbul’a döndü. Kürd Kulübü’nde (1918 sonları, Kürdistan Teali Cemiyeti yerine kuruldu) faaliyetlerine devam etti.
İttihat gazetesinde 1912’de yazdığı, ‘Çok uyanık bir uyku’, başlıklı bir makale yazdı. Buradaki reformcu; fikri inanç özgürlüğü, fikirlerine yaşamının sonuna kadar bağlı kaldı. İttihatçıların sonradan derinleşen Türkçü düşüncelerini eleştirdi. 1910 yılına kadar Mısır ve Cenevre yıllarında Kürd Milliyetçi çevre ile birlikte hareket ettiği biliniyor. 1912’de medrese ve tarikatların kapatılması çağrısını yaptı. Bu Kürd Şeyh ve ileri gelenleri ile çelişki demekti, ama Kemalist Cumhuriyet’in temel düşüncesi idi. Fikri olarak cumhuriyetin fikir babası olarak da yorumlanıyor. Ziya Gökalp’ın Türkçü düşüncelerinde etkili olduğu söylenir.
Dönemin önde gelen Kürd gazete ve dergilerinde; Roji Kurd (2. sayıyı kendi matbaasında bastı), Hetawi Kurd’ün ilk sayısında, “Kürd gençlerinin bir Kürd köyünde ilkokul kurucusu ve öğretmeni olmayı, rastgele bir yerde kaymakam ve müdür olmaya tercih etmeleri halinde ancak doğru yolu seçmiş olurlar” diye yazdı. Yekbûn’da yazıları yayınladı. Kürdistan Teali Cemiyeti yayın organı Jin gazetesinde ‘Bir Kürd ‘ imzası ile yazı yazdığı bilinmektedir.
İçtihad dergi ve matbaası kurucusu ve sahibi idi, Kürdlerin ve Ermenilerin hakları için radikal biçimde bu dergide yazılar yazmış, fikirleri doğrultusunda örgüt ve yayınlarla ilişki içerisinde olmakla birlikte toplumun ileri gelen isimleri ile diyalog halinde olmuştur. Aynı dergide Milliyetçi Kürd aydınlarının da yazılarına yer vermiştir. Kamuran Bedirxan bu yazarların başında gelir.
Osmanlı’nın milletler üzerindeki baskısını ‘emperyalist’ bir tarz olarak değerlendirmesi de oldukça ileri bir politik tavırdır. Wilson prensiplerini Kürd milli hakları konusunda işleyen yazısını da Jin dergisinin 21 Şubat 1920 sayısında yayınladığını hatırlatmak gerekir.
19. yy. ve 20. yy. başında Kürdlük bilinci ve milliyetçiliği düşüncesinin ilk modern kaynaklarından olan Dr. Abdullah Cevdet’in Kürd aydınlanmasında önemli bir yeri vardır. “Kürd milli uyanışının modern temsilcilerinden birisidir” (Malmisanıj) yorumu buna denk gelmektedir.
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ilk dört kurucu kadrosudur. Abdulhamit yönetimine karşı reformist bir çıkışın düşünce önderi idi. Birlikte yola çıktığı, İshak Sukuti de Kürd idi. Bu hareket onlarda Kürd hakları düşüncesinin de zeminini oluşturdu.
Ocak 21, 1913 yılında, Tercüman-ı Hakikat gazetesindeki Kürdistan tarihinden örneklerle yazdığı “Kürdistan mı? Ermenistan mı?” Başlıklı yazısı Kamuran Ali Bedirxan tarafından övülmüş ve Cizre’de yapılmak istenen Kürdistan ile ilgili bir toplantıya telgraf ile davet edilmiştir.
Yine 1913’de Roji Kurd için yazdığı, sonra bir Ermeni gazetesinde de yayınlanan yazısında, “Sadece iyi niyetle Kürdler özgürlüğe kavuşamazlar. Gerçek çözüm yolu, Kürdistan’a, ulusun içine dönmektir” demekte ve şöyle devam etmektedir: “‘Burada İstanbul’da tartışmak ve eli bağlı durmak anlamsız olup Kürd köylerine yarar getirmez. Kürd gençlerinin görevi, köylüleri uyandırmak ve medeniyete doğru ilerlemeleri için çaba sarfetmektir.”
Kürd toplumunun derinlemesine sosyal, ekonomik ve politik incelenmesi gerektiğini ve kurumlaşmanın da bu verilerden hareketle yapılması gerektiğini vurgulamaktadır. Bilindiği gibi günümüzde dahi aynı fikirler üzerinde örgütlenme ve devletleşme uğraşı verilmektedir.
Hakkında karışık fikirler oluşması cumhuriyet sonrası sessizliği örnek gösterilmektedir. Oysa tam bir sessizlikten daha farklı bir tarihi süreç söz konusudur. İlk yıllarda reformcu düşüncelerine yakın bulduğu Kemalist düşüncenin sınırsız zorbalığı Abdullah Cevdet’i sessizliğe itmişse de, hiçbir zaman Türk’üm dememiştir. Milletvekilliği önerisi Kürd milli düşüncesi ve aşırı laik olması eleştirisi ile reddedilmiştir. Şeyh Said Bağımsızlık Savaşı yıllarında bir Türk gazetesi tarafından, ‘Bağımsız Kürdistan’ı desteklemekle itham edilmesinin durumu daha da netleştirdiğini söyleyebiliriz. Tarih yorumcularının bütün bu gerçekleri ve verileri göz önünde bulundurarak yorum ve yargılama yapmaları gerekmektedir. Biz zaten Kürd milli tarihi ve şahsiyetlerini Kürd gözü ve çıkarları çerçevesinde bakılması gerektiği tezini öteden beri savunarak tarih oluşturma düşüncemizin temeline yerleştirmiş durumdayız.
Dr. Abdullah Cevdet, yüzlerce makale, onlarca kitap ve çeviriye imza attı. 1900 yıllarında kurulan bütün örgütlenme ve dergilerde adı vardır. Engin bir kültüre sahipti, Farsça ve Fransızca’dan çeviriler yaptı. Kürd ve Türk tarihindeki yeri önemlidir. 29 kasım 1932’de kalp krizinden İstanbul’da vefat etti.
Not: Bir meseleye Kürdi veya Kürd milli çıkarı ile bakılması gerektiği ve bütün araştırma ve yazılarımızı bu çerçevede yaptığımızı bizi izleyenler bilir. Buna en iyi örneği bu makale araştırmasında yaşadık. Okuyup kullanmadığımız David McDowall’ın kitabı ile kullandığımız diğer iki kaynak karşılaştırıldığında Kürdi bakışın önemi ve sahiplenmedeki yeri oldukça net biçimde ortaya çıkmaktadır. David McDowall, Dr. Cevdet’i anlatırken ne dediği belli olmadığı gibi zorlasa Kürd karşıtı olarak gösterecek. Bunu yapmasının neden dış bakış ile kaynakları iyi kullanmama olarak gösterilebilir. Diğer kaynaklarda ise ayrıntılı referanslarla nasıl bir milli Kürd düşünürü ve aktivisti olduğu ortaya çıkmaktadır.
Kaynaklar:
-Kürdler Ve Kürdistan Tarihi, Muhammed Emin Zeki Beg, Nubihar
-Malmisanıj, Yüzyılımızın Başlarında Kürd Milliyetçiliği ve Dr. Abdullah Cevdet, Jina Nu Yayınları
-David McDowall, Modern Kürd Tarihi, Doruk Yayın
-İçtihad’ın İçtihadı, Abdullah Cevdet: Seçme yazılar, Hazırlayan: Mustafa Gündüz, Lotus
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)