Osmanlı döneminde Kürt hareketleri: Yönetim politikaları ve Şeyh Ubeydullah isyanı

16-02-2025
Rûdaw
Etiketler Hüsamettin Turan Osmanlı Devleti Kürtler Şeyh Ubeydullah isyanı Kürt hareketleri
A+ A-

Hüsamettin Turan

Osmanlı’nın Kürtler üzerindeki yönetim politikaları

Osmanlı İmparatorluğu, çok etnikli yapısı ve geniş toprakları nedeniyle Kürtlerle tarih boyunca farklı ilişkiler geliştirmiştir. Kürtlerin yaşadığı bölge, Osmanlı açısından stratejik bir tampon bölge olarak değerlendirilmiş ve bu çerçevede yönetim politikaları şekillendirilmiştir. Osmanlı’nın Kürt bölgelerindeki politikası, başlangıçta özerklik temelli bir yönetim anlayışıyla yürütülmüş ancak 19. yüzyılda Tanzimat reformlarıyla merkeziyetçi bir yapıya dönüşmüştür. Bu dönüşüm, Kürt liderleri ve aşiretleri arasında büyük bir hoşnutsuzluk yaratmış ve çeşitli isyanlara zemin hazırlamıştır.

Özerklik ve Mirlikler

Osmanlı’nın ilk dönemlerinde Kürt mirlikleri geniş bir özerkliğe sahipti. Bu mirlikler, vergi toplama, askeri düzeni sağlama ve yerel yönetim işlerinde büyük ölçüde bağımsız hareket edebiliyordu. Osmanlı yönetimi, Safevilerle mücadelede Kürt mirliklerini kendi tarafına çekerek bölgedeki hâkimiyetini güçlendirmeyi amaçlamıştı. Hakkâri, Bitlis, Botan ve Soran mirlikleri, Osmanlı’nın Kürtlerle kurduğu özerklik sisteminin en önemli örnekleriydi.

Aşiret Yapıları ve Merkeziyetçilik Politikaları

Osmanlı, Kürt bölgelerindeki aşiret liderleriyle ittifaklar kurarak bölgeyi yönetmeyi sürdürmüştür. Ancak Tanzimat reformlarıyla birlikte, Osmanlı merkezi otoriteyi güçlendirmeye çalışarak bu geleneksel yapıyı sona erdirmeyi hedeflemiştir. Mirliklerin kaldırılması ve Osmanlı idaresinin doğrudan bölgeye hâkim olması, Kürt aşiretlerini Osmanlı'ya karşı daha mesafeli hale getirmiştir. Kürt liderlerinin güç kaybetmesi, Osmanlı-Kürt ilişkilerini gerginleştirmiş ve bölgede isyanların doğmasına neden olmuştur.

Şeyh Ubeydullah İsyanı (1880)

Şeyh Ubeydullah İsyanı, Kürt milliyetçiliğinin modern anlamda ilk büyük ifadesi olarak kabul edilmektedir. Osmanlı ve İran'a karşı gerçekleştirilen bu ayaklanma, Kürtlerin bağımsızlık ve ulusal kimlik arayışının önemli bir göstergesi olmuştur.

Şeyh Ubeydullah Nehri, Kürt milli bilincinin erken dönem temsilcilerinden biri olarak tanınmaktadır. Nakşibendi tarikatının Halidî kolunun lideri olan Ubeydullah, hem dini hem de siyasi bir figür olarak bölgesel bir otoriteye sahipti. 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu ve İran’daki merkezi otoritelerin zayıflaması, Kürt aşiretleri arasında bağımsızlık ve özerklik taleplerinin artmasına zemin hazırlamıştır.

İsyanın Nedenleri

Şeyh Ubeydullah’ın liderliğindeki isyan, siyasi, sosyo-ekonomik ve uluslararası faktörlerin birleşimiyle şekillenmiştir:

1. Merkeziyetçilik Politikaları

Tanzimat reformları sonrası Kürt mirliklerinin kaldırılması, Kürt liderleri için ekonomik ve siyasi bir güç kaybına yol açmıştır. Osmanlı’nın doğrudan idare politikası, Kürt aşiretlerini Osmanlı yönetimine karşı cepheleştirmiştir.

2. Merkezi Yönetimin Güç Kaybı

Osmanlı ve İran sınırlarında merkezi otoritenin zayıflaması, Kürt aşiretlerinin özerklik taleplerini artırmıştır. Merkezi otorite eksikliği, Kürt liderlerin bölgedeki güç boşluğunu doldurmasına olanak tanımıştır.

3. Etnik ve Dini Aidiyet

Şeyh Ubeydullah, Kürtleri “ayrı bir millet” olarak tanımlayarak, onların bağımsızlık hakkına sahip olduğunu savunmuştur. Bu, Kürtlerin etnik ve dini aidiyetlerini milliyetçi bir temelde yeniden yorumlamalarına olanak tanımıştır.

4. Avrupa’nın Etkisi

19. yüzyıl boyunca İngiltere ve Rusya’nın Orta Doğu’da etkisini artırmaya yönelik rekabeti, Kürt milliyetçiliğini dolaylı olarak etkilemiştir. Avrupalı güçlerin, Osmanlı ve İran üzerindeki baskıları, Kürt liderlerin bu boşluktan yararlanmasına zemin hazırlamıştır.

İsyanın Gelişimi ve Bastırılması

Şeyh Ubeydullah, Osmanlı-İran sınırında bağımsız bir Kürt devleti kurmayı hedeflemiştir. Ancak hem Osmanlı hem de İran, bu girişimi kendi toprak bütünlüklerine yönelik bir tehdit olarak görmüş ve isyanı bastırmak için iş birliği yapmıştır. Osmanlı İmparatorluğu, isyanı kendi otoritesine bir meydan okuma olarak değerlendirerek, Şeyh Ubeydullah’ı sürgüne göndermiştir. İran ise isyanı askeri müdahalelerle bastırmış; birçok köy yakılmış, sivil kayıplar artmıştır.

İngiltere ve Rusya’nın Rolü

İngiltere

İngilizler, Osmanlı yönetimini desteklemiş ve isyanın bastırılması için diplomatik baskı uygulamıştır. İngiliz arşiv belgelerinde, Osmanlı hükümetinin sınırlarını koruması gerektiğine dair uyarılar yer almaktadır.

Rusya

Rusya ise İran üzerindeki etkisini artırmak amacıyla isyanı dolaylı olarak desteklemiştir. Şeyh Ubeydullah’ın bazı Rus yetkililerle görüşmeler yaptığına dair kayıtlar bulunmaktadır.

İsyanın Sonuçları

1. Osmanlı ve İran’ın Ortak Müdahalesi

Osmanlı ve İran, Şeyh Ubeydullah İsyanı’nı tehdit olarak görerek hareketi bastırmıştır. Şeyh Ubeydullah yakalanarak Hicaz’a sürgün edilmiş ve burada hayatını kaybetmiştir.

2. Kürt Milliyetçiliğinin İlk Adımları

Bu isyan, Kürt milliyetçiliğinin tarihsel gelişiminde önemli bir kilometre taşı olmuştur. Kürtlerin ulusal kimlik ve siyasi hak arayışları, ilk kez organize bir şekilde ortaya çıkmıştır.

3. Osmanlı'nın Merkeziyetçi Politikalarının Güçlenmesi

Osmanlı yönetimi, Kürt bölgelerindeki otoritesini pekiştirmeye çalışmış ancak bu süreç, Kürtler arasında Osmanlı'ya karşı daha fazla direnç oluşmasına neden olmuştur.

4. Uluslararası Boyut

Şeyh Ubeydullah İsyanı, Osmanlı Kürt politikasının uluslararası alanda da yankı bulmasına neden olmuştur. İngiltere ve Rusya gibi büyük güçler, Osmanlı ve İran topraklarındaki Kürt hareketleriyle ilgilenmeye başlamış ve Kürt meselesi ilk kez uluslararası bir konu haline gelmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun Kürtlerle ilişkisi, tarihsel olarak dengeli bir yönetim anlayışıyla başlamış ancak 19. yüzyılda merkeziyetçi bir yapıya dönüşmüştür. Tanzimat reformları, Kürt mirliklerinin ve aşiretlerinin özerkliklerini kaybetmesine neden olmuş ve Osmanlı’nın Kürt politikaları büyük ölçüde başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Şeyh Ubeydullah İsyanı, Kürt milliyetçiliğinin ilk açık siyasi hareketlerinden biri olmuş ve Kürtlerin bağımsızlık taleplerini ilk kez somutlaştırmıştır.

Bu isyan, başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen Kürt milli bilinci açısından önemli bir yere sahiptir. Osmanlı ve İran tarafından bastırılan isyan, Kürtlerin siyasi taleplerini uluslararası bir mesele haline getirmiştir.

Kaynakça

1. Sarıkçıoğlu, Melike. "İran Arşivlerine Göre Şeyh Ubeydullah İsyanı." Kilis 7 Aralık Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 3, Sayı 5, 2013, ss. 1-35.

2. Kılıç, Avni. "Şeyh Ubeydullah İsyanı." Yüksek Lisans Tezi, Mardin Artuklu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014.

3. Akpınar, Alişan; Bilir, Sezen; Sebüktegin, Tacim. "Şeyh Ubeydullah İsyanı Üzerine Yeni Belgeler." Artizan, 21 Mayıs 2007.

4. Celil, Celile. 1880 Şeyh Ubeydullah Ayaklanması. Peri Yayınları, 3. baskı, İstanbul, 1998.

5. Jwaideh, Wadie. Kürt Milliyetçiliğinin Tarihi Kökenleri ve Gelişimi. İletişim Yayınları, 7. baskı, İstanbul, 2012.

6. Özoğlu, Hakan. Osmanlı Devleti ve Kürt Milliyetçiliği. Kitap Yayınevi, İstanbul, 2005.

7. Tan, Altan. Kürt Sorunu. Timaş Yayınları, İstanbul, 2009.

8. Bruinessen, Martin van. Ağa, Şeyh, Devlet: Kürdistan’ın Sosyal ve Politik Örgütlenmesi. İletişim Yayınları, İstanbul, 2011.

9. Minorsky, Vladimir. "Kürtler." İslam Ansiklopedisi, Cilt 6, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Eskişehir, 1997, ss. 1097-1104.

10. Pakalın, Mehmet Zeki. Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, Cilt 1, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1983.

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)

 

Yorumlar

Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın

Yorum yazın

Gerekli
Gerekli