Yolgeçen hanı: Irak

Bazen hayatımıza bazı insanlar girer ve çok hoş vaatlerde bulunur, sadakat sözü verir; heybeleri bomboş iken.

 

Bulundukları konum umut verici olsa da, ellerinde vaatten başka hiçbir şey bulunmaz.

 

Umutsuz bir kalbin içerisindeki efsanenin çökmesi kadar acı bir olay yoktur.

 

Ancak bundan daha acı olanı, bir milletin umutsuz olmasıdır.

 

Bugünden itibaren Rûdaw okuyucuları için “Irak’taki efsanelerin çöküşü” üzerine bir yazıdizisi yazacağım. Yakın tarihte gönüllerimize yerleşen değerlerin nasıl da birer birer çöktüğünü anlatmaya çalışacağım.

 

İlk yıkılan efsane, Irak’ın egemenliğiydi. Bu efsane Erdoğan’ın Musul’a gelmesiyle yıkılmadı. Ta 2003 yılında yıkılmıştı.

 

Bu efsane, başkent Bağdat, Tahran ve Washington’ın siyasi sahası haline geldiğinde çöktü.

 

Aslında İran’ın Irak’ta oluşturduğu hakimiyet ve Rusya’nın Suriye’ye müdahalesi, Türkiye’yi Musul’a yönlendirdi. Zaten Musul hep Türk sultanlarının hayali olmuştur.

 

2015’te “Irak’ın egemenliği kırmızı çizgimizdir” diyen kişiler, acaba 2003 yılında neredelerdi?

 

O yıllar ki İran, Irak’ın egemenliğini elegeçirirken, partileri kendi istediği gibi yönetip yönlendirirken, Irak’ın bütçesini çalarken neredeydiniz?

 

Medeniyet ülkesi, müttefik ülkelerin çekişme sahasına dönüştü. İran, Türkiye, Rusya, IŞİD… Ne zaman müdahale edebildiniz ki!

 

Türkiye şimdi Musul’a girmeyi kendi hakkı olarak görüyor. İran, “Türkiye bu hakka sahip değil” diyor. Siyasetçiler ise Türkiye’yi, “Rusya’dan yardım isteyeceklerini” söyleyerek tehdit ediyor.

 

Araplar buna “xoş haki” yani “güzel laf” der.

 

Ne diyeyim ki Irak, aynen yolgeçen hanına dönmüş.

 

Ne zaman ki bir ülke “destek” ve ya “terörle mücadele” için topraklarımıza geldi, bilin ki o işin bahanesidir. Asıl neden kendi çıkarlarıdır. Onlar bazı planlarını gerçekleştirmenin peşinde, seni huzura saadete kavuşturmak için gelmiyorlar.

 

Bu yüzden bugün hep birlikte, vatanımıza yönelik yapılan bütün müdahalelere karşı durmalıyız.

 

Ama Kabul edelim ki bugünlerde Irak’ın egemenlik haklarının çiğnendiği dile getirilerek yapılan gösteriler, herşey yerle bir olduktan sonra başladı.

 

Peki ne yapmalı? Hiçbir şey!

 

Çünkü bu devirde egemenlik haklarını çiğnetmek, iktidar kapısını açıyor.