1960 yılında kurulan “Beatles” çılgınlığı, 10. yılında başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İngiltere olmak üzere dünyanın önemli bir kesimini kasıp kavurduğu sırada, Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te müzik öğrenimi gören Ezidi Kürt bir genç, “Kürtçe Rock” yapma kararı vermişti. Serhad yöresinden sürgün edilmek zorunda bırakılan on binlerce Ezidi Kürt’ten biri olan bu gencin adı Keremê Teharê Gerdenzerî’dir.
Kerem Teharê Gerdenzerî, henüz 22 yaşındayken 1974 yılında “modern Kürt müziği” çalışmalarına başlar. Bas gitar çalan bu genç yaklaşık iki yıl sonra yani 1976 yılında üç müzisyen arkadaşıyla bir müzik grubu kurar; Koma Wetan.
Perküsyonda Rafaelê Şamilê Dasinî, Keyboartta Lêvon Grêgorî Şaxbazyan, solo-gitar-vokalde Omerê Sebriyê Recebî olan grubun bas gitaristi, solisti ve de yöneticisi Keremê Gerdenzerî’dir. Koma Wetan, Kürt müzik tarihine ilk “Kürtçe Rock” grubu olarak girecektir.
Keremê Teharê Gerdenzerî, 1976 yılında Koma Wetan’ın 30 yıl sonra da aranıp, parmakla gösterilecek bir grup olacağını biliyor muydu bilinmez ama halihazırda piyasada Kürtçe Rock yapan sanatçı ve grupların temelini oluşturduğu su götüremez bir gerçek.
Daha da ileriye gideyim; Koma Wetan’ın kuruluşundan 31 yıl sonra bile, grubu günümüz gruplarına tercih ederim. Bunun birçok nedeni var. Kürtler’in yaşadığı çoğrafyada, özellikle 1990’ların ortalarında ve 2000’li yılların başlarında ortaya çıkan, profesyonel anlamda çalışmalar yürüten Kürt müzik gruplarının ve solo müzik yapan müzisyenlerin sayısı iki elin parmaklarını geçmez.
Özellikle modern tarzda “rock” yapan Kürt sanatçıların söyleşilerinin hemen hemen hepsinde, Koma Wetan’ın ismini anmaları ve etkilendiklerini beyan etmeleri, grubun ne denli önemli bir yere sahip olduğunu bizlere hatırlatır. Elbette ki bir müzik otoritesi değilim. Ama iyi bir Kürt müzik dinleyicisi olduğumu söyleyebilirim.
Hangi tınının “Kurdi”, hangi “awaz”ın kötü bir kopya olduğunu ayırt edebiliyorum. Ama özellikle beni ilgilendiren, Kürt müzik grupları ve sanatçılarının Kürtçe’yi ne derecede doğru kullanıp, kullanmadıklarıdır.
Gerçekten de Koma Wetan’ı bugün bile büyük bir zevkle dinlememin başlıca sebebi akıcı, doğru ve sıradan bir köylü ile Avrupa metropollerindeki şehirleşmiş modern bir Kürt’ün bile rahatlıkla anlayabileceği bir Kürtçe kullanmasıdır.
Genç kuşak Kürt edebiyatçılarından olan İbrahim Seydo Aydoğan, başka bir Kürt Müzik grubunu tanıtan Kürtçe kaleme aldığı yazısında, Koma Wetan ile ilgili benim de tamamen katıldığım şu tespiti yapar:
“Yetmişli yıllarda Koma Wetan, Jimi Hendrix ve Deep Purple’ın etkisiyle Kürtçe’de yeni bir müzik akımı yaratmıştı. Koma Wetan, kendisini Kürtlük’ten ve en önemlisi de Kürtçe’den uzaklaştırmamıştı. Eğer dikkatlice dinlerseniz, bütün ezgilerinde kullanılan Kürtçe’nin hiçbir ayıbına rastlayamazsınız. Bu grup 90’lı yıllarda Kuzeyli Kürtler tarafından keşfedildi, ancak pratikte diğer sanatçılar, bu gruptan etkilenmemiştir. Sormak gerekir; günümüzdeki gruplar ve sanatçılar Koma Wetan gibi bu konuda özverili çalışabiliyorlar mı? Fazla düşünmeye gerek yok! Cevap, hayırdır!”
Ben şahsen salonlarda binlerce Kürt’ün karşısına çıkıp, Türkçe sunumla “Arkadaşlar, şimdi de Mihemed Şêxo’dan Ay lê Gulê’yi sizlere seslendireceğiz” diyerek, Kürtçe kilam-stran söyleyen müzisyen ve grupları gördükçe ızdırap çekiyorum. Halen Kürtçe müzik, tiyatro ve sinema yapan Kürtler’in anadillerini, sıradan bir köylünün onda biri gibi kullanmamaları esef ve utanç verici bir durumdur.
Neticede bütün dünyada bir toplumun dilini en ileri derecede, o toplumun aydınları, sanatçıları, müzisyenleri bilirken; biz Kürtler’de tam tersi bir durum yaşanmakta, Kürtçe’yi Kürt köylüleri bilmektedir. Koma Wetan’ın bu bakımdan duruşu önemlidir.
3-4 yıl önce Erivan’da yaşamını yitiren, yaşamı boyunca edebi ürün yaratma mücadelesi veren akademisyen-yazar Karlanê Çaçan’ın kaleminden ve Keremê Gerdenzerî’nin müziğinden “Bayê Elegezê” yi ilk kez onlardan öğrenmedik mi?
Kurulmasından sonraki yıllarda onlarca festivale ve konsere imza atan Koma Wetan, 1977 yılında “Modern Ezgiler” dalında ödül alır. Koma Wetan’da klasik ve otantik Kürt ezgilerinin dışında, çoğunlukla Keremê Gerdenzerî’nin sözlerini yazdığı ve aranjesini yaptığı eserler mevcuttu.
1990 yılında Aprêlêvskî Ordêna Lenîn firması tarafından Koma Wetan albümü çıkarılır. Sözkonusu albümün kapağında kasetin, 1979 yılında Tiflis’te “Melodiya” firması tarafından “Bayê Payîzê” adıyla basıldığı yazılıdır.
1991 yılında Koma Wetan dağıldı. Keremê Gerdenzerî 1992 yılında Moskova’ya taşındı. Gerdenzerî 1996-1998 yılında “Azadi” albümünü, 1999-2001 yılında “Hewar” albümünü yaptı. 2002 yılında ise “Sitranên hilbijartî ji albumên Keremê Teharê Gerdenzerî” (Keremê Teharê Gerdenzerî albümlerinden Seçme Kilamlar) albümü müzik raflarındaki yerini aldı.
Yurtdışında defalarca arayıp sordum onu. Kendisiyle uzun-uzadıya bir söyleşi yapıp Koma Wetan serüvenini yazmak istemiştim. 2002 yılında oğlu Rizganê Kerem ile Brüksel’de tanıştım. Elektronik ve teknik işleriyle uğraşan Rizgan, bana babasının Paris dolaylarında bir yerde, çok zor şartlar altında “mülteci” bir hayat geçirdiğini anlattığında oldukça hüzünlendiğimi hatırlıyorum.
Şimdi düşünüyorum ve soruyorum; Kürtçe Rock’ın temelini atan, ve günümüzde halen bir mihenk taşı özelliği taşıyan bu grubu neden yaşatamadık ve bu grubu bizlere armağan eden o usta müzisyene çok sevdiği sanatını icra etmesini neden başaramıyoruz biz Kürtler?!
(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)
Yorumlar
Misafir olarak yorum yazın ya da daha etkili bir deneyim için oturum açın
Yorum yazın