İran - Rojhılat’ta silkinme zamanı

 

İran Parlamentosu ile Uzmanlar Meclisi’nin 27 Şubat’ta yapılan genel  seçiminden sonra tüm taraflar mutlaka değerlendirme yapmışlardır.

 

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve destekçileri Tahran bölgesi için ayrılan 30 sandalyenin büyük çoğunluğunu aldı.

 

Reformcuların ise başkent dışında kazanımları sınırlı kaldı.

 

Seçimden önce bazı siyasi uzmanlara göre, ülkenin rotası değişecekti…

 

2005 yılındaki Haşimi Rafsancani ve Mahmud Ahmedinejad arasındaki çekişmede tanınmış bir İranlı yazar, Ahmedinejad’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin, faşizmin “zafer kazanması” anlamına geleceğini, bundan ötürü de Rafsancani’nin cumhurbaşkanı olmasını istediğini şöyle ifade etmişti:  “Nefesimi tutup oy veriyorum.”

 

Bana göre, İran’ın 2016 seçimi de geçmiş seçimlerden pek farklı olmadı, kadınlar ve gençler yine nefeslerini tutarak oy kullandı.

 

Seçimlerde siyasi partiler yok, milletvekilleri bloklara bölünmüş durumda. Bir bölümü daha “ılımlı” bir siyasi çizgiye sahipken bazıları “şahin” politikaları savunuyor.

 

Hatırlayım, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin geçen Temmuz ayında Batı ile nükleer anlaşmaya varmasının ardından “iki kamp” arasındaki mücadele derinleşmişti

 

Şüphesiz İran İslam Cumhuriyeti’nde yapılan seçim prosedürünün tamamının -  Parti propagandaları, gösteri, halkın seçimlere katılımı -  demokrasinin kıstaslarından uzak olduğu gibi dünyada genelde görülmediği  konusunda herkes hemfikir!

 

Ancak Yahudiler’in dediği gibi; “Çaresizlik anında önüne iki yol çıkarsa, direkt üçüncüsünü bul!”

 

Rojhilat’a (İran Kürdistanı) gelince…  Bazı bölgelerde Azeriler bir süredir Kürtler’e zulmediyor.

 

Başta Urmiye olmak üzere sözkonusu bölgelerde, Kürtler’in seçimlere katılarak bir milletvekilini parlamentoya sokması bazı şeyleri değiştirebilirdi.

 

Seçimlerde Kürt adayların halkın karşısına iyi bir “imajla” çıkması gerekiyordu.

 

Hiçbir şey yapamasalar dahi halkın seçimi boykot etmesi çağrısında bulunabilirlerdi.

 

Yok eğer aksine, adaylar halkın çıkarları doğrultusunda çalışmış iseler, muhalefet ve aktivistlerin birlik olup sözkonusu adaylara destek çağrısında bulunmaları gerekiyordu.

 

Kürt milli hareketinin şimdiye kadar İran’da kayda değer bir konum elde ettiği söylenemez.

 

Bu nedenle de Kürt halkı, taleplerinin yerine getirileceği konusunda bir beklenti içinde değil.

 

Rojhılat’ta  Kürt siyasi partileri, seslerini halka duyuracak kadar güçlü bir medyaya da da sahip değil.

 

Rojhılat partileri herşeyi yeniden değerlendirmeli.

 

Hem orada,hem de her yerde Kürt partileri bu başarısız durumdan sıyrılmak istiyorlarsa “birlik” olmalarından başka bir alternatifleri bulunmuyor.

 

Kürt siyasi partileri ancak olurlarsa halka söz söyleme hakkına sahip olurlar!

 

(Yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Rûdaw Medya Grubu'nun kurumsal bakış açısıyla örtüşebilir ya da örtüşmeyebilir.)