Petrol fiyatları ABD karşıtlarına mesaj

Bir süredir dünya genelinde petrol fiyatları ekonomistleri şaşırtacak şekilde bir düşüş kaydetti. Bu konuda sorulacak önemli sorular şöyle: Acaba bu düşüş ekonomi ölçülerine göre mi? Yoksa güçlü ülkeler ve lobiler, ABD’nin bir kutbunda bulunduğu yarı - küresel savaşta yeni bir kapı mı açıyor? Ya da Riyad’ın, bölgesel plana karşı bir tepkisi midir?

 

Dünya tarihi bir dönemden geçiyor. Bir taraftan Ortadoğu, henüz nereden ateşlendiğini bilemediğimiz radikal dinci kaynaklı bir kıvılcımla yanıyor. Öte yandan, Rusya, Ukrayna’ya girerek, Washington’ın müttefiki olan Avrupa’yı tehdit ediyor.

 

Petrol ve gaz zengini olan ülkelerin gücünü zayıflatmak, bütçe açığına yol açan petrol fiyatını düşürerek itibarını zedelemek, sadece ekonomi açısından ele alınmamalı. Aynı zamanda Ortadoğu’yu saran, dünyanın istikrarını ve güvenliğini tehdit eden gerginlik bağlamında ele alınmalı.

 

ABD, uzun zamandır istikrarsız ve çoğu zaman karşıt bir ülkenin petrolüne bel bağlayan bir ülkeden, kendine yeten ve güvenen bir ülke olma sürecine girmiş durumda.

 

Yıllardır ABD’de jeologlar ve petrol mühendisleri, “Bitümlü şist veya petrollü şeyl” denilen bir tür taşın peşindeler. Geliştirdikleri ileri teknolojiyle “petrollü şist” taşından petrol çıkarmayı başararak, önemli bir adım attılar. Bu adımla ham petrol üreticilerinin en büyük müşterileri olan ABD’yi kaybetme ihtimali uzak değil.

 

Petrol üreticisi ülkeler açısından en kötü senaryo ise, ABD’nin alıcıdan, satıcıya; yani ithal edenden, ihraç edene dönüşmesidir. Amerikalılar, son birkaç ayda geçmiş 24 yılın zirvesini görerek, günlük 9 milyon varil petrol çıkarttı. Beyaz Saray Sözcüsü, yaptığı bir açıklamada, “Başkan Obama’nın enerji politikasına yönelik vizyonu gerçekleşmek üzere” demişti.

 

Libya, Yemen, Irak ve Suriye gibi bazı önemli ülkelerin petrol üretiminin büyük oranda azalması, bölgedeki çatışmalar ve istikrarsızlıklar, “petrollü şist”’in ortaya çıkışını geciktirdi.

 

Libya, Eylül’de petrol ihracatına yeniden başladı. Gözlemciler Libya’nın bir günde 810 bin varil petrolü piyasaya sürmesini şaşkınlıkla karşıladı.

 

Petrol fiyatlarındaki düşüş, kısmen ABD’nin kontrolü dışında cereyan etse de, bir yönüyle Suudi’yle işbirliği içinde kendi isteği ve planları çerçevesinde gelişiyor. Bu planın amacıysa, Washington’daki “haddini aşan bazı taş kafalı” karşıtlarına bir ders vermek.

 

Burada siyasi değerlendirmeler ve akademik analizler yerine, sayılarla petrol fiyatındaki düşüşten zararlı çıkanlara bir göz atalım.

 

İran, verdiği sözleri yerinde getirebilmek ve devasa askeri mekanizmasını sürdürebilmek için, bir varil petrolü 130 dolardan satmalı. Bu nedenle İral Petrol Bakanı Bejen Zengene, ülkesinin endişelerini paylaşarak, “OPEC ülkeleri petrol üretiminin artmasını sınırlandırarak, fiyatları eski düzeyine getirmeli” açıklamasında bulunmuştu.

 

Petrol üretimini azaltmayan Suudi ise, OPEC ve gözlemci ülkeleri şaşırtarak tarihi bir manevrayla Amerikalı satıcılara dünya piyasasının fiyatı altında daha ucuz satış gerçekleştirdi. Bütün ABD şirketleri Suudi’den daha ucuz fiyatla petrol satın alabilir.

 

Rusya ise önümüzdeki üç yıl içinde büyük bir ekonomik atılımı hedefliyor. Rusya’nın rüyasını gerçekleştirebilmesi için bir varil petrolü en az 100 dolara satması lazım. Rusya Ekonomi Bakanı, tepkisini, 80 dolar olan petrol fiyatlarından yola çıkarak, “Başkan Putin, milyar dolara mal olan krizlere karşı mücadele etmek için ordudaki değişim programını gerçekleştiremeyecek” diye dile getirmişti.

 

Irak ise bütçe açığı ve ekonomik krizle boğuşuyor. Bağdat, bütün illere ve Kürdistan Bölgesi’ne, büyük miktarda para beklememelerini iletti. Irak Bütçesi genelde bir varil petrol fiyatı 100 dolar olarak hesaplanarak belirleniyor. Acaba gelirinin yüzde 95’i petrole bağlı olan ve yolsuzluğa gömülen Irak’ta durum nasıl?

 

Acaba Suudi Arabistan ve ABD, Irak’tan da öç alıp, Lübnan, İran ve Yemen’i de içine alan ve “Şii hilali” diye bilinen imparatorluğu kurmak isteyen Bağdat’a unutamayacağı bir ders verecek mi?

 

Bugünlerde ABD ve Suudi çok tehlikeli ve stratejik bir oyun oynuyor. Dünya ülkelerinin büyük bir bölümü petrol ve enerji fiyatların düşmesiyle canlandı. Amerika (Kuzey ve Güney), Avrupa, Asya ve Afrika’nın gayrisafi yurt içi hasılaları (GDP) yükseldi. Bu oyunda ABD karşıtları zararlı çıktı.  Suudi bir taşla iki kuş vuruyor. Birincisi; siyasi ve ekonomi geleceğini, IŞİD ve onu destekleyenlerden gelen kıvılcımlardan korunmak için karşı ABD’ye emanet etti. İkincisi; teknolojiyi kullanarak, petrolü “şeyl” yöntemiyle üreten şirketlerden öç alıyor.